Keşif Zamanı | Fikirperver Dergi 61. Sayı | Rafiye Öztürk

FİKİRPERVER

Fikirperver Dergi

Keşif Zamanı | Fikirperver Dergi 61. Sayı | Rafiye Öztürk

Fikirperver Dergi

Bu ayki yazımız İçsel Yolculuk yani Kendini Keşfetme Sanatı yazan ve seslendiren Rafiye Öztürk Kalaycıoğlu.

This month's article is about Inner Journey, or the Art of Self-Discovery, written and narrated by Rafiye Öztürk Kalaycıoğlu.

Keşif Zamanı

Time of Discovery

Kendini keşfetmek ne kadar derin ve anlamlı bir cümle.

"Discovering oneself is such a deep and meaningful sentence."

İnsan ne zaman keşfeder ki kendini? Ne zaman kendinin farkına varabilir?

When does a person discover themselves? When can they become aware of their own existence?

Yıllar geçse de, yaş ilerlese de, hayat olgunlaştırsa da hayat boyu farklı özelliklerimizi keşfederiz.

Although years pass, age advances, and life matures us, we discover different aspects of ourselves throughout our lives.

Küçükken hiçbir şeyin farkına varmıyor insan. Her şeyi görüyor, geçiriyor, istiyor.

When you're little, you don't notice anything. You see everything, you go through it, you want it.

Yaş yirmiler, otuzlar, kırklar derken farkındalık başlıyor.

As you go through your twenties, thirties, and forties, awareness begins to emerge.

Yaş ilerledikçe kendini fark edip kendi iç yolculuğuna doğru yol alıyorsun.

As you get older, you become aware of yourself and embark on your inner journey.

Büyüdükçe genişliyor dünyamız.

As we grow, our world expands.

Her şeyi sorgulamaya ve sonuç çıkarmaya başlıyoruz.

We are starting to question everything and draw conclusions.

Ben kimim? Ben ne için bu dünyaya geldim? Benim bu dünyadaki görevim neydi?

Who am I? What am I here for in this world? What was my duty in this world?

Bu sorulara cevap aramaya başlıyorsun.

You begin to seek answers to these questions.

Çocukken farkında bile değilsin bunların.

You don't even realize these things when you're a child.

Çocukken doğduğun dünyayı keşfetmeye çalışıyorsun.

You are trying to explore the world you were born into as a child.

Sevdiklerinle, anne babanla, yan ebeveynlerinle, sosyal çevrenle öğreniyorsun hayatı.

You learn about life with your loved ones, your parents, your co-parents, and your social circle.

Sonra okulda.

Then at school.

Okul hayatı başlıyor. Sosyalleşiyorsun.

School life is starting. You are socializing.

Okul hayatında farklı arkadaşlar ediniyorsun.

You make different friends in school life.

Kimiyle iyi geçiniyorsun, sırdaşın oluyor.

You get along well with some, and they become your confidants.

Kimiyle kavga ediyorsun, ayrılıyorsun, ilişki yönetimini öğreniyorsun.

You're fighting with someone, breaking up, and learning to manage relationships.

Zaman geçiyor, geçiyor, geçiyor.

Time is passing, passing, passing.

İlk okul, orta okul, lise derken üniversite hayatı.

Elementary school, middle school, high school, then university life.

Asıl gerçek hayatın bir kısmını burada öğrenmeye başlıyorsun.

The real truth is that you start to learn a part of real life here.

İlk okul, orta okul.

Elementary school, middle school.

Çocukları kadar sağlam olmuyor üniversitedeki arkadaşlık ilişkileri.

Friendship relationships in university are not as strong as those with children.

Biraz çıkarcı, biraz işine geldiği gibi, biraz hayat dersi gibi.

A bit self-serving, a bit as it suits him, a bit like a life lesson.

Çok uzun süreli arkadaşlıkları olmuyor derken üniversite bitiyor.

While saying they don't have long-lasting friendships, they are finishing university.

İşte gerçek dünyaya hoş geldin diyor hayat sana.

Here life says welcome to the real world.

İş hayatı yolculuğuna doğru yol alıyorsun.

You are on your way to your journey in the business world.

Sonrasında hayat mücadelesi başlıyor.

After that, the struggle for life begins.

Farkındalığın daha da artıyor.

Your awareness is increasing even more.

Artık anne, baba, arkadaş, dostların değil hayat yolculuğunda sana eşlik eden,

No longer your mother, father, friends, or companions in life’s journey,

kendi ayakların üzerinde duran bir birey olarak hayatın farkına vararak yol almaya çalışıyorsun.

You are trying to move forward in life by becoming aware as an individual who stands on their own feet.

Yaşam mücadelesinde yol alırken kendi aileni kurmak için evleniyorsun.

You get married to establish your own family while making progress in the struggle for life.

Evlendikten sonra eş oluyorsun, anne baba oluyorsun.

After getting married, you become a spouse, you become a parent.

Dünyayı yeni bir canlı getirme mucizesine tanıklık edip şükrediyorsun.

You are witnessing the miracle of bringing a new being to the world and giving thanks.

Hayatta öğrenme.

Learning in life.

Ömür boyu devam ediyor.

It lasts a lifetime.

Yaş ilerliyor.

Age is advancing.

Hayat senin şekil alman için bir sürü insanla sınava sokuyor.

Life puts you to the test with many people for you to take shape.

Kiminden geçiyorsun, kiminden vazgeçiyorsun.

You pass by some, and give up on others.

Hayat telaşesi, mücadeleler derken hızlı bir yaşamdan geçiyorsun.

In the hustle and bustle of life, you are going through a fast-paced existence filled with struggles.

Bu telaşe içinde her insan kendi potansiyeliyle gelir dense de

Even though it is said that in this hustle and bustle, every person brings their own potential.

bu potansiyelin ne kadarını ortaya koyup kendini keşfedebiliyordu ki insan?

How much of this potential could a person reveal and discover themselves?

Kendi içsel yolculuğunu sorgulayarak, kim olduğunu anlamaya çalışarak geçirmesi gerekmez miydi hayatı?

Shouldn't she have spent her life questioning her inner journey, trying to understand who she is?

Doğumdan ölüme kadar geçen zamanda yaşadığımız her şey bu dünyadaki yolculuğumuzun öğretileriydi aslında.

Everything we experience from birth to death is actually the teachings of our journey in this world.

Fark etmek yeterliydi.

Noticing was enough.

Hayatta her insan farklı şekilde çıkıyordu içsel yolculuğuna.

In life, every person embarked on their inner journey in a different way.

Kimi deniz kenarında uçsuz bucaksız mavilikleri seyrede alarak,

Some watch the endless blue at the seaside,

kimi ormanın derinliklerinde, yeşilliklerin içinde kaybolup bir kuş sesini dinleyerek,

somewhere deep in the forest, lost among the greenery, listening to the sound of a bird,

kimi futbol oynayarak, kimi meditasyon yaparak, kimi namaz kılarak, kimi yoga yaparak kendini keşfetmek,

some discover themselves by playing football, some by meditating, some by praying, some by doing yoga,

sınırlarını öğrenmek, manevi huzura ermek için içsel yolculuğuna devam ediyordu.

He was continuing his inner journey to learn his limits and attain spiritual peace.

Bu kadar önemliydi kendini keşfetmek.

It was so important to discover oneself.

Hayatta hiçbir şeyi kontrol edemeyeceğimizi öğrendik.

We have learned that we cannot control anything in life.

Hayat daha anlamlı oluyor.

Life becomes more meaningful.

Hiçbir zaman tamamlanamadan,

Never completed,

tam oldum diyemeden geçiyorsun bu dünyadan.

You pass through this world without being able to say that you are complete.

Sonrasında anlıyorsun ki

Then you realize that

aslında bu dünya bir göç yolculuğuymuş.

Actually, this world is a journey of migration.

Bu göç yolculuğun da yapman gereken olanı olduğu gibi kabul edip,

Accept what you need to do on this migration journey as it is,

kendi iç sesini dinleyip, yol al tox iooked by nature.

Listen to your inner voice and move forward.

kendi iç sesini dinleyip, yol al co evolution day by nature.

Listen to your inner voice and move forward; co-evolution by nature.

Kendini keşfetmek hayatın en değerli yolculuğuymuş.

Discovering oneself is the most valuable journey of life.

yetenekleri ve hedefleri varmış. Ancak bunları bulmak ve anlamak için zamana ihtiyacı varmış.

He had talents and goals. However, he needed time to find and understand them.

Kendi özünü keşfetmesi ve fark etmesi gerekirmiş. Bu dünyaya gönderilme sebebini bulmak için kendi

It turned out that he needed to discover and realize his own essence. To find the reason for being sent to this world, he must...

iç yolculuğuna çıkması gerekirmiş insanın. Bu dünyadaki en güzel eser sizsiniz. Kendi hayatınızı

A person needs to embark on an inner journey. You are the most beautiful work in this world. Your own life.

yazma ve keşfetme zamanı. Haydi çıkın yola. Keşif zamanı.

It's time to write and explore. Let's hit the road. It's time for discovery.

Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.