PENCERE VERGİSİ

Merhaba, Radyo Momentos'a hoş geldiniz. Ben Sezer Özçen.

Hello, welcome to Radio Momentos. I am Sezer Özçen.

Bedava yaşıyoruz, bedava. Hava bedava, bulut bedava, demiş Orhan Veli.

We live for free, for free. The air is free, the clouds are free, Orhan Veli said.

Peki gerçekten öyle mi ya da herkes için öyle miydi acaba?

So is it really that way, or was it that way for everyone, I wonder?

18. ve 19. yüzyıllarda İngiltere'de adına pencere vergisi denilen evin sahip olduğu pencere sayısına göre bir tür emlak vergisi alınmaktaymış.

In the 18th and 19th centuries, a type of property tax called window tax was levied in England based on the number of windows a house had.

Vergi ilk kez İngiliz Kralı 3. William tarafından 6 pencereden daha fazla pencereye sahip olan evler için 1696 yılında getirilmiştir.

Tax was first introduced by English King William III in 1696 for houses with more than 6 windows.

Varlıklıysan evin büyüktür.

If you are wealthy, your house is large.

Evin büyükse pencere sayısı da çoktur.

If the house is big, the number of windows is also high.

Bakış açısıyla yola çıkılan bir vergi sistemi bu.

This is a tax system based on a perspective.

Gülmeyin, bu yaşanmış bir gerçek.

Don't laugh, this is a true story.

Önce 10 veya daha az pencereli evler için düzenli bir vergi belirlenirken pencere sayısı arttıkça vergi dilimi de arttırılıyormuş.

Initially, a regular tax is determined for houses with 10 or fewer windows, and as the number of windows increases, the tax bracket also increases.

O dönemin ev sahipleri de vergiden kaçmak için pencereleri ahşaplarmış.

The hosts of that era would also woodenize the windows to evade taxes.

Ya da tuğla ile ördürerek tamamen kapatmayı tercih ediyorlarmış.

Or they prefer to completely cover it by having it bricked up.

Yeni binalarsa vergi dilimine göre kısıtlı pencere sayısıyla inşa ediliyor.

New buildings are being constructed with a limited number of windows according to the tax bracket.

1766 yılında vergi 7 veya daha fazla pencereli evleri kapsayacak şekilde genişletilmiş.

In 1766, the tax was expanded to include houses with 7 or more windows.

Bu kararın ardından İngiltere ve Galler'de 7 pencereli evlerin sayısı 3'te 2 oranında azalmış.

After this decision, the number of 7-window houses in England and Wales has decreased by 2/3.

Bu arada bu uygulamada zamanla ışık ve hava vergisi olarak anılmış doğal olarak.

Meanwhile, this application has naturally been referred to as light and air tax over time.

İnsan sağlığı üzerinde önemli etkileri olan bu uygulamanın uygulandığı yıllara bakıldığında kolera, tifüs ve çiçek hastalığı gibi salgınlarında yaygınlaştığını görüyoruz.

When looking at the years when this practice, which has significant effects on human health, was implemented, we can see that epidemics such as cholera, typhus, and smallpox became widespread.

Ve tabii ki aklımıza hemen meşhur güneş girmeyen eve doktor girer atasözü geliyor.

And of course, the famous proverb "the doctor enters the house where the sun doesn't shine" comes to mind.

Hastalıkların arttırılması.

Increase of diseases.

Hastalıkların arttırılmasının yanı sıra vergi maliyetleri daha yüksek kiralarla konut sakinlerine yansıtılarak ekonomik sıkıntılar oluşturmaktaymış.

In addition to the increase in diseases, tax costs are being reflected to residents through higher rents, creating economic difficulties.

Vergi uygulaması zamanla azalırken vergiye karşı yürütülen eylemlerin de etkisiyle 1851'de tamamen kaldırılmış.

As tax enforcement decreased over time, it was completely abolished in 1851 due to the effects of actions taken against taxation.

Dünyada öyle anlamsız ve acımasız şeyler oluyor ki kimilerinin 150 yıl önce yaşadığı,

There are such meaningless and ruthless things happening in the world that some people experienced them 150 years ago,

buna benzer saçma eylemleri kimileri hali hazırda bambaşka şekillerde yaşayabiliyor.

Some people can experience ridiculous actions like this in completely different ways.

İnsan denen varlığın mantığını ve vicdanını kullanması dileklerimle.

With the hope that the being called a human will use their reason and conscience.

Dinlediğiniz için teşekkürler.

Thank you for listening.

Hoşçakalın.

Goodbye.

Radyo Momentos'ta kalın.

Stay tuned to Radio Momentos.