Zamanı Yönetmek - Mesai Kavramı ve Pomodoro Yöntemi Üzerine Muhabbet - diPodcast 03

D-Craft'tan herkese günaydın, iyi günler ya da iyi geceler. Ben Sait.

Good morning, good day, or good night to everyone from D-Craft. I am Sait.

Kent, tarih, teknoloji, tasarım ve hayattan bahsettiğimiz D-Podcast'e hoş geldiniz.

Welcome to D-Podcast, where we talk about cities, history, technology, design, and life.

Bizi Spotify, Apple Podcasts, YouTube ve D-Craft.com adresinde dinleyebilirsiniz.

You can listen to us on Spotify, Apple Podcasts, YouTube, and D-Craft.com.

D-Podcast'e hoş geldiniz.

Welcome to the D-Podcast.

Atom saatler geliştirdik ve zamanı mikro saniyelerine kadar ölçebilmeyi başardık.

We developed atomic clocks and managed to measure time down to microseconds.

Ama her fetih beraberinde bazı sorumluluklar da getiriyor.

But every conquest also brings some responsibilities.

Bir kral, bir kenti, bir kaleyi ya da bir ülkeyi fethettiğinde o yerin zenginliklerine sahip oluyor.

When a king conquers a city, a fortress, or a country, he comes into possession of the wealth of that place.

Yeni fırsatlar yaratabilmeye başlıyor.

It is starting to create new opportunities.

Ama aynı zamanda o fethettiği yeri yönetmekle de yükümlü oluyor.

But at the same time, he is also obliged to govern the territory he has conquered.

Osmanlı İmparatorluğu mesela en geniş sınırlarına ulaştığında,

For example, when the Ottoman Empire reached its widest borders,

Doğu Afrika'daki Habeşistan'ı da, Kuzey'deki Karadeniz'i de,

Both Abyssinia in East Africa and the Black Sea in the North,

efendim Balkanlar'da mesela Budapest'eyi de aynı anda yönetmek gibi zor bir görevin altına girmiş oluyor.

For example, it takes on a difficult task like managing Budapest in the Balkans at the same time.

Biz de zamanı fethettikçe onun o kadar da kolay yönetilebilen bir şey olmadığını öğrendik.

As we conqured time, we learned that it is not something that can be easily managed.

Efendim biz bu podcast bölümlerimize hep aynı cümleyle başlıyoruz.

Sir, we always start our podcast episodes with the same sentence.

Günaydın, iyi günler ya da iyi geceler.

Good morning, good day or good night.

Çünkü zaman artık televizyon ve radyoların zamanı değil.

Because the time is no longer the time for televisions and radios.

Zaman internetin zamanı.

It is the time of the internet.

Yani aslında insanların kendi zamanını kendilerinin yönettiği, yönetmek zorunda kaldığı bir çağda yaşıyoruz.

So, we are actually living in an age where people manage their own time and have to manage it.

Biz size günün hangi vaktinde ulaşabileceğimizi bilmiyoruz.

We don't know what time of day we can reach you.

Kimisi sabah dinliyor, kimisi akşam.

Some listen in the morning, some in the evening.

Öyleyse gelin biraz zaman denilen bu kavram üzerine, biraz da zamanı yönetmek üzerine muhabbet edelim.

So let's chat a little about this concept called time, and also about managing time.

Zamanı yönetmek ile ilgili bir kavram ve bir yöntemden bahsedelim.

Let's talk about a concept and a method related to time management.

Her şeyden önce şunu hatırlatmakta fayda var.

It is worth reminding of this above all else.

Burada bahsettiğimiz zaman aslında çok şehirli bir kavram.

What we are talking about here is actually a very urban concept.

Modern çağlarda zaman insanın yönetimine girdi diyoruz.

We say that in modern times, time has come under human management.

Ama hala tarımsal üretim yapan topluluklar var mesela.

But there are still communities that engage in agricultural production, for example.

Şimdi liseden çok sevdiğim bir arkadaşım Boğaziçi İktisat Fakültesini bitirdi.

Now, a friend I loved very much from high school has graduated from Boğaziçi University Faculty of Economics.

Eskişehir'deki köyüne döndü ve çiftçilik yapmaya devam ediyor.

He returned to his village in Eskişehir and continues to farm.

O hala bu çiftçilik yapmaya devam ediyor.

He is still continuing to farm.

Büyük ölçüde doğanın belirttiği zamana bağlı olarak yaşamak zorunda.

It has to live largely according to the time indicated by nature.

Şunu diyemez mesela.

For example, he/she cannot say that.

Ben bu sene tarladaki işleri Nisan gibi bitireyim.

I want to finish the field work around April this year.

Mayıs ve Haziran ayları bana kalsın.

Let May and June be mine.

Ya da mesela tarlayı gündüz değil de gece süreyim diyemez.

Or, for example, he cannot say that I want to plow the field at night instead of during the day.

Her ne kadar modern gelişmeler tabii ki tarım topluluklarının alışkanlıklarını da değiştirmiş olsa da

Although modern developments have certainly changed the habits of agricultural communities,

bu şehir hayatındaki zaman kavramının değişimiyle boy ölçebilecek durum da olmamıştır.

The situation that can measure the change in the concept of time in this city life has not occurred either.

Yani zamanı yöneten genellikle

So those who generally control time

kasabalılardır, şehirlilerdir.

They are villagers, they are city dwellers.

Bahsettiğimiz zaman çok şehirli bir kavram dedik.

We said it is a very urban concept when we talked about it.

Ama bu da şehirli herkesin zamanı yönetmek gibi bir yetkisi ve sorumluluğu olduğu anlamına gelmiyor.

But this doesn't mean that everyone in the city has the authority and responsibility to manage time.

Eskiden zamanı doğa belirliyordu.

In the past, nature determined the time.

Kışın günler kısalınca daha çok uyuyorduk.

In winter, as the days got shorter, we were sleeping more.

Yazın uzun günlerde daha çok çalışıyorduk.

In the long days of summer, we worked more.

Uyumamızı ve uyanmamızı güneşin hareketleri belirliyordu yani.

Our sleep and wakefulness were determined by the movements of the sun.

Şimdi ise zamanımızı büyük ölçüde kapitalizmini,

Now, however, our time is largely capitalism's.

klasik bir sistem belirliyor.

It defines a classical system.

Kaçta uyanacağınız ve işe gideceğiniz,

What time you will wake up and go to work,

kaçta işten dönüp ailenizle, arkadaşlarınızla,

What time do you return from work to be with your family and friends?

sevdiklerinizle vakit geçirebileceğinizi

that you can spend time with your loved ones

patronlarınız ve yasalar belirliyor.

Your employers and laws dictate.

Tabii ki patronlara kalsa bizi 12 saat, 14 saat çalıştırmak isterler.

Of course, if it were up to the bosses, they would want to make us work 12 or 14 hours.

Ama yasalar diyor ki

But the laws say that

maksimum şu kadar saat çalıştırabilirsin,

you can work for a maximum of this many hours,

minimum şu kadar para vermen lazım,

You need to give at least this much money.

eğer gece çalıştırırsan ek ödeme yapman lazım,

if you make someone work at night, you need to pay extra.

bayramlarda çalıştırırsan ek ödeme yapman lazım vs.

If you make them work on holidays, you need to pay extra.

Yani zamanı büyük ölçüde bizim yerimize bir başkaları yönetiyor.

So, others are largely managing time on our behalf.

Peki, kendi zamanını kendisi yönetmesi gerekenler kimler?

So, who are the ones that should manage their own time?

1. Üniversite öğrencileri.

1. University students.

Tabii derslerin belli saatleri var.

Of course, there are specific times for the classes.

O saatlerde dersliklerde bulunmamız gerekiyor.

We need to be in the classrooms at that time.

Ama bu lise öğrencileri gibi sabah belli bir saatte başlayıp

But these high school students start at a certain time in the morning and...

akşam güneş batana kadar devam eden bir sistem değil.

It's not a system that continues until sunset.

Yüksek lisans doktora gibi programlara başladığınızda

When you start programs like a master's or doctorate.

ders saatleri gittikçe azalıyor.

The class hours are gradually decreasing.

Ama iş yükü gittikçe artıyor.

But the workload is increasing more and more.

Ve size deniyor ki

And it is said to you that

şu tarihe kadar şu ödevi bitirmiş olman lazım.

You need to have finished this assignment by that date.

İşte o zaman sizin zamanı yönetmeniz

That's when you manage your time.

ve o işi yetiştirmeniz gerekiyor.

And you need to complete that job.

İsterseniz gündüz uyur gece çalışırsınız.

If you want, you can sleep during the day and work at night.

İsterseniz ilk hafta hiç çalışmaz,

If you want, you can take the first week off completely.

son hafta kafanıza patlatana kadar çalışırsınız.

You work until your head explodes in the last week.

Zamanı yönetmek artık sizin sorumluluğunuzdadır.

Managing time is now your responsibility.

Yetiştiremezseniz sıfır alırsınız. Bu kadar basit.

If you can't raise it, you'll get a zero. It's that simple.

İki, freelancerlar, kendi işini yapanlar

Two, freelancers, those who work for themselves.

ya da işlerinin patronu olanlar

or those who are the boss of their work

kendi zamanını yönetmekle mükelleftir.

He is responsible for managing his own time.

Müşteriniz sizden bir iş ister.

Your customer asks for a job from you.

Siz de ona o işi belli bir tarihte bitirmeyi tahüt edersiniz.

You also promise him to complete that job by a certain date.

Erkenden yapıp bitirirseniz ne âlâ.

If you finish it early, that would be great.

Ama son ana bırakırsanız gece gündüz çalışmanız gerekir.

But if you leave it to the last minute, you will have to work day and night.

Yetiştiremezseniz o iş boşa düşebilir.

If you can't cultivate it, that job may go to waste.

Para kazanamayabilirsiniz.

You may not be able to make money.

Üçüncü grup, emekliler.

The third group, retirees.

Çalışmayanlar, ev işleri yapanlar,

Those who do not work, those who do housework,

günlük rutinlerden sorumlu olanlar.

Those responsible for daily routines.

Bunlar da zamanını yönetmek durumunda kalırlar.

They also have to manage their time.

Dördüncüsü ve aslında en kapsayıcı olan şey de şu.

The fourth thing, and actually the most inclusive one, is this.

İster beyaz yakaladın, ister kendi işinizi yapın,

Whether you caught a white-collar job or you run your own business,

ister emekli olun, ister öğrenci, ister çiftçi olun.

Whether you are retired, a student, or a farmer.

Herkes kendisine ayırdığı zamanı yönetmekle yükümlü oluyor.

Everyone is obliged to manage the time they allocate for themselves.

Bir hobi mi edinmek istiyorsunuz?

Do you want to pick up a hobby?

Zamanınızı iyi yönetmelisiniz.

You should manage your time well.

Ailenize, uzak akrabalarınıza vakit mi ayırmak istiyorsunuz?

Do you want to spend time with your family and distant relatives?

Zamanı iyi yönetmeniz lazım.

You need to manage your time well.

Ya da diyelim ki iyi bir insan olmak,

Or let's say being a good person,

yardımsever bir insan olmak istiyorsunuz,

You want to be a helpful person,

uluslararası yardım kampanyalarına katılmak istiyorsunuz.

You want to participate in international aid campaigns.

Zamana ihtiyacınız var.

You need time.

Yani ne işle meşgul olursak olalım,

So whatever work we are occupied with,

nerede yaşıyorsak, neye inanıyorsak, ne yapıyorsak yapalım,

wherever we live, whatever we believe in, whatever we do, let's do it.

yönetme yetkimizin olduğu zamanı iyi yönetmeye ihtiyacımız var.

We need to manage the time we have authority over well.

Peki zamanı nasıl yöneteceğiz?

So how will we manage time?

Öncelikle şunu söyleyeyim.

First of all, let me say this.

Ben zamanı iyi yönetememiş biriyim.

I am someone who cannot manage time well.

Hem bir yüksek lisans öğrencisi, hem de kendi işimi yapan biri olduğum için

Because I am both a master's student and someone who runs their own business.

zamanı yönetmek zorunda kalmış biriyim.

I am someone who has had to manage time.

Size birazdan zamanı yönetmekle ilgili bir kavramdan, yani mesaiden

I will talk to you shortly about a concept related to managing time, namely working hours.

ve bir de yöntemden, Pomodoro yönteminden bahsedeceğim.

And I will also talk about a method, the Pomodoro technique.

Benim tavsiyelerimi dinlerken,

While listening to my advice,

çocukluğundan beri çok disiplinli olmuş, zamanı çok iyi yönetmiş birini değil,

not someone who has been very disciplined since childhood and has managed time well,

bu konuda çok sıkıntılar yaşamış, zorluklar yaşamış

He has experienced many difficulties and hardships on this issue.

ve hala da yaşıyor olan birini dinlediğinizi unutmayın.

And remember that you are listening to someone who is still alive.

Efendim, mesai ne demek?

Sir, what does overtime mean?

Birçoğumuzun aklına mesai deyince, çalışmak zorunda olduğumuz,

When many of us think of working hours, it is something we have to do,

patronlarımız tarafından çalışmaya zorlandığımız zaman dilimi gelir.

The time period comes when we are forced to work by our bosses.

Ama aslında mesai çalışmak demektir.

But actually, it means to work overtime.

Zaman ve emek harcamak, zaman ve emek vermek demektir.

To spend time and effort means to give time and effort.

Yönetme hakkımızın olduğu bir zaman söz konusu olduğunda

When it comes to a time when we have the right to govern

ve biz o zamanı bir emekle taçlandırmak istediğimizde, aklımıza mesai gelmeli.

And when we want to crown that time with effort, work should come to mind.

Yani kendi mesaimizi kendimiz belirlemeliyiz.

So we should determine our own working hours.

Diyelim ki bir beyaz yakalasınız ve gitar çalmayı öğrenmek istiyorsunuz.

Let's say you catch a white collar and you want to learn to play the guitar.

Nasıl ki işe giderken, hayatınızdaki bazı beklentileri karşılamak için para kazanıyorsanız,

Just as you earn money to meet certain expectations in your life while going to work,

aynı şekilde gitar çalarak da hayatınızdaki bazı diğer beklentileri karşılamak için bir yetenek kazanmış oluyorsunuz.

In the same way, you gain a skill by playing the guitar to meet some of the other expectations in your life.

O zaman ona da belli bir zaman ve belli bir emeği vermeniz lazım.

Then you need to give it a certain amount of time and effort.

Burada önemli olan kelime bu, belirli.

The important word here is this, specific.

İşte hobi olarak gitar çalmayı öğrenmek istiyorsanız, o emeği ve zamanı sizin belirlemeniz gerekiyor.

If you want to learn to play the guitar as a hobby, you need to determine the effort and time yourself.

Belirlediğiniz o şey, sizin mesainizdir.

That thing you have identified is your work.

Ben, öğrenciliğimin mesaisini, bir iş insanı olarak ürettiğim ürünlerin ve müşterilerimle görüşme işinin mesaisini

I dedicate the time of my studies to the time spent in my work as a businessman, producing products and meeting with my clients.

ve kendisini ayırdığı zaman içerisinde kendisini geliştirmek isteyen bir insan olarak ilgi duyduğum şeylerin ve hobilerimin mesaisini belirlemek zorunda kaldım.

During the time I set aside for myself, I had to determine the hours I would dedicate to the things and hobbies I am interested in as a person who wants to improve myself.

Haftanın belli bir günü, belli bir zaman aralığını müşterilerimi ziyarete ayırdım.

I set aside a specific day of the week and a certain time frame to visit my clients.

Günün belli saatlerini derslerim için okumalarımı yapmaya, belli saatlerini işimi yapmaya ayırdım.

I set aside certain hours of the day for my studies and certain hours for my work.

Ve en önemlisi, belirlediğim mesai bittiği zaman o işin başından kalkmayı öğrendim.

And most importantly, I learned to step away from that work when the hours I set ended.

Şimdi mesela bu podcast.

For example, this podcast now.

Bu podcasti 10 bölüm ve 2 haftada 1 olacak şekilde belirledim.

I planned this podcast to have 10 episodes and to be released every 2 weeks.

Eğer bunu haftada 1 olacak şekilde belirleseydim altından kalkamazdım.

If I had set this to be once a week, I wouldn't have been able to handle it.

Ayda 1 deseydim, kendi emeğime haksızlık etmiş olurdum.

If I had said 1 per month, I would have been doing an injustice to my own effort.

Ben bu işe ayda 3 günlük mesai ayırabileceğimi tespit ettim.

I have determined that I can allocate 3 workdays a month to this job.

1 buçuk günlük bir mesai ile podcastimi hazırlayıp, kaydedip, düzenlemelerini yapıp, yayınlayıp, duyurularını yapabileceğimi tespit ettim.

I determined that I could prepare, record, edit, publish my podcast, and make announcements in a one-and-a-half-day work period.

Bu da ortalama 2 haftada 1 podcast yayınlayabileceğim anlamına geliyor.

This means I will be able to publish one podcast approximately every 2 weeks.

Peki ya mesainiz fazla gelirse?

What if your overtime is too much?

Podcast örneği üzerinden devam edeyim.

Let me continue with an example of a podcast.

Ya konuyu çok iyi biliyorsam ve ön hazırlık yapmam gerekmiyorsa?

What if I know the topic very well and I don't need to do any preparation?

1 buçuk gün değil de 1 günde bitecek bir işse?

What if it's a job that will take one day instead of one and a half days?

Yine de mesaime saygı duymam lazım.

I still have to respect my working hours.

O zaman artan yarım günlük mesaimde daha iyi bir grafik tasarım yaparım.

Then I can create a better graphic design during my increasing part-time work hours.

Daha güzel bir kapak tasarım yapmaya vaktim kalır.

I might have time to make a nicer cover design.

Ya da bir sonraki podcastimin okumalarını yapmaya başlarım.

Or I can start doing the readings for my next podcast.

Çünkü ayırdığım o mesai podcastin hakkıdır.

Because the time I dedicate is the due right of that podcast.

Okulun değil, işin değil.

Not your school, not your job.

Peki daha zoruna gelelim.

Well, let's get to the more difficult part.

Ya mesainiz az gelirse, iş yetişmezse?

What if your working hours are insufficient, and you can't meet the deadlines?

Burada 2 farklı ihtimal var.

There are 2 different possibilities here.

Ya durum kritiktir ya da değildir.

Either the situation is critical or it is not.

Kritik değilse eğer ben o işi o zaman içerisinde ne kadar yetiştirebiliyorsam o kadar yaparım.

If it's not critical, I'll do as much of that job as I can within that time.

Mesela bu podcast bölümlerinin YouTube'da İngilizce altyazısının da olmasını istiyorum.

For example, I want these podcast episodes to also have English subtitles on YouTube.

Şimdiye kadar mesaim buna yetmedi.

So far, my working hours haven't been enough for this.

Belki bir zaman mesaim artar ve İngilizce altyazı da koyabilirim.

Maybe one day I will have more time and I can add English subtitles as well.

Ama şimdilik ayırabileceğim mesai bu ve bu mesai İngilizce altyazı koymaya yetmiyor.

But for now, this is the time I can dedicate, and this time is not enough to add English subtitles.

Peki ya durum kritikse?

What if the situation is critical?

Mesela yüksek stans tezi için son anda sizden bir düzeltme istenir.

For example, a correction is requested from you at the last minute for the high thesis.

Ve yüksek stans mezunu olabilmek için o işi yapmanız gerekiyordur.

And you probably need to do that job to be a graduate of a high-standing institution.

O zaman mesainizi esnetmek zorunda kalabilirsiniz.

Then you may have to be flexible with your working hours.

Bir diğer mesaydan, hatta belki uykunuzdan feragat etmeniz gerekebilir.

You may need to make one more effort, or perhaps even sacrifice your sleep.

Zamanı yönetmek obsesif bir işe de dönüşüp hayatı size zehretmemeli.

Managing time shouldn’t turn into an obsessive task that poisons your life.

Sırf mesai belirlediğiniz için 2-3 yılın emeğini tabii ki çöpe atmamanız gerekir.

You shouldn't throw away the efforts of 2-3 years just because you've set working hours.

Bu tarz durumlarda ben mesailerin yerine geldim.

In such situations, I came in for the shifts.

Eğer bu hafta kendimi tamamen okul işlerine ayırmam gerekiyorsa,

If I need to dedicate myself completely to school work this week,

bu haftanın podcast çalışmasını önümüzdeki haftaya erteleyebilirim.

I can postpone this week's podcast work to next week.

Hani biraz önce mesain fazla gelirse ne yapıyorum sorusu vardı ya,

You know the question about what I do if my overtime exceeds a bit, right?

önümüzdeki haftanın işini yapıyorum gerekirse demiştim ya,

"I'm doing the work for next week, as I said, if necessary."

işte iş az olduğu zaman tembellik etmek yerine

instead of being lazy when there is little work

sonraki haftaların işini yaptığım zaman

when I do my work in the following weeks

bu bana acil durumlarda hareket imkanı tanıyor.

this gives me the ability to act in emergencies.

Bu bana acil durumlarda hareket imkanı tanıyor.

This allows me the ability to move in emergencies.

Benim de size ilk tavsiyem,

My first advice to you is,

emek ve zaman harcamanız gereken ne varsa,

whatever you need to spend effort and time on,

bunlar için mesailer belirlemenizdir.

It is your responsibility to set the hours for these.

Bir belirleyin, yapmaya başlayın,

Determine one, start doing it,

zamanla bazılarına gerekenden az,

over time, some of them become less than necessary,

bazılarına gerekenden fazla mesai ayırdığınızı fark edeceksiniz.

You will notice that you are dedicating extra time to some people than necessary.

O zaman düzenleme yapın,

Then make an arrangement,

birinden alıp birine verin.

Take from one and give to another.

Bunu okulunuz için de yapın,

Do this for your school too,

işinizi kendiniz yönetiyorsanız işiniz için de yapın,

If you manage your own business, do it for your business as well.

hobileriniz için de yapın,

do it for your hobbies as well,

hatta evinizi, odanızı toplamak,

even tidying up your house, your room,

ne bileyim kişisel bakımlarınızı yapmak için de

I don't know, maybe to take care of your personal grooming too.

mesaiyi belirleyin.

Determine the working hours.

Ama bu mesaileri belirlerken bence fazla uçmayın.

But I think you shouldn't go too far when setting these work hours.

Tutup da kendinize günlük 15-16 saat mesai belirlemeyin,

Don't set yourself a daily work schedule of 15-16 hours.

altından kalkamazsınız.

You cannot handle it.

Ayın 30 gününe mesai koymayın tabii ki.

Of course, don't put work hours on the 30th day of the month.

Tatilleriniz mutlaka olsun.

May you have vacations for sure.

Yeri geldiği zaman hiçbir iş yapmayıp,

At the appropriate time, doing nothing at all,

bütün gün gezip tozabilmelisiniz.

You should be able to wander around all day.

Dizi filmi izleyebilmelisiniz.

You should be able to watch the series movie.

Yani zamanı yönetmeden de bir gün geçirebilmelisiniz.

So you should be able to spend a day without managing time.

Efendim mesainizi belirlediniz.

Sir, you have set your working hours.

Makro zamanı yönettiniz.

You managed macro time.

Oturdunuz çalışmaya başlayacaksınız.

You sat down and you will start working.

Peki o mikro zamanı nasıl yöneteceksiniz?

Well, how will you manage that micro time?

Burada herkesin farklı bir tarzı olabilir.

Everyone here can have a different style.

Dikkatini iyi verip çabuk da yorulmayan biriyseniz,

If you are someone who pays close attention and doesn't get tired quickly,

2 saatlik mesaiyi tek oturuşta halledebilirsiniz belki.

You can probably handle the 2-hour shift in one sitting.

Ama benim gibi biraz dikkatini toplamakta zorlanan biriyseniz,

But if you're someone who has a bit of trouble focusing like me,

size Pomodoro yöntemini tavsiye ederim.

I recommend the Pomodoro technique to you.

Pomodoro domates demek, İtalyanca.

Pomodoro means tomato in Italian.

Ben bu tekniği Furkan Güven Taşla'nın

I learned this technique from Furkan Güven Taş.

Sinerjik adlı blogundaki bir blog yazısından öğrendim.

I learned from a blog post on the blog called Sinerjik.

Ayrıntısını okumak isteyenler Google'a

Those who want to read the details can go to Google.

Sinerjik ve Pomodoro yazarak bu blog yazısına ulaşabilirler.

They can reach this blog post by writing Sinerjik and Pomodoro.

Pomodoro yöntemi aslında bir time boxing,

The Pomodoro technique is actually a type of time boxing.

yani bir zaman paketleme yöntemi.

so it's a time packaging method.

Zamanı hangi dilimlere böldüğünüz,

How you divide time,

sizin o zamanla ilişkinizi belirleyen önemli bir etmendir.

It is an important factor that determines your relationship with that time.

Pomodoro saati ikiye böler,

The Pomodoro timer divides into two,

yarım saatlik bir birimdir yani.

It is a unit of half an hour.

Size 25 dakika çalışma ve 5 dakikalık bir molayı önerir.

It suggests a 25-minute work session and a 5-minute break.

Diyelim ki 2 saat çalışacaksınız.

Let's say you will work for 2 hours.

50 dakika çalışma, 10 dakika mola ve sonra yine 50 dakikalık bir çalışma yapacaksınız.

You will work for 50 minutes, take a 10-minute break, and then work for another 50 minutes.

Pomodoro der ki, 25 dakika çalış, 5 dakika mola ver,

Pomodoro says to work for 25 minutes, then take a 5-minute break.

bir daha 25 dakika çalış, yine 5 dakika mola ver,

work for another 25 minutes, then take a 5-minute break again.

yine toplamda 100 dakika çalış ama zamanı böl ve daha kolay yönet.

Again, work for a total of 100 minutes, but divide the time and manage it more easily.

Bir saati yönetmek, yarım saat yönetmekten daha zordur.

Managing an hour is harder than managing half an hour.

Sen yarım saati yönet.

You manage the half hour.

Ama Pomodoro'nun asıl meselesi sadece bir saati ikiye bölmek değildir.

But the real issue with Pomodoro is not just dividing an hour in half.

Çünkü o zaman yeni bir kavrama ihtiyacımız olmazdı.

Because then we wouldn't need a new concept.

Yarım saatler geçerdik.

We would spend half an hour.

Zamanı bölüp yönetmeye çalışmak,

Trying to divide and manage time,

bazı kurallarla birlikte uygulandığı zaman daha anlamlı oluyor.

It becomes more meaningful when applied with certain rules.

Şimdi kural 1.

Now rule 1.

Her Pomodoro'nun bir konusu olmalı.

Every Pomodoro should have a topic.

O Pomodoro'da yapacağınız şey önceden belli olmalı.

What you will do in that Pomodoro should be predetermined.

Mesela bir makale yazmanız gerekiyor.

For example, you need to write an article.

O zaman şöyle diyebilirsiniz.

Then you can say like this.

Ben bugün 3 Pomodoro bu makaleyle ilgili araştırma yapacağım.

Today, I will research this article for 3 Pomodoros.

5 Pomodoro'da araştırdıklarımdan öğrendiklerimi yazıya geçireceğim.

In 5 Pomodoros, I will write down what I learned from my research.

Diyelim ki araştırmanız 2 Pomodoro'da bitti.

Let's say your research is finished in 2 Pomodoros.

Ben bunu çok yaşadım.

I have experienced this a lot.

Bir Pomodoro daha araştırma yapmaya kendimi zorladım.

I forced myself to do research for another Pomodoro.

Çünkü başta 3 Pomodoro demiştim.

Because at first I said 3 Pomodoros.

Araştırmaya ayırdığım vakit 3 Pomodoro.

I allotted 3 Pomodoros for the research.

Ve bunu sonuna kadar kullanmam lazım.

And I need to use this until the end.

O 3. Pomodoro'da araştırmama devam ettiğim zaman

When I continued my research in the 3rd Pomodoro

yani hemen yazmaya başlamadığım zaman bulduklarım

that is, the things I found when I didn't start writing right away

sonrasında benim işimi hep kolaylaştırmıştır.

After that, it has always made my job easier.

Hep daha da zenginleştirmiştir.

It has always made it even richer.

Diyelim ki Pomodoro'nun bitmesine 5 dakika kala işiniz bitti.

Let's say you finished your work 5 minutes before the Pomodoro ends.

O işi daha iyi yapabilecek bir şeyi belki o 5 dakika içinde bulabilirsiniz.

You might find something that can do that job better within those 5 minutes.

Kural 2.

Rule 2.

Pomodoro'da hayati meseleler dışında

In Pomodoro, apart from essential life matters.

o işinizin dışına asla çıkmayın.

Never step outside of your job.

Tuvaletiniz mi geldi?

Did your toilet come?

Belki 1 saat bekleyemezdiniz ama 1 Pomodoro bekleyebilirsiniz.

Maybe you couldn't wait for 1 hour, but you can wait for 1 Pomodoro.

Çok mu zorladı sizi?

Did it put a lot of pressure on you?

Olsun sıkışın molada gidersiniz.

It’s okay, you can go during the break if you need to.

Böylelikle bir işe oturmadan önce tuvalet ihtiyacınızı gidermeyi de öğrenmiş olursunuz.

This way, you will also learn to take care of your bathroom needs before sitting down to work.

Arada bir mesaj mı geldi ona mı bakacaksınız molayı bekleyin.

Are you going to check if a message has come in between? Please wait for the break.

Sosyal medyaya mı gireceksiniz molayı bekleyin.

Are you going to enter social media? Wait for the break.

Pomodorunuzun dediğim gibi çok ciddi ölüm kalım meseleleri dışında hiçbir şey bölmemeli.

Your pomodoro should not be interrupted by anything other than serious life-and-death issues, as I said.

Kural 3.

Rule 3.

Yapacağınız işleri Pomodoro birimiyle ölçün.

Measure your tasks with the Pomodoro unit.

Yaptığınız işin ölçüsünü Pomodoro'yla hesaplayın.

Measure the amount of work you do with the Pomodoro technique.

Bugün 4 saat çalışacağım demeyin.

Don't say that I will work for 4 hours today.

2 makale okuyacağım demeyin.

Don't say I'm going to read 2 articles.

8 Pomodoro çalışacağım deyin.

Say that I will work for 8 Pomodoros.

Kural 4.

Rule 4.

Belki de en önemli kural bu.

Perhaps the most important rule is this.

Molalarınızda dinlenin.

Rest during your breaks.

İhtiyaçlarınızı karşılayın.

Meet your needs.

Mola verin yani.

Take a break, I mean.

Çünkü şimdi bu podcast'ı dinleyip bir zamanlayıcı kurup 25 dakika çalışıp mola vakti gelince o molayı küçümseyeceksiniz.

Because now, after listening to this podcast, you will set a timer, work for 25 minutes, and when it's break time, you will underestimate that break.

Daha yorulmadım ki molaya ihtiyacım yok devam edeyim gibi düşünceler gelecek zihninize.

I haven't gotten tired yet, so thoughts like "I don't need a break, I should keep going" will come to your mind.

Hatta Pomodoro yöntemine suç atacaksınız.

You will even blame the Pomodoro technique.

Diyeceksiniz ki ben Pomodorosuz daha iyi çalışıyordum.

You will say that I was working better without Pomodoros.

Daha yorulmamıştım.

I hadn't gotten tired yet.

Pomodoro beni bir öldü diyeceksiniz.

You will say that the Pomodoro killed me.

Kısa vadede haklı olabilirsiniz.

You may be right in the short term.

Ama uzun vadede o molalar sizin enerjinizi koruyacak.

But in the long run, those breaks will preserve your energy.

2. 3. Pomodoro kolay gelebilir belki.

2. 3. Pomodoro might seem easy.

Ama 4. 5. Pomodoro da 7. 8. Pomodoro da o enerjiye ihtiyacınız olacak.

But you will need that energy in the 4th and 5th Pomodoro as well as in the 7th and 8th Pomodoro.

O yüzden molalarda mutlaka işin başından kalkın.

That’s why you should definitely get up from your work during breaks.

Mesajlarınıza bakacaksanız bakın.

If you are going to check your messages, then check them.

Lavabo kolaydaysa gidin bir elinizi yüzünüzü yıkayın.

If the sink is easy to access, go wash your face and hands.

Bir çay koyacaksanız koyun gelin.

If you're going to make tea, go ahead and make it.

O 5 dakikalık molayı en verimli şekilde dinlenerek geçirin.

Make the most of that 5-minute break by resting effectively.

Kural 5.

Rule 5.

Pomodoroları arka arkaya yapın ve dakikalara riayet edin.

Make the pomodoros one after another and adhere to the minutes.

Eğer ilk defa bu tekniği kullanacaksanız mutlaka 25 dakika çalışın 5 dakika mola verin.

If you are using this technique for the first time, be sure to work for 25 minutes and take a 5-minute break.

4 Pomodoro da bir biraz daha uzun mola verebilirsiniz.

You can take a slightly longer break after every 4 Pomodoros.

Ama şimdi öğleden önce 1 Pomodoro yapayım.

But now let me do 1 Pomodoro before noon.

Akşam 2 Pomodoro da yaparım olmaz.

I can do 2 Pomodoros in the evening, it won't be a problem.

1 Pomodoro 2 Pomodoro olmaz yani.

1 Pomodoro doesn't work as 2 Pomodoro.

Arda arda 4 Pomodoro yapmanız lazım.

You need to do 4 Pomodoros in a row.

Diyelim ki 25 dakika size az geliyor.

Let's say that 25 minutes feels too little for you.

5 dakikalık mola çok geliyor olabilir.

A 5-minute break might seem too short.

Yine de siz ilk 1 ay 25-5 yapın.

Still, you do 25-5 for the first month.

Sonra kendinizi biraz disipline soktuktan sonra ihtiyaçlarınıza göre bunu değiştirebilirsiniz.

Then, after you have disciplined yourself a bit, you can change this according to your needs.

26'ya 4 yapabilirsiniz mesela çok abartmadan 35-40 demeden.

For example, you can go with 26 to 4 without exaggerating too much, without saying 35-40.

26'ya 4 yapabilirsiniz.

You can make it 26 to 4.

Ama başlangıçta Pomodoro'nun kendi kurallarını iyi bir şekilde uygulamanız lazım.

But at the beginning, you need to apply the rules of Pomodoro effectively.

Kural 6 son kural ya da son tavsiye.

Rule 6 is the last rule or the final recommendation.

Sadece ders çalışmak için değil iş güç yapmak için değil hayatınızda oyalanarak yaptığınız ne varsa düzene sokamadığınız ne varsa bunu Pomodoro ile yapın.

Don't just use the Pomodoro technique for studying or working; apply it to whatever you've been procrastinating on in your life that you haven't been able to organize.

Mesela ben odamı evimi toplarken temizlerken çok oyalanıyorum.

For example, I get very distracted while tidying up and cleaning my room and my house.

Arada bir telefona dalıp gidiyorum mesela.

For example, I sometimes get lost in my phone.

Kitaplarımı toplarken bir kitaba dalıp gidiyorum.

I get lost in a book while gathering my books.

O yüzden odamı toplamayı bile ne bileyim kişisel bakımlarımı yapmayı bile yeri geldiği zaman Pomodoro ile yapabiliyorum.

That's why I can even tidy my room or take care of personal grooming with the Pomodoro technique when the time comes.

25 dakikalık Pomodoro'da ben kitaplarımı mı toplayacağım?

Am I going to gather my books during the 25-minute Pomodoro?

O arada bakmayacağım.

I won't be looking during that time.

Sonraki 5 dakikalık mola da o kitaba bakabilirim.

I can look at that book during the next 5-minute break.

Efendim zamanı yönetmek dedik, mesai dedik, Pomodoro dedik.

We talked about managing time, we talked about working hours, we talked about Pomodoro.

Burada son bir meseleye dikkat çekmek istiyorum.

I want to draw attention to one last issue here.

Şimdi burada bahsettiğimiz şeyler birer kişisel gelişim yöntemi değil.

What we are talking about here are not personal development methods.

Daha çok çalışın, kapitalist sisteme daha iyi entegre olun, patronlarınızı etkileyin, çok çalışın, çok kazanın, patronlarınıza daha çok kazandırın demiyoruz.

We’re not saying work harder, integrate better into the capitalist system, influence your bosses, work a lot, earn a lot, and make your bosses earn more.

Furkan blogunda Pomodoro'dan bahsederken şöyle bir şey söylüyor.

Furkan says something like this while talking about Pomodoro on his blog.

Zamanı yönetmekteki amacım kendime otomatize edilmiş bir çalışma düzeni oluşturmak ve bu şekilde çok iş yapmak ya da çok çalışmak değil.

My aim in managing time is not to do a lot of work or work hard, but to create an automated work routine for myself.

Aksine var olan ve yapmam gereken işleri erkenden bitirip kendime aylaklık edeceğim zamanlar oluşturmak.

On the contrary, I will finish the existing tasks that I need to do early and create times to be idle for myself.

Çok güzel bir bakış açısı bu.

This is a very beautiful perspective.

Zamanı yönetmek bizi çalışkan birer robota dönüştürmek için değil, yapmak zorunda olduğumuz ve yapmak istediğimiz şeyleri daha verimli yapıp

Managing time is not to turn us into diligent robots, but to do the things we have to do and the things we want to do more efficiently.

uykumuza, sağlığımıza, kendimize, keyiflerimize, ailemize, arkadaşlarımıza yani aylaklıklarımıza bile daha fazla ve daha kaliteli vakit ayırabilmek içindir.

It is so that we can allocate more and higher quality time to our sleep, health, ourselves, pleasures, our family, friends, and even our idleness.

Ben zamanı yönetmeyi öğrendikçe hem yapmak istediklerimi daha iyi yapabildiğimi,

As I learned to manage my time, I've been able to do the things I want to do better.

hem de gönül rahatlığıyla film izleyebildiğimi fark ettim.

I also realized that I could watch movies with peace of mind.

Umarım size de faydalı olabilmişimdir.

I hope I have been helpful to you as well.

D-Podcast'in Zamanı Yönetmek adlı bu üçüncü bölümünün sonuna geldik.

We have come to the end of the third episode of D-Podcast titled Managing Time.

Sabredip dinlediğiniz için çok teşekkür ediyoruz efendim.

Thank you very much, sir, for your patience and for listening.

D-Craft'ta ürettiğimiz tüm içeriklerimizden haberdar olmak için bizi Instagram'da ve Twitter'da takip edebilirsiniz.

You can follow us on Instagram and Twitter to stay updated on all the content we produce at D-Craft.

Tüm içeriklerimize dcraft.com adresinden erişebilirsiniz.

You can access all of our content at dcraft.com.

Sağlıkla, sağlıcakla kalın.

Stay healthy and well.