23 Yaş Hikayeleri → Başak Sucuka | 08
23
23 Yaş Hikayeleri
23 Yaş Hikayeleri → Başak Sucuka | 08
Merhabalar, ben Başak Sucuka. Bugün 23 Yaş Hikayelerindeyim.
Hello, I'm Başak Sucuka. I'm in the 23 Years Stories today.
Bize 20'li yaşlarınızdan bahsedebilir misiniz?
Can you tell us about your twenties?
20'li yaşlarım birazcık daha başkalarının benim için uygun görmüş olduğu hayalleri gerçekleştirmeye çalışarak geçti.
My twenties were spent trying to fulfill the dreams that others considered suitable for me.
İşin enteresan tarafı bir yandan ben de bu hayalleri kendi hayalim zannederek yaşıyordum.
The interesting part is that on one hand, I was also living these dreams thinking they were my own.
20'li yaşlarımda çoğunlukla çalışarak geçirdim diyebilirim.
I can say that I spent most of my twenties working.
Kurumsal bir şirkette beyaz yaka olarak çalışmaya başladım.
I started working as a white-collar employee in a corporate company.
20'lerin başında üniversiteden mezun oldum.
I graduated from university in my early 20s.
Üniversite hayatım boyunca da yine kurumsal şirketlerde çalışmaya devam ettim.
I continued to work in corporate companies throughout my university life as well.
Part-time olarak veya farklı staj deneyimleriyle.
Part-time or with different internship experiences.
Daha sonrasında çok uluslu bir kurumsal şirkete geçiş yaptım ve neredeyse ilk işim diyebilirim.
Later on, I transitioned to a multinational corporate company, and I can say it was almost my first job.
Sahada çalışarak, araba kullanmayı hiç bilmeden bir saha pozisyonunda çalışmaya başlayarak başladı.
It started by working in the field, beginning a field position without ever knowing how to drive a car.
Daha sonrasında o kurumsal şirkette yaklaşık 6-7 sene boyunca çalışmaya devam ettim.
After that, I continued to work at that corporate company for about 6-7 years.
Ve merkez ofis, arkasından bir sene İsviçre'deki genel merkezde çalışarak beyaz yaka olarak hayatıma devam ediyordum.
And the head office, after working for a year at the headquarters in Switzerland, I continued my life as a white-collar worker.
20'li yaşlarıma bir tane de evlilik sığdırdım.
I also managed to fit a marriage into my twenties.
27 yaşında bir evlilik gerçekleştirdim.
I got married at the age of 27.
Daha sonrasında 30'ların başında da sonlandırmış oldum.
Later on, I also ended it in the early 30s.
20'li yaşlarımda çoğunlukla böyle etek ceket, camlı binalarda işe gidebileceğim bir kariyer hayal ediyordum.
In my twenties, I mostly imagined a career where I could go to work in a skirt suit in glass buildings.
Zaten öyle bir çalışma hayatına başladım.
I have already started such a working life.
Bir yine çok uluslu kurumsal bir şirkette üst düzey bir yönetici olayım.
Let me be a senior executive in a very multinational corporate company.
Kariyer basamaklarına hızla tırmanayım.
Let me quickly climb the career ladder.
Ve geldim.
And I came.
Güzel bir iş hayatına sahip olayım.
I hope to have a beautiful work life.
Mutlu olabileceğim bir şeyler yapayım ama 20'li yaşlarımda neler yaptığımın da çok önemli olacağını düşünmüyordum açıkçası.
I should do things that could make me happy, but honestly, I didn’t think it was very important what I did in my twenties.
Birazcık böyle deneyerek, görerek bunu keşfetmeye başladım.
I started to discover this a little bit by experimenting and observing.
Ne için çalıştığımın bu kadar önemli olacağından ziyade o dış vitrine, dış makyaja birazcık daha odaklanmışım diyebilirim 20'li yaşlarımda.
I can say that rather than the importance of what I was working for, I was a bit more focused on the outer display, the outward appearance during my twenties.
Onu denedikçe ve o yolda...
The more we try it and in that way...
O yolculukta ilerledikçe aslında o makyaj ve dış görünümden ziyade gerçekten ne için çalıştığım, ne için hizmet ettiğim, zihnimi, vaktimi, hangi amaç için harcadığımın daha önemli olduğunu keşfettim.
As I progressed on that journey, I discovered that rather than the makeup and appearance, what I was truly working for, what I was serving, and the importance of how I spent my mind, my time, and for what purpose was much more significant.
Ve o benim için enteresan bir kırılma noktası oldu.
And that was an interesting turning point for me.
En büyük kırılma anlarından bir tanesi aslında sigara sattığım bir işte.
One of the biggest turning points was actually in a job where I sold cigarettes.
2010'ların başında yurt dışında İsviçre'ye gitme ve İsviçre'deki o sigara şirketinin...
At the beginning of the 2010s, going abroad to Switzerland and that cigarette company in Switzerland...
...dünya merkezinde çalışma deneyimlerinden biri oldu.
...was one of the working experiences at the center of the world.
Ve o deneyim bana gerçekten ne yapmak istediğimi birazcık sorgulattı.
And that experience really made me question a little bit what I truly wanted to do.
Çünkü o sigara şirketinin içerisinde olunabilecek en karar alınabilecek en güzel yerlerden bir tanesindeydim.
Because I was in one of the best places where decisions could be made within that tobacco company.
Bununla birlikte aslında o kadar da mutlu olmadığımı, ömrümün böyle geçip geçmeyeceğini sorgulamam için de çok güzel bir fırsat oldu.
However, it was actually a great opportunity for me to question whether my life would pass like this, as I realized that I was not that happy.
Onu yirmilerimin ortasında görüyor olmak, ya gerçekten evet çok güzel bir bina, İsviçre, Lozan, Truman Show filmindeki gibi bir hayat.
Seeing him in my twenties is like really yes, a very beautiful building, Switzerland, Lausanne, a life like in the Truman Show movie.
Ama ben gerçekten sigara satarak mı yaşamak istiyorum, buna mı hizmet etmek istiyorum, bunu sorgulamama sebep olmuş bir deneyimdir.
But is this really how I want to live, selling cigarettes? This has been an experience that has caused me to question this.
O yüzden o Lozan'daki çalışma deneyimi bana gerçekten bir kırılma noktası yaşattı diyebilirim.
That's why I can really say that the work experience in Lausanne was a turning point for me.
Başka bir kırılma noktası sosyal girişimcilik kırılması.
Another breaking point is the disruption of social entrepreneurship.
Bu kavramıyla tanışmam da oldu.
I also got to know this concept.
Çünkü benim için yirmilerimde aslında gördüğüm, öğrendiğim ya sosyal fayda alanında çalışılır, üçüncü sektör diye geçen bir alan aslında.
Because for me, what I actually saw and learned in my twenties is that one can work in the social benefit field, which is actually an area referred to as the third sector.
Devlet değil, özel sektör değil, üçüncü sektör topluma fayda için çalışmaktır.
It is not the state, nor the private sector; the third sector works for the benefit of society.
Ve orasında birazcık daha düşük maaşlar vardır, daha az parlak bir kariyer vardır, daha farklı dinamikler vardır.
And there are slightly lower salaries there, a less glamorous career, and different dynamics.
İş dünyasında da birazcık daha düşük maaşlar vardır.
In the business world, there are also slightly lower salaries.
Daha farklı dinamikler vardır.
There are different dynamics.
İş dünyasında da birazcık daha düşük maaşlar vardır.
There are also slightly lower salaries in the business world.
Yani daha o finansal bolluğun daha yüksek olduğu, kariyerin daha parlak olduğu, daha dışarıdan mutlu olarak bendeki algısının oluştuğu bir çalışma şekliydi.
So it was a way of working where that financial abundance was higher, the career was brighter, and the perception of being happier from the outside was formed in me.
Sosyal girişim kavramının bu özel sektör ve toplumsal fayda dinamiklerini birleştirmesi, bana çok vurucu ve çarpıcı gelmişti açıkcası.
The concept of social entrepreneurship combining these private sector and social benefit dynamics struck me as very impactful and striking, to be honest.
Ve çok mantıklı gelmişti.
And it seemed very reasonable.
Sosyal girişimcilik kavramının bu özel sektör ve toplumsal fayda dinamiklerini birleştirmesi, bana çok vurucu ve çarpıcı gelmişti açıkçası. Ve çok mantıklı gelmişti.
The concept of social entrepreneurship combining these dynamics of the private sector and social benefit struck me as very impressive and remarkable, to be honest. And it made a lot of sense.
Kavramıyla tanışmak ve ya evet ikisi birden olabiliyor, hem fayda sağlayıp hem finansal olarak hem yaratıcılık anlamında güzel işler gerçekleştirilebiliyor kavramıyla karşılaşmak benim için ayrı bir kırılma noktası oldu diyebilirim.
I can say that encountering the concept of meeting both together, where it can provide benefits and where beautiful works can be achieved both financially and in terms of creativity, became a significant turning point for me.
Başka bir kırılma noktası muhtemelen evlilikle gerçekleşmiştir.
Another breaking point probably occurred with marriage.
İnsanın hayatı için verebileceği en önemli, en kritik kararlardan bir tanesi.
One of the most important and critical decisions a person can make for their life.
Çünkü ne olursa olsun insanın en çok etkilendiği, en çok benzeyeceği, en çok öğrenebildiği kişilerden bir tanesi hayat arkadaşı oluyor.
Because, no matter what happens, one of the people who influences, resembles, and teaches a person the most is their life partner.
Ve bir kişiyle hayatını birleştirme kararı da gerçekten o hayat yolculuğunda yolların nasıl ilerleyeceğine dair bir niyet ortaya koymak oluyor.
And the decision to unite one's life with another person really becomes an intention about how the paths will progress on that life journey.
Üçüncü kırılma noktası olarak da yirmilerimde muhtemelen evlenme kararını söyleyebilirim.
I can probably say that the decision to get married in my twenties is the third breaking point.
Yirmili yaşlarımda iyi ki yapmışım dediğim en önemli şey.
The most important thing I am glad I did in my twenties.
Kendimi en çok korktuğum, en çok yapmaktan çekindiğim şeyleri yapmaya zorlamaktır diyebilirim.
I can say that forcing myself to do the things I fear the most and hesitate to do the most is what I struggle with the most.
Hep, hala oluyor aslında yani otuzlarımda da oluyor.
It always happens, actually, I mean it happens even in my thirties.
Bir şeyleri yapmaktan bazen çekinebiliyorum, bazen korkabiliyorum, bazen yapıp yapamayacağından emin olamıyorum.
Sometimes I can hesitate to do things, sometimes I can be afraid, and sometimes I am unsure whether I can do it or not.
Ama böyle bir şeylerle karşılaştığım zaman hep kendimi onları yapmaya ittirmeme iyi ki diyebilirim.
But whenever I face something like this, I can always be glad that I push myself to do them.
Bunun bir tane örneği araba kullanmayı hiç bilmiyordum.
An example of this is that I didn't know how to drive a car at all.
Otomatik vitesim.
I have an automatic transmission.
Araba kullanmakta bile zorlanıyordum ve bunu üstüne gidebilmek için bir saha pozisyonuna başvurdum.
I was even having difficulty driving a car, so I applied for a field position to be able to work on this.
Şirket arabasıyla bütün gün marketleri dolaştığım bir saha pozisyonunda çalıştım ve dedim ki yani bunu ben bir şekilde öğrenmek durumundayım hayatımın devamında.
I worked in a field position where I traveled to markets all day with the company car, and I said to myself that I need to learn this in some way for the continuation of my life.
Ve hani yapamıyorum demekle, kenara çekilmekle vesaire bu iş olmayacak yani bu geliştirmem gereken bir şey ve üstüne gidip bir saha pozisyonuna başvurdum.
And you see, saying I can't do it, stepping aside, and so on, won't solve the issue; this is something I need to improve, so I applied for a field position.
Direksiyon mülakatını hatırlıyorum.
I remember the steering wheel interview.
Böyle ben şimdi sizi geçiriyorum ama son mülakattı bu arada direksiyon mülakatı.
I am passing you now, but this was the last interview, by the way, the driving interview.
Ben sizi şimdi geçiriyorum ama siz yine bir 48 saat olan araba mutlaka ki kullanın bu işe başlamadan önce gibi bir şey demişti oradaki gözlemci.
I am passing you now, but the observer there said something like you must definitely use a car that is at least 48 hours old before starting this job.
Ve hani bu çok basit bir örnek.
And this is a very simple example.
Benim için belki araba kullanmak olabilir, başka birisi için İngilizce konuşmak olabilir, başka birisi için insanlara sunum yapmak, bir şeyi anlatabilmek olabilir.
For me, it might be driving a car; for someone else, it might be speaking English; for another person, it could be giving presentations to people or being able to explain something.
Hepimizin farklı korkuluğu.
The scarecrow of us all is different.
Ama onların üstüne gitmek ve orada geliştiğimizi görmek bence 20'li yaşlarında yapabileceğimiz en güzel şeylerden bir tanesi.
But going after them and seeing that we have developed there is, in my opinion, one of the best things we can do in our twenties.
Ben de bunu yapabilmeyi başardığım için iyi ki korkularımın üstüne gitmişim diyorum.
I'm glad that I confronted my fears because I managed to do this as well.
Keşkelerimden bir örnek vermem gerekirse ben 20'li yaşlarımın başında o başkalarının, ve benim hayalim olduğunu zannettiğim hayallerini gerçekleştirmek adına aslında çok uluslu kurumsal bilim kurmayı yapıyorum.
If I were to give an example of my regrets, I would say that in my early twenties, I was actually pursuing what I thought were the dreams of others, as well as my own, by working in multinational corporate science.
Artık bu konuda da bilmem ne yapacağım, nedir bilmem, nedir bilmem.
I don't know what I'm going to do about this anymore, I don't know what it is, I don't know what it is.
Onun için şimdiden sana şunu soracağım.
That's why I'm going to ask you this in advance.
Mehmet revealing.
Mehmet is revealing.
bir şirkette çalışmaya başladım ve o saha
I started working at a company and that field.
pozisyonda çalışmaya başladım. Aslında ilkimle
I started working in the position. Actually, with my first one.
de bağlantılı.
and related.
Ve ben bütün gün Araç Tepesi'nde
And I am at Araç Tepesi all day.
Fatih, Koca
Fatih, Koca
Mustafa Paşa, ondan sonra İstanbul'un
Mustafa Pasha, after him, Istanbul's
böyle trafiğinin en
the busiest traffic like this
dar sokaklarının, arabaların böyle
narrow streets, cars like this
en yola doğru park ettiği yerlerden
from the places where it is parked on the road
geçmeye çalışarak veya her gün marketleri
trying to pass or the markets every day
gezerek bir hayatım
a life spent traveling
gerçekleşiyordu. Bundan
It was happening. From this
öğrendiğim de çok şey var bu arada. İyi ki
By the way, there are many things I've learned. I'm glad.
yapmışım dediğim bir şey aslında.
It's actually something I said I've done.
Ama bir yandan her seçim
But on the other hand, every election
bir vazgeçiş ve bir yandan
a renunciation and on the other hand
da keşke dediğim
I wish I had said that.
başka bir şey de var. 20'li yaşların başı
There is another thing. The early twenties.
aslında dünyayı keşfetmek
actually exploring the world
için, gezmek
for, to wander
için, birazcık daha özgür
for, a little bit more free
bir
one
düşünce şeklinde yaşamak için çok güzel
It is very beautiful to live in the form of thought.
zamanlar. O yüzden de
times. That's why
yakın zamanda
recently
bir arkadaşımla yeni tanışmıştık ve
I had just met a friend and
onun 20'li yaşlarının
in her twenties
başında çok güzel bir havayolu şirketine
at the head of a very beautiful airline company
girip kabin
entering the cabin
memuru olarak hem çok güzel
as an officer, it's both very beautiful
para kazandığını hem de bir yandan da
earning money while also
dünyayı gezdiğini öğrendim.
I learned that you have traveled the world.
Ve dedim ki 20'li yaşlar için
And I said that it's for the twenties.
veya 20'li yaşların başı için ne kadar
or how much for the early twenties
güzel bir iş imkanı,
a good job opportunity,
ne kadar güzel bir kariyer seçimi. Çünkü
What a beautiful career choice. Because
aslında gezmenin
actually, the act of traveling
en güzel olduğu zamanlar, en böyle
The times when it was most beautiful, like this.
hayat enerjisinin en yüksek olduğu
where life energy is the highest
zamanlar bunu para
Times this is money.
kazanarak gerçekleştirmek ve çalışarak
to achieve by winning and by working
gerçekleştirmek çok
to realize very
keyifli bir yöntem bence. Ve 20'li
I think it's an enjoyable method. And in the 20s.
yaşların başında aslında hayata dair
at the beginning of your years, actually about life
kaçırdığımız veya acele etmemiz
we missed or we need to hurry
gereken çok da fazla bir şey yok. Orası
There isn't really much needed. That place.
çok keşif dönemi, çok güzel bir
a very exploratory period, a very beautiful one
fark etme
don't notice
dönemi ve o dönemi
the era and that era
birazcık daha gezerek,
a little more by wandering,
birazcık daha belki bu tarz
maybe a little more like this style
alternatif yaşanabilecek kariyerleri
alternative livable careers
deneyebilerek geçirmek
to spend by trying
güzel olurdu diye düşünüyorum.
I think it would be nice.
Keşke öyle şeyler yapsaymışım diyorum.
I wish I had done things like that.
2 sene, 3 sene, 4 sene
2 years, 3 years, 4 years
dünyayı gezmek ve para kazanmak için
to travel the world and make money
çok güzel bir fırsat olabilirmiş.
It could have been a very nice opportunity.
Bu yakın zamanda
Recently
fark edip keşke dediğim şeylerden
the things I wish I had realized
bir tanesi olabilir.
It could be one of them.
Başak Hanım sizce 20'li yaşların
Ms. Başak, what do you think about your 20s?
insanın hayatındaki yeri nedir?
What is the place of a person in life?
Sizin 20'li yaşlarınız hayatınızın geri kalanı için
Your 20s are for the rest of your life.
ne kadar belirleyici oldu?
How decisive was it?
20'li yaşlar bence tam bir
I think your twenties are a complete
keşif dönemi. Aslında hayatı
exploration period. In fact, life
deneyimleme dönemi. Farklı
experience period. Different
kariyerleri, farklı
careers, different
sektörleri, farklı arkadaşlıkları
sectors, different friendships
yaşama dönemi.
period of life.
Tam bir keşif dönemi diyebilirim yani
I can say it's a complete period of exploration.
20'li yaşlara. Ve
In my twenties. And
20'li yaşlarda aslında ne kadar çok şeyi
In your 20s, there are actually so many things.
keşfedersek,
if we discover,
30'larımızda veya ilerleyen yaşlarımızda
In our 30s or advancing years.
gerçekten neyi istediğimizi
what we really want
o kadar iyi fark edebiliyoruz ve
we can notice it so well and
istediğimiz alana o kadar hızlı
we wanted to the area so quickly
yönelebiliyoruz diye düşünüyorum. O yüzden
I think we can turn towards it. That's why...
20'liler deneme, yanılma,
Trial and error of the 20s,
çizme, silme, karalama üstünü
erase the scribbles above
tekrardan o resmi
that picture again
tamamlama için çok güzel zamanlar.
Very nice times for completion.
İnan Çayar'ın çok güzel bir
İnan Çayar has a very beautiful one.
podcast serisi var. Bir hayat felsefesi
There is a podcast series. A philosophy of life.
olarak girişimcilik diye.
as entrepreneurship.
Orada çok güzel bir benzetme
That's a very beautiful analogy there.
yapıyor. İnsan
is doing. Human
ilk başta bir
at first a
ben projesini yaşar. Başkalarının onun
I live the project. Others' его
için tanımladığı bir ben projesi.
A self-project that defines for.
20'li yaşlarda bence
I think in your 20s.
aslında bir ben projesi üstüne
actually on a self-project
ilerleme ihtimali
possibility of progress
yüksek olan yaşlar.
the higher ages.
Ve bir noktada o ben projesi
And at one point, that I project.
kırılıp gerçekten insanın
broken and truly human
kendini keşfettiği ve kendini
discovered itself and itself
yapmaya başladığı,
that he/she/it started to do,
oluşturmaya başladığı bir
a beginning to form a
dönem geliyor. 20'li yaşları
The period is coming. Your twenties.
maksimumda o
it's at maximum
bir ben projesi yaşadığı
a project that I live alone
farkında olarak
consciously
veya yaşıyor olabileceğimizin farkında
or we may be aware that we are living
olarak yaşamak ve
to live as and
bu esnada da başka neler
what else during this time
olabilir alternatif diye
it may be an alternative
bunları keşfetmek,
to explore these,
deneyimlemek için çok güzel zamanlar diye düşünüyorum.
I think it's a great time to experience.
20'li yaşlar geçtikten sonra
After passing the twenties
her şey için çok mu geç?
Is it too late for everything?
Asla. 20'li
Never. 20s.
yaşlar geçtikten sonra bence her şey
I think everything happens after the years pass.
yeni başlıyor. 20'li yaşlar tam
it's just starting. The 20s are just right.
bir hazırlık, maç öncesi
a preparation, pre-match
bir antrenman,
a workout,
ısınma turları diyebilirim.
I can say warm-up laps.
Orası
That place
çok böyle keyifli, neşeli
very enjoyable, cheerful
enerjinin yüksek olduğu zamanlar ama
but times when energy is high
asla 20'li
never in your 20s
yaşlardan sonra her şey çok geç değil.
It's not too late for everything after a certain age.
Bununla birlikte eğer insan
However, if a person
gerçekten neyi
what exactly
istediğini, neyi
what you want, what
gerçekleştirmek ve yaratmak istediğini
to realize and create what you want
ne kadar erken fark edebilirse
as early as they can notice
hayatından o kadar fazla
so much from your life
zaman kazanabiliyor onu gerçekten
He can really gain time.
oluşturabilmek, yoğurabilmek için.
to be able to create, to be able to mold.
Onun da yolu bence
I think it is also his way.
denemekten
from trying
keşfetmekten geçiyor.
It goes through discovering.
O yüzden 20'li yaşlar daha çok
That's why the 20s are more about...
yeni. Başak Hanım bugünden
new. Ms. Başak from today
geriye baktığınızda kendi 20'li yaşlarınız
when you look back at your own twenties
için ne söylemek istersiniz?
What would you like to say for?
Kendi 20'li yaşlarım için
For my own twenties.
herhalde acele etmeye çalışma
You probably shouldn't rush.
demek isterim. Yani
I mean. So
her şey bir şekilde kendi zamanında
everything happens in its own time
gerçekleşiyor. Koşturmadan,
It's happening. Without rushing,
fark ederek,
by noticing,
anı yaşayarak
by living the moment
ve bir yandan da bunun aslında
and on the other hand, this is actually
çok eğlenceli bir deneyim olduğunu
it is a very fun experience
fark ederek
by noticing
yaşamak en güzeli.
To live is the most beautiful.
Bir şeylerin peşinde koşturmaya
Chasing after something.
çalışıyor insan. Kendini bazen
People are working. Sometimes they find themselves.
arkadaşlarıyla,
with his/her friends,
başkalarıyla, ailesinin
with others, his/her family
beklentileriyle veya
with their expectations or
kendi kendinden bazen çok fazla
Sometimes too much from yourself.
yüklediği beklentilerle
with the expectations it has imposed
mücadele etmeye
to struggle
çalışarak geçiriyor.
spending it working.
Birazcık daha böyle rahat olup
Being a little more relaxed like this
kendini tanımaya çalışıp
trying to get to know oneself
gerçekten kişisel
really personal
menkıbesi nedir? Simyacı
What is its legend? The Alchemist
kitabında bahsettiği gibi.
as mentioned in his/her book.
Bunu fark etmeye çalışarak
Trying to notice this
geçirmesi, geçirmen
passing, you passing
20'li yaşlarımdaki Başak,
Virgo in my twenties,
en güzel öyle olur diye düşünüyorum.
I think it would be the most beautiful that way.
Temel olarak bence insan
Basically, I think a person.
kendi değerlerini keşfedip, kendi değerlerini
discover your own values, your own values
fark edip, bununla uyumlu
noticing and in harmony with this
seçimler yapabiliyorsa veya
if they can make choices or
bununla uyumlu bir hayat yaşamaya
to live a life compatible with this
çalışıyorsa
if it is working
o zaman birazcık daha mutluluk seviyesi
then a little bit more happiness level
ve kendi kendine memnun olma seviyesi
and the level of self-satisfaction
artabiliyor.
it can increase.
Bununla birlikte
However
dış olaylar, aslında kontrol
external events, actually control
etmediğimiz şeyler, kontrol edebildiğimiz
things we did not do, that we can control
tek bir tane şey var. Kendi iyi
There is only one thing. It is good for itself.
olma halimiz ve
our state of being and
herhangi bir duruma kendimiz
ourselves in any situation
iyi olduğumuz halle yaklaşırsak
if we approach the state of being good
kendimizin daha negatif, daha
ourselves more negative, more
mutsuz, daha düşük enerjili olduğumuz
unhappy, when we are lower in energy
halinden daha iyi bir çözüm
A better solution than its situation.
bulma ihtimalimiz artıyor.
Our chances of finding it are increasing.
Yapılabilecek en iyi şey bu.
The best thing that can be done is this.
Yani kendimizi iyi tutup
So, by keeping ourselves well
karşımıza ne geliyorsa, hayatımızda ne
Whatever comes our way, whatever is in our life.
oluşuyorsa onlara en iyi şekilde
if it exists, in the best way for them
yaklaşabilmeyi gerçekleştirmek.
to achieve the ability to approach.
Bunun aksini düşünmek,
To think otherwise,
yani daha negatifte
so more negatively
kalıp o problemlere de
the mold for those problems too
negatif yaklaşıp her şeyin böyle
approaching negatively and everything is like this
çığ gibi büyüyerek
growing like an avalanche
tatsız bir noktaya gitmesi
to go to an unpleasant point
fikri aslında daha korkutucu.
The idea is actually more frightening.
O yüzden de
That's why.
iyi kalmaya çalışıyorum.
I'm trying to stay good.
Bunun tabii bazı gerçekten de
Of course, this really is some.
bilimsel yolları da var.
There are also scientific methods.
Mümkün olduğu kadar fiziksel hareket etmeye
To move physically as much as possible.
çalışıyorum. Yürüyüş olsun
I'm working. Let it be a walk.
veya spor olsun,
or let it be sports,
bedensel aktivite çok önemli, doğada vakit
Physical activity is very important, spending time in nature.
geçirmek. Bu bana iyi gelen bir şey.
to pass. This is something that makes me feel good.
Ama çoğunluğa da iyi geldiği söyleniyor.
But it is said to be good for the majority as well.
Ama kişinin gerçekten
But the person really
keyif aldığı, enerji aldığı şey
thing that brings joy, thing that energizes
neyse onu gerçekleştirmesini çalışmak
anyway, to work on realizing it
çok kıymetli.
very precious.
Ben mesela negatif haberlere,
For example, I am negative about news,
negatif bilgiye,
negative information,
negatif insanlara
to negative people
kendimi bayağı
I feel quite ordinary.
kapatan bir hayat yaşıyorum.
I am living a life that covers everything.
Bunun bence çok etkisi var. Çünkü
I think this has a very big impact. Because
basın,
press,
haberler veya hani
news or what
biz aslında sıklıkla o korku
we actually often have that fear
atmosferinin içerisinde
within its atmosphere
tutuluyoruz bir şekilde.
We are being held somehow.
Çünkü
Because
çok primitif canlılarız.
We are very primitive beings.
Yani hani o illaki
So, you know, that definitely.
istemsiz olarak
unwillingly
bizi bir şekilde tetikliyor ve etkiliyor.
It triggers and affects us in some way.
Ve
And
klik alıyor da diyebilirim yani.
I could say it gets clicks.
Dolayısıyla da satılıyor.
Therefore, it is being sold.
Bunlardan kendimizi ne kadar korursak,
The more we protect ourselves from them,
ne kadar gerçekten kendi dünyamızı
how much we really own our own world
oluşturmaya çalışırsak, kendi iç huzurumuza
if we try to create, to our own inner peace
odaklanırsak, o kadar
If we focus, that's it.
kendi enerjimizi iyi bir noktada tutabiliyoruz
We can keep our energy at a good level.
bence. Ben de onu yapmaya çalışıyorum.
I think so. I'm trying to do it too.
Neşe seviyemi arttırmak gibi bir
Like increasing my level of joy.
hedefim var benim de bu arada. Yani pozitifliği
I have a goal too, by the way. I mean positivity.
koruyabiliyorum ama neşe bambaşka bir şey.
I can protect, but joy is something completely different.
Neşe gerçekten çok böyle
Joy is really like that a lot.
yaşamak
to live
aslında. Yaşamayı
actually. To live
kucaklamak ve hayata
embracing and life
aşık olmakla birlikte gelen bir duygu.
A feeling that comes with falling in love.
Onu ben de arttırmaya çalışıyorum.
I am also trying to increase it.
Bunların hepsi zaten pratik
These are all already practical.
ederek gerçekleştirilebilen şeyler.
things that can be achieved by doing.
O yüzden böyle
That's why it's like this.
hepimizin yapabileceği bir şey aslında.
It's actually something that we all can do.
Bence en güzel
I think it's the most beautiful.
şeylerden bir tanesi 20
One of the things is 20.
yaşlarımda okuduğum okulun
the school I attended in my years
etkisiyle veya işte
with its effect or at work
spor yaparak 10'lu
doing sports in groups of ten
yaşlarımı geçirmiş olmamın etkisiyle
due to having passed my age
böyle birazcık daha
a little bit more like this
dirayetli bir
strong-willed
insan oldum diyebilirim.
I can say I became human.
Sporun bu arada çok büyük etkisi var.
Sports have a very significant impact in this regard.
İnsanın direnç,
The resistance of a person,
dirayet, kararlılık ve
determination, decisiveness and
zorlandığı anlarda kendisini
in moments when he/she struggles
ittirebilme, devam ettirebilme
the ability to push, the ability to continue
konusunda inanılmaz etkili bir
incredibly effective in the matter of
yöntem. O yüzden o aslında neredeyse
method. That's why it's actually almost
onlardan geliyor. Yani
It's coming from them. So
10'lu yaşlarımda basketbol oynadım.
I played basketball in my teenage years.
Yaklaşık 6-7 sene.
About 6-7 years.
Üniversiteye gireceğim zaman bıraktım.
I stopped when I entered the university.
Ama bu her zaman devam ediyor yani.
But this always continues, I mean.
Bir spor salonuna gittiğimizde o
When we go to a gym, he/she/it.
kendini zorlamaya çalışmak ve
trying to push yourself and
hayır şimdi bırakmıyorum iki tane daha
No, I'm not letting go now, two more.
yapacağım diye olmak insanın
"To be is to do."
kendi bedeniyle ve zihniyle bir mücadele
a struggle with one's own body and mind
gerektiriyor. Muhtemelen
requires. Probably
en başa ben sporu koyabilirim yani bu noktada.
I can prioritize sports first, in this regard.
Mutlaka mutlaka sporla
Definitely with sports.
önce bedeni
first the body
eğitmeye bence bakmak lazım. Çünkü o sadece
I think we need to look at educating. Because that only
beden değil aynı zamanda zihni de
not only the body but also the mind
kullandığı noktalarda
at the points it uses
bırakmamaya devam ettiriyor.
is keeping me from letting go.
Bir yandan
On one hand
yani gerçekten okuduklarım,
so what I've really read,
izlediklerim, okulum
what I watch, my school
okuduğum okul
the school I attend
bana gerçekten çok
really a lot to me
sorgulamayı ve
questioning and
tek bir yol değil aslında bir sürü
It's not just one way, actually many.
farklı yol olabiliri
It could be a different way.
öğretmeye, göstermeye çalışan bir okuldu.
It was a school that was trying to teach and show.
Farklı görüşlerin bir arada
Different perspectives together.
bulunabildiği
it can be found
çok belki kendi ailemle
maybe a lot with my own family
çevremden asırlardır
for centuries from my surroundings
diyeyim
let me say
doğru kabul ettiğim kavramları
the concepts I accept as true
bambaşka ve çok
completely different and very
kuvvetli bir şekilde bana savunulabildiğini
that it can be strongly defended to me
gördüğüm ve ya evet ya
what I see and yes or no
aslında hani benim bildiğim
actually, as far as I know
gibi değilmiş, inandığım gibi değilmiş
it wasn't like I thought, it wasn't as I believed
diyebildiğim şeyleri farkettiren
the one who makes me realize the things I can say
bir kültürü vardı. O çok önemliydi.
It had a culture. It was very important.
Bu kültürü
This culture
veya bu bakış açısını korumak ve
or to maintain this perspective and
devam ettirmek de çok kıymetli bence.
I think continuing it is very valuable.
Ya ben bunu böyle düşünüyorum ama
Well, I think this way, but...
farklı düşünenlerin argümanları
arguments of those who think differently
ne, onlar ne diyor diye
What are they saying?
onlara bakmak bence çok kritik
I think it's very critical to look after them.
çünkü orada görmediğimiz
because we didn't see it there
şeyi görüyoruz ve
we see the thing and
neyi görmüyorum sorusu aslında çok güzel
The question of what I am not seeing is actually very beautiful.
çok değerli bir soru. Görmediğim ne
A very valuable question. What haven't I seen?
var yani ben kendi bakışımla
I mean, from my own perspective.
baktığım zaman bilmediğim
When I look, I don't know.
görmediğim bunların hepsi
I haven't seen any of these.
benim gelişim alanlarımı gösteriyor.
It shows my areas of development.
Ve bir yandan
And on one hand
da sanırım gelişim odaklı
I think it is development-oriented.
bir kültürde büyüdüm yani
I grew up in a culture, that is.
sporun da etkisi oldu. Okulumda da
Sport also had an impact. At my school as well.
etkisi oldu ama zannedersem
It had an effect, but I think...
ailemin ve benim de
my family and I too
bir şeyim var, etkim var diyeyim.
I have something, let's say I have an effect.
Yapının da öyle bir durumu söz konusu olabilir.
The structure may also have such a situation.
Ve hep
And always
gelişmeye odaklanmak.
focusing on development.
Yeni bir şey öğreneyim, yeni bir hobi öğreneyim.
I want to learn something new, I want to learn a new hobby.
Bu nasıl yapılıyor?
How is this done?
Daha iyi nasıl yapılabilir?
How can it be done better?
Hep bunları araştırmaya çalışmak ki şu anda
Always trying to research these things right now.
dediğim gibi sınırsız
As I said, unlimited.
kaynak var.
There is a source.
Bu insanı çok büyüme ve gelişme
This person has a lot of growth and development.
odağında tutan
holding in its center
bir yapı.
a structure.
Bir yaklaşım diye düşünüyorum.
I think it's an approach.
O da çok önemli. Yani aslında
That's also very important. I mean, actually...
toparlamam gerekirse
To summarize, I need to say
bedensel aktiviteyle
with physical activity
o direncin, dirayetin hatta
that resistance, that fortitude even
biraz da disiplinin geliştiriliyor olması.
a bit of discipline is also being developed.
Çünkü bunlar insanın hayatında
Because these are in a person's life
muhakkak ki bence
I definitely think so.
iyi bir noktaya gitmek için
to go to a good point
gerekli olan şeyler.
the necessary things.
Çünkü her halükarda
Because in any case
bazen çevremizdeki haberlerden
sometimes from the news around us
bazen başımıza gelen bir olaydan
sometimes an event that happens to us
muhakkak ki hayatta
surely in life
zaman zaman daha aşağıya
sometimes lower down
düşeceğimiz veya kendimizi daha
we will fall or we will find ourselves more
az
few
iyi hissettiğimiz zamanlar olacak.
There will be times when we feel good.
Oradan kendimizi çıkartabilmek,
To be able to get ourselves out of there,
toparlayabilmek,
to be able to gather/collect
ya canım sadece
oh my dear, just
pijamalarda evde oturup
sitting at home in pajamas
Netflix izlemek istiyor
He/She wants to watch Netflix.
diyeceğimiz bir noktada
at a point we will say
hadi Başak kalk.
Come on Başak, get up.
Kalk bir yürüyüş yap kendini daha iyi hissedeceksin
Get up and take a walk, you'll feel better.
diye kendini zorlama
Don't strain yourself trying to do it.
alışkanlığını getiriyor.
It brings its habit.
O yüzden de
That's why
bu
this
değerler bir yandan
values on one hand
gelişim odaklı oluyor olmak
being development-oriented
ve bir yandan sorguluyor, öğreniyor
and on the one hand, questioning, learning
olmak bence
I think it is to be.
çok çok kıymetli. Bunların da temelleri
very, very valuable. The foundations of these as well.
evet hani
yes, what about it?
yirmilerde atılıyor muhtemelen.
Probably in their twenties.
23 yaş hikayelerine değer kattınız
You added value to the stories of 23 years.
Başak Hanım. Çok teşekkürler.
Ms. Başak. Thank you very much.
Ben teşekkür ederim.
Thank you.
Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.