Girişimcilik Rüyası & Eticaret

Mustafa Gerdan

Türkçe Podcast

Girişimcilik Rüyası & Eticaret

Türkçe Podcast

Selamlar arkadaşlar bir sabah yürüyüşündeyim genç arkadaşlarla hasbihal niteliğinde yaşadığım

Greetings friends, I am on a morning walk, having a chat with the young friends I am with.

tecrübelerden geldiğim noktada size nasıl faydam olur paylaşacaklarımla onun derdindeyim

At the point I've reached from my experiences, I'm concerned about how I can help you with what I will share.

20-35 yaş arası arkadaşlara sesleniyor olayım çünkü ben 38 yaşına geldim ve sizin yaşayıp yaşayabileceğiniz birçok şeyi yaşadım herhalde

I should address friends aged 20-35 because I have turned 38 and I have probably experienced many things that you may experience.

şimdi lise hayatı, üniversite hayatı, bekarlık hayatı, başkasının yanında çalışan olma kısmı

Now the part about high school life, university life, single life, and being employed by someone else.

işte Türkiye'de yaşasam, yurt dışında yaşasam, kendi işimi kurabilir miyim, girişimci olabilir miyim

If I lived in Turkey or abroad, could I start my own business, could I be an entrepreneur?

kendi kazancımı hiç kimseye muhtaç olmadan kazanabilir miyim gibi

"Can I earn my own income without being dependent on anyone?"

bu tür bütün ikilemleri, sıkıntıları çok şükür çektim

I suffered from all kinds of dilemmas and troubles, thankfully.

geldiğim noktada işin baştan söyleyeyim girişimcilik kısmı çok büyük hikayeymiş

At the point I've arrived, let me tell you from the start that the entrepreneurship part is a very big story.

ticareti anlamak yerine girişimciliği anlamaya boşuna aslında vaktimizi ayırmışız, israf ettik.

Instead of understanding trade, we have wasted our time unnecessarily trying to understand entrepreneurship.

girişimcilik diye bir şey yok arkadaşlar

There is no such thing as entrepreneurship, friends.

öyle bir kavramın varlığını dahi unutun

Forget the very existence of such a concept.

girişimcilik diye bir şey yok, bilaret yapmak diye bir şey var

There is no such thing as entrepreneurship; there is only doing business.

tüccar olmak diye bir şey var

There is such a thing as being a merchant.

ticaretin kuralları, kaideleri var

There are rules and principles of trade.

bunları öğrenen, doğru uygulayan insanların başarılı olması, başarısız olması durumları var

There are cases where people who learn these things and apply them correctly succeed or fail.

o yüzden buna odaklanmak lazım

That's why we need to focus on this.

...

Sure, please provide the text you would like me to translate from Turkish to English.

bu arada bir yandan da sabah yürüyüşü yapıyorum

Meanwhile, I'm also going for a morning walk.

o yüzden nefes nefese olabilirim

That's why I might be out of breath.

onun için de kusura bakmayın

So please don't be offended for that.

arkadaşlar ticaretin temel birkaç kuralı var

Friends, there are a few basic rules of trade.

önce onları söylemek istiyorum

I want to say them first.

sonra da iş ve ticaret kısmına geçmek istiyorum

Then I want to move on to the business and trade part.

ticaret temelde nedir?

What is trade fundamentally?

elinizde bir servis ya da ürün vardır

You have a service or product in hand.

bunu insanların baktığı yere koyarsınız

You put this where people can see it.

insanlar

people

bu servisi ya da ürünü satın alırlar

they will purchase this service or product

birinci kaide bu

this is the first rule

ikinci kaide pazarlama kısmı

the second rule marketing part

ne kadar çok insanın baktığı yere koyarsanız ürününüzü ya da servisinizi

The more you place your product or service where many people are looking.

o kadar çok insan satın alır

so many people buy it.

yani diyelim ki elimizde bir ekmek var

So let's say we have a loaf of bread.

bu ekmeği önünden her gün 100 kişinin geçtiği bir bakkalın önündeki ekmek dolabına koyarsanız

If you put this bread in the bread cabinet in front of a grocery store where 100 people pass by every day,

o 100 kişiden diyelim ki 5 tanesi ekmek alır

Out of 100 people, let's say 5 of them buy bread.

onu 1000 kişinin geçtiği bir bakkalın ekmek dolabına koyarsanız 50 kişi satın alır

If you put it in a bakery's bread cabinet where 1000 people pass by, 50 people will buy it.

dolayısıyla pazarlama faaliyetleriyle

therefore with marketing activities

ekmeğinizi ürününüzü ne kadar çok insanın baktığı yere koyarsanız

the more people see your product, the better you place your bread.

o kadar çok satış alırsınız

you will receive so many sales

dolayısıyla üçüncü kısım satış

therefore the third part is sales

yani pazarlamayı da yaptınız

So you also did the marketing.

elinizde ürün vardı

You had a product in your hand.

pazarlama yaptınız daha çok insanın baktığı yere koydunuz

You did marketing and placed it where more people can see it.

daha sonra da satış kısmı gelir

then the sales part follows

yani ürünü insanlar nasıl satın alacaklar

So how will people buy the product?

işte ekmek dolabını açacaklar

Here they will open the bread cabinet.

ekmeği alacaklar içeriye girip parayı ödeyecekler

They will take the bread, go inside, and pay the money.

işin bu kısmı

this part of the job

bu kısımda satış

this part is for sales

insanlar bu sürecin tamamında nasıl bir deneyim yaşarlarsa

people will experience the process in whatever way they do

siz de o kadar başarılı olursunuz

You will be just as successful.

yani ekmeğin kaliteli olması

meaning the bread being of good quality

ekmeğin fiyatı

the price of bread

ekmeği koyduğunuz ekmek dolabının

the bread cabinet where you put the bread

işte hijyenik olması

it is hygienic

ondan sonra insanların rahatça

After that, people can comfortably

bu ekmek dolabını açıp ekmeklerini alabilmeleri

to open this bread cabinet and take their bread

oradaki ödeme yöntemi

the payment method there

işte içeriye girdiğinde sıra beklememesi

It's about not having to wait in line when she goes inside.

gibi gibi

like like

bütün süreçte

throughout the entire process

ne kadar bir rahatlık görürlerse

whatever comfort they see

ne kadar iyi bir deneyim yaşarlarsa

the better experience they have

o kadar çok satış yapabilirsiniz

You can make so many sales.

o kadar çok biliriniz olur

You will know so much.

bir yandan bu süreci

on one hand this process

kurduktan hemen sonra

immediately after building

asla tek yapmanız gereken şey daha çok pazarlama faaliyeti oluyor

The only thing you have to do is more marketing activity.

daha çok pazarlama yaptığınızda daha çok insan

the more marketing you do, the more people

sizin ürününüzü görür

I see your product.

daha çok satış yaparsınız

you will make more sales

fakat satışlarınızın arttığı nispetle de

but in proportion to the increase in your sales

aynı zamanda operasyon kalitenizi de

at the same time, your operational quality as well

iyileştirmeniz gerekir

You need to heal.

yani

that is

daha çok ekmek sattığınızda daha büyük bir

When you sell more bread, a larger one.

işte ekmek dolabı

here is the bread cabinet

daha çok personel daha büyük bir bakkal

more staff, a bigger grocery store

gibi gibi

like like

dolayısıyla

therefore

satışlarınızın arttığı nispetle

in proportion to the increase in your sales

eğer operasyonunuzu

if you operate

büyütmezseniz

if you don't enlarge it

bu sefer aynı ürünü

this time the same product

daha çok kişiye satmanız sizin için

selling to more people is better for you

büyük bir probleme dönüşür

it turns into a big problem

o yüzden de

that's why

operasyonu da büyütmek zorundasınız

You also need to expand the operation.

işin buraya kadarki kısmı sanırım

I think this is the end of the line for you.

açık olmuştur

it has been opened

şimdi işin

now your job

ticaret kısmına geldiğimizde

when we come to the trade part

artık

anymore

ekmeği bakkaldan satmak değil de

not selling bread from the grocery store

internet üzerinden dijital üzerinden satmaya geldiği iş

The business that comes to sell digitally over the internet.

yani eskiden

that is, in the past

bakkallarda satılan şeyler

things sold in grocery stores

marketlerde satılan şeyler artık

the things sold in markets now

kapımıza getirilir hale geldi

It has come to the point of being brought to our doorstep.

her şey kargolar üzerinden

everything is through shipments

lojistik firmalar üzerinden ilerliyor

It is progressing through logistics companies.

dolayısıyla

therefore

bir şeyi satıyorsak

if we are selling something

hem daha çok kişiye daha kolay gösterebilmek adına

in order to show it to more people more easily

hem de insanların değişen

and also the changing of people

alışveriş alışkanlıklarına

shopping habits

uyum sağlayabilmek adına artık

In order to be able to adapt now

ne ürünümüz ne servisimiz varsa

whatever product or service we have

bunu dijitale koymanın yollarına bakacağız

We will look for ways to put this into digital format.

burada her zaman

always here

ürünün sahibi siz olmak zorunda da değilsiniz

You don't have to be the owner of the product.

yani

that is, in other words

bu işin birçok avantajı var

This job has many advantages.

bunlardan bir tanesi de bu

one of them is this

eskiden olsa işte atıyorum

If it were in the past, I mean, for example.

bir demirciydiniz

You were a blacksmith.

demir ustasısınız

You are a master blacksmith.

o demirden bir şeyi

something made of iron

sizin yapmanız gerekir

you need to do it

işte ondan sonra veya

"That's why after that or"

bir yerden alıyorsanız da

if you are getting it from somewhere

kendi tezgahınız kadar

as much as your own counter

o ürünü satabilirdiniz ama şimdi

You could have sold that product, but now...

işler çok değişti et ticaretle birlikte

Things have changed a lot with e-commerce.

artık ürünü üretmek zorunda değilsiniz

You no longer have to produce the product.

ürünü görmek zorunda değilsiniz

You do not have to see the product.

ürünü kargolamak zorunda değilsiniz

You are not obliged to ship the product.

tüm süreçleri başkalarına yönettirebilirsiniz

You can have all the processes managed by others.

ve siz işin sadece

and you are just doing your job

masa başı kısmında olup

being at the desk area

en çok gelir elde eden

highest revenue generating

tarafı da olabilirsiniz

You can also be on that side.

et ticaretinin güzelliklerinden

the beauties of meat trade

ayrıca

also

hiçbir şekilde

in no way

ayrımcılık görmezsiniz

you will not experience discrimination

diliniz dininiz ırkınız

your language your religion your race

ne olursa olsun

whatever happens

hiç kimse size ayrımcılık yapamaz çünkü

no one can discriminate against you because

insanlarla birebir

one-on-one with people

muhatap olmazsınız

You will not be addressed.

işin bir başka

another aspect of the job

güzel yanı hali hazırda

The beautiful side is currently.

sizin için işin

your job for you

pazarlama satış kısmını

marketing sales part

kuran birçok platform var

There are many platforms for the Quran.

bu platformlardan faydalanabilirsiniz

You can benefit from these platforms.

yani ürününüzü servisinizi

that is, your product, your service

bu platformlara koyup

putting it on these platforms

zaten önünden milyonlarca insanın geçtiği

it has already been passed by millions of people in front of it

bir bakkal var yani

There is a grocery store, I mean.

siz sadece ürününüzü

you only have your product

oraya koyarsınız

You put it there.

satışını pazarlamasını

sales marketing

o platformlar yapar

they make those platforms

et ticaretinin bir başka güzel yanı da bu

Another beautiful aspect of meat trading is this.

eskiden olsa

if it were in the past

buna giriş bariyeri denir

This is called an entrance barrier.

giriş bariyerleri yüksek olduğu için

because the entrance barriers are high

ürününüzü satabilmek adına

to be able to sell your product

önce bir dükkan tutabilecek kadar

enough to rent a shop first

paranızın olması lazım

You need to have money.

işte öyle bir parayı riske atacaksınız

You will risk such a sum of money.

işte o işin hiç tutmaması ihtimali var

There is a possibility that that job won't work out at all.

insanların ürününüzü beğenmemesi

people not liking your product

ihtimali var falan

There might be a possibility or something like that.

dolayısıyla giriş bariyerleri yüksekti

Therefore, the entry barriers were high.

ama şimdi

but now

hiç para vermeden bile

even without giving any money

ürününüzü

your product

birçok fiyat forma koyup

putting many prices in form

deneyebiliyorsunuz

you can try

verdiğiniz fiyat doğru bu

The price you provided is correct.

ürününüzün kalitesini insanlar beğeniyor

People like the quality of your product.

ama

but

bunların hepsini test edebiliyorsunuz

You can test all of these.

hiçbir ücret ödemeden

without paying any fees

dolayısıyla giriş bariyerleri çok düştü

As a result, entry barriers have decreased significantly.

o yüzden

that's why

hani ben ticaret yapacağım

You're saying that I will be doing business.

derken

just then

başta da söylemiştim girişimciliği unutun

I said it at the beginning, forget about entrepreneurship.

ben girişimci olacağım falan

I will be an entrepreneur and so on.

cümlelerini aklınıza atın

Throw your sentences to your mind.

ben ticaret yapacağım derken

I said I will do business.

önünüzde bir bariyer olduğunu

There is a barrier in front of you.

düşünüyorsanız

if you are thinking

bu sizin kendinize koyduğunuz bir bariyerdir

This is a barrier you have placed for yourself.

normalde hiçbir bariyer yok

There is usually no barrier.

hiç paranız bile olmadan

without even having any money

yüz binlerce ürünü listeleyip

listing hundreds of thousands of products

birçok platformda

on many platforms

satış yapmaya başlayabilirsiniz

You can start selling.

ve ticaretin

and trade

güzel yanlarından birisi

one of its beautiful aspects

o yüzden

that's why

arkadaşlar

friends

kendinizi sınırlandırılmış

you feel restricted

önünde bariyerler

barriers in front of you

var şeklinde

as it is

hiçbir zaman düşünmeyin

never think

önünüz açık

Your way is clear.

uluslararası ticaret yapma imkanınız var

You have the opportunity to engage in international trade.

o yüzden

that's why

hatta geldiğimiz noktada artık

even at the point we have reached now

çok fazla

too much

dil bilmeye de gerek yok

There's no need to know the language either.

ingilizcem olmadığı için yapamıyorum

I can't do it because I don't have English.

gibi bahanelere de

like excuses

artık yer kalmadı

There is no space left.

o yüzden

that's why

önünüzde hiçbir bariyer yok

There is no barrier in front of you.

buradaki tek bariyer

the only barrier here

kendinizsiniz

You are yourself.

siz ne kadar isteklisiniz

how willing are you?

para kazanmaya

to earn money

siz ne kadar isteklisiniz

How eager are you?

kendi işinizi kurmaya

to start your own business

tek engel kendinizsiniz

The only obstacle is yourself.

geldiğimiz noktada gördüğüm şey bu

What I see at the point we've reached is this.

o yüzden

that's why

kendinizi geliştirmek adına

in order to improve yourself

oturup bilgisayar başına

sitting down at the computer

çalışmaya başlamanız lazım

You need to start working.

sizi engelleyen şeyler neyse

Whatever the things that block you are.

onlardan kurtulmanız lazım

You need to get rid of them.

bunlar zihninizde de olabilir

These may also be in your mind.

çevreniz olabilir

It could be your environment.

anne babanız olabilir

They could be your parents.

arkadaşlarınız olabilir

you may have friends

bu engellerden kurtulup

to get rid of these obstacles

vaktinizi

your time

kendinizi geliştirmeye

to improve yourself

testler yapmaya

to conduct tests

denemeler yapmaya

to try out

vakfetmeniz lazım

You need to dedicate (or devote).

ne kadar vakfederseniz o kadar

The more you devote, the more you receive.

gelir elde edebileceğinizi

that you can generate income

ben garanti ediyorum

I guarantee it.

ticarete giriş için

for entering into trade

şu an türkiyede

right now in turkey

çok güzel artık imkanlar var

It's very beautiful, now there are opportunities.

eskiden bundan 5-10 yıl önce

five to ten years ago

böyle bir eğitim bile yoktu

There wasn't even such training.

neredeyse yani ticareti

"almost that means trade"

öğreten insan

teaching person

neredeyse yoktu

It was almost gone.

yapanlar kendi yapıyordu

Those who were doing it were doing it themselves.

bunun eğitimini falan da vermiyordu

It wasn't even providing training for this.

fakat geldiğimiz noktada

but at the point we have arrived

bu işin eğitimini de veren

who also provides training for this job

birçok insan var birçok kurum var

There are many people, there are many institutions.

o yüzden

that's why

çok küçük miktarlara

very small amounts

eğitime yatırım yapıp

investing in education

bir an önce

as soon as possible

bu işe başlayabilirsiniz

You can start this job.

yani düşünün ki hepimiz

I mean, think that all of us

15-20 yıl eğitim aldık

We received 15-20 years of education.

işte ilkokul

here is elementary school

ortaokul lise üniversite

middle school high school university

fakat aldığımız eğitimler

but the training we received

geldiğimiz noktada

at the point we have reached

mezun olduğumuzda

when we graduate

bize doğru düzgün para kazandırmadı

It didn't earn us proper money.

bizi hiçbir şeyin bir uzmanı yapmadı

Nothing made us experts in anything.

fakat

but

ben size bugün

I today you.

söylediğim noktada diyorum ki

What I'm saying is this point.

çok küçük paralara

for very little money

yani 50-100 dolarlara 200 dolarlara

that is, for 50-100 dollars to 200 dollars

muhteşem eğitimler alıp

receiving magnificent training

hemen para kazanmaya

start making money immediately

başlayabilirsiniz bu öğrendiklerinizle

You can start with what you have learned.

diyorum

I'm saying.

dolayısıyla

therefore

o kadar para harcayıp

spending that much money

15 yılımızı harcayıp

spending our 15 years

deneme yaptıysak

if we made a trial

bu kadar eğitim alıp

after receiving so much education

acaba para kazanabilecek miyim diye

I wonder if I will be able to earn money.

bu dediğimi de bir deneyin

try this that I said too

e-ticareti öğrenin

Learn e-commerce.

e-ticareti deneyin

Try e-commerce.

test edin

test it

eğer böyle bir yerlerde çalışıyorsanız da

if you are working in such places

emin olun

be sure

eğer ilk sipariş aldıysanız

if you have received your first order

e-ticaret yaparak

by doing e-commerce

devamı gelecektir

there will be more to come

e-ticareti bırakamazsınız

You cannot stop e-commerce.

bir kere sipariş alan e-ticareti bırakamaz

An e-commerce business that has received an order once cannot give it up.

devamını kendini geliştirir

the rest will improve yourself

kendini geliştirdikçe

as you improve yourself

sınırsız kazanç elde

achieve unlimited earnings

etme imkanı olduğunu görür

sees that there is an opportunity to do it

o yüzden de tavsiyem

that's why my advice is

bir deneyin

try one

e-ticareti eğitim alın

Get training in e-commerce.

ardından bir deneyin

Then try an experiment.

ve başarılı olacağınıza inanıyorum

And I believe you will succeed.

çünkü

because

bunu neden söylüyorum

Why am I saying this?

başarılı olmuş birçok insan görüyorum

I see many people who have been successful.

evet

yes

onların ne kadar çaba harcayarak

how much effort they put in

başarılı olduğunu görüyorum

I see that you are successful.

o yüzden de hiçbirimizin önünde

that's why none of us is ahead of

bir engel olmadığını biliyorum

I know that there is no obstacle.

o yüzden rahatlıkla söylüyorum

That's why I can say it comfortably.

böyle ki

such that

ben eğitim aldım

I have received training.

denedim ama başarılı olmadım

I tried but I was not successful.

diyeniniz olursa da

if you say so

bana yazsın

let him/her write to me

e-ticareti eğitimden harcadıkları

the time spent on e-commerce training

ben kendim çıkarıp kendisine vereceğim

I will take it out myself and give it to him/her.

arkadaşlar umarım

friends, I hope

bu tavsiyem olacaksınız

You will be my advice.

çok iyi paralar

very good money

kazanıyor da olabilirsiniz

You could be winning as well.

yani bu tavsiyem sadece

So this advice of mine is only

işte mezun oldum

Here I am, I graduated.

üniversiteden işte iş bulamıyorum

I can't find a job after graduating from university.

falan diyen arkadaşlar değil

It's not friends who say things like that.

aylık 50 bin lira

50 thousand lira per month

aylık 100 bin lira dahi kazanıyor olsanız

even if you are earning 100 thousand lira per month

Türkiye'nin en prestijli

Turkey's most prestigious

şirketlerinde dahi çalışıyor olsanız

even if you are working in their companies

tavsiyem aynı zamanda size

my recommendation is also to you

çünkü

because

CEO maaşları

CEO salaries

kazanmak istiyorsanız

if you want to win

CEO'ların kazandığını daha çok kazanmak istiyorsanız

If you want to earn more than CEOs do,

çok kısa sürelerde

in very short periods of time

yine e-ticarete girmiyorsunuz

You are not entering e-commerce again.

bütün vaktiniz kendinize kalsın

May all your time be yours.

istiyorsanız

if you want

kendinize daha çok vakit geçirmek istiyorsanız

if you want to spend more time for yourself

yine e-ticarete girmelisiniz

You should enter e-commerce again.

o yüzden

that's why

tavsiyem aynı zamanda size

my advice is also to you

umarım görüşürüz arkadaşlar

I hope to see you again, friends.

şu mesajlar benim en çok

these messages are my favorite

hoşuma gidenler

the things I like

abi işte sizin eğitiminizi aldım abi siz

Bro, I've received your training, bro you...

dediğinize uydum

I went along with what you said.

işte şimdi şu kadar para kazanıyorum

Well, now I am earning this much money.

gibi mesajlar geliyor bazen

Sometimes messages like that come.

beni de bundan mutlu ediyor

It makes me happy too.

o yüzden de tavsiye vermeye devam ediyorum

That's why I keep giving advice.

kendinize dikkat edin arkadaşlar

Take care of yourselves, friends.

hoşçakalın

goodbye

Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.