Varoluşçuluk Felsefesi, Yani Egzistansiyalizm Nedir? #felsefe #bilim #kierkegaard #nietzsche

Varoluşçuluk ya da egzistansiyalizm 20. yüzyılın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa'da ortaya çıkan ve insanın kendi değerlerini kendisinin oluşturabileceğini, varoluşunu kendi kendine yaratabileceğini ve geleceğini de yine kendisinin kurabileceğini savunan bir felsefe akımıdır.

Existentialism is a philosophical movement that emerged in France towards the late first half of the 20th century, which asserts that individuals can create their own values, generate their own existence, and shape their own future.

Bu akım genel olarak psikolojik ve kültürel devinimlerin bireysel deneyimlerle birlikte var olabileceğini savunan bir felsefe akımıdır.

This movement is generally a philosophical trend that argues that psychological and cultural transformations can exist alongside individual experiences.

Soren Kierkegaard'ın genel olarak ilk varoluşçu filozof olduğu görüşü hakimdir.

It is widely held that Soren Kierkegaard is the first existentialist philosopher.

Hegelcilik ve kantçılığa karşı olarak Kierkegaard bireysel bir bakış açısına sahiptir.

Kierkegaard has an individual perspective against Hegelianism and Kantianism.

Onun oluşturduğu sorumluluk temelindeki görüş yaşamın anlamına, tutku ve samimiyet ikilisinin gerçekçi çözümlemelerine dayanmaktadır.

The perspective he established on the basis of responsibility is grounded in realistic analyses of the meaning of life, rooted in the duality of passion and sincerity.

Varoluşçuluk 2. Dünya Savaşı'nı izleyen günlerden sonra bilinirlik kazanmıştır.

Existentialism gained recognition after the days following World War II.

Akım, felsefenin yanında teoloji.

Movement, theology alongside philosophy.

Drama, resim, edebiyat ve psikoloji dallarını da etkilemiştir.

It has also influenced the fields of drama, painting, literature, and psychology.

2. Dünya Savaşı'nın sonlarında Avrupa'da başlayan ve gelişerek hızla yayılan akım daha sonrasında Amerika'da yayılmaya başlamıştır.

The movement that started in Europe towards the end of World War II and rapidly spread developed and later began to spread in America.

Alman işgaline karşı Jean-Paul Sartre ve Albert Camus gibi düşünürlerin de rol aldığı Fransız direnişi, düşüncenin nirvana noktasıdır.

The French resistance, in which thinkers like Jean-Paul Sartre and Albert Camus played a role against the German occupation, is the zenith of thought.

Soren Kierkegaard, Max Schiller, Carl Jaspers, Gabriel Marcel gibi isimler,

Names like Soren Kierkegaard, Max Schiller, Carl Jaspers, and Gabriel Marcel,

varoluşa teolojik olarak yaklaşmış, çoğunlukla Hristiyan savlarına uymuşlardır.

They have approached existence theologically and largely conform to Christian claims.

Friedrich Nietzsche, Martin Heidegger ve Jean-Paul Sartre gibi filozoflar ise tanrı tanımazdır ve layık görüşler öne sürmüşlerdir.

Philosophers such as Friedrich Nietzsche, Martin Heidegger, and Jean-Paul Sartre are atheists and have put forward secular views.

Varoluşçuluğun temeli Heidegger, Jaspers ve Sartre'ın eserlerine dayanır.

The foundation of existentialism is based on the works of Heidegger, Jaspers, and Sartre.

Öncü düşünürleri ise Pascal, Kierkegaard ve Nietzsche'dir.

The pioneering thinkers are Pascal, Kierkegaard, and Nietzsche.

Varoluşçuluk, bireyselliğin ön plana çıktığı ve insan varlığının,

Existentialism is a philosophy that emphasizes individuality and the human existence.

tüm yönleriyle incelendiği felsefi bir sistemdir demiştik.

We said it is a philosophical system that has been examined from all aspects.

Bu akımda özgürlük ve sorumluluk kavramları ön plana çıkar.

In this movement, the concepts of freedom and responsibility are brought to the forefront.

İnsan, yeryüzüne adeta fırlatılmıştır.

Man is as if thrown onto the earth.

Bu nedenle önce kendi varlığına sonra diğer insanlara sorumludur.

Therefore, he is responsible first for his own existence and then for other people.

Bu sorumlulukların farkına varılması ve yerine getirilmesi için bireyin özgür olması gerekir.

An individual must be free to become aware of and fulfill these responsibilities.

Jean-Paul Sartre'a göre insanın özgürlüğü dış koşullara bağlıdır.

According to Jean-Paul Sartre, a person's freedom is dependent on external conditions.

Devlet, toplum, yönetim mekanizmaları ve medya insanın özgür iradesini baskı altına alabilir.

The state, society, governance mechanisms, and media can oppress a person's free will.

Bu nedenle kitaplarından birinde insan özgürlüğe mahkumdur ifadesine yer vermiştir.

For this reason, he included the expression "man is doomed to freedom" in one of his books.

Varoluş felsefesi, hümanizm ve idealizm akımlarından etkilenmiştir.

Existential philosophy has been influenced by the currents of humanism and idealism.

Varoluşçulara göre önceden yazılmış kader diye bir şey yoktur.

According to existentialists, there is no such thing as a predetermined fate.

İnsan kendi kaderini belirler.

A person determines their own destiny.

Bu görüşe göre tüm değerler ve erdemler insan bazalıyız.

According to this view, all values and virtues are human-based.

Çünkü sadece insanın düşünme, karar verme ve seçme yeteneği vardır.

Because only humans have the ability to think, make decisions, and choose.

Varlık özden önce gelir. Değişi temel ilkeleridir.

Existence precedes essence. Change is its fundamental principle.

Bu ilkeye göre varoluş ile öz aynı değildir.

According to this principle, existence is not the same as essence.

Herkes var olabilir ama bir öze sahip olamaz.

Everyone can exist, but not everyone can have an essence.

Öz ile kast edilen değerler sistemidir ve insan ancak bu değerlerle gerçekten var olabilir.

The essence refers to a system of values, and a person can only truly exist through these values.

Felsefede özdek kavramı ile varolmanın iki türü vardır.

In philosophy, there are two types of existence associated with the concept of essence.

Öz olmadan, sadece bir hacme sahip olan varlıklara öz de eklenir.

Essence is also added to entities that only have a volume without essence.

Yardımseverlik, düşünme, paylaşma gibi insani değerler ile oluşan öz ise varolmanın diğer yönünü teşkil eder.

Altruism, thinking, and sharing are human values that form the essence of existence, representing another aspect of being.

Varoluşçular, insanın nesneleştirilmesine, onun, doğanın, tarihin, toplumsal çevrenin, biyolojik ve fiziksel güçlerin ürünü bir nesne konumuna indirgenmesini itiraz ederler

Existentialists object to the objectification of humans, reducing them to an object that is a product of nature, history, social environment, biological and physical forces.

ve bir özne olarak insanın emsalsizliğine, bir nesne konumuna indirgenmesini itiraz ederler.

And they object to the reduction of human uniqueness as a subject to the position of an object.

Varoluş özden önce gelir önermesine bir bakalım.

Let's take a look at the proposition that existence comes before essence.

Varoluş mantığına göre dünyada kendi varlığını kendi yaratan bir tek insandır, bir dağ, bir ağaç veya bir kuş kendi varlığını oluşturamaz.

According to the logic of existence, the only being that creates its own existence in the world is a human; a mountain, a tree, or a bird cannot create its own existence.

Bu durumun insana özgü olduğu görüşü hakimdir.

The view that this situation is unique to humans is prevalent.

Tüm canlılar etraflarının farkındadır.

All living beings are aware of their surroundings.

Fakat insan farkında olduğunun da farkındadır.

However, a person is also aware of the fact that they are aware.

Bu farkındalıkla insan için varoluş özden önce gelir.

With this awareness, existence comes before essence for humans.

Bireysel.

Individual.

Birey, yaptığı şeylerin ötesinde varoluşunun sorumluluğuna sahiptir.

The individual is responsible for the existence beyond the things they do.

İnsan, bir ağaç dikip bir amaca hizmet etmesi yolunda onu büyütebildiği gibi kendi varlığını da oluşturmaktadır.

Just as a person can plant a tree and nurture it to serve a purpose, they also create their own existence.

Oluşturduğu kavramın tüm sorumluluğu da kendindedir.

The entire responsibility of the concept he/she created also lies with him/her.

Yine varoluşçulara göre birey, varoluş yolunda sınırsız irade ve özgürlüğe, kendini var etme gücüne sahiptir.

According to existentialists, the individual has unlimited will and freedom on the path of existence, as well as the power to assert themselves.

Doğumdan önce bir yaşam yoktur.

There is no life before birth.

Yaşama anlam veren insandır.

It is humans who give meaning to life.

İnsan varlığını kendisi oluşturur.

A person creates their own existence.

İnsanlığını kendisi yapar ve nasıl yaparsa öyle olur.

A person makes their own humanity, and it becomes as they make it.

Daha net bir ifade ile insan yolu seçen taraf değil, yolu çizen taraftır.

To put it more clearly, it is not the human that chooses the path, but the one that draws the path.

Varoluş özden önce gelir.

Existence precedes essence.

Önermesi varoluşçuluğun merkezini oluşturur.

The proposition forms the center of existentialism.

Bu bireysel anlayışın en anlamlı bütünü olarak görülmüştür.

It has been seen as the most meaningful whole of this individual understanding.

Kişinin varoluşu dışında gelişen bireysel yapı,

The individual structure that develops outside of a person's existence,

O ile ifade edilmektedir.

It is expressed with that.

Bu durumda, diğerlik ifade eden bu yapı, bağımsız edimler ve sorumluluk bilincini kapsayarak varoluş olarak tanımlanmaktadır.

In this case, this structure expressing otherness is defined as existence by encompassing independent actions and a sense of responsibility.

Yaftalar, roller, kalıplaşmış davranışlar, tanımlar veya diğer önyargılar, kişi bazında toplumsal bir maske görevi görmektedir.

Labels, roles, stereotypical behaviors, definitions, or other biases serve as a social mask on an individual basis.

İşte bu yapının içindeki dışa vurulamayan temel, özü oluşturmaktadır.

The unexpressed essence within this structure constitutes its core.

Bireyin yaşantısının ne olduğu ve nasıl adlandırıldığını görmekte.

It is about seeing what the individual's experience is and how it is named.

Ve nasıl adlandırılması gerektiği gerçek özü oluşturmaktadır.

And how it should be named constitutes its true essence.

Bunun yerine keyfiyet addedilen öz, onun tabiriyle diğer tanımlamalarda kullanılmıştır.

Instead, the essence added to quality has been used in other definitions according to his definition.

Böylece insan varlığı, kendi değerlerine ve yaşamının anlamına karar veren ve bunları yaparken ortaya irade koyan bir üçüncü kişi olarak algılanmıştır.

Thus, human existence has been perceived as a third entity that decides on its own values and the meaning of its life while exercising will in doing so.

Bu kavramın ortaya atılması her ne kadar Sartre'a dayandırılsa da,

Although the introduction of this concept is attributed to Sartre,

Bu tür görüşler Kierkegaard ve Heidegger gibi düşünülür.

Such views are considered like those of Kierkegaard and Heidegger.

Sartre, Varoluşçuluk ve Hümanizm adlı konferansında der ki,

In his conference titled "Sartre, Existentialism, and Humanism," he says,

Tüm varoluşun başlangıcı insandır.

The beginning of all existence is humanity.

İnsan, kendiyle yüzleştiğinde dünyadaki varlık hissi insanın içini kaplar ve daha sonra birey bu algının içerisinde kendini tanımlar.

When a person confronts themselves, the feeling of existence in the world envelops them, and later the individual defines themselves within this perception.

Tabii ki bu iyimser düşünüşü kastettiğimizde birey zalim bir insan olmak yerine birçok farklı yol içinde hareket etmeyi seçebilir.

Of course, when we refer to this optimistic thinking, an individual can choose to act in many different ways instead of being a cruel person.

Burada açık olan şudur ki,

What is clear here is that,

İnsanların iyi veya kötü olmayı seçebilmeleri için aslında onların elinde zoraki bir esas olabilecek hiçbir şey yoktur.

In order for people to be able to choose to be good or bad, there is actually nothing that could be a forced principle in their hands.

Varoluşçu felsefe, varoluş, özden önce gelir düşüncesini üretirken,

Existentialist philosophy produces the idea that existence precedes essence.

Roll May aynı düşünceyi insan yalnızca doğanın programlaması ile büyümez, büyümesine kendisinin katkısı vardır önermesiyle anlamlaştırmıştır.

Roll has conceptualized the idea that a person does not grow solely through the programming of nature, but that there is also a contribution from the individual to their own growth.

Varoluşçuluğun önemli temsilcisi John Paul Sartre,

An important representative of existentialism, John Paul Sartre,

Eksistansiyelist yani varoluşçu fikrini Varoluşçuluk adlı eserinde şöyle anlatıyor.

He explains the existentialist idea in his work titled "Existentialism" as follows.

İnsanoğlu madem ki dünyaya atılmıştır, kendi başına bırakılmıştır.

Since mankind has been cast into the world, it has been left to its own devices.

Öyleyse yaptıklarından sorumludur.

Then he is responsible for his actions.

Nitekim o, kendini nasıl kurarsa öyle olacaktır.

Indeed, it will be as he arranges himself.

Tasarılarına, seçmelerine, eylemlerine göre varlığına bir öz kazandıracaktır.

It will give an essence to its existence based on its designs, selections, and actions.

Edinimle kendini gerçekleştirecektir, gerçekleştirmelidir.

He will realize himself with acquisition; he must realize himself.

İnsan kendini nasıl yapıyorsa öyledir.

A person is as they make themselves.

Varlığın temel seçmesi olan tasarıyla önce kendini belirler ve sonra gidişatının bütünü içinde ortaya çıkar.

With the design, which is the fundamental choice of existence, it first defines itself and then emerges within the entirety of its course.

Bu tasarıyla insan kendini seçerken bütün insanları da seçmiş olur.

With this design, when a person chooses themselves, they also choose all of humanity.

Çünkü o, tasarıyla gerçekleştirilmesi beklenen bir insan imgesi kurar.

Because it establishes a human image that is expected to be realized with the design.

Onun için seçme bir değerlendirmedir.

It is a selective evaluation for that reason.

Böylece her insan her an bir insanlığa bağlanır.

Thus, every person is connected to humanity at every moment.

Ve varoluşçuların bunaltıyı özgürlük içinde bırakılmışlığın bir belirtisi gibi görmeleri bundandır.

And this is why existentialists see anguish as a sign of being left in freedom.

Bunaltı, gelip bir yerde sorumluluk duygusuna, yani eyleme ve ahlaka dayanır.

Oppression is based on a sense of responsibility in a certain place, that is, on action and ethics.

Varoluşçuluk, ahlakı bir nesnel değerler düzenine değil, insanın kökten özgürlüğüne dayandırır.

Existentialism bases morality not on an objective system of values, but on the radical freedom of the individual.

İnsan, özgür olmaya mahkumdur.

A person is doomed to be free.

Varoluşçuluğun öznelciliğine gelince, o da, komünistlerin ileri sürdükleri gibi burjuva kökenli oluşunu görür.

As for the subjectivity of existentialism, it also recognizes, as the communists assert, its bourgeois origins.

O da, komünistlerin ileri sürdükleri gibi burjuva kökenli oluşunu görür.

He also sees that it has bourgeois origins, as the communists assert.

O da, komünistlerin ileri sürdükleri gibi burjuva kökenli oluşunun bir belirtisi değildir.

That is not an indication of its bourgeois origins, as the communists claim.

İnsanı bir nesne gibi görmeyi istemeyişinin bir işaretidir.

It is a sign of not wanting to see a human as an object.

Çünkü bu öznelcilik, özneler arası ilişkileri kapsar.

Because this subjectivism encompasses intersubjective relations.

İnsan varoluşu, ancak başkalarıyla olan ilişkilerine göre belirlenir.

Human existence is determined only by its relationships with others.

Evrenselliği de özünde değil, durumundadır.

Universality lies not in its essence, but in its condition.

Her insan durumunun, somut gerçekliğiyle öbür insanlara bağlanır.

Every person's situation is connected to other people through its concrete reality.

Bundan dolayı, özgürlüğün hem tek insan için, hem de bütün insanlar için istenmesi gerekir.

For this reason, freedom should be desired for both the individual and all of humanity.

Böylece, özgürlük ve insancılık temeli üzerinde bir ortaklaşılık meydana gelecektir.

Thus, a commonality will emerge based on the foundation of freedom and humanity.

Bu, açık bir insancılıktır.

This is a clear humanity.

Her gün yeniden kazanılacaktır.

It will be won again every day.

Nedeni şu, bu insancılık, her gün yeniden elde edilmesi gereken bir insan özgürlüğünü amaçlıyor.

The reason is this: this humanity aims for a human freedom that must be achieved anew every day.

Bir veri olarak görmüyor onu.

He does not see it as a piece of data.

Jan Paul Sartre Varoluşçuluk

Jean-Paul Sartre Existentialism

Bir düşünelim, masanın üstünde duran bir sürahi,

Let's think about it, a pitcher on the table,

var olmadan önce düşünülmüş, belki onu imal eden tarafından bir kağıda çizilmiş, tasarlaması yapılmıştır.

It has been conceived before its existence, perhaps drawn on paper by the one who produced it, it has been designed.

O, içine su konulmak üzere tasarlanmıştır.

It is designed to hold water.

Bir modele göre ve belli bir kullanım amacıyla imal edilmiş olan bu sürahi,

This jug, manufactured according to a specific model and for a particular purpose,

bir varoluş olmadan önce bir fikir, bir kavram, başka bir deyişle bir öz olmuştur.

Before there was an existence, there was an idea, a concept, in other words, an essence.

Ama sen, yani insan, şu veya bu şey olmadan önce de vardın.

But you, that is, a person, existed before this or that thing.

Şu veya bu şey olmaya karar veren sensin.

You are the one who decides to be this or that thing.

İnsan söz konusu olduğunda varoluş özden önce gelir.

When it comes to humans, existence comes before essence.

Kişiliğin önceden çizilen bir modele göre ve belli bir amaç için yapılmamıştır.

The personality has not been created according to a predetermined model and for a specific purpose.

Herhangi bir amaca hizmet etmeyi, herhangi bir eylemde bulunmayı seçen sensin.

You are the one who chooses to serve any purpose or take any action.

Bu videomuzda size egzistansiyelizmi tam anlamıyla anlatmış bulunduk.

In this video, we have fully explained existentialism to you.

Diğer ayrıntıları ve diğer merak ettiğiniz şeyleri yorumlarda yazın.

Write other details and any other things you are curious about in the comments.

Videoyu beğendiyseniz de like atmayı ve kanalımıza abone olmayı unutmayınız lütfen!

If you liked the video, please don't forget to like it and subscribe to our channel!

Videoyu beğendiyseniz de like atmayı ve kanalımıza abone olmayı unutmayın lütfen!

If you liked the video, please don't forget to like it and subscribe to our channel!

Enpirist saygıyla sundu!

Presented with respectful empiricism!