BENİM SUÇUM YOK

Evet arkadaşlar, bugün size hormonlardan bahsetmek istiyorum.

Yes, friends, today I want to talk to you about hormones.

Peki ben neden bu konudan bahsetmek istiyorum?

Well, why do I want to talk about this issue?

Gebelik sürecinde böyle bambaşka bir insan oldum.

I became a completely different person during the pregnancy process.

Yani bambaşka bir insan derken.

So when I say a completely different person.

Normalde böyle insanların ağlayarak izlediği bir filmde

Normally, in a film that such people watch while crying.

böyle vardır yani orta koltukta oturup böyle sağına soluna bakanını

So there are those who sit in the middle seat and look to their right and left.

yani niye bu kadar ağlıyorlar ki ya da ne var ya

So why are they crying so much, or what's going on?

bu sonuçta bir film ya da niye bu kadar işselleştiriyorlar diyen insan o bendim.

In this result, I was the person who said, "Is this a movie or why are they internalizing it so much?"

Çok böyle efsane derecede böyle duygusal böyle öyle bir karakter değilim.

I'm not really that legendary, emotional, or that kind of character.

Ama gebelik sürecinde o kadar hassas bir insan oldum ki.

But I became such a sensitive person during the pregnancy process.

Hatta bir gün iş yerinde böyle ameliyata gireceğim.

In fact, one day I will have such surgery at work.

Ondan sonra uzun bir vakaydı.

It was a long case after that.

Arkadaşım bir de dedi ki işte ya sen dedi alma dedi vakayı dedi.

My friend also said, "Well, you shouldn't take the case."

O hamilesin dedi hayır dedi o dedi vakayı ben alacağım dedi işte.

She said you are pregnant, she said no, she said I will take the case.

Çok o kadar süre ayakta durma.

Don't stand up for that long.

Ben böyle gözyaşım böyle pıt pıt akmaya başladı.

My tears started to flow like this, drop by drop.

Sonra bir köşeye çekildim.

Then I withdrew to a corner.

Çünkü iş hayatımdaki insanlar da benim o tipime alışkın değil.

Because the people in my work life are not used to that side of me either.

Köşeye çekildim ne oldu falan diyorlar.

I've withdrawn to the corner, they are asking what happened and so on.

Normalde asla öyle bir insan değilim.

I am not normally that kind of person at all.

Ben bugün onun işini haline derim.

I would take care of his job today.

O benim yarın işimi haline der.

He will take care of my job tomorrow.

Böyle bir arkadaşlık bağımız da bu şekilde.

Our friendship bond is like this.

Niye bu kadar böyle olayları içselleştiriyorsun.

Why are you internalizing events like this so much?

Böyle bir şey oluyor falan sanki her şey bana söyleniyormuş gibi.

It feels like everything is being said to me, as if something like that is happening.

Böyle bir triviz.

Such a trivia.

Sonradan dedim ki yani ben bu içimdeki bu farklı bir insan ne zaman bitecek dedim.

Later, I said, when will this different person inside me end?

Zaten ondan dolayı herhalde çok sevmediğim o süreci.

That's probably why I didn't like that process very much.

O süreç bittikten sonra artık normal bir insanım dönmeye kendime göre normal eski halime dönünce işte bu dedim ya.

After that process is over, I'm just a normal person again; when I revert to my normal self, that's what I meant.

Hayat bu çok zormuş dedim.

I said life is very hard.

Bu ne dedim böyle her şey dedim takılmak, ağlamak, sızlanmak böyle her şeyin sana yapıldığını düşünülmesi falan.

What did I say, I said everything was about hanging out, crying, complaining, thinking that everything is done to you and so on.

Ondan sonra dedim ki ya yok abi dedim ya bizi dedim biz yapan şey hormonlarmış dedim.

After that, I said, "No way, man, I said, the thing that makes us who we are is hormones."

Yani öyle değil mi zaten bu çok üzücü bir olay.

So it's not like that already, this is a very sad event.

Bu bağcılarda çok çok kötü ya.

These vineyards are really, really bad.

Annesinin kafasını kesip balkondan dışarıya çıkartan bir tane çocuk var adam vardı.

There was a man who had a child that cut off his mother's head and brought it out on the balcony.

Sonra polislere demiş ki anneme söyleyin kıyafetlerimi getirsinler demiş.

Then he told the police to tell my mother to bring my clothes.

Yani düşün kullandığı o maddeden sonra salgılanan o dobaminin oranının fazla olması

So, think about the fact that the amount of dopamine released after using that substance is high.

artık hani şizofreni.

It's like schizophrenia now.

Farklı bir şeyler görmeye yaptığının da kendisiyle alakası olmadığını kendi artık bilinci dışında hareket etmeye tetiklemiş.

She has triggered herself to act outside of her own consciousness, realizing that what she is doing has nothing to do with seeing something different.

Yani onun için gerçekten hormonlar çok farklı ya.

So for him, the hormones are really very different.

Yani insan denilen şey ne kadar değişik değil mi?

So, isn't it true that the thing called a human is quite different?

Dünyayı algı olma şekliniz, algılarımıza göre hissettiklerimiz, hissettiklerimize göre verdiğimiz tepkiler,

The way you perceive the world, what we feel according to our perceptions, the reactions we give based on what we feel,

tepkilerin de sonucunda yaşamdan aldığımız tat ya da deneyimlediğimiz anlar.

the taste we get from life or the moments we experience as a result of our reactions.

Hepsi tek bir şey.

They are all one thing.

Yani vücudumuzun salgıladığı hormonlara bağlı olduğuna inanabiliyor musunuz?

So can you believe that it depends on the hormones released by our body?

Yani yaşam, deneyim denen bütün anların uçucuya eklenip birleştirilmiş hali.

So life is the combined state of all moments called experience, added to the fleeting.

Dolayısıyla insan bedeninin iç mekanizmalarını anlayacak ve yönlendirecek olma yetisi

Therefore, the ability to understand and guide the internal mechanisms of the human body.

tüm yaşamını değiştirecek güce sahip olması anlamına geliyor.

It means having the power to change all of your life.

Peki, belirli bir hormon seviyesindeki yükselme ile tamamen böyle farklı bir insan gibi,

Well, with an increase in a certain hormone level, like a completely different person,

davranmamız mümkün mü?

Is it possible for us to behave?

Yani eğer bu mümkünse, kontrolden çıktığımız anlar için bir çeşit biyokimyasal sinyalleşmeyi suçlayabilir miyiz?

So, if this is possible, can we blame some kind of biochemical signaling for the moments we lose control?

Hani benlik bir şey yok.

There's nothing about me.

Arkadaşım, hormonlarım yüzünden böyle oldu.

My friend, this happened because of my hormones.

Bu hormonları ele alacak olursak, dopamin.

If we consider these hormones, dopamine.

Birçokları tarafından bağımlılık kelimesiyle özleşmiş olan bir hormon.

A hormone that has become synonymous with the word addiction for many.

Motiv olduğundan iş yapıldığı sırada,

While the work is being done because of the motivation,

motivasyonu sağlamak amacıyla salgılanan dopamin ile başlamak gerektiğini düşünüyorum ben.

I think it should start with the dopamine released to ensure motivation.

Bağımlılık yapan sigara, alkol, uyuşturucu gibi maddeler,

Addictive substances such as cigarettes, alcohol, and drugs,

vücutta dopamin salgılanmasını sağlıyor ve motivasyonu arttırıyor.

It ensures the release of dopamine in the body and increases motivation.

Uzun süreli dopamin dışarıdan tetiklenerek salgılanması da buna madde bağımlılığı diyoruz.

We call this substance addiction, triggered by external stimulation of dopamine for a prolonged period.

Vücutu tembelleştiriyor ve dopamin salgılanmasını azaltıyor.

It lazies the body and reduces dopamine release.

Normal hayatlarda da bu insanlar böyle motivasyon, konsantrasyon sorunu,

In normal lives, these people also have problems with motivation and concentration.

bunları çektikleri için tetikleyici olarak bu maddelerin tekrar vücuda alınmasını istemek durumunda kalıyorlar.

Because of these triggers, they are forced to want these substances to be taken back into the body.

Fakat her şeyin olduğu gibi dopaminin de fazlası zarar.

However, like everything, too much dopamine is harmful.

Yani şöyle ki dopamin fazla salgılandığı zaman şizofreniye, psikoza neden oluyor.

So, when dopamine is released excessively, it causes schizophrenia and psychosis.

Dopamin oranı arttıkça beyin alakasız durumlar arasında ilişki kurmaya ve gerçekleşiklikten böyle kopmaya başlıyor.

As the dopamine levels increase, the brain starts to establish connections between unrelated situations and begins to detach from reality.

Böyle antidepresan ilaçlar dopamin seviyesini azaltmaya yönelik kullanılıyor.

Such antidepressant medications are used to reduce dopamine levels.

Ayrıca özellikle,

Additionally, especially,

esrar ve kokain de dopamin seviyesini arttırarak hayal görmeye sebep oluyor.

Marijuana and cocaine also increase dopamine levels, causing hallucinations.

Hatta bunlar insanda kalıcı etki de bırakabiliyor.

In fact, these can leave a lasting impact on a person.

Eğer vücudun hali hazırda salgıladığı dopamin miktarı fazla ise,

If the amount of dopamine that your body is currently producing is high,

siz de bu salgılama arttıracak maddeler kullanıyorsanız şizofreni sürecini hızlandırıyorsunuz demektir.

If you are using substances that increase this secretion, you are accelerating the process of schizophrenia.

Dopamin ormanının eksikliğini gidermenin pek çok farklı yolu var.

There are many different ways to compensate for the lack of the dopamine forest.

Bir de doktor tarafından dopamin ormanının eksikliğinin teşhis edildikten sonra

After being diagnosed by a doctor with a deficiency of the dopamine forest.

başlanacak ilaç tedavisi ile,

with the medication treatment to be started,

bir de bu yöntemlerden sadece biri tabi ki de,

of course, this is just one of these methods.

ilaç tedavisine ek olarak dopamin ormanını aşırıya kaçmadan doğal yöntemlerle de arttırmak mümkün.

In addition to medication therapy, it is possible to naturally increase the dopamine levels without excess.

Mesela yüksek proteinli besinler tüketerek ya da dolmuş yağ içeren besinlerin tüketimini azaltarak,

For example, by consuming high-protein foods or reducing the intake of foods that contain trans fats,

düzenli egzersiz, uyku düzenini ayarlamak, güneş ışığında mahrum kalmamak,

regular exercise, adjusting sleep patterns, not being deprived of sunlight,

yani yürüyüş yapmak, bunlar dopamin ormanını arttırıyor.

So, walking increases the dopamine forest.

Diğer bir hormon ise oksitosin ve aşk.

Another hormone is oxytocin and love.

Bütün hormonların arasında belki de en yaygın bilineni oksitosindir.

Among all hormones, perhaps the most well-known is oxytocin.

Genellikle aşk hormonu ya da sarılma kimyasalı olarak tanınır.

It is generally recognized as the love hormone or the hugging chemical.

Oksitosin hormonunun otizm, kaygı, depresyon ve kronik ağrı için potansiyel bir tedavi olabileceği öne sürülmüştür.

It has been suggested that the oxytocin hormone could be a potential treatment for autism, anxiety, depression, and chronic pain.

Doğumda anne sütü ile beslemede ve orgazmda salınan oksitosin,

Oxytocin released during breastfeeding and orgasm at birth,

bizim de dahil olduğumuz birçok memeli de anaçlık ve eşe bağlılık davranışını tetikler.

Many mammals, including ourselves, also trigger maternal and mating behaviors.

2005 yılında burun spreyi ile oksitosin verilen bireylerin çevrelerindeki insanlara daha fazla güvendiği ortaya çıkmıştır.

In 2005, it was found that individuals who received oxytocin through a nasal spray trusted the people around them more.

Daha sonrasında yapılan araştırmalarda oksitosin koklamanın böyle cömertliğe, işbirliğini ve empati arttırdığı bulgularına ulaşılmış.

Subsequent research has found that smelling oxytocin increases generosity, cooperation, and empathy.

Hatta cinsel yaşamı güçlendirdiği, kalbiyi azaltacağı ve güven duygusunu güçlendirdiği,

It even strengthens sexual life, reduces the heart, and enhances the sense of trust.

kalbiyi azaltacağı ve güven duygusunu geliştireceği iddiasıyla bu ürünlerin ticari uygulamaları bile üretildi.

These products have even been commercially implemented with the claim that they will reduce heart rate and improve the feeling of trust.

Oksitosin ürünleri yaygın olarak satılsa da özellikle bilim camiasında bu ürünlerin aldatıcı reklamlarına inanmayanlar var.

Although oxytocin products are widely sold, there are those in the scientific community who do not believe in the misleading advertisements for these products.

Yapılan bir araştırmaya göre bilim insanları bile kendi araştırmalarının sonuç bölümünü terk etmiş gibi görünüyor.

According to a study, even scientists seem to have abandoned the results section of their own research.

Yani çok saçma bir şey oldu bu.

So, this is really a ridiculous thing.

Yapılan bir araştırma değil, bilim insanları da bu araştırmalara alakalı bir tane daha araştırma yapmış.

It's not a research study that was conducted; scientists have also conducted another study related to these researches.

Şey bu.

It's this.

Engin Günaydın'ın bir tane şeyi vardı ya.

Engin Günaydın had a thing, you know.

Netflix'te bir tane dizisi var bu yeni olan.

There is a new series on Netflix.

Bir şey söyledi.

He/She said something.

Diyor ki sarı saçlı insanlar daha zeki oluyor.

It says that people with blonde hair are smarter.

Bilim insanları böyle araştırmış.

Scientists have researched this way.

Sonra da diyor ya.

Then he says.

Bilim kimsenin bilmediği bir şey.

Science is something nobody knows.

İstediğini sallıyorsun.

You're waving what you want.

Neyse.

Anyway.

Oksitosinin kan beyin bariyerinin de geçebildiği de kanıtlanmış.

It has also been proven that oxytocin can cross the blood-brain barrier.

Bu hormon burnundan çeken bireylerde alınan omurilik sıvıları üzerine yapılan bir çalışmada bunun olabileceği önermesinde bulunmuyor.

A study conducted on the cerebrospinal fluids taken from individuals who sniff this hormone does not suggest that this could be the case.

Fakat kesin konuşmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.

However, more work is needed to speak definitively.

Dışarıda alınan oksitosin gerçekte de beynin içine girse bile etkileri duruma göre değişiklik gösteriyor.

The effects of oxytocin taken externally can vary depending on the situation, even if it actually enters the brain.

Farelerde yapılan araştırmalara göre oksitosin beyin devrelerinde değişikliğe sebep oluyor.

According to research conducted on mice, oxytocin causes changes in the brain circuits.

Ve dolayısıyla sosyal olarak ilişkilerde de odaklanmayı sağlıyor.

And therefore, it enables a focus on relationships socially.

İnsanların böyle karmaşık sosyal yaşantılarında grup bağlarını güçlendirmesinin yanında

In addition to strengthening group ties in people's such complex social lives,

grubun dışındakileri de düşmanlığı arttırabileceği ihtimaliyle

with the possibility that it could increase hostility towards those outside the group

bu etkinin olumlu ve olumsuz sonuçlarının bir arada bulunduğunu söyleyebiliriz diyor bir araştırma.

A study suggests that we can say this effect has both positive and negative outcomes.

İlgili alanda yapılan başka araştırma da yüksek dozda oksitosinin başkalarının düşüncelerine karşı

Other research in the relevant field also suggests that high doses of oxytocin are against the thoughts of others.

bireyleri aşırı böyle hassas yapmasıyla kaygı arttırabileceği önermesinde bulunmuyor.

It does not suggest that it may increase anxiety by making individuals excessively sensitive in such a way.

Bu sebeple oksitosin takviyelerinde de şüpheyle yaklaşmak gerektiğini düşünülüyor.

For this reason, it is believed that one should approach oxytocin supplements with skepticism.

Ve diğer bir hormon ise açlık ve sinir hormonu.

And another hormone is the hunger and stress hormone.

Bunu gerçekten bu hormonla tanıştık.

We really met this hormone.

Bu hormon bence boğa burçları için üretilmiş bir hormon olduğunu düşünüyorum.

I believe this hormone is produced specifically for Taurus zodiac signs.

Aç kaldığınızda sinirlenebildiğinizi fark ettiniz mi?

Have you noticed that you can get angry when you are hungry?

Oldukça böyle yaygın görülen bu durumda açlık hormonu olarak adlandırılan, girilen hormon rol oynuyor.

In this commonly observed situation, the hormone referred to as the hunger hormone plays a role.

Midenizin boşken salınan bu hormon, bu nöropeptid seviyelerindeki artışı tetikliyor.

This hormone released when your stomach is empty triggers an increase in these neuropeptide levels.

Nöropeptid, yeme istediğimiz oluşumunda ve sinir ile saldırganlık dahili olan bir sinir ileticisi.

Neuropeptide is a neurotransmitter that is involved in the formation of our desire to eat and aggression.

Bu açlık hormonu yani ghrelin seviyesi yükseldiğinde beyni böyle kişiyi yemeye yönlendiren sinyaller gidiyor.

When the level of this hunger hormone, that is, ghrelin, rises, signals are sent to the brain directing such a person to eat.

Birçok obez kişi ghrelin seviyesinin değiştiğini saptanmıştır.

It has been found that many obese individuals have altered levels of ghrelin.

Bu da onların gerçekte almaları gerekenden daha fazla gıdaya ihtiyaç duydukları hissetmelerine yol açar.

This also leads them to feel that they need more food than they actually require.

Bu hormonun seviyeleri gıda alımından önce yükselir ve bir miktar kalori alımıyla birlikte düşer.

The levels of this hormone increase before food intake and decrease with a certain amount of calorie intake.

Diyet yapan insanlar da ghrelin seviyesi yükselir.

People who are on a diet also have elevated ghrelin levels.

Bu da diyetle böyle uzun vadeli kilo kaybı sağlamakta.

This also provides long-term weight loss with a diet.

Örneğin bu kadar zor olduğunu açıklıyor zaten bu durum.

For example, this situation already explains how difficult it is.

Öte yandan obez kişilerde ghrelin seviyelerinde öğünlerden sonra yaşanması gereken düşüş normal kilolu kişilere göre daha azdır.

On the other hand, the decrease in ghrelin levels that should occur after meals is less pronounced in obese individuals compared to those of normal weight.

Bu da yeterince gıda alındığı halde iştahın devam etmesine veya kısmi zamanda geri gelmesine neden oluyor.

This also causes the appetite to continue or partially return even when enough food has been consumed.

Ghrelin kilo almayı inanılmaz derecede etkileyen bir hormon.

Ghrelin is a hormone that incredibly affects weight gain.

Çünkü konsantrasyon öğünlerinden önce yükseliyor.

Because concentration rises before meals.

İştah hissini uygun.

The feeling of appetite is appropriate.

İştah hissini uyarıyor.

It stimulates the feeling of appetite.

Ve sürekli böyle yemek yeme isteği arttırıyor.

And it constantly increases the desire to eat like this.

Ve tek başına hormon ve sinir iletişim seviyeleri aç olduğunuzda kontrolü kaybedeceğiniz anlamına gelmiyor tabiki.

And of course, just because your hormone and nerve communication levels are high doesn't mean you'll lose control.

Hani amigdala ve proferantal korteks arasındaki bağlantı insandan insana farklılık gösteriyor.

You know, the connection between the amygdala and the prefrontal cortex varies from person to person.

Dolayısıyla bazı insanların açlığa bağlı sinir ve saldırganlık davranışını sergilemeye daha yatkın olduğu önermesinde de bulunabiliriz.

Therefore, we can suggest that some people are more prone to exhibiting nervousness and aggressive behavior related to hunger.

Açlığın getirdiği sinir ve saldırganlığa bir uyum sağlama davranışı olduğu da iddia ediliyor.

It is also claimed that it is a behavior to adapt to the irritation and aggression caused by hunger.

Ve Adrenalin.

And Adrenaline.

Bir çoğumuzun isim olarak bildiği vücutta korku, heyecan durumunda saldıranması artan hormonudur.

It is the hormone in the body that increases in response to fear and excitement, which many of us know by name.

Ayrıca böyle çok sinirlendiğimiz zaman sinirden böyle elimizin ayağımızın boşaldığı zamanlarda da salınımı artıyor.

Also, during times when we get very angry and feel weak in our arms and legs due to anger, the oscillation increases.

Adrenalinin bağımlılık yapıcı bir özelliği var.

Adrenaline has an addictive quality.

Adrenaline böyle isterik bir durumda olan vücut bir şekilde insanı böyle adrenalin aktivitesi arayışında arıyor.

In such a hysterical situation, the body is somehow searching for adrenaline activity in a way that makes a person seek it out.

Genelde doğa sporlarıyla ulaşanlarda yarışçılarda rastlantısı olan bir durum.

It is a situation that is often encountered by those who reach through outdoor sports and by competitors.

Hani hep böyle daha fazlasını istiyorlar ya mesela atlayışçılar, paraşütçüler seviyelerini artırmaya çalışıyorlar.

You know how they always want more, for example, jumpers and skydivers are trying to increase their levels.

Böyle sürekli bir seviye artırma isteği oluyor onlarda.

They have a constant desire to level up like this.

Korku filmlerinin fazlasıyla ilgili insanlarda da aynı durum söz konusu.

The same situation applies to people who are overly involved with horror movies.

Vücut stres altındayken hormonların salınımına sorumlu organımız, hipotalamus, hipofis bezini bir uyuru gönderiyor.

When the body is under stress, our organ responsible for hormone release, the hypothalamus, sends a signal to the pituitary gland.

Ve adrenalin salgılanması gerektiğini iletiyor.

And it communicates that adrenaline needs to be released.

Adrenalinin başlıca görevi ise bu tarz stresli durumlarda kanı parmak uçları, burun kulak gibi kılcal damarlardan çekip kol gibi daha geniş kas gruplarına göndermektir.

The main function of adrenaline is to pull blood from capillaries in areas like the fingertips, nose, and ears during such stressful situations and direct it to larger muscle groups like the arms.

Bu hareket sizin mevcut durumunuza savaşmanız için gelişmiştir.

This movement has developed for you to fight for your current situation.

Yani stres altındayken bir anda güçlenmenize neden olur.

So it suddenly makes you stronger when you are under stress.

Hatta böyle kavgalarda insanlar o anki salgılanan adrenalinle mesela baya elin yüzü kanıyor.

In fact, in such fights, people can really end up with bruises and cuts on their hands and face due to the adrenaline released at that moment.

Olaylar baya büyüyor falan hiçbir şey hissetmiyorsun algılayamıyorsun bile.

Events are getting pretty big and you don't feel anything, you can't even perceive it.

Sonradan bir bakıyorsun vücudunda böyle bir yerin kanamış bir şeyler oluyor salgılan adrenalin hormonuyla olayın farkına varamıyorsun.

Later on, you realize that there’s a part of your body bleeding, but you don't notice the situation because of the adrenaline hormone that's being released.

Bir de kortuzol hormonu var.

There is also the cortisol hormone.

Kortuzol hormonu stres hormonu olarak da biliniyor.

The cortisol hormone is also known as the stress hormone.

Böyle stres tehlikeli altında salgılanan adrenalin ve noradrenalin hormonlarını veriyor.

This kind of stress releases adrenaline and noradrenaline hormones, which are dangerous.

Kortuzol hormonuna göre böyle vücudun ihtiyacı olan enerji saniyeler içinde yağları yakıp böyle glikoza çevirerek elde etmemizi sağlıyor.

According to the cortisol hormone, this allows the body to obtain the energy it needs by burning fats and converting them into glucose within seconds.

Böyle kendinizi koruyup kollayacak güce kavuşuyorsunuz.

This way, you gain the power to protect and look after yourself.

Bazı durumlarda olur yani adım atabilmek için mucizeyken ya da bir kavgada aldığınız bir darbe sonrası hareket edemez hale gelirsiniz.

In some situations, it happens that you can become immobilized after a miracle or after receiving a blow in a fight.

Fakat bir anda böyle bir güç geliyor anlık bir güç.

But suddenly, such a power comes, a momentary power.

Ya da geçirilen bir trafik kazası sonrası yine böyle ilahi bir güç tarafından yapamam dediniz yani şeyi.

Or did you say that you couldn't do it because of such a divine power after experiencing a traffic accident?

Yapamamanız gereken bir şeyi yapıyorsunuz.

You are doing something you shouldn't be doing.

İşte bu gücün yaratıcısı kortuzol hormonu.

Here is the creator of this power: the cortisol hormone.

Ne de güzel hormonmuş keşke en çok bunu salgılasak diye olabilirsin ama erken karar vermemeniz gerektiğini şimdi anlayacaksınız.

What a beautiful hormone it is, I wish we could secrete it the most, but you will realize now that you shouldn't make hasty decisions.

Çünkü bu güzel hormonun yanlarında böyle kortuzol başta da denildiği gibi stres hormonu.

Because this beautiful hormone is accompanied by cortisol, which, as mentioned earlier, is the stress hormone.

Ve işin içinde stres varsa emin olun bizim zararımıza olan çok şey oluyor.

And if there is stress involved, rest assured that a lot of things are happening to our detriment.

Bu hormon enerji sağlayabilmek adına glikoz ürettiği için.

This hormone produces glucose in order to provide energy.

Bağışıklık sisteminize de bir nevi darbe vuruyor.

It also deals a kind of blow to your immune system.

Ve bu süreçte normalden daha fazla dışarıdan gelebilecek hastalıklara açık hale geliyorsun.

And during this process, you become more vulnerable to diseases that may come from outside than usual.

Eğer geçmişte daha sık hasta oluyorsan bunun sebebi belki de daha fazla stresli olmanıza bağlamanın zamanı geldi.

If you have been getting sick more often in the past, it might be time to link that to being more stressed.

Vücudunuzun böyle anlık olarak kendi yenildiğini ufak tefek sorunları size hissettirmeden kendi içinde çözdüğünü biliyorsun değil mi?

You know that your body resolves small issues internally without making you feel them, as it momentarily heals itself, right?

Mesela yaralarına kabuk bağlaması daha sonra iyileşmesi buna en güzel örnek.

For example, the scabbing of wounds and then their healing is the best example of this.

İşte kortuzol bunu engelliyor.

Here, cortisol prevents this.

Çünkü stres altındayken bağışıklığınız azalıyor.

Because your immunity decreases when you are under stress.

Hasta oluyorsun.

You are getting sick.

Vücut kendi kendine yenileneyemiyor.

The body cannot renew itself on its own.

Psikolojik problemler, posttramatik, stres bozukluğu, depresyon gibi rahatsızlıkların da kortuzol miktarını yükselttiği göz önünde bulunuyor.

Psychological problems, such as post-traumatic stress disorder and depression, are also considered to increase cortisol levels.

Bu hormonun salgılanmasını azaltmak için öncelikle uykumuza çok ama çok dikkat etmemiz gerekiyor.

To reduce the secretion of this hormone, we primarily need to pay a lot of attention to our sleep.

Tek bir uykusuz geceden sonra bile kortuzolun vücutta ilgilenmiyor.

Even after a single sleepless night, cortisol doesn't care about the body.

Ayrıca bir ilginç bilgi daha sabaha karşı kandaki kortuzol düzeyi azalıyor.

Additionally, an interesting fact is that the cortisol level in the blood decreases in the early morning.

Bu nedenle de en fazla ölümler sabaha karşı meydana geliyor.

For this reason, most deaths occur in the early morning hours.

Kortuzol kötü adam olduğu olarak da düşünülebiliyor.

Cortisol can also be thought of as the bad guy.

Yani kronik sağlık durumlarının arasında bağlantısından dolayı kronik hastalıklarla alakalı.

It is related to chronic diseases due to the connection between chronic health conditions.

Bu sebeple birçok insanlar her ne koşulda olursa olsun bu hormonun seviyesini azaltması gerektiğine inanılıyor.

For this reason, many people believe that the level of this hormone needs to be reduced under any circumstances.

Bir diğer hormon ise testosteron.

Another hormone is testosterone.

Savaşlardan poliganlığa ya da bankacılık krizlerine kadar birçok şey için testosteronu suçlayan insanlar olabilir.

There may be people who blame testosterone for many things, from wars to polyamory or banking crises.

Dolayısıyla bu hormonun pek de iyi bir üyeliğine sahip olduğu söylenemiyor.

Therefore, it cannot be said that this hormone has a very good membership.

Yüksek testosteron seviyeleri statüöre işi davranışı ile bağlantılı olsa da bu davranışın ortaya çıkışı sosyal normlara göre farklılık gösteriyor.

Although high testosterone levels are associated with status-related behavior, the emergence of this behavior varies according to social norms.

Enjeksiyon ile testosteron verilen bireyler bir oyun içerisinde kendisine adil davranmayan kişileri

Individuals receiving testosterone through injection perceive those who do not treat them fairly in a game.

cezalandırmaya daha meyilli.

more inclined to punish.

Eğer rakibi cömert ise bu cömertliğe karşılık vermeye daha yatkın oluyor.

If the opponent is generous, they are more inclined to respond to that generosity.

Diğer taraftan yaygın bilinen aksine yüksek testosteron ile kellik arasında bir bağlantı yok.

On the other hand, contrary to popular belief, there is no link between high testosterone and baldness.

Saç kaybı 5-alpa enziminin aktivitesinden kaynaklanıyor.

Hair loss is caused by the activity of the 5-alpha enzyme.

Bu enzim testosteronu dönüştürüyor.

This enzyme converts testosterone.

Bir de yalnızca küçük bir dozda testosteron dihidrotestosteronun yıkıcı dozunu oluşmasını sağlar.

Additionally, it only allows the formation of a destructive dose of dihydrotestosterone in a small dose of testosterone.

Bir birey bu enzimi hangi miktarda üreteceğini ya da yani poliküllerin bu etkiye ne kadar hassas olduğunu karar veren şey genetik oluyor.

An individual's production of this enzyme, or the sensitivity of the follicles to this effect, is determined by genetics.

Testosteron seviyesinin düşmesinde erkek menopozunun sebep olduğu da çoğunlukla bir midden ibaret oluyor.

The decrease in testosterone levels is often merely a matter caused by male menopause.

Testosteron seviyesi 30 yaşından sonra her yıl ortalama %1 olarak düşüyor.

Testosterone levels drop by an average of 1% each year after the age of 30.

Fakat yalnızca erkeklerin %2'sinde tam gelişmiş belirtiler de görülüyor.

However, fully developed symptoms are also seen in only 2% of men.

Bu belirtilere libyodipozit, lipozit, lipozit, lipozit, lipozit, lipozit, lipozit, lipozit, lipozit, lipozit, lipozit, lipozit, lipozit.

These symptoms indicate lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis, lipoidosis.

Testosteronun kaybedilmesi, fiziksel saadette oluştuğu düşüş ve tükenmişlik de dahil.

The loss of testosterone, including the decline in physical well-being and exhaustion.

Çoğu durumlarda testosterondaki yaşa bağlı düşüş değildir.

In most cases, the decline in testosterone is not age-related.

Aşırı kilolu olmak da karın yağlanması, testosteronun ostrojene dönüşmesinin bu belirtilerinin ortaya çıkmasına yaygın olarak sebep oluyor.

Being overweight commonly leads to the emergence of symptoms such as abdominal fat and the conversion of testosterone to estrogen.

Yani bu kilo alma olayı yavrumun bilimde bile kadınlarla bütünleşmiş ya.

So this weight gain thing is actually tied to women in science, my dear.

Neden böyle kilo olup yağlanma insanlarla ostrojenin betimlemesi yapılıyor diyeceğim ama.

I will say, why is estrogen being described in relation to people gaining weight and becoming fat?

Bu komik.

This is funny.

Gerçekten çok konuşulacak bir konu.

It's a really talkative subject.

Neyse.

Anyway.

Ben hormonlar hakkında böyle ufak tefek ufak çaplı bir podcast oluşturdum.

I created a small-scale podcast about hormones.

Görüşmek üzere.

See you soon.

Sağlıcakla kalın.

Stay healthy.