Prensip Meselesi

Dilek Nakiboglu

Melankoli

Prensip Meselesi

Melankoli

Bu dizinin betimlemesi TRT tarafından Sesli Betimleme Derneğine yaptırılmıştır.

The description of this series has been done by the Audio Description Association for TRT.

www.seslibetimlemedernegi.com

www.audiosubs.org

İşte gelmek istediğim konu bu.

This is the topic I wanted to come to.

Prensipler inançlarımızdan ayrıdır.

Principles are separate from our beliefs.

Türk kültüründe ve inanç olarak da hem cinsinin önünde soyunmaktan çekinmeyecek bir sürü insan vardır.

In Turkish culture and belief, there are many people who would not hesitate to undress in front of their own kind.

Ve başka bir kültür ya da dine mensup olup ama kesinlikle başka bir insan önünde beklenildiği kadar rahat olmayacak insanlar da vardır.

And there are people who belong to another culture or religion but will definitely not be as comfortable in front of others as expected.

Yani dini inanç değil, burada prensipler devreye giriyor.

So it's not religious belief, here principles come into play.

O zaman Mary'nin kim olduğunu bilseydim, farklı davranır mıydım?

If I had known who Mary was, would I have acted differently?

Hayır.

No.

Oyunculuk yapmayı ve bu tür figüranlık rollerine gitmeyi seviyorum.

I love acting and going for these kinds of extra roles.

Bu değişik ortamlar bana müthiş deneyimler kazandırıyor.

These different environments are providing me with amazing experiences.

İnsan davranışları uzmanı olarak bildiğim şeyleri gözlemleme ve uygulama fırsatı buluyorum bu ortamlarda.

As a specialist in human behavior, I have the opportunity to observe and apply the things I know in these environments.

Figüranların hayatının kolay olmadığını söyleyebilirim.

I can say that the life of extras is not easy.

Özellikle saç ve makyaj yapımında biraz hobi.

Especially a bit of a hobby in hair and makeup creation.

Uyrat davranışlarla karşılaştım.

I encountered unusual behaviors.

Saçla beraber komple yüzüme sprey sıkanlardan, saçımı yola yola tarayanlara kadar zengin bir davranış bilimi macerası.

A rich adventure in behavioral science, from those who spray my entire face along with my hair, to those who tug at my hair while combing it.

Kibarlığı elden bırakmadan, girişken olmaya çalışarak aştım birçok sorunu.

I overcame many problems by trying to be proactive without losing my manners.

Derken çekim günü geldi çattı.

Meanwhile, the shooting day has arrived.

Mary çekim gününde beni görür görmez tanıdı.

Mary recognized me as soon as she saw me on the shooting day.

Ama bu sefer çok soğuktu.

But this time it was very cold.

Bu da benim hemen ilgimi çekti.

This immediately caught my attention as well.

Açıkçası şaşırdım.

Honestly, I was surprised.

Çünkü ilk tanışmamızda...

Because during our first meeting...

...oldukça ılımlı ve profesyonel davranmışken, ikincisinde çok mesafeli davranışını gözlemlemek çok ilginçti.

...it was quite interesting to observe the very distant behavior in the second instance, while he/she had acted quite moderate and professional in the first.

Yönetmen yardımcısı oturacağımız yerleri gösterirken, Mary yönetmen yardımcısının kulağına bir şeyler fısıldadı.

While the assistant director was showing us where to sit, Mary whispered something in the assistant director's ear.

Ve hiç gizlemeden beni işaret etti.

And without any concealment, he pointed at me.

Artık ne dedi kim bilir.

Who knows what he/she said anymore.

Herhalde benim için burada kola satana hostesi oynayacağını sanıyormuş idare et mi dedi.

I guess she thought the hostess selling cola here would put on a show for me, is that what she said?

Yoksa tahmin ettiği dini inancım dolayısıyla hassas olduğumu mu söyledi bilmiyorum.

I don't know if he said that I am sensitive because of the religious belief he guessed.

Neyse, beni tekli iskemlelerin olduğu tarafa, 65-70 yaşlarında bir amcanın yanına oturttular.

Anyway, they sat me next to an uncle who was about 65-70 years old, on the side with the single chairs.

Yakın otur filan da demediler.

They didn’t even say to sit closer or anything.

Bu arada iskemleye oturacağımı bilip, tam rahatlayacağım anda bir de ne göreyim?

Meanwhile, just as I was about to relax knowing that I would sit on the chair, what do I see?

Sahnedeki İtalyan dansçı, aslında striptizciymiş.

The Italian dancer on stage was actually a stripper.

Dansöz kıyafetine benzeyen ama bir tık daha açık bir kostüm giyiyordu.

She was wearing a costume that resembled a belly dancer outfit but was a tad more revealing.

İlk başlarda sadece eliyle üstünü açar gibi yaptı.

At first, he just pretended to uncover it with his hand.

Yaklaşık 20 tekrardan sonra...

After about 20 repetitions...

...dansöz kıyafetine benzeyen ama bir tık daha açık bir kostüm giyiyordu. İlk başlarda sadece eliyle üstünü açar gibi yaptı. Yaklaşık 20 tekrardan sonra...

...she was wearing a costume that resembled a belly dancer outfit but was a bit lighter. At first, she only acted as if she was opening her clothes with her hand. After about 20 repetitions...

...dansöz kıyafetine benzeyen ama bir tık daha açık bir kostüm giyiyordu. İlk başlarda sadece eliyle üstünü açar gibi yaptı.

...she was wearing a costume that resembled a belly dancer outfit, but was a bit more revealing. At first, she only pretended to open her top with her hand.

Gerçekten striptize bu kadar karşı bir insan olarak orada bulunduğum için kendime çok kızdım.

I was really angry with myself for being there as someone who is so opposed to stripping.

Bunu burada şu an anlatırken aslında seçimlerimle yüzleşiyorum.

As I explain this here right now, I am actually confronting my choices.

Prensip olarak asla tasvip etmediğim bir şeyi film içinde de olsa acaba desteklemiş mi olmuştum?

As a principle, had I perhaps supported something that I would never approve of, even if it was within a film?

Yorumlarınızı merak ediyorum.

I am curious about your comments.

Hani terzi kendi söküğünü dikemezmiş ya, insanlara nasıl hayır demelerini anlatana kadar boğazı çatlayıp...

You know how they say a tailor can't mend his own torn clothes; while teaching others how to say no, he might just end up losing his voice.

Ben neden orada film bile olsa kaldım ve kendime bu eziyeti yaptım.

Why did I stay there even if it was a movie and put myself through this torment?

Belki de başrolde oynayan kişiyi ve diğer aktörleri görmek beni heyecanlandırdı ve figüranlık yapıyor olsam bile o ambiyansın bir parçası olmaktan keyif aldım.

Perhaps seeing the lead actor and the other performers excited me, and even if I were just an extra, I enjoyed being a part of that atmosphere.

Bir de burada başka bir prensibimin etkisinde kaldım.

I was also influenced by another principle here.

Kimseyi yüzüstü bırakma prensibi.

The principle of not leaving anyone behind.

Aileden, kültürümüzden ve genel olarak toplumdan edindiğim bir prensip.

A principle I have acquired from my family, our culture, and society in general.

Sana güvendiler.

They trusted you.

Önce saç, sonra kostüm provası oldu, o kadar masraf yaptılar, emek verdiler.

First there was a hair rehearsal, then a costume rehearsal; they spent so much and put in a lot of effort.

Nasıl gidersin şimdi?

How are you going now?

Gidersen bir de üç günlük paran da yanacak.

If you go, you'll also lose your three days' worth of money.

Sadece para değil, zamanım da bu kadar önemliyken her şey boşa gidecekti.

Not just money, but with my time being so important, everything would have gone to waste.

Bir prensibi yıkmayı bir diğeriyle örtbas mı etmiştim sizce?

Do you think I covered up breaking one principle with another?

Hadi biz Mary'e gidelim.

Come on, let's go to Mary's.

Geri dönelim.

Let's go back.

Negatif düşünüp senaryolar yazmak değil ama prova gönünde ben çıkarken bana bıkıp yanındakinin kulağına bir şeyler fısıldadı ve güldüğünü gördüm.

It's not about thinking negatively and writing scenarios, but as I was leaving the rehearsal, I saw you getting fed up and whispering something into the ear of the person next to you while laughing.

Sonra yönetmen yardımcısının yanında da fısıldadığını gördüm.

Then I saw that he also whispered next to the assistant director.

Benim için doğru olan prensiplerim belki de onun için ne kadar gülünç ve amatörceydi.

The principles that are right for me might have seemed so ridiculous and amateurish to him.

Gündelik hayatta da böyle değil mi zaten?

Isn't it already like this in everyday life?

Size doğru gelen şeyler bir başkasına yanlış gelebilir.

What seems right to you may seem wrong to someone else.

Önemli olan karşılıklı anlayış ve birlikte çalışabilmek.

What matters is mutual understanding and being able to work together.

Kinci biri değilim.

I am not a vengeful person.

Aldığı ödül hakkında detay veremiyorum ama kendisini çok tebrik ediyorum.

I can't provide details about the award he received, but I congratulate him very much.

Ben ikinci biri değilim.

I am not a second person.

Ama ya Mary öyleyse?

But what about Mary then?

Acaba kuaförleri bana karşı kışkırtmış olabilir miydi?

Could the hairdressers have provoked me?

Şaka bir yana.

Joking aside.

Her ara verildiğinde kostüm ve makyajdan biri gelip telli görünmemiz için yüzümüze güneş kremine benzer bir mist sıkıyordu.

Whenever there was a break, someone from the costume and makeup team would come and spray something on our faces that looked like sunscreen to make us shine.

Sıkı sıkı gözlerimi elimle kapamamdan sanırım şişeyi çevirip üstüne okudu ve kendisi de gözlemlemeye çalışıyordu.

I guess he turned the bottle and read on it because I was tightly covering my eyes with my hand and he was also trying to observe.

Yani orada bulunan diğer tüm kadın çalışma arkadaşlarım da ya da en azından yüzde ellisi kozmetikten anlıyordur ve neyin yüzde sıkılıp neyin sıkılmayacağını bildikleri halde hiçbiri ses çıkarmamıştı.

So all the other female coworkers there, or at least fifty percent of them, understand cosmetics, and even though they know what should be pressed and what shouldn't, none of them spoke up.

Ben gözümü kapattıktan sonra sadece bir tanesi bu göz yakıyor deyip itiraz etti.

After I closed my eyes, only one of them protested, saying that this eye burns.

15 dakikada bir yüz spreylemeden kurtulduk ama maalesef saçımın peşini kuaförler bırakmadı.

We got rid of the face spray every 15 minutes, but unfortunately, the hairdressers didn't leave my hair alone.

Taranmış ve spreyden kaskatı olmuş buklelerimi her arada başka biri gelip tekrar taradı.

Someone came and brushed my hair, which had been curled and set stiff with hairspray, again from time to time.

Saçımı yoldular diyebilirim.

I can say they pulled my hair.

Bu deneyimi sizinle paylaşarak bağlı olduğum bazı prensiplerimden bahsettim sizlere.

By sharing this experience with you, I talked about some of my principles that I am connected to.

Prensiplerimiz değer yargılarımızdan bir tık ötesi, sıkı sıkıya bağlı olduğumuz ilke ve kurallardır.

Our principles are a step beyond our value judgments; they are the rules and standards we are firmly attached to.

Değerler ve prensipler birbirlerinin yerine çok kullanılırlar ve karıştırılırlar.

Values and principles are often used interchangeably and are confused with each other.

Prensiplere ilkeler dersek sanırım daha iyi kavramımızı sağlayabilir.

If we say principles instead of rules, I think we can better understand the concept.

Değerler ve ilkeler insan davranışını anlamak için çok önemlidir.

Values and principles are very important for understanding human behavior.

Bunlar arasındaki farklara bakacak olursak ilkeler zamanla değişmezler ama değer verdiğimiz, öncelik verdiğimiz şeyler zamanla değişebilir.

If we look at the differences between these, principles do not change over time, but the things we value and prioritize may change over time.

Mesela okul yıllarında arkadaşlığı her şeyin üstünde tutarken sonraki yaşlarda aileyi üstün tutabilir.

For example, while prioritizing friendship above everything during school years, one may prioritize family in later years.

Dürüstlükler.

Honesty.

Eşitlik gibi diğer değer yargılarını benimseyebiliriz.

We can adopt other value judgments like equality.

İlkeler her ne kadar değer yargılarımıza benzese de sahip olduğumuz değerlere bağlı değildirler.

Although principles resemble our value judgments, they are not dependent on the values we possess.

Değerlerimiz değişirken ilkelerimiz bir pusula gibi bize yön gösterirler ve davranışlarımızın tutumlu olmasını sağlarlar.

As our values change, our principles act like a compass, guiding us and ensuring that our behaviors are consistent.

Çok önemli bir diğer fark ilkelerin dinlerden ve kişisel inanç sistemlerinden bağımsız olmasıdır.

Another very important difference is that the principles are independent of religions and personal belief systems.

Değerler kişisel.

Values are personal.

İlkeler kişisel ve özneldir.

Principles are personal and subjective.

İlkeler rasyoneldir ve evrensel gerçeklere dayanır.

Principles are rational and based on universal truths.

Prensipler bizim referans noktalarımızdır.

Principles are our reference points.

Bir konu hakkında ikilemde kaldığımızda başvurduğumuz ilkelerimizdir.

They are the principles we refer to when we are in doubt about a subject.

Peki prensip sahibi kişiyi nasıl tanımlarız?

So how do we define a principled person?

Prensip sahibi kişi disiplinli, benimsediği kurallara sıkı sıkıya bağlı, buna göre düşünen ve düşüncelerinden taviz vermeyen bireylerdir.

A principled person is disciplined, strictly adheres to the rules they embrace, thinks accordingly, and does not compromise on their thoughts.

Prensip sahibi kişi.

A person with principles.

Prensip sahibi tutarlı davranışlar gösterir.

A principled person shows consistent behavior.

Kendi etik ve ahlaki kuralları vardır.

They have their own ethical and moral rules.

Peki sizce ilkelerine sıkı sıkı bağlı olan bir kişi kuralların ötesine geçer mi?

Well, do you think a person who sticks closely to their principles can go beyond the rules?

Mesela benim örneğimde olduğu gibi striptiz kulübe asla gitmem deyip film içinde olduğu için o rolü oynar mıydınız?

For example, would you play that role in a movie saying that you would never go to a strip club like in my case?

Kendi kurallarıma bağlı kalmayıp sonra bir kılıf mı uydurmuş oldum sizce?

Do you think I ended up making an excuse after not sticking to my own rules?

Bir kişinin ilkelerine bağlı kaldığını söylediğimizde,

When we say that a person adheres to their principles,

o kişinin olumlu bir şey yaptığını düşünüyoruz.

We think that person did something positive.

Son derece ahlaklı bir yaşam süren ve asla ya da en azından nadiren ahlaki ilkelerini takip etmeyenlerden bahsediyoruz.

We are talking about those who lead an extremely moral life and never, or at least rarely, follow their moral principles.

Bir de toplumun ilkelerinden bahsedelim.

Let's talk about the principles of society.

Toplumun ilkeleri insanları koruyan ve birlikte yaşamalarına izin veren yasalardır.

The principles of society are the laws that protect people and allow them to live together.

Tıpkı hırsızlık yapmak, başkasının malına zarar vermek ve birini öldürmenin yasa dışı olması gibi.

Just like theft, damaging someone else's property, and killing someone are illegal.

Bu gibi ana prensipleri,

Such main principles,

çoğunluğa hitap ederken,

when addressing the majority,

toplumun bazı ahlaki prensiplerinin tüm bireylere uymaması,

the non-compliance of some moral principles of society with all individuals,

tüm insanlar ve tüm toplumlar için doğru bir ahlaki yöntemin olmamasından ileri gelmektedir.

It stems from the lack of a correct moral method for all people and all societies.

Antik Yunan'da ahlakla ilgili kesin doğrulardan bahsediliyorken,

In ancient Greece, while there were discussions about definitive truths regarding morality,

M.Ö. 5. yüzyılda bu değişmişti.

This had changed in the 5th century B.C.

Sofist filozoflardan Protagoras'a göre,

According to the Sophist philosopher Protagoras,

rüzgar üşüyene göre soğuk,

the wind is cold to those who feel cold,

diğerlerine göre soğuk değildir.

It is not cold compared to the others.

Yani bir şey birine göre iyi olurken,

So, something can be good for one person while...

diğerine göre kötü olabilir.

It may be worse compared to the other one.

Buna ahlaki görecellik, yani relativizm denir.

This is called moral relativism.

Çağdaş düşünürlerden Thomas Nigel'a göre,

According to contemporary thinker Thomas Nigel,

tek bir doğru olduğuna inanmak yerine,

instead of believing there is only one truth,

doğru ve yanlışın zaman ve tecrübeye dayalı olarak değişebileceği anlaşılmalıdır.

It should be understood that right and wrong can change based on time and experience.

Bir toplumun içinde değişik kültürler olabilir,

There can be different cultures within a society.

homojenlik söz konusu olmayabilir,

homogeneity may not be the case,

mesela idam cezası, ötenazi, kürtaj, kadın hakları, eşcinsel hakları,

for example, the death penalty, euthanasia, abortion, women's rights, gay rights,

uyuşturucu kullanımı, hayvan hakları gibi meselelerde fikir ayrılıkları var olabilir.

There may be differences of opinion on issues such as drug use and animal rights.

İçinde bulunduğumuz toplumun ilkeleri,

The principles of the society we are part of,

bazen kendi ilkelerimizle özdeşleşmez.

Sometimes they do not align with our own principles.

Ahlaki etikelcilik görüşüne göre,

According to the moral ethical view,

ahlaki ilkeler homojen ortamlara uygulanabilirse de,

moral principles can be applied to homogeneous environments,

heterojen ortamlarda evrensel ahlaki ilkelerden bahsedilemez.

Universal moral principles cannot be discussed in heterogeneous environments.

Çünkü her duruma uygulanabilecek bir dizi ahlaki ilke yoktur.

Because there is no set of moral principles that can be applied to every situation.

Ahlaki etikelcilere göre,

According to moral ethicalists,

birini öldürmek evrensel olarak yanlış olduğu halde,

although killing someone is universally wrong,

kendi hayatını kurtarmak için öldürmek

to kill in order to save one's own life

ya da savaşta öldürmenin doğru olduğuna inanan insanlar vardır.

Or there are people who believe that killing in war is justified.

Ve bu istisnai durumları düşündüğümüzde,

And when we consider these exceptional situations,

evrensel yasalardan bahsedemeyiz.

We cannot speak of universal laws.

Değerlerle prensiplerin farklı olduğundan bahsettik.

We talked about the difference between values and principles.

Örneklerle açıklamak sanırım faydalı olacaktır.

I think it will be helpful to explain with examples.

Öncelikle değerlere örnek verelim.

First, let's give an example of values.

İş yerinde bir projeyi bitirmek üzere olduğunuzu

You are about to complete a project at work.

ve son teslim tarihinin yarın olduğunu hayal edin.

And imagine that the deadline is tomorrow.

Bu akşam fazladan birkaç saat çalışırsanız,

If you work a few extra hours this evening,

bunun büyük bir fark yaratacağını biliyorsunuz.

You know this will make a big difference.

Ancak aynı zamanda kuzeninizin doğum günü.

However, it is also your cousin's birthday.

Partiye davetlisiniz ve güzel bir aile toplantısı olacak.

You are invited to the party, and it will be a nice family gathering.

Belki bazılarınız için seçim yapmak zor.

It may be difficult to make a choice for some of you.

Çünkü eğer bu bir sağlık sorunu olsaydı,

Because if this were a health issue,

o kişinin yanında olmak, destek olmak için her şeyi bırakırdınız.

You would drop everything to be with that person and support them.

Ancak bu bir doğum günü partisi ve sizsiz de parti devam edecek.

However, this is a birthday party, and it will continue without you.

İşe öncelik verirseniz, ailenizi umursamadığınız anlamına mı gelir?

Does prioritizing work mean that you don't care about your family?

İşkoliksiniz damgası mı yersiniz ya da partiye giderseniz,

You'll either get labeled as a workaholic or if you go to a party,

işi umursamadığınız ve sorumsuz olduğunuz anlamına mı gelir bu?

Does this mean that you don't care about the job and that you are irresponsible?

Bazen değerlerimizi sosyal arzulanabilirlik olgusuna göre belirliyoruz.

Sometimes we define our values according to the phenomenon of social desirability.

Belki bağlı olduğunuz sosyal toplulukta işkolik olmak takdir edilen bir değerdir.

Perhaps being a workaholic is a valued trait in the social community you belong to.

Siz de bu değeri edinip sosyal arzulanabilirliğinizi artırma yolunu seçebilirsiniz.

You can also choose the path of acquiring this value and increasing your social desirability.

Bir örnek de değerlerle prensiplerimizin ayrı olabileceğine verelim.

Let us also give an example that our values can be separate from our principles.

Şu lafı sıklıkla duymuşsunuzdur.

You must have heard this phrase often.

Bu bir prensip meselesi.

This is a matter of principle.

Mesela paraya değer veren bir insan olduğunuzu düşünelim.

For example, let's say you are a person who values money.

Para sizin için önemli.

Money is important to you.

Paranın gücünü biliyorsunuz ve zengin olmak istiyorsunuz.

You know the power of money and you want to be rich.

Ama zengin olduğunuzda belki hiçbir zaman çok pahalı şeyler almayacaksınız.

But when you are rich, maybe you will never buy very expensive things.

Çünkü bu bir prensip meselesi.

Because this is a matter of principle.

Parayı sevmekten değil, israfı sevmemekten ileri geliyor.

It comes from not loving waste, rather than loving money.

Alman filozof Immanuel Kant, Maksim diye bir olgudan söz eder.

The German philosopher Immanuel Kant speaks of a phenomenon called Maxim.

Maksim, eylemin altında yatan ana ilkedir ve test edilmelidir.

The maxim is the main principle underlying the action and should be tested.

Eğer bu ilke tüm insanlar için geçerli, evrensel bir yasaya dönüşebilirse doğrudur.

If this principle can become a universal law applicable to all people, then it is true.

Kant'a göre her ne olursa olsun yalan söylenmemelidir.

According to Kant, one should never lie, regardless of the circumstances.

Çünkü yalan söylemek evrensel bir yasaya dönüşürse güven ortadan kalkar.

Because if lying becomes a universal law, trust disappears.

Buna benzer olarak ne olursa olsun hırsızlık yapılmamalıdır.

Similar to this, theft should not be committed under any circumstances.

Çünkü yapılırsa hiç kimsenin kendine ait malı mülkü kalmaz.

Because if it is done, no one will have their own property left.

Kant'a göre her koşulda doğru söylemek gerekir ve bunun aksi düşünülemezken,

According to Kant, one must tell the truth in every circumstance, and the opposite cannot be imagined;

devlet adamı, siyaset kuramcısı ve yazar Nicola Machiavelli'ye göre,

according to the statesman, political theorist, and writer Nicola Machiavelli,

geleneksel ahlakın aykırı gördüğü şiddet ya da ahlak dışı tutum,

violence or immoral behavior that traditional morality deems unacceptable,

kendine yeterli ve istikrarlı bir devletin kurulması amacına yönelikse haklı görülür.

It is deemed justified if it aims to establish a self-sufficient and stable state.

Hayatımız boyunca bunun gibi sayısız kararlar veriyoruz.

We make countless decisions like this throughout our lives.

Bazen ilkelerimize bağlı kalmak adına hata da yapıyoruz.

Sometimes we make mistakes in order to stay true to our principles.

Belki de burada edinebileceğimiz bakış açısı, istisnalar kaideyi bozmaz olmalıdır.

Perhaps the perspective we can gain here should be that exceptions do not break the rule.

Yani beklenmedik, istisnai durumlar,

So unexpected, exceptional situations,

prensiplerimiz yerine akıl ve sezgilerimizi kullanmamız realistik olabilir.

Using our reason and instincts instead of our principles may be more realistic.

İlkelerimizi yeniden yazmak ikinci bir seçenek.

Rewriting our principles is a second option.

Mesela birinin hayatı tehlikede olmadıkça yalan söyleme gibi.

For example, not lying unless someone's life is in danger.

Bir diğer seçenek de şu, her ilke kendi içinde önemli olsa da,

Another option is this: although each principle is important in itself,

bazı ilkeler diğerlerinden daha önemli olacaktır sizin için.

Some principles will be more important to you than others.

Benim tecrübemden verdiğim örnekte olduğu gibi,

As in the example I provided from my experience,

kendi zamanımı ve kimsenin emeğini boşa harcamamak ve sözümü tutmak gibi iki prensibimi seçip,

choosing my two principles of not wasting my own time and the efforts of others, and keeping my word,

bunları kadınların seks objesi olarak kullanıldığını düşündüğüm striptiz kulüplerine gitmemek ilkesinden daha önemli görmüş olmam seçimimi etkilemişti.

My decision was influenced by the belief that these were more important than my principle of not going to strip clubs, which I consider to use women as sex objects.

Olayın bir film setinde geçiyor olması ilkemin ihlalini belki biraz daha hafifletmişti ve daha az suçlu hissetmeme neden oldu.

The fact that the event takes place on a film set perhaps alleviated my violation of principle a bit and made me feel less guilty.

Karar verebilmek için ilkelerimizin neler olduğunu bilmek önemli.

It is important to know what our principles are in order to make a decision.

Üzerinde düşünerek bilinçaltında kayıtlı olan bilgiyi kavramaya ve farkında olmaya başlarız.

We begin to comprehend and become aware of the information recorded in our subconscious by thinking about it.

Adalet, eşitlik, şiddete karşı olma, sağlık ve güvenlik, dürüstlük, yaşam boyu öğrenme bunlar benim benimsediğim ilkelerimden bazıları.

Justice, equality, being against violence, health and safety, honesty, lifelong learning are some of the principles I embrace.

Peki sizin prensipleriniz nelerdir?

So what are your principles?

Değerlerinizi ve ilkelerinizi düşünün.

Think about your values and principles.

Ve bir kağıda yazın.

And write it down on a piece of paper.

İlkelerinizin yıllardır değişmediğini ama değerlerinizin zaman içinde değiştiğini fark edeceksiniz.

You will notice that your principles have not changed for years, but your values have changed over time.

Görüşlerinizi merak ediyorum melankoli.podcast instagram hesabından bana ulaşabilir, yorum yazabilirsiniz.

I am curious about your opinions; you can reach me through the melankoli.podcast Instagram account and leave a comment.

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.

See you in the next episode.

Hoşçakalın.

Goodbye.

Altyazı M.K.

Subtitle M.K.

Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.