Tecrübe Konuşuyor: Uluslararası Başarıları Olan Kadın Yöneticiden İlginç Hikayeler | 21. Bölüm

konusulamayanlar

Konuşulamayanlar Podcast

Tecrübe Konuşuyor: Uluslararası Başarıları Olan Kadın Yöneticiden İlginç Hikayeler | 21. Bölüm

Konuşulamayanlar Podcast

İzlediğiniz için teşekkürler.

Thank you for watching.

Sevgili konuğum Sibel bizlerle birlikte. Hoş geldin Sibel.

My dear guest Sibel is with us. Welcome, Sibel.

Hoş buldum.

I'm glad to be here.

Bu hafta seninle senin kariyer yolculuğuna dair konuşacağız ve kariyer yolculuğunda erkeklere kıyasla yaşadığın dezavantajlara değineceğiz.

This week, we will talk about your career journey and address the disadvantages you have faced compared to men in your career journey.

Zorluklarla karşılaştığında senin gibi zorluklarla karşılaşan kadınlara önereceklerini dinliyor olacağız.

We will be listening to what you will suggest to women who face difficulties like you when they encounter challenges.

Sabırsızlıkla bu yayını bekliyorum. Hemen ilk sorumla başlıyorum.

I am eagerly waiting for this broadcast. I will start with my first question right away.

Kariyer yolculuğunda erkeklere kıyasla dezavantaj yaşadığın durumlar oldu mu?

Have there been situations in your career journey where you faced disadvantages compared to men?

Ve bu gibi durumların nasıl üstesinden geldin?

And how did you deal with situations like this?

Olmadı diye kısa bir cevapla başlayayım.

Let me start with a short answer: it didn't work out.

Çünkü olmasını bekleyerek yaşamadım tüm kariyer hayatım boyunca.

Because I didn't live my entire career waiting for things to happen.

Yani Türkiye'de ve yurt dışında çok başarılı bir kariyer yolculuğum oldu.

So I have had a very successful career journey both in Turkey and abroad.

Ama kariyerimin herhangi bir evresinde kadın olmanın dezavantaj olduğunu hiçbir zaman düşünmedim.

But I never thought that being a woman was a disadvantage at any stage of my career.

Bu da bana çok yardımcı oldu diye düşünüyorum.

I think this has been very helpful to me as well.

Şahane. Peki iş hayatında bir kadın olma durumunu öyleyse nasıl tanımlandırırsınız?

Wonderful. So how would you describe the situation of being a woman in the business world?

Şöyle.

Like this.

Aslında iş hayatımdan önce başlayayım. Ben mühendislik hukukudum.

Actually, let me start from my work life. I was an engineering lawyer.

Ve mühendislikte biliyorsunuz daha çok erkekler var. Daha az kadın kız öğrenci var.

And in engineering, you know there are more men. There are fewer female students.

Benim erkek kardeşlerim var.

I have brothers.

Dolayısıyla ben aslında erkeklerin daha çoğunlukta olduğu ortamlarda büyüdüm.

Therefore, I actually grew up in environments where men were more numerous.

Ve kendimi rahat hissetmeyi öğrendim.

And I learned to feel comfortable.

İş dünyasında da özellikle çalıştığım sektörlerde, teknoloji dünyasında çok erkek egemen ortamlarda çalıştım.

In the business world, especially in the sectors I've worked in, I have worked in very male-dominated environments in the tech world.

Fakat şunu gördüm.

But I saw this.

Bu erkek egemen ortamlarda erkekler birbirleriyle ego yarışı yaparken aslında kadınları kendilerini o kadar rekabet olarak görmeyip kadınlarla ego yarışına girmiyorlar.

In these male-dominated environments, while men compete with each other in an ego race, they actually do not see women as much of a competition and do not engage in an ego race with them.

Bu da bir kadın çalışan, bir kadın yönetici için aslında bir avantaj.

This is actually an advantage for a female employee, a female manager.

Siz işinize odaklanıyorsunuz, işinizi yapıyorsunuz.

You are focusing on your work, you are doing your job.

Onlar birbirleriyle ego yarışı yaparken.

While they compete with each other in an ego contest.

Ben belki bunu biraz şakayla karışık söylüyorum ama gerçekten gözlemlediğim durumlar da oldu.

I may be saying this with a bit of humor, but there have indeed been situations I've observed.

Kadınları kendisine rakip görmediğinde üst düzey yöneticiler daha destekçi, daha yardımcı da olabiliyorlar.

When women are not seen as competitors, senior executives can be more supportive and helpful.

Böyle avantajları da oluyor diye düşünüyorum.

I think there are advantages like this as well.

Peki hemen şunu merak ettim.

Well, I immediately became curious about this.

Kadınlar genellikle birbirini aşağı çekmeyi daha çok isterler gibi toplumda yaygın bir kanaatte söz konusu.

There is a widespread belief in society that women generally tend to bring each other down more.

Siz uzun yıllar zaten 10 yılın üstünde yurt dışında da yaşadınız.

You have already lived abroad for over 10 years.

Ve orada durumlar nasıl veya Türkiye'de de böyle olduğunu düşünüyor musunuz?

And how are things there, or do you think it's like that in Turkey as well?

Zaten böyle değil.

It's not like that anyway.

Ancak bu dilden dile gezinen bir kehanet gibi veya bir hikaye, bir rivayet gibi de düşünebilir miyiz?

However, can we think of it as a prophecy that wanders from tongue to tongue, or as a story, a tale?

Yani şimdi kısmen doğru.

So now it's partially true.

Kısmen doğru.

Partially correct.

Hatta ben kendi kariyerimde şöyle bir deneyimim oldu.

In fact, I had such an experience in my own career.

Daha kariyerimin çok başlarındaydım.

I was at the very beginning of my career.

Yurt dışında staj yaptığım, yaz stajı yaptığım dönemde çalıştığım bankanın üst düzey yönetici ortağı kadın,

The female senior executive partner of the bank where I interned abroad during my summer internship,

staj yapan tüm diğer kadınları bir gün kahvaltıya davet etti.

She invited all the other women who were doing internships to breakfast one day.

Ve bize şöyle bir konuşma yaptı.

And he gave us a speech like this.

Ben buraya gelebilmek için çok fedakarlıkta bulundum.

I made a lot of sacrifices to get here.

Siz de bulunacaksınız. Bunu bilin.

You will also be present. Know this.

Bu beni o kadar üzdü ki ben o kadından şunu demesini beklerdim.

This upset me so much that I would have expected that woman to say this.

Ben çok fedakarlıkta bulunmak zorunda kaldım.

I had to make a lot of sacrifices.

Ben buralara çok zor geldim.

I came here very difficultly.

Ama sizlerin bu kadar zorlanmaması için elimden geleni yapıyorum.

But I am doing my best to ensure that you all don’t struggle so much.

Şunları, şunları, şunları kurum kültüründe değiştirmek için bu geldiğim üst düzey pozisyonda gücümü kullanarak

To change these, these, and these in the corporate culture by using my power in the senior position I have come to.

bu dönüşümü yaratmaya çalışıyorum.

I am trying to create this transformation.

Demesini beklerdim.

I would have expected him to say that.

Ama maalesef demedi.

But unfortunately, she didn't say that.

Dolayısıyla yani bu söylemi maalesef yaşayan kadınlar da var.

Therefore, there are unfortunately women who also experience this statement.

Yani diğer kadınlara destek olmayan.

So, not supporting other women.

Yanlış hatırlamıyorsam Albright'ın bir sözü var.

If I'm not mistaken, there is a quote from Albright.

Cehennemde diğer kadınlara destek vermeyen kadınlar için özel bir yer olacaktır diye bir şey söylemiş.

She said that there will be a special place in hell for women who do not support other women.

Yani gerçekten kadınlar kadınları desteklemeli.

So women really should support other women.

Çünkü iş dünyası daha erkek egemen bir dünya.

Because the business world is a more male-dominated world.

Evet.

Yes.

Bu ortamda birbirimize daha çok desteklemeli.

We should support each other more in this environment.

Birbirimize daha çok destek olmalıyız.

We should support each other more.

Kadınlar için çok az sayıda yer var.

There are very few places for women.

Bu da benim olmalı.

This must be mine too.

Diğer kadınlar başarılı olmasın diye düşünen insanlar uzun vadede zaten başarılı bir lider olamayacaklardır.

People who think that other women should not succeed will ultimately not be able to be successful leaders in the long run.

Bugün geldiğimiz dünyada daha paylaşımcı, daha işbirlikçi insanlar çok daha üst düzeyde uzun süreli sürdürülebilir bir şekilde başarılı olabiliyorlar.

In the world we live in today, more sharing and more cooperative people can achieve long-term sustainable success at a much higher level.

Dolayısıyla hani kadınların da birbirine destek vermesi işin en normali.

Therefore, it is completely normal for women to support each other.

Tam tersi ise olmaması gereken.

The opposite should not be the case.

Zaman zaman maalesef gördüğümüz durumlar.

Unfortunately, situations we sometimes see.

Bir de bu gibi durumlarda bunu dillendirmek yerine yani ya zaten kadınlar kadınları aşağıya çekiyor gibi bir söylemi dillendirmek yerine bunu yapmamak adına, destek olmak adına daha doğrusu daha yapıcı olmak adına harekete geçen kişi olabilmeliyiz.

In such situations, instead of articulating statements like "after all, women themselves bring each other down," we should be the person who takes action to provide support and to be more constructive, rather than doing this.

Diğer türlü sürece dahil olan, iradesini ortaya koyan, sorumluluk alan değil de hali hazırda mevcut bir kaderimiz var, kader çizgimiz var ve ona boyun eğmeliyiz gibi bir algı.

There is a perception that if we don't take responsibility and actively engage in the process, we have an existing fate, a fate line, that we must submit to.

Ki bu algı da zaten olumsuz bir algı.

This perception is already a negative perception.

Hal böyleyken biz süreci de değiştiremiyoruz.

Given this situation, we cannot change the process either.

Bu olumsuzluğun belli dezavantajlarını yaşamak zorundaymışız gibi hissettiriyor.

It makes us feel like we have to experience certain disadvantages of this negativity.

Oysa ki öyle değil.

However, that's not the case.

Siz de zaten deneyimlerinizde paylaştınız.

You have already shared your experiences as well.

Peki şunu da merak ediyorum.

Well, I'm curious about this too.

Aslında az önce de bahsettiniz ama benzer zorluklarla karşılaşma olasılığı olan kadınlara neler önerirsin?

Actually, you mentioned it just a moment ago, but what would you recommend to women who might face similar challenges?

Hani şimdi iş dünyası kadın erkek herkes için zorluklarla dolu.

The business world is full of challenges for everyone, both men and women.

Bu zorlukları aşmak için de.

To overcome these challenges, too.

Yani cinsiyetten bağımsız hepimizin çok çalışması ve özgüvenli olmamız gerekiyor.

So regardless of gender, we all need to work hard and be confident.

Yani özgüven bence toplumda yaşadığımız hatta ikili ilişkilerde yaşadığımız problemlerin çoğunun altında yatan bir problem.

So I believe that self-confidence is a problem underlying many of the issues we experience in society, even in interpersonal relationships.

Özgüven eksikliği ve özsevgi eksikliği.

Lack of self-confidence and lack of self-love.

Siz bir insan olarak yine kadın erkek diye cevap vermek istemiyorum.

As a human, I don't want to respond with "man" or "woman" again.

Siz bir birey olarak kendinizi seviyor, kendinize güveniyorsanız karşınıza çıkan zorlukları aslında sizi güçlendirecek birer fırsat olarak görebilirsiniz.

If you love yourself as an individual and have confidence in yourself, you can see the challenges you face as opportunities that will actually strengthen you.

Çünkü aştığımız her zorluk bizi daha güçlü yapıyor, daha büyük zorluklara hazırlıyor ve hani her şeyde bir hayır vardır diye bir söz vardır benim de çok inandığım bir şey bir de hani kaderci olun veya olmayın eğer Allah karşımıza bir şey çıkarıyorsa elbette onun bir bildiği vardır diye de düşünmekte fayda var bence yani şey de der hatta Kur'an'da kimseye altından kalkamayacağı güçlük verilmez gibi bir ayet var diye hatırlıyorum.

Because every difficulty we overcome makes us stronger, prepares us for greater challenges, and there’s a saying that there is a benefit in everything, which I truly believe in. Also, whether you are a believer in fate or not, if God brings something to us, it’s worth thinking that He certainly has His reasons. I also recall that there is a verse in the Quran stating that no one is burdened beyond their capacity.

Bunu da hatırlarsak aslında.

If we remember this too, actually.

Ya evet bu bir güçlük ama Rabbim bana altından kalkamayacağım bir güçlüğü zaten vermez ki ben bunun altından kalkarım inancı aslında insanı çok daha güçlendiren ve o zorluğun aslında bizim gelişim yolculuğumuzda sadece bir adım olduğunu bir araç olduğunu düşünmemiz hepimize yardımcı olur diye düşünüyorum.

Yes, this is a difficulty, but my Lord would never give me a difficulty that I cannot handle; I believe I can overcome this. In fact, this belief strengthens a person much more, and I think it helps us all to consider that this challenge is only a step on our journey of development and just a tool.

Hemen diğer soruma geçiyorum öyleyse.

Then I will move on to my next question.

Evli bir kadın bekar bir kadına kıyasla kariyer yolculuğunda daha zor mu ilerler sence?

Do you think a married woman has a harder time progressing in her career journey compared to a single woman?

Veya çocuk sahibi olmak durumu etkiler mi gözlemlerin doğrultusunda buna dair neler söylemek istersin?

Or does having children affect the situation? What would you like to say about this based on your observations?

Eminim yani zorlukları var hani zor daha zor değil diyemem fakat ben çocuk sahibi oldum ve iyi ki bir anne oldum diyorum çünkü hiçbir kariyer başarısı hani o anne olmanın bana verdiği hazın ötesine geçemez.

I'm sure it has its challenges; I can't say it's not difficult, but I became a mother, and I'm glad I did because no career success can surpass the joy that motherhood brings me.

Umarım anne olmak isteyen her kadına da Allah bunu nasip eder.

I hope that God grants this to every woman who wishes to be a mother.

Şimdi tabi annelik izni yurt dışı ve yurt içi arasında bir fark gösteriyor yani yurt dışında çok uzun süre annelik izni alabiliyorsunuz Avrupa'da bunun avantajını ben de yaşadım.

Now, of course, maternity leave shows a difference between abroad and at home; that is, you can take a much longer maternity leave abroad. I have experienced that advantage in Europe as well.

Ekonomik durum çok fark yaratıyor yani eğer ki siz bir yardımcı alabiliyorsanız siz işteyken yavrunuzu bırakabileceğiniz bir yardımcınız varsa bir kreş bir yuva varsa yani bunlar çalışan annenin gerçekten içini çok rahatlatan şeyler.

The economic situation makes a big difference, meaning if you can afford assistance, if you have someone to leave your child with while you’re at work, like a daycare or a nursery, these are really things that ease the mind of a working mother.

Ve ben çalışan anne olduğum için.

And because I am a working mother.

Kendimi hiçbir zaman suçlu hissetmedim çünkü hep şöyle düşündüm eğer ben çalışmayan ya da ev kadını olan bir anne olsaydım çocuğa bakmak benim için iş olacaktı ama ben çalışan bir kadın olduğum için çocuğumla vakit geçirmek benim için bir keyif ve o vaktin değerini çok iyi biliyorum ve o vakti çok kaliteli kullanıyorum.

I have never felt guilty because I always thought that if I were a stay-at-home mom or a non-working mother, taking care of a child would feel like a job to me. But since I am a working woman, spending time with my child is a joy for me, and I know the value of that time very well, and I use that time very meaningfully.

Yani bu işten dönülükten sonra evde birlikte geçirdiğimiz vakit olabilir hafta sonu yaptıklarımız olabilir tatiller olabilir.

So, it could be the time we spent together at home after this job, the things we did on weekends, or it could be vacations.

Kadınlara özellikle vereceğim.

I will give it especially to women.

Bir numaralı tavsiye sakın ha ben çalışan kadınım ama bu benim anneliğimi eksiltir kompleksini kendi kendinize empoze etmeyin.

The number one advice is, don't impose the complex on yourself that being a working woman diminishes my motherhood.

Çünkü böyle bir şey yok bence daha iyi anne olabiliriz çalışan kadın olarak.

Because I don't think there's such a thing, we can be better mothers as working women.

Şahane bir yorumdu bence pek çoğumuzun bu yorumunu dinlemeye ihtiyacı vardı.

I think it was a magnificent comment; many of us needed to hear this comment.

Hemen diğer soruma geçiyorum.

I'm moving on to my next question right away.

Çalışan bir kadın eş seçiminde özellikle dikkat etmesi gereken noktalar var mı sence ve kariyer hedefini belirlerken bunlara daha önce dikkat etmiş miydin?

Do you think there are points that a working woman should pay special attention to when choosing a partner, and did you consider these before setting your career goals?

Bence çok önemli.

I think it's very important.

Bir laf vardır her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır diye ben tam tersinin de doğru olduğunu düşünüyorum.

There is a saying that behind every successful man, there is a woman; however, I believe that the exact opposite is also true.

Her başarılı kadının arkasında da bir erkek var yani onu destekleyen bir erkek onun başarısıyla gurur duyan bir erkek.

Behind every successful woman, there is a man, meaning a man who supports her and is proud of her success.

Eğer ki eşinin başarısından iki türlü de yani başarısını kıskanacak bu kendinde egziklik yaratacak bir insan ilişkiye çok büyük zarar veriyor olur.

If a person creates jealousy from their spouse's success in two ways, this will cause a great deal of harm to the relationship by creating insecurity within themselves.

O yüzden yine biraz önce bahsettiğim aslında özgüven ve özsevgiye dönüyoruz.

That's why we are actually returning to self-confidence and self-love, which I mentioned a little earlier.

Eğer bir insanın özgüveni ve özsevgisi güçlüyse işinin kendinden daha başarılı olması veya daha başarılı olmasa bile işine değer veriyor olması vakit ayırıyor olması bir erkeğin hani gocunmayacağı tam tersine gurur duyacağı bir şey olur.

If a person has strong self-confidence and self-love, the fact that their work may be more successful than themselves, or even if it is not, but they value their work and dedicate time to it will be something that a man would not feel ashamed of; on the contrary, it would be something he takes pride in.

Şunu da eklemek isterim.

I would like to add this as well.

Ben anne olduktan sonra iş değiştirdim ama şirket değiştirmedim.

I changed jobs after becoming a mother, but I didn't change companies.

İlk başta çok daha yoğun çalıştığım çok yoğun seyahat ettiğim bir işim vardı.

At first, I had a job that required me to work and travel much more intensively.

Hamile olduğum dönemde de bu şekilde devam etti.

It continued like this during my pregnancy as well.

Fakat annelik izninden döndükten sonra iş değiştirmeye karar verdim aynı şirkette kalarak.

However, after returning from maternity leave, I decided to change jobs while staying at the same company.

Bu benim aslında o ev iş dengesini daha iyi kurmam için hayatımı kolaylaştıran bir şey oldu.

This has actually become something that makes my life easier to better establish that work-life balance.

Bunu da çok rahat yapabildim çünkü çok genç yaşta anne olmadım.

I was able to do this very easily because I didn't become a mother at a very young age.

Yani belli bir yaştan sonra belli bir seviyeye geldikten sonra aslında şirketinizden böyle taleplerde de daha gönül rahatlığıyla bulunabiliyor hale geliyorsunuz.

So after a certain age and reaching a certain level, you can actually make such requests from your company more comfortably.

O yüzden öyle bir şey sormadın ama hani kaç yaşında kalıyorsunuz?

That's why you didn't ask such a thing, but how old are you staying?

Kariyer yapacak kadın kaç yaşında anne olsun diye soracak olursan tabii herkesin cevabı farklı, herkesin hayatı farklı.

If you ask at what age a woman pursuing a career should become a mother, of course everyone's answer will be different; everyone's life is different.

Ama ben 30 yaşından sonra anne oldum ve iyi ki öyle yapmışım dedim.

But I became a mother after the age of 30, and I said I'm glad I did it that way.

Çünkü kariyerimde belli şeyleri başarmış, kendini kanıtlamış, ne istediğini daha iyi bilen bir insan olarak anne olduktan sonra o ev ve iş hayatı dengesini daha iyi kurduğumu düşünüyorum.

Because after becoming a mother, I believe I established the balance between home and work life better as a person who has achieved certain things in my career, has proven myself, and knows better what I want.

Güzel bir deneyim aktarımı oldu.

It was a nice experience transfer.

Son sorum.

My last question.

Erkeklerin dünyasında kadın yönetici olmak nasıl bir duygu?

What does it feel like to be a female executive in a man's world?

Ve genellikle kadın yöneticilerin erkeksileştiğine dair belli yorumlar da var.

And there are also certain comments that women managers tend to masculinize.

Buna dair bakış açını da çok merak ediyorum.

I am very curious about your perspective on this.

Evet bu sıkça konuşulan bir şey.

Yes, this is something that is often talked about.

Ben onu yaşadığımı düşünmüyorum.

I don't think I experienced it.

Yani erkek gibi davranmaya çalışmadım hiçbir zaman.

So I never tried to act like a man.

Fakat şuna da çok özen gösterdim.

But I also paid very much attention to this.

Kadınlığımı da hiçbir zaman öne çıkarmak istemedim.

I never wanted to emphasize my femininity either.

Bir kadın tabii ki her zaman dilediği gibi giyinebilir.

A woman can certainly dress as she wishes at all times.

Kendine yakıştırdığı gibi.

As he sees fit for himself.

Kıyafet seçiminde bulunabilir.

They can make a clothing choice.

Ben ofis ortamlarında, toplantı ortamlarında hiçbir zaman dişiliğimle dikkat çekmek istemedim.

I never wanted to draw attention to my femininity in office environments or meeting settings.

Ve buna da çok çok özen gösterdim.

And I paid a lot of attention to this as well.

Ama erkek gibi görünmeye de çalışarak değil.

But not by trying to look like a man.

İyi bir dengeyi kurmak gerekiyor.

A good balance needs to be established.

Bence dişi olmanın liderlik vasıfları açısından bir takım avantajları da var.

I think being female has some advantages in terms of leadership qualities.

Yani bunu aslında COVID döneminde de iş dünyası çok konuştu.

So, this was actually discussed a lot in the business world during the COVID period.

COVID döneminde daha anaç, daha koruyucu, daha empatik.

More maternal, more protective, more empathetic during the COVID period.

Bir liderlik ihtiyacı doğdu.

A need for leadership arose.

Ve kadınlarda bu aslında doğuştan olan özellikler bunlar.

And in women, these are actually innate characteristics.

Dolayısıyla aslında erkeklerin biraz daha kadın gibi davranmayı öğrenmesi gerekti.

Therefore, men actually need to learn to behave a bit more like women.

Çok teşekkür ediyorum.

Thank you very much.

Bu hafta konuşulamayanlarda bir iş kadınının yaşam öyküsünü dinlemiş olduk.

This week we listened to the life story of a businesswoman in those that couldn't be discussed.

Bizleri eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.

Thank you very much for accompanying us.

Ve sevgili Sibel sana da teşekkür ediyoruz.

And dear Sibel, we thank you too.

Haftaya yeni bir konumuz ile konuşulamayanlarda.

Next week, we'll discuss a new topic in the unspoken.

En çok konuşmamız gerekenleri konuşmak üzere.

To talk about the things we need to discuss the most.

Burada tekrar sizlerle buluşacağız.

We will meet with you here again.

Görüşmek dileğimizle.

With the hope of seeing you again.

Altyazı M.K.

Subtitle M.K.

Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.