Van gogh

Vincent Van Gogh, gariban bir ailede doğdu. Sessiz ve efendi bir çocuktu. Gençliğinde günlük ıvır zıvır işler yaparak yolunu buluyordu.

Vincent Van Gogh was born into a humble family. He was a quiet and well-behaved child. In his youth, he was finding his way by doing various odd jobs.

Ekmeğin arasına soğan koyup yiyor, cigara bulursa tüttürüyor, bulamayınca da keçi boku sarıp içiyordu. Alkol buldu mu da affetmiyordu.

He puts onions between the bread and eats it, smokes if he finds a cigarette, and when he can't find one, he rolls and smokes goat dung. When he finds alcohol, he doesn't hold back.

Hayatı böyle sefalet içinde akıp giderken, 27 yaşında buna bir haller oldu. İçinden yaldır yaldır gelen resim yapma isteği üzerine çizik dirmeye başladı.

While life was flowing in such misery, something happened at the age of 27. Driven by a burning desire to paint, he started to create drawings.

Böylece hislerini ifade edebiliyordu.

Thus, he could express his feelings.

Van biraz da duygularını gizleyemeyen, coşkulu bir tipti. Hani bazen heyecanlanırsınız, ortamda kontrolsüz coşarsınız ya.

Van was a somewhat emotional and enthusiastic type who couldn't hide his feelings. You know how sometimes you get excited and lose control in a situation?

Orada mutlaka kendini cool sanan dallamalar vardır. Lafhir ederek, çaktırmadan şu tipe bakla, tam bir mal değil mi kanka diye bıyık altından gülerler.

There are definitely some cool wannabes over there. They subtly look at that guy while making small talk, chuckling under their breath, thinking, "He’s such an idiot, isn’t he, buddy?"

Şu an ne isimleri, ne eserleri hatırlanan bu namussuzlar, Van Gogh'a tam olarak bunu yaptılar.

These scoundrels, whose names and works are not remembered at all right now, did exactly this to Van Gogh.

Gece gündüz mobbing uygulayıp onunla ve resimleriyle alay ettiler. Van üzüldü, Van içine kapandı.

They bullied her day and night and mocked her and her pictures. Van became sad and withdrawn.

Van'ın içine kapandı.

He/she withdrew into himself/herself in Van.

Van derdini diyemedi, hislerini açıklayamadı. Aldı malzemelerini doğaya çıktı. Uzaktan onu görseniz aha dersiniz, Van yine tuvalete girişmiş.

Van couldn't express his troubles, he couldn't explain his feelings. He took his materials and went out into nature. If you saw him from afar, you would say, "Ah, Van is at it again in the bathroom."

Dandum veriyor fırçayı kalın kalın. Ama yanılıyorsunuz siz de. Çünkü o renkleri, ışığı, hayattaki canlılığı kendine has fitnesinden geçirerek eşsiz tekniğiyle aktarmaktadır tabloya.

He is brushing thickly. But you are mistaken as well. Because he transfers those colors, the light, and the vibrancy of life to the canvas through his unique fitness with his unparalleled technique.

Maalesef kimse bunun resimlerinden anlamadı. Kariyeri boyunca sadece tek bir tablo satıldı. Açlık ve sefalet içinde yaşadı. İyiden iyiye depresyona girdi.

Unfortunately, nobody understood this from the pictures. Only a single painting was sold during his career. He lived in hunger and poverty. He fell deeper into depression.

Üstüne üstlük gönlünü bir de kahpeye kaptırdı. Kadın fahişe olduğu için Van'da metelik olmadığını anlayınca kıçına tekmeyi bastı.

On top of that, he fell for a treacherous woman. When he realized that the woman was a prostitute and that he wouldn't get a cent in Van, he kicked her out.

Van Gogh kulağını kesip bir orospuya verdi. Orospu unharca fırlattığı kulağı sokağa tiksinerek Van, orospular kulak istemezler, para isterler. Sanırım bu yüzden muhteşem bir ressamsın sen. Başka bir şeyden anlamadığından. Van Gogh'a saygılarla.

Van Gogh cut off his ear and gave it to a whore. The whore threw the ear into the street with disgust and said, whores don't want ears, they want money. I guess that's why you are a magnificent painter. Because you don't understand anything else. With respect to Van Gogh.