Her Bunalım Kıyaslamayla Başlar

Dr. Murat Bilgili

Yaşamın Kıyısından Hikayeler

Her Bunalım Kıyaslamayla Başlar

Yaşamın Kıyısından Hikayeler

Yaşamın kıyısından hikayeler başladı.

Stories began at the edge of life.

Neden böyle yapıyoruz anlamıyorum.

I don't understand why we are doing this.

Sürekli kıyaslamalar içerisindeyiz.

We are constantly in comparisons.

Her şeyi kıyaslıyoruz.

We compare everything.

Boyumuzu kıyaslıyoruz.

We are comparing our heights.

Sahip olduğumuz fiziği kıyaslıyoruz.

We are comparing the physique we have.

Sen şişmansın, ben zayıfım.

You are fat, I am thin.

Sen adalelisin, benim adalem yok.

You are muscular, I have no muscles.

Senin boyun kısa, ben uzunum.

Your height is short, mine is tall.

Senin saçın var, benim saçım yok.

You have hair, I don't have hair.

Veya sen daha başarılısın, ben daha başarısızım.

Or you are more successful, I am more unsuccessful.

Benim arabam senin arabandan daha iyi.

My car is better than your car.

Benim oturduğum semt, senin oturduğun semtten daha güzel.

The neighborhood I live in is more beautiful than the one you live in.

Sürekli bir kıyaslama var.

There is a constant comparison.

Bu kıyaslamaları yaparken, hadi ben kendi başıma bu kıyaslamayı yapayım.

While making these comparisons, let me make this comparison on my own.

Sahip olamadıklarımdan dolayı kendimi kahredeyim.

Let me despair over what I do not possess.

Çünkü bunun zararı bana.

Because the harm of this is to me.

Ve bunu devamlı yaptığımda, başkalarının başarılarını, başkalarının sahip olduklarını gördüğümde,

And when I keep doing this, when I see the successes of others, what others have,

bu moral bozukluğunu ben tek başıma yaşıyorum.

I am experiencing this morale problem all by myself.

Ama kendi ilişkimde, başka ilişkilerle bir kıyaslamaya girersem,

But in my own relationship, if I start comparing it to other relationships,

sahip olduğum ilişkide bulunmayanları, başka ilişkilerde gördüğümde,

when I see the things that are not present in the relationship I have in other relationships,

kendi ilişkime zarar veriyorum.

I am harming my own relationship.

Sadece kendi ilişkime zarar vermekte kalmıyorum.

I am not only damaging my own relationship.

Bu ilişki içerisinde, benimle birlikte bu ilişkiyi yaşayan insana da zarar veriyorum.

In this relationship, I am also hurting the person who is experiencing this relationship with me.

Nasıl diyeceksiniz?

How will you say it?

Efendim, onun kocası eve geldiğinde pilav yapıyormuş.

Sir, she was cooking rice when her husband came home.

Sen geldiğinde niye yapmıyorsun?

Why aren’t you doing it when you come?

Bakın şimdi.

Look now.

Başkanısının kocasıyla ben kıyaslanıyorum.

I am being compared to the president's husband.

Veya bir başkası da şöyle bir ifadede bulunuyor.

Or another person makes a statement like this.

O doğum günümde bana çok değerli bir hediye aldı.

He got me a very precious gift on my birthday.

Sen niye almadın?

Why didn't you take it?

Bu kez de özel günlerde alınan hediyeler üzerinden bir kıyaslama yapılarak,

This time, a comparison is made based on gifts received on special occasions.

sen bana daha az değer veriyorsun, beni daha az önemsiyorsun diye karşımızdaki insanı yargılıyoruz.

We judge the other person because we feel that you value me less and care about me less.

Yani pilav yapıp yapmamak, bir hediyeyi özen gösterip göstermememek,

So whether to make rice or not, whether to show care for a gift or not,

noktasında değerlendirmeler yapabilmek için kıyaslamalar yapıyoruz.

We make comparisons in order to be able to evaluate at that point.

Bu kıyaslamaları yaptığımızda ilişkiye zarar veriyoruz.

When we make these comparisons, we harm the relationship.

Karşımızdaki insanın kalbini kırıyoruz ve bunlar yaşanırken aslında sonuç olarak biz üzülüyoruz.

We break the heart of the person in front of us, and while this happens, we actually end up feeling sad ourselves.

Ama bir gerçeklik var.

But there is a reality.

Her ilişki, her ilişki kendi gerçekliğinde yaşanır.

Every relationship is lived in its own reality.

Dolayısıyla ben bir ilişki yaşıyorsam, bu ilişki içerisinde karşılıklı olarak bir etkileşime gireriz.

Therefore, if I am in a relationship, we interact mutually within that relationship.

Nedir bu?

What is this?

İki insanın birbirine karşı gösterdiği özen, birbirine karşı gösterdiği o saygı veya birbirine vermiş olduğu değer,

The care two people show for each other, the respect they have for one another, or the value they give to each other,

bu ilişkinin kendi gerçekliğinde o ilişkinin özeline aittir.

This relationship belongs to the essence of that relationship in its own reality.

Biz bütün bunları elimizin tersiyle bir kenara itiyoruz.

We push all of this aside with the back of our hand.

Başka ilişkilerin içerisinden anlatılanları cımbızla çekip çıkartıp,

Pulling out what is told from other relationships with tweezers,

o çekip çıkarttıklarımız neden bizim ilişkimizde,

Why do those things we pulled out affect our relationship?

bizde yoktur diyerek hem kendimize kahrediyoruz,

we are both lamenting ourselves by saying we don't have it.

karşımızdaki insanı üzüyoruz ve ilişkimizin kalitesini düşürüyoruz.

We are upsetting the person in front of us and lowering the quality of our relationship.

Eğer siz kıyaslama yapmayı seven veya bundan vazgeçemeyen biriyseniz,

If you are someone who likes to compare or cannot give it up,

kendinizi başkalarıyla kıyaslayın ve sahip olamadıklarınızdan dolayı kahredin,

compare yourself to others and despair over what you do not have,

kendinize kahredin, yaşam kalitenizi düşürün, üzülün, hatta depresyona bile girin.

Suffer yourself, lower your quality of life, be sad, and even fall into depression.

Ama bunu çevrenize yapmaya hakkınız yok.

But you do not have the right to do this to your surroundings.

Çocuklarınızı başka ailelerin çocuklarıyla kıyaslıyorsunuz.

You are comparing your children to other families' children.

Onların başarılarını kendi çocuklarınıza örnek gösterip çocuklarınızı üzüyorsunuz.

You are upsetting your children by using their successes as examples for your own children.

Ama bunu yapmaya hakkımız yok.

But we have no right to do this.

Eşlerimizi başka insanların eşleriyle kıyaslayıp onlarla aramızda gerginlik çıkartıyoruz.

We are comparing our spouses to other people's spouses and creating tension between us.

Bunu yapmaya da hakkımız yok.

We have no right to do this either.

Burada vurgulamak istediğim temel nokta,

The main point I want to emphasize here is,

eğer bir kıyaslama yapma alışkanlığımız varsa veya kıyaslama yaparak kendi hayatımızı

if we have a habit of making comparisons or comparing our lives

mutlaka olumsuz bir noktaya çekme gibi bir eğilimimiz varsa bunu biz yaşayalım.

If we have a tendency to definitely pull it towards a negative point, let us experience that.

Ama çevremizdeki insanlara, bir ilişki yaşıyorsak eğer,

But to the people around us, if we are in a relationship,

o sevdiğimiz insana bunu yaşatmayalım, bitmiyor.

Let's not make the person we love experience this; it doesn't end.

Bu kıyaslamalar bitmiyor.

These comparisons never end.

Zaman zaman ben de yapıyorum.

I do it sometimes too.

Elimde olmadan ben de yapıyorum.

I can't help it, I'm doing it too.

Çünkü bu zannedersem insana özgü bir tavır.

Because I think this is an attitude unique to humans.

Hayvanlar arasında bir kıyaslama yapılmıyor.

There is no comparison made among animals.

Ha şunu da belirteyim, ülkeler arasında kıyaslama yapıyoruz.

Let me also point out that we are making a comparison between countries.

Şehirler arasında kıyaslamıyoruz.

We are not comparing between cities.

Kıyaslama yapıyoruz.

We are making a comparison.

Ama dikkat edin, bunu hep biz yapıyoruz.

But be careful, we always do this.

Yani insan yapıyor bunu.

So, it's humans who do this.

Zannetmiyorum ki doğada hiçbir hayvan bir başka hayvanla kıyaslama yaparak

I don't think any animal in nature compares itself to another animal.

senin adelen benim adelenden daha güçlü, ben niye böyle bir adeleye sahibim demiyor.

"Your muscle is stronger than my muscle, but my muscle isn't saying why I have such a muscle."

Veya bir fare daha büyük bir canlıya, bir aslana, bir çakala bakarak

Or a mouse looking at a larger creature, a lion, a jackal.

vay be onlar daha güçlü, ben niye onlar gibi değilim diye bunalıma girmiyor.

Wow, they are stronger, but I'm not getting depressed about why I'm not like them.

Biz bunu yapıyoruz.

We are doing this.

Ve aslında en kötü şey ne biliyor musunuz?

And actually, do you know what the worst thing is?

Sahip olduklarımızın güzelliğini göremez hale geliyoruz.

We are becoming unable to see the beauty of what we have.

Bir ilişki yaşıyorsak eğer o ilişki içerisinde o ilişkiye ait güzellikleri görmez hale geliyoruz.

If we are in a relationship, we become unable to see the beauties that belong to that relationship.

O ilişkide o sahip olduğumuz güzellikleri değersizleştiriyoruz.

We are devaluing the beauties we have in that relationship.

Görmediğimiz için ve dolayısıyla ilişkimize haksızlık yapıyoruz.

We are doing injustice to our relationship because we haven't seen it.

Tüm bunları yaparken aslında en kötüsü ve en en en en diyeyim yapılmaması gereken şey,

While doing all of this, the worst thing, and I mean the very worst thing that should not be done, is...

en yakınlarımıza hayatı bu bağlamda çekilmez hale getirmek.

Making life unbearable for our loved ones in this context.

Onlar bizi sevdikleri için bizden vazgeçemiyorlar.

They cannot give up on us because they love us.

Biz de kıyaslama yapmayı sevdiğimiz için kıyaslama yapmaktan vazgeçemiyoruz.

Since we also enjoy making comparisons, we cannot give up making comparisons.

Ve dolayısıyla bizden vazgeçemeyen insanları biz vazgeçemediğimiz kıyaslamalardan dolayı üzüyoruz.

And as a result, we hurt the people who cannot give up on us because of the comparisons we cannot give up on.

İsterseniz ben de dahil olarak bunu yapmamaya çalışalım.

If you want, let's try not to do this, including me.

Böyle bir alışkanlığımız varsa hatırlayalım.

If we have such a habit, let’s remember it.

Bugünkü,

Today's,

sizle paylaştığım bu podcast'ı hatırlayalım.

Let's remember this podcast that I shared with you.

Ben de başta olmak üzere bunu yapmamaya çalışalım.

Let's try not to do this, starting with me.

Başkalarının başarılarına bakarak kendi başarısızlığımızı görüp kendimizi başarısız gibi değerlendirmeyelim.

Let's not evaluate ourselves as failures by looking at the successes of others and seeing our own failures.

Çünkü neden diyeceksiniz?

Because you will ask why?

Biz bir başarı için ortaya çaba koyuyorsak o çabanın sonuçları mutlaka ortaya çıkacaktır.

If we put in effort for a success, the results of that effort will definitely emerge.

Kendimizi başarısız gördüğümüz müddetçe başarısızızdır.

We are unsuccessful as long as we see ourselves as failures.

Ve başkalarını başarılı gördüğümüzde kendi başarısızlığımız,

And when we see others succeeding, our own failure,

bizim nezdimizde bir değerlendirme olduğu için bizim yaşam kalitemizi düşürür,

Since there is an evaluation in our eyes, it lowers our quality of life.

motivasyonumuzu kıza kırar ve bizi üzer.

It breaks our motivation and makes us upset.

Lütfen bunu yapmayalım.

Please let's not do this.

Çünkü her ilişki kendi gerçekliğinde yaşanır.

Because every relationship exists in its own reality.

Bizim biriyle bir ilişkimiz varsa,

If we have a relationship with someone,

sevdiğimiz biriyle,

with someone we love,

eşimizle, çocuğumuzla,

with our spouse, with our child,

o ilişkinin kendi iç gerçekliği aslında o ilişkiye ruhunu veren yöndür.

The inner reality of that relationship is actually the direction that gives it its spirit.

Bizim yaşamla olan ilişkimizle,

With our relationship with life,

aynı şekildedir.

It is the same.

Bir yaşam başka bir yaşamla kıyaslandığında,

When one life is compared to another life,

farklı yönlerde eksikleri,

deficiencies in different areas,

farklı yönlerde artıları vardır.

There are advantages in different directions.

Bir ilişki başka bir ilişkiyle karşılaştırıldığında,

When comparing one relationship to another,

yine aynı şekilde farklı yönde artıları,

again the same way, different advantages,

farklı yönde eksikleri vardır.

There are shortcomings in different directions.

Neyi görmek istersek,

What we want to see,

neyi arıyorsak,

whatever we are looking for,

onu görür, onu buluruz.

We see him, we find him.

Dolayısıyla kıyaslamalarda eksiklerimizi ararız.

Therefore, we look for our shortcomings in comparisons.

Sahip olamadıklarımızı ararız ve kahroluruz.

We seek what we cannot possess and we mourn.

Ama dediğim gibi,

But as I said,

bir ilişki bir bütündür

A relationship is a whole.

ve her ilişki kendi gerçekliğinde ayrı bir güzelliğe sahiptir.

And every relationship has its own beauty in its own reality.

Hiçbir yaşam, hiçbir ilişki asla birbiriyle kıyaslanmamalıdır.

No life, no relationship should ever be compared to another.

Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.