Melih Kibarr & Çiğdem Talu Aşkı Hangi Bestelere İlham Kaynağı Oldu?

Michael Kuyucu

Müzik Tarihine Yolculuk - By Prof. Dr. Michael Kuyucu

Melih Kibarr & Çiğdem Talu Aşkı Hangi Bestelere İlham Kaynağı Oldu?

Müzik Tarihine Yolculuk - By Prof. Dr. Michael Kuyucu

İzlediğiniz için teşekkür ederim.

Thank you for watching.

Melih Kibar. Bu videoda size Melih Kibar'dan bahsetmek istiyorum. Elimde onun yayınlanan son albümü var. 2003 yılında yayınlanan bir albüm.

Melih Kibar. In this video, I want to talk to you about Melih Kibar. I have his latest released album in my hand. It is an album released in 2003.

Tabii ki Melih Kibar'dan bahsetmek çok...

Of course, talking about Melih Kibar is very...

...çok zor bir şey. Çünkü müziğe hayatını adamış ve müzik adına çok büyük işler yapan bir adamdan bahsediyoruz.

...it's a very difficult thing. Because we are talking about a man who has dedicated his life to music and has done great things in the name of music.

Tabii ki önemli bir insan, önemli bir müzik insanı ve 6 Eylül 1951'de dünyaya gelen bir müzisyen.

Of course, an important person, an important music figure, and a musician born on September 6, 1951.

Maalesef çok erken yaşta kaybetti konu. 2005 yılında kaybettik. 54 yaşında aramızdan ayrıldı.

Unfortunately, we lost him at a very early age. We lost him in 2005. He left us at the age of 54.

Ve tam bir Başak Borcu insanı. İstanbul'da doğuyor. Babası İzmir Belediye Başkanlığı yapmış zamanında.

And a true Virgo person. Born in Istanbul. His father used to be the mayor of İzmir.

Osman Kibar. Hatta onun adı Asfalt Osman'mış bir zamanlar. Niye diyeceksiniz?

Osman Kibar. In fact, his name used to be Asphalt Osman. Why, you may ask?

Çünkü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde İzmir'in neredeyse tamamına asfalt dökmüş.

Because during his/her term as Mayor, he/she paved almost the entire city of Izmir with asphalt.

Öyle bir rivayet var. Rahmetli Melih Kibar'ın babasıyla ilgili olarak.

There is a rumor like that. Regarding the late Melih Kibar's father.

Tabii ki Melih Kibar 8 yaşında başlıyor müziğe. İstanbul Belediyesi Konservatuvarında yarı zamanda piyano eğitimi almaya başlıyor.

Of course, Melih Kibar starts music at the age of 8. He begins taking piano lessons at the Istanbul Municipality Conservatory part-time.

Ve tabii ki 8 yaşında piyano eğitimi almaya başlayınca zaten çok iyi bir piyanist oluyor daha sonra.

And of course, when one starts taking piano lessons at the age of 8, they become a very good pianist later on.

Milliyetin listeler arası hafif müzik.

Light music between playlists of the Ministry of National Education.

Hafif müzik yarışmasına katılıyor 1970 yılında. Kendi lisesi, kendi okuduğu liseyle birlikte, Alman lisesiyle birlikte katılıyor.

She is participating in a light music competition in 1970. Her own high school is joining along with the German high school she attended.

Ve beste birinciliğini elde ediyor. Yani 1970-1951 çok genç yaşta güzel bir ilk müzikal başarısını elde ediyor.

And she is achieving the first prize in composition. That is, from 1970 to 1951, she is achieving a beautiful early musical success at a very young age.

Kimya mühendisliği okuyor ve kimya mühendisi oluyor. Fakat onun aklı fikri hep müziktedir.

He studies chemical engineering and becomes a chemical engineer. However, his mind is always in music.

Yani okulunu bitirse de hatta daha da sonra gallere gitmiştir kimya mühendisliğinde yüksek ihtisas almak için.

So even though he/she graduated from school, he/she later went to Wales to pursue a graduate degree in chemical engineering.

O hep müziğe takmıştır.

He is always obsessed with music.

Müziği seven bir Başak Burcu insanından bahsediyoruz.

We are talking about a Virgo person who loves music.

Bir yandan kimya mühendisliği okurken bir yandan da Timur Selçuk'la tanışıyor.

On one hand, while studying chemical engineering, he also meets Timur Selçuk.

Timur Selçuk'un ekibine giriyor, orkestrasına giriyor.

He is joining Timur Selçuk's team, joining his orchestra.

Timur Selçuk'un ilk önemli albümünde piyano çalıyor, ork çalıyor.

Timur Selçuk plays the piano and the orchestra in his first significant album.

Hatta orada Panayır adında bir şarkı vardır.

In fact, there is a song called Panayır there.

Oradaki o zor piyano partisyonlarını Melih Kibar çalıyor.

Melih Kibar is playing those difficult piano pieces over there.

Hatta Panayır adlı şarkı pek çok Yeşilçam filminde de konu olmuştur. Müthiş bir melodidir öyle diyeyim size.

In fact, the song titled "Panayır" has been the subject of many Yeşilçam films. It's an incredible melody, let me tell you.

Daha sonra 1975 yılında Türkiye'nin Eurovizyon şarkı yarışmasına ilk katıldığı yıl olan 1975 yılında Timur Selçuk'tan bir sinyal müziği,

Later, in 1975, the year Turkey first participated in the Eurovision Song Contest, a signal music by Timur Selçuk was created.

o zaman öyle diyorlardı sinyal müziği ne demekse hani jingle diyelim ya da jenerik müziği diyelim bu güncel Türkçe ile ya da modern yayıncılık diliyle.

They used to say back then, whatever signal music means, let's say jingle or let's say generic music, with today's Turkish or modern broadcasting language.

Bir müzik yapması istiyor daha doğrusu Timur Selçuk'tan.

He wants to make a music, to be more precise, from Timur Selçuk.

Timur Selçuk da olsa da öğrenciliğini yapan Melih Kibar'a gidiyor ve diyor ki,

Even if it's Timur Selçuk, he goes to Melih Kibar who was his student and says,

gel sen yap bunu ben de düzenleyeyim.

Come on, you do this and I'll edit it.

Çok güzel bir hoca öğrenci paslaşması oluyor ve Timur Selçuk'un öğrencisi Melih Kibar Çoban Yıldız'ı adlı şarkıyı yapıyor.

There is a very beautiful teacher-student collaboration, and Timur Selçuk's student Melih Kibar is creating a song called "Çoban Yıldız."

Şarkı tabii çok beğeniliyor ve bir efsane oluyor.

The song is of course very well liked and is becoming a legend.

Çoban Yıldız'ı bugün de hala Eurovizyon şarkı yarışması Türkiye için önemli bir sembol şarkı haline gelmiştir.

Çoban Yıldız has still become an important symbolic song for Turkey in the Eurovision Song Contest today.

Hala Eurovizyon ile bütünleşen bir şarkı olarak tarihe geçmiştir öyle diyeyim size.

It has still gone down in history as a song that has become synonymous with Eurovision, let me tell you that.

Bu Çoban Yıldız'ı bir 45'lik plak olarak da yayınlanıyor.

This Shepherd Star is also being released as a 45 RPM record.

Ve bir yandan Eurovizyon şarkı yarışmasında jenilik ya da o zamanki deyimle sinyal müziği olarak kullanılırken,

And on the one hand, while it is used as a jingle or, as it was referred to at the time, signal music in the Eurovision Song Contest,

bir yandan da 45'lik plak olarak yayınlanıyor.

On the one hand, it is being released as a 45 RPM record.

Estrumental bir 45'lik, A yüzünde Çoban Yıldız'ı B yüzünde ise Ferahnak adlı şarkı yer alıyor.

An instrumental 45 RPM record features "Çoban Yıldız" on the A-side and the song "Ferahnak" on the B-side.

Yani Melih Kibar o dönemde bum yapıyor ve patlıyor diyeyim size.

So Melih Kibar is making a big splash and blowing up during that time, let me tell you.

Müthiş bir başarı elde ediyor.

Achieving an incredible success.

Müzik

Music

Sonra tabii ki işte popüler bir besteci olan Melih Kibar'ın Yıldız'ı parlamaya başlıyor.

Then of course, the star of Melih Kibar, who is a popular composer, begins to shine.

Tabii ki arada 1965 yılında bir avukat hanımefendiyle evleniyor.

Of course, in between, he marries a lady lawyer in 1965.

Şefika Pekin adında bir hanımefendiyle evleniyor ve Selin adına bir de kızı oluyor.

He marries a lady named Şefika Pekin and has a daughter named Selin.

Çok geçinemiyorlar, ayrılıyorlar.

They aren't getting along well, they are separating.

Derken 1975 yılında tam bu Eurovizyon şarkı yarışması mevzusu Çoban Yıldız olaya dönerken şans eseri Çiğdem Talu ile tanışıyorlar.

Then, in 1975, just as the Eurovision song contest issue was turning into the "Çoban Yıldız" event, they happen to meet Çiğdem Talu.

Çiğdem Talu da o dönemlerde Işık Lisesi'nde ki hala vardır, Nişantaşı'nda çok popüler bir, önemli bir lisedir.

Çiğdem Talu was also a very popular and important high school at that time, which still exists, in Işık High School in Nişantaşı.

Yani geçmişi olan bir lisedir öyle diyeyim size.

So, it is a high school with a history, let me put it that way.

Ön İngilizce öğretmenliği yapan bir hanımefendidir ve arada şiirler yazıyor, besteler yapıyor filan.

She is a lady who works as a primary school English teacher and occasionally writes poems and composes music.

Pardon besteler yapmıyorum, şarkı sözleri ve şiirler yazan bir hanımefendi.

Sorry, I'm not composing melodies; I am a lady who writes song lyrics and poems.

Mustafa Oğuz ki bugün de hala çok önemli bir prodüktördür.

Mustafa Oğuz, who is still a very important producer today.

Mustafa Oğuz.

Mustafa Oğuz.

Mustafa Oğuz onu Melik Kibar'a bir teklifte bulunuyor.

Mustafa Oğuz is making a proposal to Melik Kibar.

Diyor ki ya biz Marmaris Festivali yapacağız.

They say, "We will hold the Marmaris Festival."

Bunu sinyal müziği, o zaman hep sinyal, her şeye sinyal diyorlar o zamanlar.

They call it signal music; back then, they call everything a signal.

Buna bir müzik yapar mısın diyor.

"Can you make a music for this?" he says.

Melik Kibar da olabilir diyorlar.

They say it could also be Melik Kibar.

Tabi öte yandan projede Çiğdem Talu da var.

Of course, on the other hand, Çiğdem Talu is also in the project.

Çiğdem Talu da Melik Kibar'ın 45'liğini çok seviyor ve diyor ki ne kadar enteresan bir insan.

Çiğdem Talu also loves Melik Kibar's single and says what an interesting person he is.

Bu insanda değişik bir duygu var.

There is a different emotion in this person.

Tanışmak isterim filan derken 25 Mayıs 1975 tarihinde Mustafa Oğuz alıyor Melik Kibar'ı.

While expressing a desire to meet, on May 25, 1975, Mustafa Oğuz marries Melik Kibar.

Gece yarısı 3'te pat Çiğdem Talu'nun evine gidiyorlar.

At 3 AM, they are going to Çiğdem Talu's house.

Ve tanışıyorlar.

And they are getting to know each other.

Muhabbet laf lafa açıyor işte Marmaris Festivali müzik filan filan derken Melik Kibar giderken işte bestelerinin olduğunu söylüyor.

Conversation leads to conversation, and during the Marmaris Festival while talking about music and so on, Melik Kibar mentions that he has some compositions.

Ve piyanoda çalıp bir şarkısını kasete de kaydedip Çiğdem Talu'ya bırakıp gidiyor.

And he plays one of his songs on the piano, records it on a tape, leaves it with Çiğdem Talu, and then leaves.

Ertesi gün bir gün sonra Çiğdem Talu onu arıyor ve diyor ki işte bak diyor ya verdiğin şarkıya bir söz yazdım gel dinle filan diyor.

The next day, Çiğdem Talu calls him and says, "Look, I've written a lyric for the song you gave me, come listen and so on."

Gidiyor Melik Kibar tam bir gün sonra yani inanılmaz bir çalışma öyle diyeyim size.

Melik Kibar is leaving exactly one day later, so it's an incredible effort, let me put it this way.

Empati ya da inanılmaz bir çalışma.

Empathy or incredible work.

İnanılmaz bir ne diyeyim duygusal sinerji diyeyim size.

Unbelievable, what can I say, let me call it emotional synergy.

Kimyaları tutuyor ya da başka bir deyişle.

They are holding their chemistry, or in other words.

Gidiyor Melik Kibar şarkıyı görüyor.

Melik Kibar is seeing the song going.

Şarkı hepimizin çok iyi bildiği şarkı işte öyle bir şey.

The song is just that kind of song that we all know very well.

24 saate Çiğdem Talu'nun sözleri yazıyor ve Melik Kibar'ın bu bestesi ortaya çıkıyor.

In 24 hours, the lyrics of Çiğdem Talu are written, and Melik Kibar's composition emerges.

Böyle paldır küldür yani yıldırım aşkı derler ya ki sonra zaten ona dönüştüm.

They call it love at first sight, and I eventually turned into that.

Bir yıldırım aşkı gibi gelişiyor Melik Kibar'la Çiğdem Talu'nun çalışmaları.

The works of Melik Kibar and Çiğdem Talu are developing like a lightning love.

Ve 8 yıl 3 gün süren bir ortaklık başlıyor.

And a partnership lasting 8 years and 3 days is starting.

Bu müzikal bir ortaklık.

This is a musical partnership.

Melik Kibar besteliyor Çiğdem Talu yazıyor.

Melik Kibar composes, Çiğdem Talu writes.

Çiğdem Talu yazıyor Melik Kibar besteliyor öyle diyeyim size.

Çiğdem Talu writes and Melik Kibar composes, let me put it that way.

Ve ortaya bir sürü şarkı çıkıyor.

And a bunch of songs are coming out.

Erol Evgin'in de yıldızının parlamasına neden oluyor.

Erol Evgin's star is also shining because of it.

İlk 45'lik işte öyle bir şey ve B yüzünde sevdan olması oluyor.

It's like that with the first 45, and there is love on side B.

İşte öyle bir şey.

That's just how it is.

Müthiş patlıyor ortalık yıkılıyor diyeyim size.

It's exploding tremendously, let me tell you, the place is falling apart.

Sonrasında bu 8 yıl 3 günlük süre içerisinde bir de bana sor içimdeki fırtına.

Afterwards, during this 8 years and 3 days, ask me about the storm inside me.

Hababam sınıfı müziği.

Hababam Class music.

Müzik.

Music.

Söyle canım hep böyle kal.

Tell me, dear, always stay like this.

Neden tuttun elimi.

Why did you hold my hand?

Her şey seninle güzel gibi.

Everything seems beautiful with you.

Manyak hitler çıkıyor.

A crazy Hitler is coming out.

Yani hit demek az yani inanılmaz şarkılar.

So saying "hit" is an understatement, because they are incredibly good songs.

Hala da sevilen.

Still loved.

Hala da çalınan.

Still being stolen.

Ve hala da söylenen şarkılar bunlar.

And these are still the songs being sung.

Yani efsane şarkılar diyeyim size.

So I mean legendary songs.

Bu besteler çıkıyor ortaya.

These compositions are coming out.

Tabii ki bir yandan da gizli bir aşk oluşuyor aralarında.

Of course, on the one hand, a secret love is developing between them.

Elektriklenme gizli aşkı ortaya çıkarıyor.

Electrification reveals hidden love.

Ve bu aşk 1984 yılında tam olarak kendini gösteriyor.

And this love fully reveals itself in 1984.

Sopot festivalinde Polonya'da bir yakınlaşıyorlar.

They are getting closer at the Sopot Festival in Poland.

Ve basına açıklama yapıyorlar.

And they are making a statement to the press.

Artık yani evet biz sevgiliyiz lafını söylüyorlar.

They're saying, "Yes, we are in a relationship now."

Yani sevgili oluyorlar.

So they become lovers.

Öyle diyeyim size.

Let me put it this way for you.

Melih Kibar'la Çiğdem Tarlı.

Melih Kibar and Çiğdem Tarlı.

Tabii ki şey çok enteresan.

Of course, that's very interesting.

Tabii ki 1984'te özür dilerim.

Of course, I apologize for 1984.

70'lerin sonundaki Sopot festivali.

The Sopot festival at the end of the 70s.

Bir anda tarihleri karıştırdım kafamda.

I suddenly mixed up the dates in my mind.

Burada şey çok enteresan.

Here, things are very interesting.

Bunun altını çizmek istiyorum.

I want to emphasize this.

Melih Kibar bir yandan kariyerinde altın günler yaşarken.

While Melih Kibar was experiencing golden days in his career.

Çiğdem Tarlı'yla birlikte müthiş bestelere, müthiş şarkılara imza atarken.

While collaborating with Çiğdem Tarlı to create amazing compositions and incredible songs.

Bir yandan da bir mahalle baskısı yemeye başlıyor.

On the one hand, it starts to face some neighborhood pressure.

Niye biliyor musunuz?

Do you know why?

Çünkü ikisinin arasında.

Because it's between the two of them.

İkisinin arasında bir yaş farkı vardır.

There is an age difference of one year between the two.

Çiğdem 36 yaşında.

Çiğdem is 36 years old.

Melih Kibar ise 24 yaşındadır.

Melih Kibar is 24 years old.

Hani bu aşkın depreşmeye başladığı yıllarda.

When those years began to awaken this love.

Ve kızımız çocuğumuzdan 12 yaş daha büyüktür.

And our daughter is 12 years older than our child.

Tabii ki o dönemlerde.

Of course, back then.

Gerçi dedikodu her dönem yapılan bir şey.

Actually, gossip is something that happens in every era.

Dedikodu hep olur.

There is always gossip.

Öyle diyeyim size.

Let me put it that way.

O dönem mahalle baskısı yiyorlar.

They are experiencing neighborhood pressure during that period.

Ya işte olur mu öyle şey sen ondan 12 yaş büyüksün.

Well, is that something that could happen? You are 12 years older than him.

O senin kardeşin yaşında bilmem ne filan filan.

Oh, he's about the same age as your brother, you know, something like that.

Bu mahalle baskısından dolayı bu ilişkilerini ara.

Due to this neighborhood pressure, investigate these relationships.

Ya da gizlilik vermek zorunda kalıyorlar.

Or they have to provide privacy.

Gizli yaşamaya başlıyorlar.

They are starting to live secretly.

Çünkü millet dedikodu yapıyor.

Because the people are gossiping.

Bildiniz yani dedikodu.

You know, I mean gossip.

Zaten biz dedikoducu bir milletiz.

We are already a gossipy nation.

Kimse kusura bakmasın yani.

No one should take it personally, you know.

Biz bulduk mu çeçan çeçalon çeçalon konuşalım.

Did we find it? Let's talk Chechen, Chechen.

Yani sana ne lan 12 yaş fark varsa.

So what if there's a 12-year age difference, huh?

Ne olacak yani?

What will happen, then?

Ne yani?

What do you mean?

Değil mi düşünüyor musun?

Don't you think?

Şimdi ne olacak yani?

So what is going to happen now?

Şimdi siz kendinizden bir bayansınız.

Now you are a woman of your own.

12 yaş küçük bir çocukla evlenseniz ne olacak yani?

What would happen if you married a child 12 years younger?

Kime ne kardeşim?

Who cares, brother?

Ama o dönem mahalle baskısını feci yiyorlar.

But during that period, they are suffering badly from neighborhood pressure.

Ve aşklarını yarım bırakıyorlar.

And they leave their loves unfinished.

Öyle diyeyim size.

Let me put it this way for you.

Bu mahalle baskısı onların biraz daha dikkatli davranmasına hatta daha da sonra ayrılmasına neden oluyor.

This neighborhood pressure causes them to act a little more carefully and even to leave later.

Hatta öyle ki Melih Kibar Çiğdem Talü ile aşk yaşadıktan ve aşkı bitirdikten ve dostluğa çevirdikten sonra yeni bir hanımefendi ile evleniyor.

In fact, Melih Kibar is getting married to a new lady after having a romance with Çiğdem Talü, ending that love, and turning it into friendship.

Üçüncü ikinci evliliğini yapıyor.

She is getting married for the second time.

Üçüncü aşkı ve ikinci evliliği.

Third love and second marriage.

Hatta Çiğdem Talü da bu evlilikte yardım ediyor Melih Kibar'a.

Even Çiğdem Talü is helping Melih Kibar in this marriage.

Öyle diyeyim size.

Let me put it this way for you.

Yani onda eşinin tanışmasına ve evliliğine.

So it is about meeting his spouse and their marriage.

Ve evliliğin gelişmesine yardım ediyor.

And it helps the development of marriage.

Böyle bir olgunluk, olgun sevgili rolü içine giriyor ki şunu söyleyeyim bugün için bile çok zor.

Such maturity enters the role of a mature lover, and I must say that even today, it is very difficult.

Düşünün yani bugün bir kız veya bir çocuk bir aşk yaşayacak.

Imagine today a girl or a child will experience a love.

Daha sonra işte ayrılacaklar.

Later, they will leave the job.

Sonra o çocuk bir kızla evlenecek.

Then that boy will marry a girl.

Ayrılan kız da eski sevgiline de gidip ona evliliğinde yardımcı olacak.

The girl who has separated will also go to her ex-boyfriend and help him in his marriage.

Nerede inanın ben filmde görsem *** lan derim.

Wherever I see, I would say *** man in the movie.

Çünkü artık filmlerde bile olmayacak kadar saf ve romantik ve güzel bir şey bu.

Because this is something so pure, romantic, and beautiful that it will no longer even exist in movies.

Böyle bir ilişki işte.

That's just the way a relationship is.

Tabii ki 1983 yılında Çiğdem Talü vefat ediyor.

Of course, Çiğdem Talü passed away in 1983.

Çağın önemli ve kötü hastalığı.

The significant and terrible disease of the age.

Kanserden dolayı göğüs kanseri ameliyatı oluyor.

She is undergoing surgery for breast cancer due to cancer.

Londra'da eğitim alıyor.

She is studying in London.

Tabii ki eğitim alıyor diyorum çok pardon.

Of course, I’m saying he is receiving education, I’m so sorry.

Sağlık tedavi görüyor.

Health is under treatment.

Tabii ki parasızlık başlıyor.

Of course, the lack of money is starting.

Çünkü yurt dışına eğitim almak çok kolay değil.

Because studying abroad is not very easy.

Sıkıntılı günler yaşıyor Çiğdem Talü.

Çiğdem Talü is going through tough days.

Melih Kibar da bu sıkıntılı günlere şahitlik ediyor.

Melih Kibar is also witnessing these troubled days.

Bir yandan sağlık sıkıntısı.

On one hand, health issues.

Kanser Allah kimseye vermesin.

May cancer not befall anyone from Allah.

Neyse ki artık günümüzde tabii ki biraz daha kolay oldu.

Fortunately, it has become a bit easier nowadays.

Ama tabii ki 1980'li yılların başında o kadar da gelişmiş değildi teknoloji, tıp teknolojisi ve kanser bilim araştırmaları.

But of course, the technology, medical technology, and cancer research were not that advanced in the early 1980s.

Londra'ya gidiyorlar.

They are going to London.

Bir yandan işte orada bakım yaparken, Çiğdem Talü'ye bakarlarken doktorlar bir yandan paraya ihtiyaç oluyor.

On the one hand, while taking care of Çiğdem Talü there at work, the doctors also need money.

Yazılan şarkıların aslında para etmediğini o dönem anlıyorlar.

They realize during that time that the songs they wrote are actually worthless.

Şimdi bu lafı yanlış anlamayın.

Now don't get me wrong.

Ben para etmediğine inanmıyorum ama para etmediğini yani siz bir şarkı yazıyorsunuz.

I don't believe it isn't worth money, but the fact that it isn't worth money means you are writing a song.

Milyonlarca insan o şarkıyı söylüyor.

Millions of people are singing that song.

Seslendiriyor.

She is voicing it.

Kamuya mal oluyor.

It is becoming public property.

Fakat sizin aldığınız paralar o kadar cüzi ki o anda belki birkaç aylık geçiminizi sağlıyor.

However, the money you receive is so minimal that it may only cover your living expenses for a few months at that moment.

Ya da normal belki orta lüks bir hayat yaşıyorsunuz.

Or maybe you are living a normal, perhaps moderately luxurious life.

Lüks bile değil.

It's not even luxury.

Ve kötü bir anınızda kötü bir anınızda kapıyı çaldığı zaman Azrail siz o anda ekonomik olarak kendinizi,

And when Azrael knocks on the door in a bad moment of yours, at that moment you economically feel yourself,

ekonomik olarak kendinizi kurtaramıyorsunuz.

You are unable to save yourself economically.

Yani bu büyük altın şarkılar altın etmiyor.

So these great gold songs are not turning into gold.

Bunu anlıyor Melih Kibar ve gerçekten de orada bir travma yaşıyor.

Melih Kibar understands this and is indeed experiencing a trauma there.

Çok üzülüyor.

She is very upset.

Bu travmanın yanında bir de Mayıs'ın sonları 29 Mayıs civarıydı.

In addition to this trauma, it was around the end of May, about May 29.

Yanlış hatırlamıyorsun.

You're not mistaken.

1983'te Çiğdem Talü vefat edince Melih Kibar ciddi bir bunalıma giriyor.

When Çiğdem Talü passed away in 1983, Melih Kibar fell into a serious depression.

Ve sonrasında artık hayatını daha özel müzik projeleriyle devam ettiriyor.

And afterwards, he continues his life with more special music projects.

Yani o büyük bomba hitler işte bana sor bir de bana sor işte öyle bir şey içimdeki fırtına söyle canım filan gidiyor.

So that big bomb, Hitler, just ask me, just ask me, it's like a storm inside me, my dear, it all goes away.

Gidiyor.

He/She is going.

Çünkü onun can yoldaşı ve onun üretimlerinde destek olan ortağı da maalesef aramızdan ayrıldığı için.

Because unfortunately, his soulmate and partner who supported him in his works has also passed away.

Bu süreçte 1983 yılında Melih Kibar İlhan İrem'in Pencer adlı albümünde düzenlemeleri yapıyor.

In this process, Melih Kibar arranged the pieces in the album "Pencer" by İlhan İrem in 1983.

Ve Pencer adlı albüm İlhan İrem'in çok önemli bir albümüdür.

And the album titled "Ve Pencer" is a very important album by İlhan İrem.

Altın plakalıyor.

He is gilding.

Orada bir şarkı vardır.

There is a song there.

İlhan İrem bizzat bana söylemiştir bunu.

İlhan İrem has personally told me this.

O şarkıda şu var.

There is this in that song.

İster inan ister inanmadığı şarkı.

A song you may or may not believe in.

İlhan İrem'in seslendirdiği bu şarkıda Melih Kibar tabi az öncesinde bahsettiğim hüznünden dolayı işte bir yandan Çiğdem Talü'nün hastalığı vefat etmesi.

In this song performed by İlhan İrem, Melih Kibar is, of course, referring to the sadness I just mentioned, on one hand due to Çiğdem Talü's illness and passing away.

Ekonomik anlamda sıkıntıların yaşanması.

Experiencing difficulties in terms of the economy.

O altın paraların altın etmemesi gibi duygusal buhrandan dolayı bizzat ben bunu İlhan İrem'den öğrendim.

I personally learned this from İlhan İrem due to the emotional turmoil as if those gold coins wouldn't turn into gold.

Melih Kibar o şarkıyı düzenleyip.

Melih Kibar arranged that song.

İlhan İrem seslendirdiği şarkı.

The song voiced by İlhan İrem.

İlhan İrem seslendirdikten sonra İlhan İrem stüdyoda hüngür hüngür ağlamış.

After İlhan İrem recorded, he cried his heart out in the studio.

Ama şarkı harbi de ağlatacak bir şarkı.

But the song is really a song that will make you cry.

Yani ben de bu şarkı yıllardır dinliyorum.

So I have been listening to this song for years too.

İlhan İrem'in köşede kalan müthiş bir şarkı.

A remarkable song by İlhan İrem that is left in the corner.

İster inan ister inanma.

Whether you believe it or not.

Böyle bir şarkı diyeyim size.

I'll call it a song like this.

İster inan ister inanma.

Believe it or not.

İster inanma.

Believe it or not.

Kopuyor, kopuyor. Başak Burcu insanı da vardır bu. Çok çabuk koparlar.

It's breaking off, it's breaking off. There are also people of the Virgo sign in this. They break off very quickly.

Yani duygusal travmaları çok şiddetli yaşarlar, fırtınaları şiddetli yaşarlar kendi içlerinde.

They experience emotional traumas very intensely, they experience storms intensely within themselves.

Ve ne olur, git git gel gitler yaşarlar, öyle diyeyim size.

And please, they experience comings and goings, let me tell you that.

Melih Kibar artık piyasaya mal üretmemeye başlıyor.

Melih Kibar is starting to stop producing goods for the market.

Yani ne yapıyor? Film müzikleri yapıyor, tiyatrolar, müzikaller gibi spesifik şeyler.

So what is he doing? He is making film scores, specific things like theaters and musicals.

Yarışmalara katılıyor, Eurovision Şakı yarışmasına katılıyor.

Participating in competitions, participating in the Eurovision Song Contest.

İki kere katılıyor Eurovision Şakı yarışmasında.

He/she participates in the Eurovision Song Contest twice.

Bir tanesi 1986 yılında Halle adlı şarkıyla sözleri, tabii ki artık onun can yoldaşı yok yanında.

One of them is with the song called Halle in 1986, of course, now he no longer has his companion by his side.

Sözleri yazan Çiğdem Tal olmadığı için büyük bir söz yazarı boşluğu yaşıyor İlhan İrem.

Since the lyrics were not written by Çiğdem Tal, İlhan İrem is experiencing a significant absence of a great lyricist.

Pardon, Melih Kibar. Ve İlhan İrem'e gidiyor.

Excuse me, it's going to Melih Kibar. And to İlhan İrem.

İlhan İrem de Halle adlı şarkının sözlerini yazıyor ve Eurovision'a katılıyorlar.

İlhan İrem is writing the lyrics for the song called Halle and they are participating in Eurovision.

Eurovision Şakı yarışmasında Türkiye'yi temsil ediyor.

Turkey is representing in the Eurovision Song Contest.

Melih Kibar, Clips ve Onlar, içinde Candan Erçetin'in de çocukken Junior Candan'ın yer aldığı Clips ve Onlar grubu

Melih Kibar, Clips and Others, the group Clips and Others in which Candan Erçetin was also a part when she was a child, along with Junior Candan.

Türkiye'ye.

To Turkey.

Ve o güne kadar Eurovision Şakı yarışmasındaki en iyi dereceyi getiriyorlar.

And they bring the best result in the Eurovision Song Contest until that day.

İlk defa Türkiye ilk ona giriyor.

Turkey enters the top ten for the first time.

Yani dokuzuncu oluyor.

So it will be the ninth.

Bu ciddi bir başarı.

This is a serious achievement.

Ve bu güzel başarıyla geri dönüyor Melih Kibar.

And Melih Kibar is returning with this beautiful success.

Bir moral oluyor tabii ki ona da, ülkemize de, hepimize de.

Of course, there is a morale boost for it, for our country, and for all of us.

Çünkü o dönemlerde Eurovision Şakı yarışması önemliydi.

Because during that time, the Eurovision Song Contest was important.

Dünya Kupası finali gibiydi.

It was like a World Cup final.

Yani ilk ona gireceksin.

So you will enter the top ten.

Olay, olay diyeyim size.

It's an event, let me tell you.

Yani büyük olay, öyle diyeyim size.

So it's a big event, let me put it that way.

off

off

on

on

Sonra bin dokuz yüz doksan üçte bir kez daha dinliyor Eurovision Şarkı yarışmasında.

Then, once again, it is listened to in the Eurovision Song Contest in nineteen ninety-three.

Sevarlı şarkı ile Arzu Ece seslendirdi o şarkıyı.

Arzu Ece performed that song with the beloved song.

Bu kez de sözleri Zeynep Talı yazdı.

This time the lyrics were written by Zeynep Talı.

Çok enteresan.

Very interesting.

Yani Cidem Talı, Can Yoldaşı, Cidem Talı'nın kızı.

So Cidem Talı, Life Companion, the daughter of Cidem Talı.

Zeynep Talı'nın yazdığı Sevarlı şarkıyla.

With the song "Sevarlı" written by Zeynep Talı.

Eurovision'a bir kez daha katıldı.

He/she participated in Eurovision once again.

Zeynep Talı, Sevarlı Şarkıydan Bir Kez Daha

Zeynep Talı, Once Again from the Song of Sevarlı

İçinde bir ilişki olmasa bile, sevdiğimizimle.

Even if there is no relationship, with the one we love.

Hemen bir dipnot eklemek istiyorum.

I would like to add a footnote right away.

Zeynep Talü'ye de şarkı sözü yazdığına yine Melih Kibar'dır.

It is also Melih Kibar who wrote lyrics for Zeynep Talü.

Melih Kibar, Çiğdem Talü'nün bu yeteneğinin kızı Zeynep Talü'ye de genetik olarak geçeceğine, geçmiş olduğuna inanıyor.

Melih Kibar believes that Çiğdem Talü's talent will also genetically pass on to her daughter Zeynep Talü, and that it has already happened.

Ve hiç aklında kafasında bile yokken Zeynep Talü'nün.

And it wasn't even on Zeynep Talü's mind.

Sürekli Zeynep Talü'yü şiir, şarkı sözü vs. gibi denemelere zorluyor.

She constantly pushes Zeynep Talü to try her hand at poetry, song lyrics, etc.

Ve iyi ki de zorluyor.

And it's a good thing it's pushing.

Zeynep Talü o zorlamanın sonucunda dökülüyor, açılıyor ve Türkiye'nin en önemli şarkı sözü yazarlarından biri oluyor.

Zeynep Talü is breaking down, opening up as a result of that pressure, and becoming one of the most important lyricists in Turkey.

90'lar boyunca günümüze kadar üretiyor.

They have been producing from the 90s until today.

Ve hatta boynuz kulağa geçer derler ya, adet olarak daha fazla sayıda şarkıya imza atıyor.

And they say that the horn passes the ear, as a custom, he/she signs more songs.

Annesi rahmetli Çiğdem Talü'den.

From her late mother Çiğdem Talü.

Tabii ki Melih Kibar, Çiğdem Talü ikilisinin çalışması.

Of course, it's a work by the duo Melih Kibar and Çiğdem Talü.

Çiğdem Talü çalışmaları yaklaşık 300 küsür şarkılık bir yayınlanmış bir repertuardan oluşuyor.

Çiğdem Talü's works consist of a published repertoire of about 300 songs.

Ve tabii ki Melih Kibar işte 90'lar vs. derken piyasaya ürün yapmıyor.

And of course, Melih Kibar is not producing products for the market while talking about the '90s, etc.

Ve 2001 yılında onun Yadigar adlı albümü yayınlanıyor.

And in 2001, his album titled "Yadigar" is released.

Yani benim şu anda elimde tuttuğum albümün birincisi.

So this is the first album that I have in my hands right now.

Öyle diyeyim size.

Let me put it this way for you.

Elimde Saat Sabah'ın 9 adlı albümü dinliyorum.

I am listening to the album called "9" by Saat Sabah.

Birazdan bahsedeceğim size.

I will talk about it shortly.

Yadigar adlı albüm bir tribut albüm.

The album titled "Yadigar" is a tribute album.

Şunu söyleyeyim.

Let me say this.

Dün gibi hatırlıyorum.

I remember it like it was yesterday.

O zamanki prodüktörü Dost Müzik'ti Melih Kibar'ın.

The producer at that time was Dost Müzik, Melih Kibar's.

Bu projeye hazırlanmıştım.

I had prepared for this project.

Hazırlanıyorlardı.

They were preparing.

Hatta harır harır hazırlanıyorlardı.

They were even preparing furiously.

Ve ben hep şeyi sorguluyordum.

And I was always questioning that thing.

Ya dedim demiştim.

I said I had said it.

Acaba bir besteci albümünün tribut albümü tutar mı Türkiye'de?

I wonder if a tribute album for a composer would be successful in Turkey?

Benim de kafamda soru işaretlerim vardı.

I also had my doubts.

Ama çok takip ediyordum.

But I was following closely.

Çünkü yakın dostlarımdı hepsi.

Because they were all close friends of mine.

Hatta bir de hocamdı Melih Kibar.

In fact, he was my teacher, Melih Kibar.

Nereden diyeceksiniz?

Where will you say from?

90'lı yıllarda Melih Kibar biraz daha popüler piyasadan uzaklaştıktan sonra

After the 90s, Melih Kibar became somewhat more popular after moving away from the mainstream.

Casio'yla bir iş birliği yaptı.

They collaborated with Casio.

Casio Orkları o zamanlar çok popülerdi.

Casio keyboards were very popular at that time.

Ve bir müzik okulu açtı.

And he opened a music school.

Klavyeli Çalgılar Müzik Okulu.

Keyboard Instruments Music School.

İki sınıflı bir müzik okulu.

A two-class music school.

Ona ben de gitmiştim.

I had also gone to him/her.

Öyle diyeyim size.

Let me put it this way for you.

Ve çok da güzel müzik eğitimi aldık.

And we received very good music education.

Yani notaları vesaire, klavye, piyano çalmanın temelli bilgilerini almıştık.

So we had learned the basic knowledge of notes, the keyboard, and playing the piano.

Onun için hocamdır diyeyim size.

That's why I call him my teacher.

Neyse Yadigar adlı albümde işte öyle bir şeyi Yaşar seslendiriyor.

In the album titled "Neyse Yadigar," Yaşar vocalizes just such a thing.

Yeşim Salkım geliyor.

Yesim Salkim is coming.

Yani A yüzü bestelerden, B yüzü estromantal bestelerinden oluşan Yadigar çıkıyor.

So, Yadigar emerges, consisting of side A featuring compositions and side B featuring instrumental compositions.

Hatta B yüzünde Melih Kibar'ın Garanti Bankası için yapmış olduğu

In fact, on side B, it is what Melih Kibar made for Garanti Bank.

Sucu Çocuk albümünde.

In the Sucu Çocuk album.

Adlı reklam.

The advertisement titled.

Filminin müziği de yer alıyor.

The music of the film is also included.

Bu şarkı, bu albüm bum diye patlıyor.

This song explodes like this album.

Ve 80'le yükseliyor.

And it's rising to 80.

100 bin arasında bir tiraj elde ediyor.

It achieves a circulation of around 100 thousand.

2001 yılı için bu çok önemli bir tirajdır söyleyeyim.

This is a very important circulation for the year 2001, let me tell you.

Çünkü o dönem CD'ler poşetlerde korsan satılıyor.

Because during that time, CDs were sold pirated in bags.

O dönem hatırlayanlar hatırlarlar belki.

Those who remember that period might remember.

Giderdik biz de dürüst olayım.

We would go too, to be honest.

Ucuzdu çünkü.

It was cheap because.

Yani abi adamlar ucuza gidiyordun abi.

So, bro, the guys were going for cheap, man.

Seçiyordun kaç para?

How much were you choosing?

2 lira.

2 lira.

Yani normal CD 10 lirayken, 10 lira civarıydı öyle diyeyim size.

So when the normal CD was 10 lira, let me put it this way, it was around 10 lira.

Yani 10 milyondu o zamanlar.

So it was 10 million back then.

Tabii daha sıfırlar atılmamıştı.

Of course, the zeros had not yet been thrown.

Bugünün 10 lirası iken korsancı 1 liraya satıyordu.

While today's price is 10 liras, the pirate was selling it for 1 lira.

Tabii biz de çocuğuz işte.

Of course, we are just kids as well.

Ne diyeyim o zaman gidiyordu.

What can I say, he was leaving then.

Korsan CD'lerin dil gibi sattığı bir dönemde.

In an era when pirate CDs were selling like hotcakes.

Ve orijinal CD'den 100 bin adet satmak büyük bir başarıydı.

And selling 100 thousand copies from the original CD was a great success.

Yadigar bu başarıyı getirdikten sonra Melih Kibar ikinci albümünün çalışmasına başladı.

After bringing this success with Yadigar, Melih Kibar began working on his second album.

Saat Sabah'ın 9'u.

It's 9 o'clock in the morning.

Yani şu anda elimde olan albüm.

So, the album I currently have in hand.

Yine aynı formatta ikinci tribüt albüm diyeyim size.

I'll call it the second tribute album in the same format.

Kendi deyimine göre 1973 yılında ilk şarkısı radyo ve televizyonlarda yayınlandığı için

According to his own expression, it was because his first song was broadcast on radio and television in 1973.

2003 yılı onun 30. sanat yılı oluyor.

The year 2003 marks his 30th year in art.

Aynı zamanda 2003 bir başka özelliğe sahip.

At the same time, 2003 has another characteristic.

Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin 80. yılı oluyor.

So it will be the 80th anniversary of the Republic of Turkey.

Bütün bunlarla birlikte güzel denk geliyor Melih Kibar'ın bu albümü.

All of this beautifully coincides with Melih Kibar's album.

Ve yine A yüzünde sözlü şarkılar.

And again, verbal songs on face A.

B yüzünde de enstrümantal şarkılardan oluşan albümü yayınlıyor.

He is releasing an album featuring instrumental songs on side B.

Bakın albüm elimde.

Look, I have the album.

Hafif yeşilimsi.

Light greenish.

Farklı değişik bir albüm kapağı.

A different and unique album cover.

Ve bakın şunu söyleyeyim.

And let me say this.

Bakın vuracağım.

Look, I will hit.

Bakın.

Look.

Ya albüm yani.

Well, it's an album, I mean.

Yani şey karton.

So it's cardboard.

Onun için söylüyorum size.

That's why I am telling you.

Yani hani derler ya bir mala vurduğunuz zaman iyi ses çıkarıyorsa iyidir diye.

So, you know how they say that if something makes a good sound when you hit it, it's worth having.

Öyle kaliteli.

So high quality.

Kaliteli bir iş yapıyor.

He is doing quality work.

Yani duyuyor musunuz?

So, do you hear it?

Şey yani kağıt değil.

I mean it's not paper.

Harbi bildiğiniz kartondan oluşan çok kaliteli bir albüm piyasaya sunuyor.

They are introducing a very high-quality album made of cardboard, as you well know.

O gün program da yapmıştık bu albümle ilgili olarak hatırlıyorum.

I remember we had a program that day regarding this album.

Hatta şey demişti bana Melih Kibar.

Melih Kibar even said to me.

Ya Syria olduğu zaman tirajlar hep düşer demişti.

He said that when it comes to Syria, the circulation always decreases.

Dolayısıyla Yadigar 2, Yadigar 3 desem bir şekilde yine tirajlar düşecektir.

Therefore, if I say Yadigar 2, Yadigar 3, the circulation will somehow decrease again.

Böyle bir saptaması vardı.

He had such a determination.

Çok akıllı bir adamdı.

He was a very intelligent man.

Onu da söyleyeyim size.

I'll tell you that too.

Saat sabahın 9'u albümünde yer alan şarkılar.

Songs featured in the album "9 AM".

Müthiş.

Incredible.

4 tane şarkı var.

There are 4 songs.

80. yıl marşıyla açıldı.

It was opened with the 80th anniversary anthem.

Bir marş besteledi Melih Kibar.

Melih Kibar composed a march.

Cumhuriyetimizin 80. yılına ithafen yaptığı bir marş.

A march dedicated to the 80th anniversary of our Republic.

Sonra Deniz Seki Her Şey Seninle Güzel Adı şarkıyı seslendirdi.

Then Deniz Seki performed the song "Her Şey Seninle Güzel."

İlk 1979 yılında Zeyrin Özey'in seslendirdiği bir şarkıydı bu.

This was a song first voiced by Zeyrin Özey in 1979.

Fakat Deniz Seki'nin en muhteşem yorumu oldu diyeceğim size.

But I will tell you that Deniz Seki's interpretation was the most magnificent.

Dinleyin sonra da hani bana küfredin derler ya.

They say listen first, then curse at me.

Böyle diyeceğim size.

I will say it like this to you.

Deniz Seki bir sürü albüm yaptı, bir sürü single yaptı, bir sürü konser verdi.

Deniz Seki has made a lot of albums, released many singles, and held numerous concerts.

Hiçbir albümde bu şarkı.

This song is in no album.

Şarkıdaki performansını yakalayamadı.

He couldn't capture the performance in the song.

Benzer bir şey albümün 3. şarkısı içine geçerli.

A similar thing applies to the 3rd song of the album.

Funda Arar Tüm Bir Yaşam'ı seslendirdi.

Funda Arar voiced All of a Lifetime.

Tüm Bir Yaşam 1979 yılında Altın Orfe'de Yeliz'in seslendirdiği bir şarkıydı.

"Tüm Bir Yaşam" was a song performed by Yeliz in 1979 at the Altın Orfe.

Melih Kibar ne yaptıysa öyle bir koçluk,

Whatever Melih Kibar did, such a coaching,

öyle bir yaşam, öyle bir yaşam, öyle bir yaşam.

such a life, such a life, such a life.

Böyle bir yönlendirme yapmış ki Funda Arar'a ve Deniz Seki'ye.

She has given such guidance to Funda Arar and Deniz Seki.

Funda Arar da hayatının en güzel performansını sergiledi bu albümde.

Funda Arar also showcased the best performance of her life on this album.

Tüm Bir Yaşam adlı şarkıda.

In the song titled "A Whole Life."

Öyle çok sevdim ki seni, öyle çok ki anlatamam.

I loved you so much, so much that I can't explain it.

Bir tek yıla sığdım her şey, bir tek yıla tüm bir yaşam.

I contained everything in just one year, an entire life in just one year.

Ve 4. şarkı.

And the 4th song.

Kazandım adlı şarkı.

The song titled "Kazandım."

Nükhet Turu 78 yılında seslendirmişti.

Nükhet sang it in 1978.

Tuğba Önal.

Tuğba Önal.

Çok iyi bir yorumcu.

A very good commentator.

Fakat Türkiye'de hak ettiği yere gelemeyenlerin yer aldığı listede üst sıralarda yer alan bir yorumcu.

However, they are a commentator who ranks high on the list of those who have not reached their deserved place in Turkey.

Tuğba Önal seslendiriyor.

Tuğba Önal is voicing.

Burada enteresan bir şarkı sözü var.

There's an interesting song lyric here.

Seni kaybettim ama kendimi kazandım diyor Çiğdem Talı.

Çiğdem Talı says, "I lost you, but I found myself."

İşte sene 1978 şarkı kazandım giderli şarkı.

Here is the year 1978, I won the song "Giderli."

Bakın ne diyor?

Look at what he's saying?

Seni kaybettim ama kendimi kazandım diyor.

"I lost you, but I gained myself."

Ve çok enteresan açacağım buradan.

And I will open it from here very interestingly.

Hani biz bugün diyoruz ya yok giderli şarkılar vardır da işte Demet Takal'ın giderli şarkıların lideridir filan filan.

You know how we say today that there are songs with a departure vibe, well, Demet Takal is the leader of those departure songs and so on.

Değil değil.

No, no.

Bakın yani çok bir şekilde söyleyeyim size.

Let me put it very clearly for you.

Zayıf günlerim oldu.

I had weak days.

Ne de olsa kadındım diyor.

She says, "After all, I was a woman."

Kutsal bir duyguydu.

It was a sacred feeling.

Aşk, sevdim, yalnızdım.

Love, I loved, I was alone.

Söyleyecek sözüm yok benden kaçanlara.

I have no words to say to those who run away from me.

Evet kaybettim ama.

Yes, I lost, but.

Kendimi kazandım.

I have earned myself.

Yani çok affedersiniz.

I’m very sorry.

Gittin ama ben kaldım diyor.

"You've left, but I remain."

Yani giderli şarkılara aslında bir başlangıç diyebileceğimiz bir şarkıdır bu.

So this is a song that can actually be considered a starting point for impactful songs.

Kazandım adlı şarkı.

The song titled "I Won."

Gün oldu insanlara.

It became day for people.

Hayattan arıldım.

I have cleared myself from life.

Gün oldu bir harali.

A day has come, a disaster.

Aşk sandım yanıldım.

I thought it was love, I was mistaken.

Harca yalan sevgimi.

Don't waste my false love.

Aşktan korkanlara.

To those who fear love.

Seni kaybettim ama kendimi kazandım.

I lost you, but I gained myself.

Beşinci şarkı İçimdeki Fırtına.

The fifth song is "The Storm Inside Me."

Erol Evgin Klasiği.

Erol Evgin Classic.

77 yılında Erol Evgin seslendiriyor ilk olarak.

Erol Evgin voices it for the first time in 1977.

Bunu da Onur Mete seslendirdi.

This was also voiced by Onur Mete.

Yine muhteşem bir yorum, muhteşem bir orkestrasyon.

Another magnificent comment, magnificent orchestration.

Ve albümdeki altıncı şarkı Zeynep Akasya.

And the sixth song on the album is Zeynep Akasya.

Şeydir.

It is a thing.

Zeki Alasya'nın kızı Zeynep Alasya.

Zeki Alasya's daughter, Zeynep Alasya.

O da müziğe girdi.

He also entered music.

Fakat o da şey yapamadı.

But she couldn't do that either.

Yani yetenekli bir kızdı.

So she was a talented girl.

Fakat işte maalesef ülkemizde bu var.

However, unfortunately this exists in our country.

Hatta şunu söyleyeyim.

Let me say this.

Bu yüzüncü yıl marşının sözlerini de.

The lyrics of this centenary march as well.

Zeynep Alasya yazmıştır.

Zeynep Alasya has written.

Fakat evet o dönemde Melike Baron'u prezente etse de.

But yes, at that time she did present Melike Baron.

Sonrasındaki çalışmalarda ön plana gelemeyen.

Not able to stand out in subsequent studies.

Haksızlık yaşayan yorumculardan bir tanesi.

One of the commentators who experienced injustice.

Bir bakışın yettiği seslendirdi.

A look is all it took to voice it.

Manyak seslendirdi.

He shouted crazily.

Tarifsiz acılarla yüklü gönllerimi.

My heart, loaded with indescribable pain.

Çilelimi hayatın bütün izlerini.

Let us endure all the traces of life.

Bir bakışın yettiği unuturmaya.

A glance from you is enough to forget.

Bir bakışın yetti canın unuturmaya.

A glance from you is enough to make me forget.

Ve albümün A yüzünün son şarkısı Koca Çınar.

And the last song on side A of the album is Koca Çınar.

1981 yılında Coşkun Nebi'nin seslendirdiği bir şarkıydı.

It was a song voiced by Coşkun Nebi in 1981.

Bu şarkı Çiğdem Talun'un hastalığının nüksettiği dönemlerde.

This song is from the times when Çiğdem Talun's illness relapsed.

Bebekte bir evde yaşıyordu.

He was living in a house in Bebek.

Bebekte bir koca çınar vardı.

There was a big sycamore tree in Bebek.

Evinin orada.

Your house is there.

Bir çınar vardı daha doğrusu.

There was a sycamore, to be more precise.

Ve bu çınar o kadar etkilemiştir ki.

And this plane tree has affected him so much.

Çiğdem.

Crocus.

O Çınar'a bakıp yazmıştır sözlerini.

He wrote his words while looking at that plane tree.

Yakın geçmişte Zeynep Talu'ya sordum.

Recently, I asked Zeynep Talu.

Çiğdem Talun'un kızına.

To Çiğdem Talun's daughter.

O çınar hala duruyor dedi bana.

"That plane tree is still standing," he said to me.

Çok enteresan.

Very interesting.

Hatta biz o çınara gider oyun oynardım ben küçükken dedi.

"She even said that when I was little, I used to go to that plane tree to play."

Ne kadar enteresan değil mi öyle?

Isn't it interesting, right?

Çınar.

Plane tree.

Boşuna çınar dememişler.

They didn't call it a plane tree for nothing.

Yani Koca Çınar'ın sözlerini kim bilir nasıl bir psikoloji içinde yazmıştır.

So who knows in what kind of psychology the Great Plane Tree wrote its words.

Ve dikkat ederseniz zaten biraz da dikkat etmenizi de tavsiye edeceğim.

And if you pay attention, I would also recommend that you be a little careful.

Şarkının sözlerinde biraz da.

A bit in the lyrics of the song too.

Kırgınlık da var.

There is also resentment.

Yani böyle bakıyorum.

So I look at it like this.

Bir yol eğde başını dinle arkadaşını diyor.

A road tells you to listen to your friend.

Kulun kölen olayım sil gözümün yaşını bu şekilde giden çok güzel bir şiir ve biraz bir kırgınlık var kim bilir nasıl bir psikoloji içinde yazmıştır Çiğdem Talu o şarkıyı.

"Let me be your servant, wipe away the tears from my eyes. This is a very beautiful poem that speaks to a bit of hurt; who knows in what kind of psychology Çiğdem Talu wrote that song."

Sil gözümün yaşını bir dokun bina işit derdin çok koca çınar sağ yalnızlığı anlatsam dinler misin?

Wipe the tear from my eye, if I touch the building, you would say a lot; if I tell you about the loneliness of the great plane tree, would you listen?

Ve albümün A yüzü bitiyor.

And the A side of the album is coming to an end.

B yüzünde estromantal şarkılar var.

There are estramental songs on side B.

Sessiz Veda.

Silent Farewell.

Melik Kibar Sessiz Veda adı şarkısı için kitapçıkta da yazıyor kendisi bizzat.

It is written in the booklet that Melik Kibar personally wrote for the song "Silent Farewell."

Diyor ki ben küsmüştüm her şeye ta ki bu beste yapıncaya kadar.

He says I was upset with everything until this composition was made.

Bu beste bana.

This composition is for me.

Hayat verdi.

It gave life.

Bu beste benim tekrar piyanomla barışmama neden oldu şeklinde yorumladı Sessiz Veda'yı.

He interpreted the Silent Farewell as the reason for me to make peace with my piano again.

Ve Melik Kibar gerçekten de Sessiz Veda'yla son yapmış olduğu en iyi bestesi olarak nitelendiriyordu bunu.

And Melik Kibar indeed regarded this as his best composition with the Silent Farewell.

Sonra Duruşma adlı filminin müziği var albümde.

Then there is the music from the film called Duruşma in the album.

Mi adlı şarkısı var.

There is a song called "Mi."

Sonra Saat Sabahın Dokuzu albüme adını veren şarkı.

Then "Nine O'Clock in the Morning" is the song that gives the album its name.

Bu da bir dizi müziği.

This is also a series soundtrack.

Tabii ki burada müthiş bir gitar var.

Of course, there is an amazing guitar here.

Erdem Sökmen bir gitar çalıyor.

Erdem Sökmen is playing a guitar.

Ağzına.

In your mouth.

Sıçıyor ortadan öyle diyeyim size.

It's shitting in the middle, let me put it that way.

MÜZİK

MUSIC

Sonra Bizim Aile filmi ki burada Ertem İlmez'in bir filmidir bu.

Then the movie "Our Family," which is a film by Ertem Eğilmez.

Adil Naşip ve Münir Özkul'la birlikte büyütüneşen bir film müziğidir.

It is a film soundtrack that has been developed together with Adil Naşip and Münir Özkul.

Onu modern bir düzenleme yapıyor.

He is making a modern arrangement.

MÜZİK

MUSIC

Sonra Mastika.

Then Mastika.

Mesela Mastika 80'lerin en popüler oyun havasıdır.

For example, Mastika is the most popular dance tune of the 80s.

Bu şarkının ben Melih Kibar bestesi olduğunu bu albümü gördüğümde 2003 yılında öğrendim.

I learned that this song is composed by Melih Kibar when I saw this album in 2003.

Çok samimi söyleyeyim.

Let me be very honest with you.

Yani ooo Mastika Mastika.

So, oh Mastika Mastika.

Biliyor musunuz o şarkıyı?

Do you know that song?

Yani belki geni de sevilmez ama yani analarımız, babalarımız hatta dedelerimiz çok göbek atmıştır Mastika'yla.

So, maybe the belly dance is not loved, but our mothers, fathers, and even grandfathers have danced a lot with Mastika.

Yani filmlerde de çok konu olmuştur.

So it has been a topic in many films as well.

Mastika Mastika diyen bir şarkı.

A song called Mastika Mastika.

Onun hafif romantik bir estromantal versiyonu.

It's a slightly romantic instrumental version of it.

MÜZİK

MUSIC

Ve albümün son şarkısı yine Sessiz Veda.

And the last song of the album is again Silent Farewell.

Bu kez bir versiyon.

This time a version.

Doğuş adını verdiği bir versiyon.

A version he named "Doğuş."

Sessiz Veda 2003 yılında ya da Saat Sabahın 9 2003 yılında yayınlanıyor.

Silent Goodbye is broadcast in 2003 or Nine O'Clock in the Morning is broadcast in 2003.

Ve maalesef 7 Nisan 2005 yılında Melih Kibar'ı kaybediyoruz.

And unfortunately, on April 7, 2005, we lose Melih Kibar.

Burada enteresan bir bilgi.

Here is an interesting fact.

En büyük korkusu kanser olmaktadır.

His biggest fear is getting cancer.

Belki de Çiğdem Talül'le yaşadıkları, çok sevdiği bir insanın kanserden kaybetmesi

Maybe what she experienced with Çiğdem Talül is losing a person she loved very much to cancer.

ve benzeri gibi nasıl diyelim onda travma yaratan, duygusal travmalar yaratan olaylardan dolayı

and similar events that cause trauma, emotional trauma.

kanser olmaktan çok korkardı Melih Kibar.

Melih Kibar was very afraid of getting cancer.

Biraz hastalık hastasıydı.

He was a bit of a hypochondriac.

Tipik Başak Burcu.

Typical Virgo.

Pimpirikliydi.

He/She was fussy.

Ve maalesef kaderi işte o da kanser oldu.

And unfortunately, fate made her have cancer.

Ve cilt kanserinden maalesef 7 Nisan 2005 günü Acıbadem Hastanesi'nde hayata gözlerini yumdu.

And unfortunately, he closed his eyes to life on April 7, 2005, at Acıbadem Hospital due to skin cancer.

Çok erken vefat etti.

He passed away very early.

54 yaşında kaybetti konu.

She lost the topic at the age of 54.

Yani Melih Kibar gibi bir ustanın 54 yaşında vefat etmesi bu insan bugün yaşasaydı kim bilir daha neler neler yapardı.

So the fact that a master like Melih Kibar passed away at the age of 54 makes one wonder what else he could have accomplished if he were alive today.

Öyle diyelim size.

Let's say it like this to you.

Tabii ki şunu söyleyeyim.

Of course, let me say this.

Melih Kibar Türk popunda makamla batıyı getiren bir bestecidir.

Melih Kibar is a composer who brought Western influence to Turkish pop music with his unique style.

Bu çok önemli bir şey.

This is a very important thing.

Yani makamları mutlaka kullanırdı.

So he would definitely use the titles.

Bizim o çok sevdiğimiz şarkılarda da her zaman küçük bir makamsar bir Alaturka bir Türk müziği ögesi kullanırdı.

In those songs we love so much, there was always a little makam element, a bit of Alaturka, a Turkish music element.

Bir diğer önemli şey bakın notlarında okuyorum asimetrik vuruşlu şarkılar kullanırdı işte 9 4 9 8 yani 5 4 vesaire gibi yani bu da çok önemli bir şeydir Türk ritimlerini kullanırdı ve bu Türk ritimleriyle mesela işte öyle bir şeyi dinleyin ritim olarak şeydir çok modern bir şarkı fakat öyle bir ritim kullanmıştır ki Türk müziği ritimidir mesela işte öyle bir şey öyle diyeyim size ustaydı yani.

Another important thing, look, I’m reading in the notes, he would use songs with asymmetric beats, like 9 4, 9 8, that is, 5 4, and so on, which is also a very important thing. He would use Turkish rhythms, and with these Turkish rhythms, for example, if you listen to something like that, rhythmically it's a very modern song, but he used such a rhythm that it is a rhythm of Turkish music, for example, I can say that he was a master at it.

Yani işini bilen bir adamdı.

So he was a man who knew his job.

Tabii ki o zamanki müzisyenler farklıydı.

Of course, the musicians of that time were different.

Yani oturup piyano başında beyinlerini ve duygularını ayrı ayrı kullanıp beste yaparlardı.

So they would sit at the piano and use their brains and emotions separately to compose music.

Şimdikiler gibi tuşlara basıp beste yapmazlardı.

They didn't compose by pressing keys like they do now.

E şöyle olunca tabii ki yaratıcılık daha geniş oluyor.

Of course, when it is like this, creativity becomes broader.

Daha iyi işleri imza atıyorlar.

They are signing off on better jobs.

Bugün bir Melih Kibar yok.

Today there is no Melih Kibar.

Türest olayım yok.

I have no derivative events.

Yok gelmedi gelmezdi gelmezdi.

No, he didn't come; he wouldn't come; he wouldn't come.

Bu özellikli bile yeter zaten öyle diyeyim size.

This feature alone is enough, let me tell you that.

Notaları tek tek yazardı üşenmezdi ve bu albümde de öyle 2003 yılında tıpkı son bestesi Sessiz Veda'da dediği gibi sessiz bir veda yaptı.

He would write down the notes one by one without being lazy, and in this album, just like in his last composition Silent Farewell in 2003, he made a silent farewell.

Ve çok sessizce gitti.

And she left very quietly.

Bu albüm tutmadı onu söyleyeyim.

This album didn't catch on, let me tell you.

Yadigar'ın aksine bu albüm çok ön plana gelmedi.

Unlike Yadigar, this album didn't stand out much.

ECA sponsorluğunda yayınlandı albüm.

The album was released under the sponsorship of ECA.

Ve tanıtımı çok olmadı.

And there wasn't much of a presentation.

Tabii ki konjöktür olarak o zaman korsan CD'ler çok daha da ön plana geldi 2003 yılında.

Of course, in that context, pirate CDs became much more prominent in 2003.

Medyada tabii destek olmadı.

There was certainly no support from the media.

Radyolar çok çalmadı.

The radios didn't play much.

Zaten hastalıkla da biraz boğuşunca Melih Kibar biraz da güme giden bir albüm oldu.

In fact, after struggling a bit with the illness, Melih Kibar's album became somewhat of a lost one.

Ama saat sabahın dokuzu.

But it's nine in the morning.

İçindeki çalışmalar.

The studies inside you.

Çalışmayla, kartonet çalışmasıyla, müzikalitesiyle dört dörtlük bir albümdü.

It was a perfect album with its work, cardboard design, and musicality.

Az önce dediğim gibi yani ses geliyor CD'den.

As I just said, the sound is coming from the CD.

İçine baktığınızda mesela bu güzel kitapçıkta Melih Kibar'ın kısa bir hayat hikayesi var.

For example, when you look inside, there is a short life story of Melih Kibar in this beautiful booklet.

Böyle CV gibi kilometre taşlarını yazmış.

He has written milestones like a CV.

Şöyle kendi ön sözü, şarkıların sözleri böyle bayağı da bakın kalınca.

Here is its own preface, the lyrics of the songs are quite ordinary indeed.

Hep diyorum yani çek defteri gibi eskilerin çek defteri gibi güzelcine hazırlanmış.

I always say it's like a checkbook, beautifully prepared like the old checkbooks.

Paketlenmiş ve bize sunulmuştu.

It had been packaged and presented to us.

Bu albüm CD olarak yok bu bulamazsınız, imkansız bulamazsınız, belki sahaflarda ya da eski albüm satanlarda bulabilirsiniz.

This album is not available on CD, you won't be able to find it, it's impossible to find, maybe you can find it in second-hand bookstores or places that sell old albums.

Dijital platformlarda var yani dinlemeniz adına mutlaka ilk önce dijital platformlarından bir dinleyin derim.

It's available on digital platforms, so I suggest you definitely listen to it on one of the digital platforms first.

Koleksiyoncular için bunu bu şekilde edinip arşivinize koymak heyecan verir çünkü albüm sıradan bir albüm değil.

It excites collectors to acquire this in this way and add it to their archive because the album is not an ordinary album.

Bakın böyle koyduğunuz zaman duruyor yani sağlam bir işçiliği olan bir albüm ve şunu söyleyeyim.

Look, when you put it like this, it stands firm; it's an album with solid craftsmanship, and let me say this.

Yadigar ve onun devamı.

Heritage and its continuation.

Saat sabahın dokuzu Melih Kibar'ın müzik yaşamını özetleyen önemli albümler oluyor.

It's 9 a.m., and significant albums summarizing Melih Kibar's musical life are being released.

Bu albümler plak olarak yayınlansa keşke ve keşke bu çift plak olarak yayınlansa ve müziksevere tekrar sunulsa Melih Kibar çok büyük bir ustaydı, çok büyük bir insandı, nasıl bir insandı dertliydi içine atıyordu.

I wish these albums were released on vinyl, and I wish they were released as a double vinyl and presented to music lovers again. Melih Kibar was a great master, he was a great man, he was a troubled person who kept things to himself.

Bir insanın içine atması çok kötüdür öyle derler tabii ki büyüklerimiz bilmiyoruz tıpta var mıdır bu yani.

It is very bad for a person to keep things inside, they say; of course, our elders know, but we don't know if there's anything to this in medicine.

İçinize attığınız zaman daha da güzeldir.

It is even more beautiful when you keep it inside.

Kederlenirsiniz ve daha sonra o içinizi metabolizmanızı bozar ve hasta olursunuz derler bilmiyorum.

They say you get sad and then it messes up your metabolism and you get sick, I don't know.

Tabii ki içine atanlarla ilgili bu konu tıp konusu bizim konumuz değil.

Of course, this issue regarding those who self-harm is a medical topic, not our concern.

Özetle Melih Kibar'ın Yadigar adlı albümünü ve saat sabahın dokuzu adlı albümlerini mutlaka dinlemenizi tavsiye ediyorum.

In summary, I definitely recommend listening to Melih Kibar's albums "Yadigar" and "Saat Sabahin Dokuzu."

Plakçılar da buradan sesleniyorum.

I'm calling out to the record labels from here.

Kimdeyse bu plan bu iki albümün hakkı bunları plak olarak basın ve güzelcine biz bunları arşivimize koyalım.

Whoever has this plan, it's the right of these two albums to be pressed as records, and let's nicely archive them.

Melih Kibar saygıyla anıyoruz seni.

We remember you with respect, Melih Kibar.

İzlediğiniz için teşekkürler.

Thank you for watching.

Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.