Asya'nın Battaniyesi
Müge Halac - Funky Kids
Bi Masal Daha - Çocuklara Yıldızlı Öyküler
Asya'nın Battaniyesi
Asya'nın battaniyesi
Asia's blanket
Bir varmış bir yokmuş
Once upon a time, there was and there wasn't.
Zeytin gibi gözleri, elma gibi yanakları olan Asya adında bir kız varmış
There was a girl named Asya who had eyes like olives and cheeks like apples.
Asya her gün kırlarda koşar, oynar, akşam olduğunda yorulup rahatça uykuya dalarmış
Asya runs and plays in the fields every day, and in the evening, she gets tired and falls asleep comfortably.
Günlerden bir gün, soğuk bir akşam vakti Asya'nın çok uykusu gelmiş
One day, on a cold evening, Asia felt very sleepy.
Gel gelelim, bir türlü uykuya dalamamış
Come now, I just couldn't fall asleep.
Annesi rahatlasın diye ona bir bardak ılık su içirmiş
She made him drink a glass of lukewarm water to ease her mother's mind.
En sevdiği şarkıyı söylemiş, sımsıkı sarılmış
She sang her favorite song and hugged tightly.
Asya rahatlamasına rahatlamış ama yine de uykuya dalamamış
Asya has relaxed, but still couldn't fall asleep.
Dakikalar, saatleri kovalamış derken annesinin aklına bir fikir gelmiş
Minutes had been chasing hours when a thought came to her mother's mind.
Gün ağrırken bağlamış Asya'yı sırtına ve birlikte yollara düşmüşler
As dawn broke, they threw Asia on their back and set out on the roads together.
Yavaş yavaş, asya'nın aklına bir fikir gelmiş
Slowly, an idea had come to Asya's mind.
Yavaş yavaş yürümüşler yürümüşler
They walked slowly and slowly.
Önce yemyeşil bir ovaya varmışlar
They had arrived at a lush green plain first.
Ovada özgürce otlayan, bembeyaz, pamuk gibi tüyleri olan koyunlar görmüşler
They saw sheep grazing freely in the meadow, with pure white, cotton-like fur.
Asya'nın annesi en yumuşak tüylü koyunun yanına giderek
Asia's mother went over to the softest-furred sheep.
Bana bir parça yününü verir misin acaba? diye sormuş
"Could you please give me a piece of yarn?" he asked.
Koyun meee diyerek yününden bir parça almalarına izin vermiş
She allowed them to take a piece of its wool by saying "baa" like a sheep.
Asya ve annesi yünleri sepete doldurmuşlar
Asya and her mother have filled the basket with wool.
Ve yola devam etmişler
And they continued on the road.
Dağları, tepeleri açmışlar
They have opened the mountains and hills.
En sonunda küçük bir kulübeye varmışlar
They finally arrived at a small cabin.
Kulübenin bahçesinde tahtadan bir kirmen duruyormuş
There was a wooden churn standing in the garden of the cabin.
Kirmenin başında da bembeyaz saçlı, yaşlı bir nine varmış
At the beginning of the valley, there was an old woman with pure white hair.
Nine elindeki yünleri eğirip eğirdiği iplerden yumak yapıyormuş
The woman was spinning wool and making balls from the threads she spun.
Asya'nın annesi ninenin yanına giderek
Asya's mother went to her grandmother.
Bizim için de bir parça yünleri varmış
They also had a piece of wool for us.
Anne biraz yumak yapar mısın teyzeciğim? diye sormuş
Aunt, could you make some yarn, please? she asked.
Yaşlı nine başını sallayarak gülümsemiş
The elderly grandmother smiled, shaking her head.
Gülümsedikçe kırmızı yanakları daha da kızarmış
The more she smiled, the redder her cheeks became.
Ellerindeki yünleri alıp eğirmiş eğirmiş
She took the wool in her hands and spun it and spun it.
Çıkan itleri top top yumaklar yapıp onlara geri vermiş
He made balls out of the puppies that came out and gave them back.
Bir de heybesinden bir çift örgü şişi çıkarmış
He also took out a pair of knitting needles from his bag.
Bunlar ninenin yıllardır çocukları atkılar, patikler, bereler ördüğü şişlermiş
These are the needles that grandmother has used for years to knit scarves, booties, and hats for the children.
Yumakları ve şişleri yürümüşlermiş
The balls of yarn and the needles have been worn out.
Şişleri sepete doldurmuşlar ve evlerinin yolunu tutmuşlar
They have filled the basket with skewers and set off for their home.
Eve vardıklarında annesi yün yumakları ve şişleri eline almış
When they arrived home, her mother had taken the yarn balls and needles in her hand.
Asya'yı da kucağına yatırmış ve başlamış örmeye
She had also laid Asya in her lap and had started to knit.
Asya ahşap şişlerin iplerin üstünde gezinişini ve ilmeklerden geçişini izlemiş
Asya watched the wooden sticks move over the strings and pass through the loops.
Annesi özenle örmüş örmüş
Her mother knitted carefully.
Sonunda sıcacık yumuşacık bir battaniye çıkmış
Finally, a warm and soft blanket has come out.
Annesi battaniyeyi almış ve çoktan uykuya dalan Asya'nın üstüne şefkatle örtmüş
Her mother took the blanket and gently covered Asya, who had already fallen asleep.
Bir de ninni söylemiş ona
She also sang a lullaby to him.
Asya'yı da kucağına yatırmış
He has also laid Asya in his lap.
Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.