Sony Music TR On Air - Derya Bedavacı
Sony Music Türkiye
Sony Music TR ON AIR
Sony Music TR On Air - Derya Bedavacı
Son Müzik TV Onay Podcast'ımıza hoş geldiniz.
Welcome to the Last Music TV Approval Podcast.
Bugün Derya Hanım bizimle. Hoş geldin Derya Hanım.
Ms. Derya is with us today. Welcome, Ms. Derya.
Hoş bulduk. Sen de hoş geldin.
Welcome. You are welcome too.
Bu arada çok sık görüşüyoruz sizinle.
By the way, we meet very often with you.
Bugün klip setle bizi konuk ettiler. Teşekkür ederim tekrardan.
Today they hosted us with the clip set. Thank you again.
Ben teşekkür ederim.
Thank you.
Benim için de heyecan oldu. Böyle bir yer hiç bulunma yolu çok olmuştu.
It was exciting for me as well. It had been a long time since I found myself in such a place.
Biraz sizin müziğe başladığınız dönemlerden böyle.
It's kind of like the period when you started your music.
Biraz en başarılı bir kaseti.
A slightly more successful tape.
Çocukluğunuzdan falan nasıl bir yolculuğa çıktınız?
What kind of journey have you embarked on since your childhood?
Oradan başlayabiliriz.
We can start from there.
Yani klasik tabii çok ufak yaşlardan beri bu ilgim, alakam var.
So, I've had this interest and connection since a very young age, of course.
Ama lise yıllarımda bir belediye korosuna girmemle aslında tam olarak hikaye başladı.
But the story actually began when I joined a municipal choir during my high school years.
Oradaki hocalarımın da teşvikiyle konservatuar.
With the encouragement of my instructors there, I went to the conservatory.
Konservatuara girmeden önce İzmir'deki motel mekanlarda şarkıcılık falan filan derken.
Before entering the conservatory, I was singing in motels in İzmir and so on.
Peki çocukluğunuzda böyle daha küçükken böyle işte eline saç mikrofonu alıp da yapmalar var mıydı?
So, when you were a child, did you do things like taking a hairbrush as a microphone?
Tabii tabii. Hatta elektrik süpürgesinin içindeki tozlardan zehirlenmişliğim var.
Of course, of course. In fact, I have been poisoned by the dust inside the vacuum cleaner.
Süpürgenin sapıyla mı oynuyormuşsunuz?
Are you playing with the handle of the broom?
Süpürgenin en uzun olan sapıyla.
With the longest handle of the broom.
Üstü şeydi böyle anında fırçalı.
It was something like that, instantly brushed.
Evet. Onun içindeki tozları yuta yuta sonrasında aslanmıştım.
Yes. I had choked on the dust inside it and then I had suffocated.
Bak mesela ben bunu bilmiyordum sizinle alakalı.
Look, for example, I didn't know this about you.
Evet bu benim.
Yes, this is mine.
Bilmeyen bir şey söylemiş olduk galiba.
I guess we have said something that we don't know.
Çok enteresan bir hatıramdı orada.
It was a very interesting memory there.
Peki ailenizin dersi nasıl?
So how is your family's lesson?
Yani aslında çoğu genelde hani Türkiye'de bu iş her ne kadar güzel gözükse çok zor bir şey aslında.
So actually, although this job seems nice in Turkey, it is quite hard.
Hani para kazanması zor bir iş değil aslında.
Actually, it's not a difficult job to make money.
Zorluktan değilse de ciddiye alınmayan, bir meslek gibi görülmeyen, bir hayalden hastası değilmiş gibi algılandı ailemde tabii ki.
Of course, it was perceived in my family as something that is not taken seriously, not seen as a profession, and not as if one were passionately dreaming about it, even if not out of difficulty.
Konservatuar olmak istediğimde kızmaktan ziyade kayna alınmadım diyeyim.
When I wanted to be in the conservatory, I can say I wasn't angry, but rather I was taken as a joke.
Tabii babamın sonrasında işte tabii sahneye çıkma ciddiyet kazanınca iş.
Of course, after my father, it became serious when it came to going on stage.
Bu sefer de işin bu kısmıyla ilgilen.
This time, take care of this part of the job as well.
Yani gece hayatı, tabii bir kız çocuğu.
So nightlife, of course, a little girl.
Tabii bir de bir konu var.
Of course, there is also a topic.
Bunlar tabii babam da büyük travmalar yarattı ama zaman içerisinde açtık.
Of course, these also caused great trauma for my father, but we opened up over time.
Zor oldu biraz babamı açmak ama zor oldu açtık.
It was a bit difficult to open up to my father, but we managed to do it.
Şey aslında konservatuar zamanı biraz merak ediyorum.
Actually, I'm a bit curious about the time at the conservatory.
O zamanlar böyle bir hayaliniz var mıydı?
Did you have such a dream back then?
Yani konservatuara girmek bir konu ama orada da bir sürü öğrenci var okuyor.
So getting into the conservatory is one thing, but there are also a lot of students studying there.
Herkes böyle sizin o zamanki hayaliniz sahnede olmak mı?
Is everyone’s dream at that time to be on stage like you?
Nasıl bir hayaliniz vardı?
What kind of dream did you have?
Ben konservatuara sahnelerde zaten şarkı söylüyorken girdim.
I entered the conservatory while I was already singing on stage.
Yani 4-5 yıldır sahneye çıkıyordum zaten konservatuara.
So I had already been performing on stage for 4-5 years before conservatory.
O hayali baştan biraz başlatmışsınız.
You have started that dream a bit from the beginning.
Onu zaten başlatmıştım.
I had already started it.
Konservatuara giderken işi aslında akademik bir boyuta taşımak hedefiyle, hayaliyle gittim.
I actually went to the conservatory with the dream of taking my work to an academic level.
Fakat gittiğimde de gördüm ki o sahneye çıkıp şarkı söylemekten daha ütopik bir hayal ve daha hayal kırıklıklarıyla dolu bir final.
But when I went there, I saw that it was a more utopian dream to get up on that stage and sing, filled with disappointments.
Çünkü akademik kariyer bütün hayatınızdan feragat edip odaklanmanız gereken bir şey.
Because an academic career is something you have to sacrifice your whole life for and focus on.
Ve o kadar bilgi donanım sonrasında da size verilen pozisyonların bence hakkını verilmiyor.
And I think the positions given to you after that much knowledge and equipment are not being justified.
Hakkı verilmiyor Türkiye'de akademisyenlerin.
Academics in Turkey are not given their due.
Bu yüzden vazgeçtim denemez.
That's why it can't be said that I gave up.
Ama daha girer girmez kararımı verdim.
But as soon as I entered, I made my decision.
Vardı da vazgeçtim gibi bir şey yok.
It's not like I had it and then gave up.
Girer girmez ben sahnelerde olmalıyım mı devam ettirdim aslında açıkçası.
Should I have been on stage as soon as I entered? I actually continued, to be honest.
Ne güzel. Şeyi merak ettim.
How nice. I am curious about that.
Böyle ayın sorusu olmaya çalışıyorum ama mesela şimdiye kadar geçmişte hatırladığınız böyle ilk söylediğinizde bu şarkıyı söylediğinizde o ilk şarkı ne?
I'm trying to ask a question like this, but for example, what is the first song you remember singing when you were first asked to do this?
Hakkınızda geliyor mu?
Is it coming about you?
İlk şarkı Akdeniz Akşamları.
The first song is Mediterranean Evenings.
Evet.
Yes.
Peki böyle bunu birine mi söylediniz?
Well, did you say this to someone?
Kendiniz mi söylüyordunuz?
Were you saying it yourself?
Ha yok.
Oh no.
Sahnede ilk söylediğimde.
When I first said it on stage.
Ben böyle şöyle birazcık daha böyle hani söylediğinizi aldığınız zamanı merak ediyorum.
I'm curious about the time you took to say what you just said, like this, a little more like that.
Onu kimse hatırlamaz ya.
No one remembers him/her anyway.
Çok çocuktum.
I was very young.
Bir şarkı vardı.
There was a song.
Fark edersiniz ya ben galiba söylüyorum bu.
You notice, I guess I’m saying this.
Bu kimin de kurtuluşundu galiba.
I suppose this was someone's salvation.
Duydum evleniyor.
I heard you are getting married.
Olabilir.
It could be.
Ben şu an çekim heyecanı hatırlamıyorum.
I don't remember the excitement of the shoot right now.
Söylediğin öne.
What you said is ahead.
Böyle bir şarkı.
Such a song.
Çocuktum.
I was a child.
İlk ailede bunu bana söyletirlerdi.
They used to make me say this in the first family.
Peki şimdi tabii aslında sizin kendi şarkınız var elbette.
Well, now of course you actually have your own song, of course.
Kavulat yapıyorsun ama size böyle şarkı yazdırmak hikayesini biraz oraya açmak istiyorum.
You're making an agreement, but I want to open up a bit about the story of getting you to write a song like this.
Tabii ki.
Of course.
Yani söz yazmak, beste yapmak bunlar da başka bir beceri elbette ki.
So writing lyrics and composing music are certainly different skills.
Siz de şarkıyı yazdığınız her şey kendi hayatınız mı?
Is everything you write about in the song your own life?
İşte etrafınızda olan.
Here is what is around you.
Onlar mı?
Are they?
Dünyada, Türkiye'de?
In the world, in Turkey?
Bilmiyorum.
I don't know.
Nasıl oluyor orada işleyiş?
How does the process work there?
Valla onu analiz etmek çok zor.
Honestly, it's very hard to analyze that.
Bence her besteci için zor.
I think it's difficult for every composer.
Ben şunu yaşadım da şunu yazdım dediğim.
I experienced this, and that's why I wrote this.
Az önce öyle olmuyordu herhalde.
It definitely wasn't like that just now.
3 şarkı vardı, 4 şarkı vardı.
There were 3 songs, there were 4 songs.
Ama bu sayı sayılara döküldüğünde şunu neden yazdım dediğinde ben de bilmiyorum açıkçası.
But when this number is written down, I honestly don't know why I wrote this.
Ama ilk şarkımı, Yıllanmış Eşya'yı 3 aylık lohu saydım yazdığımda.
But I considered my first song, Aged Furniture, as written when I was three months postpartum.
Ada 3 aylıktı.
Ada was 3 months old.
Yani Adana doğumuyla birlikte gelen bir ilham oldu aslında bana.
So it was actually an inspiration that came with being born in Adana.
Hormonların yüksek dozu.
High dose of hormones.
Her şey tamam.
Everything is fine.
Dünya saçma.
The world is absurd.
Çocuğum.
My child.
Onlar yani anneler çok iyi anlar beni.
They, meaning mothers, understand me very well.
O ilk süreçteki hormonların bana ilk şarkımı yaptırdı.
Those hormones in the initial phase made me create my first song.
Yani öyle keşfettim kendimi diyebilirim.
So I can say that I discovered myself like that.
Aslında kızınızla ilgili soracağım sorular da iyi geldi konuya.
Actually, the questions I will ask about your daughter were also good for the topic.
Birkaç röportajını okumuştum sizin.
I had read a few of your interviews.
Kızımı kulislerde büyüttüm demiştiniz yani.
You said you raised my daughter in the backstage, right?
O şeyi aslında merak ediyorum yani.
I'm actually curious about that thing, you know.
Çalışan anne olmak, çocuğunuza bakmak istiyorsunuz ama işinizi de yapmak istiyorsunuz.
Being a working mother, you want to take care of your child but you also want to do your job.
Kızınızın bana bakışınız.
Your daughter's look at me.
Şimdi hatta büyüdüğü için biraz bir şeyler söylüyordur belki.
Maybe now he's saying a few things because he has grown up a bit.
Yani aslında bence bu konudan çok müzdarip olduğu dönemler oldu.
So actually, I think there were times when he/she suffered a lot from this issue.
Artık alıştı yani hayat.
Life has gotten used to it now.
Zaten.
Already.
Zamanın içerisinde.
In the midst of time.
Bu hayata alıştı.
He/She got used to this life.
Böyle büyüdü.
This is how he/she grew up.
Bunun içinde büyüdü ama zorluklarını en az benim kadar yaşadı.
He grew up in that, but he experienced its difficulties as much as I did.
Kuliste büyüttüm.
I raised it in the wings.
Gerçekten kuliste büyüttüm.
I really raised it in the wings.
Yani hani öyle kulislerde büyüdü diye böyle bir afaki bir tanım değil bu.
So it's not such an exaggerated definition just because he grew up in the backstage like that.
50 günlüktü adam.
He was 50 days old.
Biz eşimle şarkı söylemeye başladık.
My spouse and I started singing.
Sahnemizin arkası kuliste orada bir bakıcı ablamız vardı.
There was a caregiver sister of ours in the backstage behind our stage.
O tutuyordu bir buçuk saat kadar.
He was holding it for about one and a half hours.
Arada emzirip tekrar çıkıyordu sahneye.
She was going offstage to breastfeed in between.
Evet evet öyle geçti.
Yes, yes, that's how it went.
3-4 yaşına kadar hep yanımda götürdüm.
I always took him/her with me until he/she was 3-4 years old.
Sonrasında artık hem büyümesi,
After that, both its growth,
hem de zapt etmesi zorlaşınca.
especially as it becomes harder to control.
Anneanne, babaanne Allah'tan onlar vardı.
Grandma, thank God they were there.
Onlar sayesinde bugünlere geldim.
I got to where I am today thanks to them.
Şeyi aslında merak ediyorum.
I'm actually curious about that.
Mesela böyle bazı sanatçı çocukları
For example, some artist children like this.
annesinin babasının yaptığı şarkılar
songs made by her mother's father
veyahut da sanatıyla ilgili konuşmakta bazen böyle çekinirler.
Or they sometimes hesitate to talk about their art.
Kızınızın sizin yaptığınız şarkılara reaksiyonu nasıl?
What is your daughter's reaction to the songs you make?
Böyle sevdiği bir favorisi var mı?
Does he/she have a favorite that he/she loves so much?
Onu dinletiyor musunuz?
Are you making him/her listen?
Söylüyor musunuz?
Do you speak?
Valla tövbeyle birlikte Adan'ın jenerasyonu da
Well, along with the confession, Adan's generation too.
benim şeye eklenince
when I am added to the thing
o mecburen kabullenmek zorunda kaldı.
He had to accept it out of necessity.
Kendisi çok bu tarzı dinlemiyor ama
He doesn't listen to this kind of music much, but...
okul arkadaşlığı var.
There is school friendship.
Arkadaşlarını dinleyenler var.
There are those who listen to their friends.
Hatta böyle sınıftan birlikte okuyup bana yolluyorlar falan.
They even send it to me while studying together in class and so on.
Çok iyiymiş bu.
This is very good.
Artık kabullendi.
He has accepted it now.
Biraz zorlanıyordu açıkçası bu konuyla alakalı.
To be honest, he was struggling a bit with this issue.
Çok arabesk sevmiyor.
He/she doesn't like arabesque very much.
Tövbeyle birlikte o da biraz durumu kabullendi açıkçası.
Honestly, with repentance, he also accepted the situation a little.
Aslında bu soruyu öbür röportajımızda konuşmuştuk ama
Actually, we talked about this question in our other interview, but...
birazcık bu arabesk konusunu da burada açmak istiyorum.
I would like to bring up this arabesque topic a little bit here as well.
Yani Türkiye'de çok sevilen bir müzik türü.
So it is a very popular genre of music in Turkey.
Seneler içerisinde bence arabesk başka türlere de geliyor.
I think over the years, arabesque is evolving into other genres as well.
Şimdi pop'un içerisine, rap'in içerisine
Now into pop, into rap.
temelde hep olan bir his aslında.
It's a feeling that has always been there, actually.
Siz şey nasıl değerlendiriyorsunuz?
How do you evaluate that thing?
Türkiye'de sanki arabesk dinlemek böyle dinler ama herkes
In Turkey, it seems like everyone listens to arabesque like this.
yani ben dinlemiyorum gibi.
So it seems like I am not listening.
Öyle bir sanki söylemesi utanılan bir şeymiş gibi
It's as if it's something to be ashamed of saying.
bir hissi var sanki insanlar arasında.
It feels like there is a sense among people.
Gençler arasında bilmiyorum.
I don't know among the young people.
Artık dinleyenler itiraf ediyor da dinlemeyenler böyle bir
Those who listen are confessing now, but those who don't listen are like this.
Bir de rakamlar olsa da. Gerçekler başka tabii yani.
Even if there are numbers. The realities are different, of course.
Dinlemeyenlerin böyle ben ona daha çok kızıyorum.
I get even more angry at those who don't listen.
Ben belki dinleyip
I might listen.
dile getirmiyordur ayrı konu ama
It's a different matter that he/she might not be expressing it.
asla dinlemem. Müzik evrensel bir şey.
I will never listen. Music is a universal thing.
Bir şey asla dinlemem diye bir şey yok.
There is no such thing as never listening to something.
Neden ne zaman etkileneceğini belli olmaz.
You never know when it will be affected.
Asla diyenlere daha çok kızıyorum.
I get angrier at those who say "never."
Arabesk asla dinlenmeyecek
Arabesque will never stop playing.
kadar kötü bir müzik mi yani?
Is it music that is so bad?
Bunda daha çok kızıyorum.
I am more angry about this.
Ya da dinliyorum diye gizlenecek bir şey mi?
Or is there something to hide just because I am listening?
Değil. Buna kızıyorum açıkçası ama
It's not. To be honest, I'm angry about this, but...
ben hiçbir müzik türü için bunu asla dinlemem demedim.
I never said that I would never listen to this for any music genre.
Dinlemediğim türler var ama
There are genres I haven't listened to, but...
bazen bir rap şarkı
sometimes a rap song
bir anda çok alakasız bir yerde sizi yakalayabiliyor
It can catch you unexpectedly in a very irrelevant place.
yani. Yolda giderken bir anda
I mean. While walking on the road suddenly
ağlatabilebiliyor yani.
It means it can make you cry.
Sen hiçbir şeye önyargılı ya da kesin
You are not prejudiced or certain about anything.
kati yaklaşmamak gerekiyor. Hele de bu devirde.
One should not approach it rigidly, especially in this era.
Alt yapılar artık birbirine girmiş durumda.
The infrastructures are now intertwined with each other.
Aynen öyle. Çok hepsi hepsinin içinde aslında.
Exactly. It's actually all of them inside all of it.
Sen bağlamayı tutup bir rap şarkının
You hold the context of a rap song.
içine sokabiliyorsun ya da bir batı
You can either insert it or a west.
kemanını herhangi bir arabesk şarkının
"your violin of any arabesque song"
içinde ya da davul dediğiniz, bas dediğiniz,
inside or what you call a drum, which you call a bass,
gitar dediğiniz şey. Batı müziğinden bize girmiyor
The thing called a guitar is not coming to us from Western music.
her şey. Müzik evrensel o yüzden. Evet müzik
Everything. Music is universal because of that. Yes, music.
evrensel. İsteyen istediği her şeyi yapabilir.
Universal. Anyone can do whatever they want.
Bir adını koyma
Don't name it.
çabasına da girmeyelim. Şimdi sahnede
let's not get into his efforts. Now on stage
ve şarkınızda eşinizle beraber çalışıyorsunuz.
And you are working with your spouse in your song.
Burayı biraz aslında şöyle merak ediyorum.
Actually, I'm a bit curious about this place like this.
Evdeki yani
The one at home.
hep müzikle konuşuyorsunuz veyahut da
you always talk with music or
atıyorum uyumadığınızda nasıl bir
I'm assuming, what is it like when you don't sleep?
dinamiğiniz var Murat Bey'le? Valla film,
Do you have a dynamic with Mr. Murat? Honestly, it's a movie,
dizi izlemek ya da kendimize ait
watching a series or having our own
varsa hobilerimiz yerine getirmek için
if we have hobbies to pursue
genelde müzik konuşuyoruz. Peki böyle
Generally, we talk about music. Well, how about that?
mesela uyumadığınızda şarkı aset, siz A diyorsunuz
For example, when you haven't slept, the song is asset, you say A.
o B diyorum veyahut da orada ısrarcı
I'm saying B or insisting there.
oluyor musunuz? Kolay beğeniyor musunuz sonuçta? Yok.
Are you becoming? Do you like it easily after all? No.
Ben kolay beğenirim. Murat'ın da
I easily like things. So does Murat.
müzik zevkine, kalitesine ve müzik
your taste in music, its quality, and music
bilgisine çok güveniyorum. Onun iyi
I trust his knowledge very much. He is good.
değil dediği şey benim için onaylanmış
What she said is approved for me.
bir şeydir. Ben de çok sevdim.
It is something. I liked it very much too.
Bazen Murat benim sevdiklerimi sevmeyebiliyor.
Sometimes Murat may not like the people I love.
Ama ben onun sevdiği her şeyi seviyorum.
But I love everything he loves.
Ama tartışmanın bazen başına doğar yani. Yani tartıştığımız
But sometimes the argument is born at the beginning, you know. I mean, what we are arguing about.
şeyler olmaz mı? Oluyor yani. Özellikle
Don't things happen? They do, especially.
de bu şarkı okumaları stüdyo
but these song readings are studio
aşamasında. Tabii. Ama dediğim gibi ben
at the stage. Of course. But as I said, I
%100 ona teslim olduğum için
Because I am 100% devoted to him.
çok problem çıkmıyor. Aslında bu güzel bir şey.
There aren't many problems. In fact, this is a good thing.
Yani güvenmek. Güveniyoruz.
So, trust. We trust.
Bu sektörde o an önemli bir şey. Müzik zevkiniz çok
It's an important thing in this sector at that moment. Your taste in music is very...
benziyor zaten Murat'la yani.
It already looks like that with Murat, I mean.
Onun etkilendiği şeyle aynı anda etkileniyor zaten.
It is already affected at the same time by what he is affected by.
Birbirimize bakıp zaten onu anlıyoruz.
We already understand each other just by looking at each other.
Anlayabiliyorsunuz. Bir de onun dışında müzikal dedikodularımız
You understand. Besides that, we have our musical gossip.
var bizim. Millete
We have. To the people.
şey etmek yani gömmek.
to do something, that is to bury.
O konu gilbette olur yani. Onu gömeriz
That subject will definitely be taken care of. We will bury it.
bunu gömeriz falan öyle. Sonra da
We will bury this and so on. Then...
pişman oluruz ya bizi de gömüyorlarsa deriz.
We would regret it if they bury us too, we would say.
Şimdiki
Now
yayınladığınız şarkılarınız arasında siz böyle
Among the songs you have released, you are like this.
bir zorlayanı merak ediyorum. Yani
I'm curious about someone who challenges. I mean...
yaparken, söylerken bir de böyle
While doing it, also while saying it like this.
yaptığınızdan siz böyle iyi ki
I'm glad you did so well.
bunu yapmışım. Yani öyle hissettiğiniz aklınızda
I’ve done this. I mean, that feeling is in your mind.
iki tane şarkıdan bir zorlayan bir de böyle
One is a challenging song and the other is like this.
yaptığınız için sizi çok mutlu eden.
It makes you very happy because you did it.
Valla deme ve tövbeyi iyi ki yapmışız
I swear, thank goodness we made the confession.
tabii. Baktığında bütün şarkılarım
Of course. When you look at it, all my songs...
için aynı şeyi düşünüyorum ama beni zorlayan
I think the same way for it, but it is challenging for me.
mesela şöyle zorladı.
For example, it put pressure like this.
Sayende ve malum beklediğim
Thanks to you and as you know, I was waiting.
tirajı yakalamadı.
it did not catch the circulation.
Aslında içinde çok duygu ve
In fact, it contains a lot of emotion and
hikaye barındıran iki şarkı bunlar.
These are two songs that contain stories.
Tabii bunun da dönemiyle alakalı
Of course, this is related to its era.
olabilir.
It could be.
Belki bizim çok sevdiğimiz
Maybe something we love very much.
kendimiz müzik insanı olduğumuz için
because we are music people ourselves
bulduğumuz şeyi genel kitlenin
the thing we found for the general public
bulamaması olabilir. O beni biraz
It might not be able to find it. It makes me a little...
üzdü. Zorladı mı? Zorlamadı ama
It hurt. Did it push? It didn't push, but...
sonuç beni biraz üzdü. Onun dışında
the result made me a little sad. Aside from that
beni zorlayan performans esnasında
during the performance that challenges me
Belki sizi duygulandırıyordu. Söylemesi
Maybe it was emotional for you. Saying it.
sizi etkiliyordu. Hani o şarkı geldik yine
It was affecting you. You know that song, we're back again.
gözlerim dolacak. Gözlerim harika.
My eyes will fill up. My eyes are amazing.
Kalbimi kırıyorlar anne öyle ya. Onun stüdyo
They are breaking my heart, mom, that's how it is. His studio
şeyi de çok enteresan. Kaydı yapan
That's very interesting as well. The one who recorded it.
arkadaş aslında pek bu müzik türüyle
Friend, actually not really with this type of music.
alakası olmayan böyle biraz da nobran bir
something completely unrelated and somewhat rude
çocuk. Biz kaydı yaparız
Child. We will register.
varken müsaade isteyip gitti.
He asked for permission and left while he was there.
Ben de de çıkmak
I also want to go out.
istiyorum. Kusura bakmayın de de iyi değilim.
I want to. Sorry, but I'm not well.
Birden yüksek doza maruz
Suddenly exposed to a high dose.
kalınca. Böyle bir anı olsa.
thick. If there were such a moment.
Bu şarkınızla alakalı yani ikisi sözü de her yerde
This is related to your song, both lyrics are everywhere.
gördüm. Herkesi böyle bir hançiye sokan
I saw. Someone who puts everyone in such a dagger.
bir yanı var galiba. Evet evet. Böyle bir çok fazla demagojik
It seems there is a side to it. Yes, yes. It's very demagogic like this.
bir şarkı. Bu şarkıyı zaten çok uzun süre
a song. I have already been listening to this song for a very long time.
çıkartmadım. Sonra Murat'a dedim ki
I didn't take it out. Then I said to Murat that
ben böyle bir şarkı yaptım ne dersin?
I made a song like this, what do you think?
Dinledi. Pandemideydik hatta.
He/She listened. We were even in a pandemic.
Saçmalama dedi bunu niye sakladın
"Don't be ridiculous, why did you hide this?"
sen bunu dedi nasıl saklarsın?
How can you hide that you said this?
Çok dedim demagojik geliyor bana.
I said it a lot; it sounds demagogic to me.
Sanki çok üzecekmiş gibi.
As if it would hurt a lot.
Belki evet. İstemek paylaşmak istemedi.
Maybe yes. He/she didn't want to share.
Öyle de oldu. Ama insanların buna da ihtiyacı var.
It happened that way. But people need this too.
Ağlamak. Sonuçta ben hep söylüyorum. Babam ve
Crying. After all, I always say. My father and
oğlum aşırı ağlatan bir film. Ne zaman
My son, it's a movie that makes you cry excessively. When?
izlesem aynı yerde aynı şekilde ağlıyorum.
If I watched it, I would cry in the same place in the same way.
Bunu da bunun için yaptı zaten çağınırmak.
He did this for that reason already, to call out.
Doğru. Hadi buradan kahkahalarla çıkalım
That's right. Let's leave here with laughter.
değil yani. Bu işin duygusu bu.
It's not that. This is the feeling of the job.
Aynen. Hazır tövbe demişken
Exactly. Since we're talking about repentance...
şimdi tövbeyi açalım istiyorsanız. Geçen senenin en büyük
Now, let's lift the ban on repentance if you wish. The biggest of last year.
hitlerinden bir tanesiydi. Böyle yani
It was one of his hits. Just like that.
duymadığım araba yok yani neredeyse.
There is almost no car that I haven't heard of.
Yani semt bağımsız. Biraz bu hikayesi
So the neighborhood is independent. This is somewhat its story.
varsa sanki şarkıyı çok önce
if there is, it's as if the song was a long time ago
yazmışız.
We have written.
Ama yayınlamadığınızı hatırlıyorum.
But I remember that you didn't publish it.
Evet doğru. Eski bir şarkı.
Yes, that's right. An old song.
Bu trap akımı başladığında
When this trap movement started
böyle bir anda böyle kafamda o
At such a moment, that is in my head.
trap altyapı çalarak
playing trap infrastructure
kendi kendime yazdığım çok kısa sürede yazdığım bir şarkı.
A song I wrote in a very short time by myself.
Aslında onun çok nakaratı var.
Actually, it has a lot of refrains.
O şarkının. Trap'lerde bitmek bilmeyen
That song. Endless in the traps.
bir söz şeyi var ya. Silsilesi.
There is a saying, you know. Its sequence.
Ben bunu biriyle ortak proje yaparım
I will do this as a joint project with someone.
diye düşünmüştüm. Olmadı. O yüzden
I thought so. It didn't happen. That's why.
dediğim o fazla sözleri çıkarıp
remove those excessive words I mentioned
çıkarttınız. Kendimi uyarladım.
You took me out. I adapted myself.
Böyle uzun süre bekleyen şarkılardan
From songs that have been waiting for such a long time.
bir tanesi oldu aslında. Ama tabii reaksiyon da
Actually, there was one. But of course, the reaction too...
enteresan yani.
That's interesting.
Şimdi dinleyiciniz onu siz nasıl
Now your listener, how do you...
gördünüz? Yani her şarkıda bu olmalı
Did you see? I mean, this should be in every song.
dediğiniz gibi. Bu şarkıda gerçekten sizi böyle kapsayan
As you said. This song really encompasses you like this.
büyüten altı kez de kaldınız bu şarkıyla.
You have stayed in the top six times with this song.
Çok slogan var ya. Şarkının her cümlesi
There are many slogans, you know. Every line of the song.
slogan aslında. Şarkı sende sloganla bir adı var.
It's actually a slogan. The song has a name with a slogan.
Evet yani kesinlikle baştan sona tamamen
Yes, so definitely from start to finish completely.
sloganlarla doğru herkesin her cümlesinde
With slogans, it's correct in everyone's every sentence.
kendileri bulabileceği bir sürü şey var içinde.
There are plenty of things they can find within it.
Belki de o yüzden. Yakın zamanda dönemde
Maybe that's why. Recently.
izlemeye yanadınız. Bu da aslında damar aşımı
You have started to watch. This is actually a vascular overflow.
albümünün bir başlangıcı. Evet.
It's a beginning of the album. Yes.
Biraz dönemde izleme anlatalım. Bu
Let's talk about monitoring for a while. This
albümdeki şarkılarla alakalı
related to the songs in the album
aklınıza gelen albüme dair biraz o
A little about the album that comes to your mind.
bilgileri azıcık ipucunu verelim. Çünkü
Let's give a little hint about the information. Because
bu podcastımız devamındaki işle de
this podcast will continue with the next process as well
kapsasını istiyorum. Aynen. Devam yakalamak çok kolay değil.
I want the cover. Exactly. It's not very easy to keep up.
Her gün bir yerden ayrılır. O yüzden bu anı
She leaves somewhere every day. That's why this moment
yakalamak çok değerli. Şimdi bugün
Catching is very valuable. Now today.
Adı Şırma klip çekiyoruz.
We are shooting a music video called Şırma.
Kal Benim İçin var yaptığımız. Onu
Stay for me, for what we have made of it.
akustik yaptık. Bu aslında
We did an acoustic version. This is actually
dönebilsem ve bunu devamında gelecek
"If I could return and this will continue."
olan damar şarkılar böyle bir arşiv olsun diye.
Let there be such an archive of the existing vein songs.
Uzun süre yayılsın.
Let it spread for a long time.
İnsanların bir bu tarz şarkı aradığında
When people are looking for a song of this kind
kolaylıkla yeni sanatla bulabilsin.
so that it can easily find new art.
Benim sesimden dinlesin diye yaptım.
I made it so they could listen to my voice.
Hani bir an
You know, for a moment.
da böyle yer gök bu şarkılarla dolusun
Then the earth and sky are filled with these songs.
diye. Kült bir iş aslında. Evet. Yani
That's why. It's actually a cultured job. Yes. I mean.
bu seneler sonra dönüp baktığında
when you look back after these years
bir arşivin var mı dediğinde bu kıymetli bir
When you ask if you have an archive, this is valuable.
bence benim için. Benim yapmam gereken misyon
I think for me. The mission I need to accomplish.
ve üstlendiğim belki de tavır
and perhaps the attitude I have taken on
tarzıyla alakalı. Yapmam gereken
It's related to style. What I need to do.
bir şeydi. Bunu bir seriye de dönüştürebilirim.
It was something. I can also turn this into a series.
Bir noktada bırakabilirim.
I can leave it at one point.
Sevdiğim, okumak istediğim, kendi sesimden
My love, that I want to read, from my own voice.
insanlara sunmak istediğim şarkılardan
the songs I want to present to people
oluşan ve damar
formed and vein
tabiriyle geçmişte bu 80'lerden
As they say, from the past, this is from the '80s.
70'lerden. İşte Ferdi Baba'dan, Müslüm Baba'dan
From the 70s. Here's from Ferdi Baba, from Müslüm Baba.
İbrahim Tatlıses'ten işte ne bileyim
I don't know what to say about İbrahim Tatlıses.
Ahmet Kaya.
Ahmet Kaya.
Ahmet Kaya'dan damar dediğimiz
The vein we call from Ahmet Kaya.
şarkılardan oluşan bir arşiv olacak. Güzel bir grup
It will be an archive consisting of songs. A beautiful group.
geliyor. Evet. Bu sene boyunca
It's coming. Yes. Throughout this year.
sizi aslında çok sık duyacağız gibi gözüküyor. Evet evet.
It looks like we will actually hear a lot from you. Yes, yes.
Çok sık grupla yayınlayacağım. Aslında hepsini bir
I will publish in groups very often. Actually, all of them in one.
istiyorduk ama tek tek daha kolay algı
We wanted to, but it is easier to understand one by one.
yaratıyorsunuz. Bunu niye söylüyorum? Yani sizin
You are creating. Why am I saying this? I mean your
Storik şarkı yayınımızı isteyen bir kitle var.
There is a group of people who want our Storik song broadcast.
Arada söz açılınca insanlar niye
When the subject comes up, why do people...
gelmiyor? Aynen aynen. Yenilere dolayı. En azından
Not coming? Exactly, exactly. Because of the new ones. At least.
bunun sözünü duyabilirsiniz. Şu an işte klip de
You can hear this statement. Right now, it's in the clip as well.
çekilecek. Bu sene bol bol galiba duyacağız
It will be pulled. I guess we will hear a lot about it this year.
artık. Yeni şarkılar da var bu arada. Aralara
Now. By the way, there are new songs too. In between.
sıfır kendi bestelerinden oluşan.
zero consists of its own compositions.
Hareketli bile var arada. Tamam.
There are even some lively ones in between. Okay.
Deram'ın çok şarkısı. O yüzden
A lot of songs by Deram. That's why.
2024 artık en azından baharla
2024 will at least be with spring now.
başlanır. Aynen. Bu yılın
It starts. Exactly. This year's
sonuna kadar eğer bir aksilik
if there is a setback until the end
olmazsa bayağı bir şarkı
If it doesn't happen, it's quite a song.
paylaşmış olacağız. Böyle son
we will have shared. Such an end
iki üç sorum var. Birincisi böyle sizin
I have two or three questions. The first one is like this.
bu kadar yoğun tempoda işte şarkı
In such a busy pace at work, here's a song.
öğretiyorsunuz, konser çıkıyorsunuz, çekimler vesaire.
You are teaching, going out for concerts, shooting, and so on.
Kendinize nasıl baktığınızı merak ediyorum.
I wonder how you take care of yourself.
Kendinize ve sesinize belki de yani. Çünkü
Maybe for yourself and your voice. Because
yorum olması imkansız. Yorum yok.
It is impossible to have a comment. No comment.
Kendinize nasıl sıyırıyorsunuz? Böyle kendinize
How do you strip yourself? Like this to yourself.
ait bir ne bileyim bir ritüeliniz var mı?
Do you have a ritual that you know of?
Ben gider her gün bir saat kendimi
I go for an hour every day for myself.
kapatıyorum.
I'm shutting down.
Yok. Sadece
No. Just
uyuyorum. Onun dışında hiçbir şey bilmiyorum.
I'm sleeping. I don't know anything else.
Çok doğal yaklaşılıyor.
It is approached very naturally.
Yani şu ara hele özellikle bu şarkıları da
So right now, especially these songs
böyle hemen dedik bir bitirelim de yaz gelmeden.
We said let's finish it right away before summer comes.
Yaz moduna girmeden. Aradan
Before entering summer mode. In between.
çıksın diye bu ara bayağı bir yoruluyorum.
I'm getting quite exhausted lately to get it out.
Bir de biz İzmir'de yaşadığımız için bu gitler yerler
Also, because we live in İzmir, these places are spots for us.
yani İstanbul'da bütün her şey yapıldığı için
That is, because everything is done in Istanbul.
evet hep yollardayız. Valla çok dinlenmiyorum.
Yes, we are always on the road. Honestly, I don't rest much.
Dinlenmeyi de çok sevmiyorum. Beceremiyorum
I don't really like resting either. I'm not good at it.
da. Mesela nasıl dinleniliyor
Yes. For example, how is one supposed to rest?
bana biri bir anlatsın.
Someone tell me a story.
Yani size sor bak biraz ben.
So ask me a little bit.
Yazın işte deniz güneş biraz öyle
In summer, it's like the sea and sun a bit like that.
şey yapıyor.
is doing something.
Çünkü sahne işe gideniz gibi gece
Because the stage is like the night you go to work.
sabahı ayrı her gün bunu yapmak çok zor
It's very hard to do this every day, especially in the morning.
bir dinlenik yani. Pek dinlenmiyorum yani.
It's a rest, I mean. I'm not really resting, you see.
Evet. Enerjiniz devam etsin öyle diyelim.
Yes. Let's say your energy continues.
Çok sahnenizde olduğu için mutlaka böyle
It must be like this because it's in your scene a lot.
sizi neşelendiren, hoşunuza giden, hatırlayınca
what cheers you up, what you like, when you remember it
yani iyi ki bir iş yapmadığınız bir anınız var mı böyle?
So, do you have a moment when you didn't do any work?
Yani hakkınızda kalan komik olabilir.
So what is left about you may be funny.
Neşe olabilir. Valla.
It could be joy. I swear.
Hep pozitiften yanayım o yüzden negatif bir şey çekmek istemiyorum.
I am always in favor of the positive, so I don't want to attract anything negative.
Genelde negatif şeylere sonradan gülüyoruz.
We generally laugh about negative things afterward.
Genelde negatif şeyler yaşanıyor.
Generally, negative things are happening.
Siz nasıl istersiniz bu arada? Yani o size kalmıştır.
How would you like it, by the way? I mean, it's up to you.
Nasıl söylemek istersiniz?
How would you like to say it?
Yani işte mesela sahnenin çıkışını unutup başka yerlere yürüdüklerim
So, for example, there are times when I forget the stage exit and walk in other directions.
çoktur mesela böyle dalgınlıkla.
There are many such distractions, for example.
Öyle şeyler oluyor.
Such things happen.
Mesela kıyafetimin lastiğini
For example, the elastic of my clothes.
patlayıp düştüğü tam sahneye çıkacakken
just before it was about to burst and fall on stage.
öyle bir şeyim de var.
I have something like that too.
Çok kötü. Yani iki saniye sonra
Very bad. I mean two seconds later.
patlamış olsa sahnede olacak
If it had exploded, it would be on stage.
bir şey mesela. Ben hatırladım da
For example, something. I remembered it.
çok gülmüyorum aslında ama
I don't actually laugh much, but...
öyle şeyler oldu. Evet insanın başına gelebilirmiş.
Such things happened. Yes, it can happen to a person.
Doğru söylüyorsunuz. Hamileliğim mesela
You are right. For example, my pregnancy.
sahnede anlamıştım. Miden bulanmıştı.
I realized on stage. You felt nauseous.
Koşturarak gitmiştim. Böyle çok midesi bulanan
I had gone running. Someone with a very upset stomach like this.
bir insan değilim öyle anlamıştım.
I thought I wasn't a person like that.
Gecesi de eczaneden
At night too, from the pharmacy.
test alıp baktık. Gerçekten
We took the test and checked. Really.
hamileymiştim. Ondan sonra sahneniz biraz
I was pregnant. After that, your stage was a bit...
değişik olmuştu muhtemelen. Tabii canım.
It must have changed, probably. Of course, dear.
O da enteresan bir dönemdi yani gerçekten.
That was an interesting period, I mean, really.
Zor bir hamilelik yaşadım bu arada.
I had a difficult pregnancy in the meantime.
Ama siz de hiç durmuyorsunuz ki yani. Olmasını şaşırmazdım
But you never stop, do you? I wouldn't be surprised if it happened.
herhalde. Böyle aslında genel olarak her şeyi sordum ama
I guess. Actually, I asked about everything in general, but...
belki böyle hayranlarınızda söylemek istediğiniz bir şey vardı
Maybe there was something you wanted to say to your fans like this.
son olarak. Yani siz duyacaklarını bilecekler
Lastly. So they will know what they will hear.
buradan ama yine de böyle hani
From here, but still like this, you know.
o ilişki kurmak adına.
to establish that relationship.
Yani valla aslında onlara teşekkür etmek istiyorum.
I actually want to thank them.
Çünkü aslında benim yaptığım
Because actually what I did
müziği sahiplenen ve büyüten
embracing and nurturing music
tabii. Onlar. Yani biz bir şey
Of course. They. I mean, we do something.
yapıyoruz. Karşıdan bir tepki bekliyoruz.
We are doing it. We are expecting a reaction from the other side.
Onlar da sağ olsunlar. Dinliyorlar.
They are also doing well. They are listening.
Etrafı da yayan onlar. Şimdi yeni jenerasyonda
They are the ones who spread it around. Now in the new generation.
artık öyle eskisi gibi bir reklam
It's no longer an advertisement like it used to be.
bombardımanı öyle bir şey yok biliyorsun. İşe yaranı evet.
There is no such thing as bombardment, you know. Yes, what is useful.
Yani o kendilerinin... Artık işe de yaramıyor.
So, they themselves... are no longer useful for anything.
Doğru söylüyorsun. Sahiplenip
You're right. To take ownership
büyüttüler. Böyle bu şekilde
They raised [it/them]. In this way.
devam etsinler. Bütün şarkılarımı aynı şekilde.
Let them continue. All my songs in the same way.
Evet. Devamı gelecek. En azından bunu bilebilirsiniz.
Yes. There will be more to come. At least you can know this.
Onlara teşekkür etmek istiyorum beni dinledikleri için.
I want to thank them for listening to me.
Ben teşekkür ederim. Güzel konuk oldunuz.
Thank you. You were a wonderful guest.
Ben teşekkür ederim. Sizin klip çekimine daha fazlalık
Thank you. I need more for your music video shoot.
koymak istemiyorum. Yine belki bir ara buluruz.
I don’t want to put it down. Maybe we will find it again sometime.
Tamam inşallah yaparız tabii ki.
Alright, hopefully we will do it, of course.
İyi bakın kendinize. Görüşmek üzere. Görüşürüz.
Take good care of yourself. See you soon. We'll see each other.
Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.