Bir varlık kalesi inşa etmek | Finansal Özgürlük Kulübü #4
Midas
Midas Podcast
Bir varlık kalesi inşa etmek | Finansal Özgürlük Kulübü #4
Altyazı M.K.
Subtitle M.K.
Aslında çok basit bir formülü var ama bana kalırsa varlıklı olabilmeyi tam olarak öğrenemediğimizden dolayı genellikle kendi adımıza bir zenginlik ilüzyonu yaratıyoruz.
Actually, it has a very simple formula, but in my opinion, we generally create an illusion of wealth in our own name because we have not fully learned how to be wealthy.
Ve bu yüzden de hiçbir zaman için gerçekten varlıklardan gelen bir zenginliğe ulaşamıyoruz.
And for this reason, we can never truly attain a wealth that comes from possessions.
Yani bence eşyalara olan bağımlılığımız ve dışarıdan görünebilecek şekilde gösterebildiğimiz mal varlıkları aslında birer zenginlik göstergesi değil.
So I think our dependency on belongings and the assets we can display to the outside world are not actually indicators of wealth.
Bunlar sadece birer yükümlülükler ve bir ilüzyon yaratıyor.
These are just obligations and create an illusion.
Ve bu oyunu yanlış oynamaya devam ettikçe de işte böyle tuzaklara düştüğümüzde,
And as we continue to play this game incorrectly, we fall into traps like this.
aynı zamanda bir borç köleliği içine de girmiş oluyoruz.
At the same time, we are also entering into a form of debt slavery.
Ve hayatımızın büyük bir kısmı borçları ödemek üzerine kuruluyor.
And a large part of our lives is built on paying off debts.
Ayrıca bu tarz borçların hiçbir zaman için bitmesi de mümkün değil.
Additionally, it is never possible for such debts to be completely paid off.
Çünkü ihtiyaçlarımızın ve arzularımızın bitmesi mümkün değil.
Because it is impossible for our needs and desires to come to an end.
Epictetus'un dediği gibi özgürlük insanların arzularının yerine getirilmesiyle değil, arzunun ortadan kaldırılmasıyla sağlanır.
As Epictetus said, freedom is achieved not by the fulfillment of people's desires, but by the elimination of desire.
Benim anlatmaya çalıştığım şeyden çok daha basit ve sade bir tanım bu.
This is a definition much simpler and more straightforward than what I am trying to convey.
Bugün işte bu anlamda ilüzyonlara kapılmadan bir varlık kalesi inşa etmek üzere,
Today, in this sense, to build a fortress of existence without being deluded by illusions,
üzerine konuşacağız.
We will talk about it.
Bir varlık kalesi nasıl inşa edilir?
How is a fortress of existence built?
Yine en azından aşağı yukarı bildiğimizi düşünüyorum.
I think we at least know more or less.
Ama genel prensipler bakımından sanırım çok dikkat etmediğimiz veya dikkatimizden kaçan bazı detaylar var.
But I think there are some details that we don't pay much attention to or that escape our notice in terms of general principles.
Aslında Gökhan'ın da bu konuda neler düşündüğünü merak ediyorum.
Actually, I am curious about what Gökhan thinks about this.
Bu girizgahın ardından lafı da çok uzatmadan Gökhan'a aktarayım.
After this introduction, let me pass the word to Gökhan without prolonging it too much.
Şöyle sormak istiyorum, şununla başlayalım istersen Gökhan.
I would like to ask this: let's start with that if you want, Gökhan.
Sence varlık veya varlıklı olmak ne demek?
What do you think it means to be wealthy or to have wealth?
İstersen bu noktadan başlayabiliriz.
If you want, we can start from this point.
Merhabalar, güzel bir giriş yaptın, teşekkürler.
Hello, you made a nice entrance, thank you.
Teşekkürler.
Thank you.
Varlıklı olmak, şöyle düşünmek lazım aslında.
Being wealthy requires a certain way of thinking, actually.
Yoldan mesela birisini çevirip varlıklı olmak ya da zengin olmak nedir diye sorsan,
For example, if you stop someone on the street and ask what it means to be wealthy or rich,
pek çok kişi parayla alakalı örnekler verecektir.
Many people will give examples related to money.
Zengin olursam şu model arabam olacak, işte şu restoranlara gideceğim, şurada tatil yapacağım.
If I become rich, I will have this model car, I will go to these restaurants, I will vacation here.
Yani hep maddesel ihtiyaçlarımızı sıralamakla başlarız işe.
So we always start by listing our material needs.
Peki gerçekten varlıklı olmak ne demek?
So what does it really mean to be wealthy?
Biraz önce sen bahsettin.
You mentioned it a little while ago.
Epiktetus, bununla alakalı işte daha önceden filozoflar bazı şeyler söylemişler.
Epictetus, related to this, some philosophers have said certain things before.
Şimdi bence varlık nedir, varlıklı olmak nedir?
I think, what is existence, what does it mean to be affluent?
Önce kendi tanımımı yapmak istiyorum.
I want to make my own definition first.
Bence zenginlik veya varlık, giydiğimiz kıyafetler, bindiğimiz araba, oturduğumuz ev,
I think wealth or abundance is the clothes we wear, the car we drive, the house we live in,
kredi kartı limitimiz, cep telefonumuzu vs. herhangi bir tüketim eşyası ile tanımlanmıyor.
Our credit card limit is not defined by our mobile phone or any consumer goods.
Zenginlik sadece parayla ilgili değil.
Wealth is not just about money.
Sağlık, mutluluk, sosyal ilişkiler hep zenginlik sembolleri aslında.
Health, happiness, and social relationships are all symbols of wealth, in fact.
Parasal açıdan bakarsak ise zenginlik bize pasif gelir getiren varlıklar sahibi olmak demek.
From a financial perspective, wealth means owning assets that generate passive income for us.
Paranın kendisi bir zenginlik sembolü değil.
Money itself is not a symbol of wealth.
Zenginlik zamanla alakalı.
Wealth is related to time.
Zamanın kontrolünü ne kadar çok eline geçiriyorsa,
the more control it gains over time,
bir bakıma zaten o kadar zengin oluyorsun.
In a way, you are already becoming that wealthy.
Geçtiğimiz günlerde bir sosyal medyada Morgan Housel'ın bir sözünü paylaşmıştım ben.
The other day, I shared a quote from Morgan Housel on social media.
Şöyle diyor Morgan Housel,
Morgan Housel says:
Zenginliğin en yüksek hali her sabah uyanıp bugün ne istersem yapabilirim demektir.
The highest form of wealth is waking up every morning and knowing that I can do whatever I want today.
İstediğinizi, istediğiniz zaman, istediğiniz kişiyle ve istediğiniz sürece yapabilme yeteneğine paha biçilemez.
The ability to do what you want, when you want, with whomever you want, and for as long as you want is invaluable.
Bu paranın ödeyebileceği en yüksek kar payıdır demiş.
He said this is the highest profit share that this money can afford.
Morgan Housel çok güzel söylemiş.
Morgan Housel has expressed it beautifully.
Ama ülkemizde tabii ki zenginlik sembolleri olarak maddi varlıklar görülmeye devam ediyor.
But in our country, material possessions are still viewed as symbols of wealth, of course.
Bu bölümleri konuşmuştuk fare yarışı bölümünde.
We had talked about these sections in the rat race segment.
Böyle devam ettikçe fare yarışından çıkmak da aslında zorlaşıyor bir bakıma.
As it continues like this, it actually becomes harder to step out of the rat race in a way.
Eğitim sisteminin baştan yanlış olması,
The education system being wrong from the beginning,
hem de modern dünyanın tasarruf yerine sürekli olarak harcamayı özendirmesi buna katkıda bulunuyor tabii.
Of course, the modern world's encouragement of constant spending instead of saving contributes to this as well.
Yine de bütün bunlara rağmen bir şekilde varlık ve yükümlülüklerin farkının birincinde olan,
Nevertheless, despite all this, somehow being aware of the difference between assets and liabilities,
bu çemberden çıkmak isteyen insanları görüyoruz.
We see people who want to break out of this circle.
Bu kişiler kendilerine pasif gelir üreten varlıkları satın alıyorlar ve her fırsatta bunları çoğaltmak için tasarruf ediyorlar.
These individuals purchase assets that generate passive income for themselves and save whenever possible to multiply them.
Peki bunu nasıl yapıyorlar?
So how do they do this?
Yani sence bir varlık kalesini nasıl oluşturabiliriz ve sağlamlaştırabiliriz?
So how do you think we can create and strengthen a fortress of existence?
Şöyle, istersen o varlık kalesini biraz tanımlayarak da başlayabiliriz.
Sure, if you want, we can start by describing that fortress of existence a bit.
Yani benim mesela hayalimdeki o kurduğum varlık kalesi tanımını kullanırken,
So, for example, when I use the definition of that entity fortress I have in my dreams,
hayalimde canlanan şeyi tarif ederek istersen başlayayım.
If you want, I can start by describing what comes to life in my imagination.
Bu eski ortaçağ kalelerini düşünelim.
Let’s think about these old medieval castles.
Yani böyle yalçın bir tepenin üzerinde bir neredeyse kimsenin hiçbir düşmanın ulaşamayacağı
So, on top of such a steep hill, almost no one, not a single enemy, can reach it.
veya kolay kolay işte surlarını aşamayacağı bir kale düşünelim.
Or let's imagine a castle that it cannot easily breach.
İşte benim...
Here I am...
Varlık kalesi tanımım aslında bununla birebir örtüşüyor.
My definition of the fortress of existence actually overlaps completely with this.
Yani varlık kalesi derken böyle bir kaleden bahsediyorum.
So when I talk about the fortress of existence, I'm referring to such a fortress.
Yani bizi kimsenin rahatsız edemeyeceği veya herhangi bir ölümcül hata yapmazsak,
So as long as no one can disturb us or if we don't make any fatal mistakes,
yanlış bir karar vermezsek ömrümüzün sonuna kadar rahatça yaşayabileceğimiz bir düzenden bahsediyorum aslında.
I'm actually talking about a system in which we can live comfortably until the end of our lives, provided we don't make a wrong decision.
Bu varlık kalesinden bahsederken.
While talking about this entity castle.
Ve bence aynı senin dediğin gibi o varlık kalesinin esas amacı veya esas bileşenleri diyelim
And I think just like you said, the main purpose or main components of that entity fortress.
para kısmı veya materyal kısmı değil.
It's not about the money part or the material part.
Daha çok ben bunları kalenin çevresinde kurulan işte o hendekler veya surlar onlar gibi düşünüyorum.
I think of them more like those ditches or walls that are built around the castle.
Yani materyalleri veya parayı, kapitali.
So materials or money, capital.
Kalenin içerisinde ise sağlık, huzur, işte mutluluk, aile bu tip olguları ve bilgi, tecrübe bunların kalenin içerisinde olduğunu düşünüyorum.
I think that within the castle are health, peace, happiness in work, family, and such phenomena along with knowledge and experience.
Ya bunlar bize mutluluk getiren şeyler esas olarak bunlar.
Well, these are essentially the things that bring us happiness.
Paranın kendisi veya elimizdeki olan sermayenin kendisi olmadığını düşünüyorum.
I don't think that money itself or the capital we have in hand is what matters.
İşte burada da zaten o şey devreye giriyor.
This is where that thing comes into play.
Kendi zamanına sahip olma fikri devreye giriyor bence birazcık.
I think the idea of having one's own time comes into play a bit.
Çünkü yani kendimizi bir ortaçağ kalesi, lordu şeklinde düşünürsek eğer zamanımızın sahibi olmamız için işte bu mantığı kurmamız gerektiğini düşünüyorum.
Because, if we think of ourselves as a medieval castle or lord, I believe we need to establish this logic in order to be the masters of our time.
Yoksa aksi halde biz ya o kaledeki bir şey oluruz, bir çalışan oluruz veya çok çok o eğlence çalan çalgıcılar var ya onlardan biri olabiliriz maksimum.
Otherwise, we either become something in that castle, become a worker, or at the very most, we could be one of those musicians who play entertainment.
Hani mantığımızı bu şekilde kurmamız gerektiğini düşünüyorum.
I believe we should construct our reasoning this way.
Bilmiyorum sen bunlara ne eklersin?
I don't know what you would add to these?
En azından şey ne amacı olduğunu anlatmak.
At least explain what the purpose is.
Açısından kendimce böyle bir düşüncem var benim.
I have such a thought in my own way.
Şu anlamda katılıyorum sana.
I agree with you in that sense.
Varlık kalesinin amacı tamamen parasal ya da finansal bir koruma kalkanı içerisinde kişinin kendi hayatını kendi eline geçirmesi.
The purpose of the asset fortress is for a person to take control of their own life within a completely monetary or financial protective shield.
Kişinin kendi zamanını kontrol edebilmesi.
The ability for a person to control their own time.
Aslında finansal bağımsızlık ya da diğer bir deyişle finansal özgürlük de bu amaca hitap ediyor aslında.
In fact, financial independence, or in other words, financial freedom, also addresses this purpose.
Peki bir varlık kalesi nasıl oluşturulur?
So how is a fortress of being created?
Sen kendi fikirlerini söyledin.
You expressed your own opinions.
İşte hendek kazalım dedin.
Here, you said let's dig a trench.
Duvarları sağlamlaştıralım dedin.
You said let's strengthen the walls.
Ben biraz daha spesifik örnekler vermek istiyorum.
I want to give some more specific examples.
Mesela bir kaldıraç kullanımı bence çok önemli.
For example, I think the use of leverage is very important.
Şimdi bir varlık kalesini şöyle oluşturabilirsin.
Now you can create a fortress of being like this.
Bunun çok farklı yolları var.
There are many different ways to do this.
Bunu finansal araçlarla yapabilirsin.
You can do this with financial instruments.
Hisse senetleriyle.
With stocks.
Biz daha çok bununla ilgileniyoruz aslında ama bunun tabii birçok yolu var.
Actually, we are more interested in this, but there are certainly many ways to approach it.
Mesela bir şirket kurabilirsin.
For example, you can establish a company.
Bir e-ticaret şirketi ya da başka bir şey olabilir.
It could be an e-commerce company or something else.
Bir web sitesi kurabilirsin.
You can create a website.
Ve bu web sitesine sürekli olarak trafik çekersin.
And you constantly attract traffic to this website.
Bunun reklamlardan para kazanabilirsin.
You can earn money from advertisements.
Sosyal medya son dönemde gerçekten para kazanmak ya da kaldıraç oluşturma amacıyla kullanıldığında çok etkili bir araç.
Social media has become a very effective tool when used recently for the purpose of making money or creating leverage.
Sosyal medyada bilinirliğini arttırabilirsin.
You can increase your visibility on social media.
Yani burada önemli olan kendine bir kaldıraç oluşturmak.
So what is important here is to create a leverage for yourself.
Bu kaldıraç birilerini yardımcı olarak işe almak şeklinde olabilir ya da ulaştığın insan sayısını arttırmak şeklinde olabilir.
This leverage can be in the form of hiring someone as an assistant or increasing the number of people you reach.
Örnek veriyorum son zamanlarda YouTube'da işte 100 bin ya da 1 milyon aboneye ulaştığınızda artık kendinize çok ciddi bir kaldıraç elde ediyorsunuz.
I'm giving an example, recently on YouTube, when you reach 100 thousand or 1 million subscribers, you are gaining a very serious leverage for yourself.
Senin de kendi YouTube kanalın var.
You also have your own YouTube channel.
Sen de bunu başlangıç aşamasındasın ama yine de hissediyorsundur kaldıracını.
You are also at the initial stage of this, but you probably still feel your leverage.
Bundan sonra artık bileşik getirinin etkisiyle daha hızlı bir şekilde bu kaldıracı kullanıp kendini üste atabilirsin.
From now on, you can use this lever more quickly and lift yourself up with the effect of the composite return.
Yine hisse senetlenen örnek verdik.
We gave an example of stocks again.
Yani bunların dağıttığı temettülerle bir bileşik getiri makinesi oluşturabiliriz.
So we can create a compound return machine with the dividends they distribute.
Bu yol birazcık sermaye gerektiriyor.
This path requires a little bit of capital.
Fakat düzenli birikim yapıldığı takdirde uzun vadede çok farklı sonuçlar çıkıyor ortaya.
However, if regular savings are made, very different results come out in the long run.
Sen de bunu kendinden biliyorsun.
You know this from yourself too.
Ben de biliyorum kendimden.
I know about myself too.
Bununlar dışında ticari bir gayrimenkul olabilir.
Apart from these, it could be a commercial real estate.
Bunların kira gelirleri.
These are rental incomes.
Burada tabii birazcık daha kaldıraç etkisi zayıf.
Here, of course, the leverage effect is a bit weaker.
Burada eğer krediyle özellikle de düşük krediyle ev aldıysanız bunun bir kaldıraç etkisi olacaktır tabii ki.
If you bought a house here with credit, especially with a low credit, it will of course have a leverage effect.
Onun dışında tahviller var.
Besides that, there are bonds.
Kupon getirir.
It brings a coupon.
Getirisi elde edebildiğimiz.
The return we were able to obtain.
Bunun da kaldıracı biraz zayıf.
The leverage of this one is a bit weak too.
Bu varlık dağılımlarını hep tüm bu varlıkları aldığımızda ya da sıfırdan kendimiz oluşturduğumuzda adeta sonsuza kadar para basan bir makineye sahip oluyoruz.
When we take all these assets or create them from scratch, it's as if we have a machine that prints money infinitely.
Bu da tabii varlık kalemizi koruma konusunda bize oldukça güçlendiriyor.
This certainly strengthens us in terms of protecting our asset base.
Burada tabii şuna bakmak lazım.
Of course, we need to look at this.
Bu varlıklar ne kadar portföyümüz içerisindeki bu varlık dağılımları arasındaki denge nasıl?
How is the balance between these assets and the distribution of these assets within our portfolio?
Tekrar değineceğiz ama kişinin kendi risk algısına ve getiri beklentisine uygun bir portföy yapması ve bunu belli aralıklarla dengelemesi bence çok önemlidir.
We will touch on this again, but I believe it is very important for a person to create a portfolio that suits their own risk perception and return expectations, and to balance it at certain intervals.
Örnek veriyorum hisse senetleri portföyünde de çok ciddi bir yer kaplamıştır.
For example, it has occupied a very significant place in the stock portfolio.
Çok yükselmiştir borsa.
The stock market has risen significantly.
Bunu dengelemek bence uzun vadede.
I think balancing this in the long term.
Hani getiriyi törpülemek gibi düşünmemek lazım bunu.
One shouldn't think of this as just smoothing out the returns.
Varlıkları dengelemek bence yapılması gereken bir şey.
I think balancing assets is something that needs to be done.
Bir de senin söylediğin gibi yani bu varlık kalesini oluşturduk.
We have also created this entity fortress, just as you said.
Artık bunu bir korumanın yolunu bulmamız lazım belli bir noktadan sonra.
We need to find a way to protect this beyond a certain point.
Bu da aslında birazcık şeye giriyor.
This is actually entering a bit into something.
Yani varlık kalesini önce oluşturma sonra büyütme ve sonra koruma.
So, first creating the fortress of existence, then expanding it, and finally protecting it.
Yani aslında üç aşamaya ayırmak lazım.
So actually, it needs to be divided into three stages.
Sen bu konuda ne yaparsın?
What do you do about this?
Bu konuda ne düşünüyorsun?
What do you think about this?
Yani varlık kalesini oluşturma aşamasında mı risk alınmalı yoksa varlık kalesini geliştirme aşamasında mı risk alınmalı?
So should risks be taken during the phase of creating the asset fortress or during the phase of developing the asset fortress?
Bu konuda farklı farklı düşünceler var.
There are various opinions on this matter.
Herkesin kendi düşüncesi farklı.
Everyone has their own opinion.
Şöyle tamam oraya girmeden şeyi bir belirtmek istiyorum.
I want to mention something before going into that.
Çok güzel bahsettin.
You described it very beautifully.
Hisse senetleri işte veya diğer pasif getiri yaratabilecek araçlar, daha sermaye odaklı araçlar, bileşik getirinin etkisi.
Stocks are tools that can create passive income at work or through other means, more capital-focused instruments, the effect of compound returns.
Bu kar topu etkisi gerçekten çok önemli bir şey.
This snowball effect is really a very important thing.
Özellikle tabii ki sermayemiz açısından bir kar topu etkisi yaratabilmek,
Especially, of course, being able to create a snowball effect in terms of our capital,
zaten bu işin en önemli püf noktalarından bir tanesi.
This is already one of the most important tricks of this job.
Onun yanında bir de şey var.
There is also a thing next to him/her.
Hatta aslında o Charlie Munger mesela şöyle diyor.
In fact, Charlie Munger says something like this.
Diyor ki oldukça erken başlayıp bir kar topunu olabildiğince uzun süre ve sürebileceğiniz en yüksek tepeye sürün diyor.
He says to start quite early and roll a snowball for as long as possible and up to the highest peak you can.
Burada zaman işte hem devreye giriyor hem de oradaki çaba yani en yüksek tepe sürebileceğimiz en yüksek yere sürmek fikri.
Here, time is both coming into play and the effort there, meaning the idea of reaching the highest peak we can push ourselves to.
İşte kar topunun ne kadar büyütebileceğimiz fikri devreye giriyor.
Here comes the idea of how much we can grow the snowball.
Burada galiba Naval'dan da sen birazcık onları aslında söylüyorsun.
Here, it seems you're actually saying a bit of that from Naval too.
Naval'ın öyle üç tane ayırdığı bir...
Naval has separated a total of three...
Bir kaldıraç şeyi var.
There is a lever thing.
Sermaye kaldıracı, iş gücü kaldıracı ve işte diğer bizim işte pasif gelir yaratacak diğer kaldıraçlarımız şeklinde böyle ayırdığı.
He categorized them as capital leverage, labor leverage, and other types of leverage that will create passive income for us.
Bir de tabii ki ekstra bilginin kaldıracı var.
Of course, there is also the leverage of extra information.
Bilgi ve tecrübenin kaldıracı var.
Knowledge and experience have leverage.
Ben orada geçen yıldı galiba.
I think I was there last year.
Orada birazcık ben de sonradan dank etti diyeyim.
I'll say that it occurred to me a little bit later too.
Şeyin Berkshire'ın hatırlarsan yıllık toplantısında Warren Buffett'a bir soru sormuşlardı.
At the annual meeting of Berkshire, someone had asked Warren Buffett a question, if you remember.
Onu zaten sık sık soruyorlar bu soruyu aslında da.
They often ask him this question anyway.
İşte tekrar 19 yaşınıza dönseniz.
Here you go, if you could go back to being 19 years old again.
O şöyle bir iddiası var ya ben bir milyon dolarının altında param olsa tekrar bunu hızlı bir şekilde katlarım büyütürüm gibi bir iddiası var.
He has a claim like this: if I had less than a million dollars, I would quickly multiply it and grow it again.
Yine bu küçücük çocuk herhalde bir 13-14 yaşında bir çocuk bu soruyu sordu.
Again, this tiny child, probably a 13-14 year old, asked this question.
Siz dedi tekrar 19 yaşına dönseniz bir milyon dolarınız olsa ne yaparsınız?
If you said, "If you went back to being 19 years old and had a million dollars, what would you do?"
Yine aynı şeyleri mi yaparsınız diye bir soru sordu.
He asked if you would do the same things again.
O da dedi ki yani şeyi sordu.
He said that, meaning he asked about something.
Tekrar alıp dedi bütün işte hisselerin faaliyet raporlarını mı okursunuz?
Do you read the activity reports of all the shares if you take them again?
İşte bütün yatırım prensiplerini mi okursunuz?
Do you read all the investment principles?
Bunların üzerinden okuyarak mı devam edersiniz?
Will you continue by reading over these?
Yoksa başka bir şeyler mi yaparsınız yani diye sordu.
"Or do you do something else?" she asked.
Aynı şeyler mi yoksa farklı şeyler mi diye.
Are they the same things or different things?
Buffett da dedi ki ben dedi tekrar önüme alırım dedi şirket listesini.
Buffett said, "I will once again take the list of companies in front of me."
A harfinden başlayarak Z harfine kadar okurum dedi şirketlere.
"I can read from the letter A to the letter Z," said the companies.
Yani şöyle bunun aslında etkisini ben şöyle söyleyebilirim.
So, I can actually say its effect is like this.
Buradaki bilgiyi anlamak açısından.
In terms of understanding the information here.
Örnek olarak ben son zamanlarda bunu yapmaya başladım.
For example, I have started doing this recently.
Gene kendimi çok okuyan biri olarak görürüm aslında ama o kadar değilmiş yani onu şöyle fark ettim.
Actually, I see myself as someone who reads a lot, but it turns out I don't read that much; I realized that like this.
Her gün sabah kalkıp.
Every morning I wake up.
Haberlerini bir gün öncekinin kap haberlerinin tamamını okuyorum.
I read all the news from the day before's headlines.
Bunu çok uzun bir süredir devam ettiriyorum.
I have been doing this for a very long time.
Son zamanlarda o Buffett'ın o sözünden etkilendim.
Recently, I was influenced by that quote from Buffett.
Ve inanılmaz bir onun ne demek istediğini işte onu yaptıktan sonra anladım.
And I realized what he meant only after doing that.
Öyle söyleyebilirim ve şunu anladım.
I can say that and I understood this.
Yani ben zaten böyle düşünüyordum ama en azından bunu tecrübe etmiş oldum.
So I was already thinking this way, but at least I got to experience it.
Tekrardan diyeyim bilginin getireceği bileşik getiri bana göre bu diğer saydığımız her şeyin üstünde.
Let me say again, the compound return that knowledge will bring, in my opinion, is above everything else we've mentioned.
Kesinlikle evet ben katılıyorum buna.
Absolutely yes, I agree with that.
Varlık kalesini korumak şey aşamasında.
Protecting the stronghold of existence is at the stage of being.
Aslına geçmeden önce hani varlık kalesini oluşturmak aşamasında bence bilgiyi çok hafife almayalım.
Before getting to the essence, I think we shouldn't underestimate knowledge during the stage of building the fortress of existence.
Onun altını çizmek istedim.
I wanted to emphasize that.
Bilmiyorum bunların üstüne istersen sen eklemek istediğin bir şeyler varsa onu şey yapabiliriz.
I don't know, if you want to add anything on top of this, we can do that.
Ondan sonra da varlık kalesini nasıl koruyabiliriz veya işte nasıl varlıklarımızı büyütebiliriz oraya devam edebiliriz.
After that, how can we protect the fortress of existence or how can we continue to grow our assets?
Nasıl istersen.
As you wish.
Biraz uzun tuttum yine kusura bakma.
I kept it a bit long again, sorry about that.
Estağfurullah.
Excuse me.
Kesinlikle katılıyorum.
I definitely agree.
Bilginin bileşik getirisi belki de diğer bileşik getiriler arasında en önemlisi.
The compound return of knowledge is perhaps the most important among other compound returns.
Çünkü okuduğun bir bilgiyi nerede kullanacağını ileride nerede karşına çıkacağını asla bilemezsin.
Because you can never know when and where you will encounter the information you read in the future.
Örneğin.
For example.
Ömrünün sonuna kadar sana eşlik edecek bir kaldıraç oluşturuyor aynı zamanda sana bilgi.
It creates a leverage that will accompany you for the rest of your life, while also providing you with knowledge.
Mesela yatırım hayatımızın başlarında yeterince paramız yok.
For example, in the early stages of our lives, we don't have enough money to invest.
Bunun yatırım hayatımızın başlarında küçük tasarruflar edebiliyoruz ama istediğimiz kadar okuyabiliriz.
In the early stages of our investment life, we can save a little, but we can read as much as we want.
Yani boş vakitlerimizin tamamını okuyarak değerlendirdiğimizde bu bilginin bileşik getirisi paranın bileşik getirisinden daha fazla ilerliyor.
So, when we evaluate all of our free time by reading, the compound return of this knowledge progresses more than the compound return of money.
Ben şunu tavsiye ediyorum yeni başlayanlara.
I recommend this to beginners.
Varlık kalenizi oluşturma aşamasında ilk başlardaysanız eğer çok fazla risk almayın.
If you are at the initial stage of building your asset fortress, do not take too many risks.
Risk almayından kastım şu.
What I mean by not taking risks is this.
Zaten kapitaliniz küçük.
Your capital is already small.
Ben bunu tasarlıyorum.
I am designing this.
Tasarrufla biriktirip işte yavaş yavaş ilerlemek yerine böyle paramı katlayayım 3'e 5'e katlayayım şeklinde yetersiz bilgiyle paranı 3'e 5'e katlamak istersen bu sefer sıfırlama ihtimali çok yüksek oluyor.
Instead of saving and gradually advancing, if you want to multiply your money threefold or fivefold with insufficient knowledge, the possibility of losing everything becomes very high.
Bu yüzden ben şunu öneriyorum.
That's why I suggest this.
Yeni başlayanlar borsaya ya da yatırıma paranızı biriktirin yavaş yavaş tasarruf edin.
Beginners should save their money gradually to invest in the stock market or investments.
Tasarruflarınızı yatırıma dönüştürün.
Turn your savings into investments.
Fakat bunu düşük risk alarak yapın.
But do this by taking low risks.
Ne olabilir örnek olarak fonlar olabilir.
For example, it could be funds.
Yatırım fonları ya da endeks fonları.
Investment funds or index funds.
Yatırım fonları endeks fonlarında bir profesyonel sizin yerinize paranızı değerlendiriyor.
Investment funds have a professional evaluating your money on your behalf in index funds.
Siz de bu sırada sürekli okuyun.
You also keep reading during this time.
Yani elinize geçen her şeyi okuyun.
So read everything you can get your hands on.
Şimdi internet der ya deniz.
Now the internet says it's the sea.
Buffett'tan bahsettim biraz önce.
I just mentioned Buffett.
Yani Buffett'ın zamanında gazeteleri haftalık çıkan gazeteleri okuyorlarmış ve şirketlerin faaliyet raporlarını okuyorlarmış.
So, in Buffett's time, they used to read weekly newspapers and the companies' activity reports.
Onlar da yıllık oldukları yani hepsi basılı bir materyal zaten bunların.
They are also annual, meaning they are all already printed material.
Yani yıllık faaliyet raporlarını okuyarak Buffett bir yere gelmiş.
So, Buffett has reached a point by reading annual reports.
A'dan başlamış dedin sen.
You said it started from A.
A'dan Z'ye kadar Amerika'nın tüm şirketlerinin faaliyet raporlarını okumaya başlamış.
She has started reading the activity reports of all companies in America from A to Z.
Bu çok ciddi bir zaman ve emek gerektiriyor.
This requires a lot of time and effort.
Ya şöyle bir araya geleyim pardon.
Let me gather together like this, sorry.
Şöyle hakikaten bu söylediğini ben şimdi tam olarak yapmıyordum.
I wasn't exactly doing what you just said right now.
Hiçbir zaman zaten bunu sürekli söylüyor Buffett ama.
Buffett has always said this anyway.
Yani göz ağrı da etmiyordum tabii ki elbette.
So, of course, my eyes weren't hurting either.
Zaten bilginin ne kadar önemli olduğunun farkındayım.
I already realize how important information is.
Fakat o dediğini birebir uygulamıyordum hiçbir zaman.
But I never applied what you said exactly.
Tabii ki bir sürü şirket raporu okuyoruz veya bir sürü faaliyet raporu okuyoruz.
Of course, we read a lot of company reports or a lot of activity reports.
Rastgele de olabiliyor veya işte ilgilendiklerimizi zaten bakıyoruz mutlaka inceliyoruz.
It can be random, or we are already looking at what we're interested in, we definitely examine it.
Fakat o A'dan başlayıp Z'ye kadar okuyun diyor ya.
But he says to read from A to Z.
Bak bunu mutlaka deneyin.
Make sure to try this.
Bu dediğim şeyi.
What I'm saying.
İnanın hiç anlamayacağınız şekilde böyle ya bu bilgi burada ne geziyor diyeceğiniz şekilde.
Believe me, in a way you won't understand at all, you will say, "What is this information doing here?"
Acayip böyle çok garip garip bilgiler öğreneceksiniz.
You will learn some really strange and weird information.
Ya bu kadarını söyleyeyim pardon araya girdim kusura bakma.
I apologize for interrupting, but let me just say this much, please don't take it the wrong way.
Estağfurullah ben de mesela bazen oturup şirketlerin genel kurul tutanaklarını okuyorum mesela.
Forgive me, for instance, sometimes I sit down and read the minutes of the companies' general meetings.
Çok ilginç bilgiler çıkıyor oradan.
Very interesting information is coming out of there.
Yani bir yatırımcı bir soru soruyor mesela.
So, an investor is asking a question, for example.
O soruyla alakalı şirket hakkında hiç bilmediğin bir şey öğrenebiliyorsun.
You can learn something you didn't know about the company related to that question.
Ya bu da araya bilgi olsun.
Well, let this be information in between.
Yani şirketlerin genel kurul tutanaklarını okumak da şirketler hakkında açık kaynaklardan edinemeyeceğiniz
So reading the general assembly minutes of companies is also something you cannot obtain from open sources about companies.
birçok bilgiye sahip olmanızı sağlayabiliyor.
It allows you to have a lot of information.
Özellikle oradaki sorulara karşı verilen cevaplar değil mi?
Aren't the answers given to the questions there, especially?
Evet yani cevap veren kişinin tutumu ve cevabı ne kadar detaylı verdiği şirket hakkında sizin görüşünüzü değiştirebiliyor.
Yes, the attitude of the person answering and how detailed their response is can change your opinion about the company.
Ben bunu gördüm yani.
I saw this, I mean.
Şimdi varlık kalesinden bahsediyorduk.
We were just talking about the fortress of existence.
Varlık kalesini dedik ki başlangıç aşamasında risk almayalım.
We said that at the initial stage of the asset fortress, we should not take risks.
Daha sonra bir bilginin birleşik getirisi sayesinde bazı yeteneklere sahip oluyorsunuz.
Later, you gain certain abilities through the combined return of information.
Şirket değerleme işte bunu uzun vadeli oyunlar oynamayı öğreniyorsunuz.
In company valuation, you are learning to play long-term games.
Bir noktadan sonra artık belli bir portföy seviyesine ulaşıyorsunuz.
After a certain point, you reach a specific portfolio level.
Ve burada portföy seviyesi de bir risk alarak bir miktar risk almanız gerekiyor.
And here, you need to take a certain amount of risk at the portfolio level as well.
Ya da hisse sayınızı düşüreceksiniz ya da paranızı birazcık daha riskli yatırım araçlarına yönlendireceksiniz.
Either you will reduce the number of shares you hold, or you will direct your money to slightly riskier investment vehicles.
Diyelim ki bu varlık kalesini belli bir noktaya getirdiniz ve artık bu noktadan sonra bunu korumak istiyorsunuz.
Let's say you have brought this fortress of existence to a certain point, and now you want to protect it from this point onward.
Burada uzun vadeli oyunlar oynamanın çok büyük önemi var.
There is a great importance in playing long-term games here.
Çünkü sahip olduğumuz ve olmayı planladığımız varlıkları bir kale olarak gördüğümüzde bu kaleyi sürekli olarak güçlendirmemiz lazım.
Because when we see the assets we have and plan to have as a fortress, we must continuously strengthen this fortress.
Sen biraz önce bahsettin zaten etrafına hendekler kazmaktan bahsettin.
You just mentioned digging trenches around you.
Ben bunu biraz şeye benzetiyorum.
I compare this a bit to something.
Rekabet almak.
Take competition.
Rekabet avantajına sahip şirketler satın almaya benzetiyorum.
I liken companies with a competitive advantage to acquisitions.
Yani hendeyi olan şirketler diyoruz ya bu hendeyi olan şirketler satın almak varlık kalenizi gerçekten güçlendirecektir.
So we say companies with a moat, acquiring these companies with a moat will truly strengthen your asset base.
İkinci bir şey olarak duvarlarınızı sağlamlaştırabilirsiniz demiştim.
I had said that you could reinforce your walls as a second thing.
Bu da mesela defansif böyle düşüşleri dayanıklı yani krizlerde öne çıkabilecek şirketleri satın almak varlık kalesinin duvarlarını güçlendirme anlamına geliyor bir anlamda.
This also means, for example, that buying companies that can stand out during crises, such as those with defensive downturns, strengthens the walls of the asset fortress in a sense.
Ya da üçüncü bir opsiyon örnek veriyorum değerlemeler çok yüksek.
Or I am giving a third option example that valuations are very high.
Siz zor zamanlar için cephane biriktirebilirsiniz.
You can stockpile ammunition for tough times.
Bunu da işte piyasalar sağlamlaştırabilirsiniz.
You can also solidify this in the markets.
Fakirken nakit biriktirmeyi para piyasası fonlarına yatırım yapmayı gösterebiliriz.
When you are poor, saving cash can be demonstrated by investing in money market funds.
Tüm bunları yaptıktan sonra artık arkamıza yaslanabiliriz.
After doing all this, we can finally lean back.
Keyfimize bakabiliriz.
We can enjoy ourselves.
Tabi surlarda açılan gediklere dikkat etmek lazım.
Of course, we need to be careful about the gaps that open in the walls.
Ara sıra bunlara da bakacağız.
We will take a look at these from time to time as well.
Nasıl bunları yapacağız?
How are we going to do these?
Bilençoları ve senin söylediğin gibi günlük kap haberlerini takip etmek mesela bilençoları okumak ya da bir düşmana mesela öncü birlikleri gönder gözcüler göndermemiz lazım.
We need to follow the balance sheets and daily news updates as you said, for example, reading the balance sheets or sending out scout units to a potential enemy.
Niyetini anlamaya çalışacaksın mesela ya da bunun bir örneği mesela haberleri takip etmek genel kurullara gitmek orada çünkü normal açık.
You will try to understand their intention, for example, or an example of this is following the news or attending general assemblies, because it is normally open there.
Kaynak.
Source.
Kaynaklardan edinemeyeceğiniz bilgileri bazen ufak bir sohbet sırasında edinebiliyorsunuz.
Sometimes you can acquire information that you can't get from sources during a casual conversation.
Gözcüler göndermeyi de ben buna benzetiyorum aslında.
I actually compare sending observers to this as well.
Çok doğru.
Very true.
Evet varlık karesini korumak için ben bunları yapmaya çalışıyorum.
Yes, I am trying to do these things to protect the square of existence.
Yapmasını da tavsiye ediyorum yatırımcıların.
I also recommend that investors do it.
Sen peki hisse senetlerinde uzun vadeli oyunlar oynamayı nasıl görüyorsun?
What do you think about playing long-term games in stocks?
Yani ben uzun vadeci olduğunu biliyorum zaten senin de senden duymak istiyorum.
So I already know that you are a long-term thinker, and I want to hear it from you as well.
Yani hisse senetlerinde işte pozitif toplamlı bir oyun veya negatif toplamlı oyun sence ne anlama geliyor?
So, what do you think a positive sum game or a negative sum game means in stock trading?
Şöyle yani hepimiz zaten.
I mean, we are all like that anyway.
Kısa vadeli baktığımızda bunun finansal piyasaların sıfır toplamlı bir oyun olduğunun farkındayız.
In the short term, we are aware that this is a zero-sum game in financial markets.
Araya girdim pardon başlamadan bence negatif toplamlı bir oyun çünkü bir de komisyonlar var işlem komisyonları.
I interrupted, sorry before starting I think it’s a game with a negative total because there are also commissions, transaction fees.
Doğru söylüyorsun aslında bak komisyonları falan sayarsak doğru negatif toplamlı bir oyuna belki de dönüşüyor.
You're right, if we consider the commissions and such, it might actually turn into a game with a total negative outcome.
Şunu demek istiyorsun sen kazanmanızın mümkün olmayacağı bir oyun yani negatif toplamlı bir oyun.
You mean to say that it is a game in which you cannot win, in other words, a zero-sum game.
Birileri kaybedecek yani bu kaybedenlerin de kim olduğu çok açık belli zaten yani bireysel yatırımcılar genel olarak.
Someone will lose, so it is already very clear who the losers are, generally individual investors.
Çünkü yanlış hamleler yani yanlış oyunun içinde oldukları için zaten kaybedecekler.
Because they are already going to lose because they are in the wrong game, that is, making the wrong moves.
Şimdi bu oyunun bir tarafı burada sıfır toplamlı veya işte negatif toplamlı oyunlarda bir kaybeden bir kazanan var sürekli.
Now, in this game, one side always has a loser and a winner in zero-sum or negative-sum games.
Ve kazananlar sayıca az montanca değil mi yani miktarca fazla sermaye bakımından kaybedenler sayıca fazla miktarsal bakımdan sermaye bakımından az olabilirler belki ama.
And the winners are not fewer in number, so in terms of quantity, the losers may be greater in number, but in terms of capital, they may have less capital.
Böyle bir denklem var sıfır toplamlı oyun dediğimizde finansal piyasalarda.
There is such an equation in financial markets when we talk about a zero-sum game.
Bu oyun kısa vadeli bir oyun yani şöyle ben mesela şunu da çok fazla tercih etmiyorum.
This game is a short-term game, meaning I don't really prefer this too much either.
İşte bilanço odaklı yatırım diye bir şeye inanmıyorum örneğin yani böyle bir şey mümkün değil bence.
I don't believe in something called balance sheet-focused investment, for example; I don't think such a thing is possible.
Bu sadece bir trend takibi olabilir veya işte bir momentum takibi olabilir veya haber akışlarında herkesin gördüğü bir şeyi siz de görüyorsunuzdur.
This could just be a trend following, or it could be a momentum following, or you might see something in the news flow that everyone else sees too.
Sürüyle birlikte hareket ettiğiniz bir şey olabilir bu.
It could be something you move with the herd.
Şöyle bir şey var aslında bunu Damadaron Hoca söylüyor şeylere benzetiyor hangi hayvanda onlar ismi kötü bir hayvan ismiydi de bir şeye benzetim ben keçilere benzetim.
There is actually something like this; Damadaron Hoca says it compares to certain things, which had the name of a bad animal, and I compared them to goats.
Yani uçuruma doğru koşmakta olan bu sıfır toplamlı oyunda.
So in this zero-sum game that is running towards the abyss.
Uçuruma doğru koşmakta olan bir keçi sürüsü düşünelim ya da koyun sürüsü düşünelim.
Let's imagine a herd of goats running towards a cliff, or a herd of sheep.
Bunlar uçuruma yaklaşıyorlar ve atlamaya başlıyorlar uçurumdan.
They are approaching the edge and starting to jump off the cliff.
Damadaron Hoca'nın hikayesi bu.
This is the story of Hoca Damadaron.
Şimdi birinci tamam gitti birinci keçi veya koyun gitti atladı görememiş olabilir.
Now the first one is gone, the first goat or sheep has jumped, it may not have seen.
Arkasından ikincisi gitti atladı üçüncüsü beşincisi onuncusu sürünün tamamı en sondaki bile o önündekileri görmesine rağmen oradan atlamaya devam ediyor.
The second one jumped behind, the third, the fifth, the tenth, the entire herd, even the one at the back continues to jump from there despite seeing the ones in front of it.
Yani bu çok ilginç bir benzetme ve şeye benzetiyor.
So this is a very interesting analogy and it compares to something.
Bu kısa vadeli işte bu sıfır toplamlı oyunların veya negatif toplamlı oyunların içerisinde kazanç elde etmeye çalışanları şuna benzetiyor.
It compares those who try to gain profit in these short-term, zero-sum games or negative-sum games to this.
Diyor ki onlar da diyor bu sürünün içinde fakat şuna inanıyorlar diyor.
They say they are also among this herd, but they believe in this, they say.
Bu uçurumun sonuna kadar gidip o son noktada durup atlamayacaklarına inanıyorlar diyor.
They say that they believe they will go to the end of this cliff, stop at that final point, and not jump.
Çok hoşuma gitmişti o tabiri o yüzden paylaşmak istedim burada.
I really liked that expression, that's why I wanted to share it here.
Bu belki mümkün olabilir hatta o da böyle söylüyor.
This may be possible, in fact, he says so too.
Yani mümkün olabilir durabilirsiniz diyor o atlamadan siz de bu işte şey kısa vadeli oyunların içerisinde.
So it says you can pause, it could be possible, and you are also in short-term games in this matter.
Trendi takip ederek veya işte bilançoları kendinizce o kısa vadede bir yorum yaparak uçurumdan atlamadan durabilirsiniz.
By following the trend or by making your own short-term comment on the balances at work, you can avoid jumping off the cliff.
Ama bunu sürekli ve uzun vadeli bir şekilde yapmanız mümkün değil.
But it is not possible for you to do this continuously and in the long term.
Değer yatırımı zaten burada devreye giriyor.
Value investing comes into play here.
Yani buradan da şeye bağlayabiliriz işte hepimizin söylediği söz.
So we can connect this to what we all say.
Kısa vadede piyasalar bir oylama makinesidir.
In the short term, markets are a voting machine.
Uzun vadede bir tartı makinesidir.
It is a scale machine in the long term.
Yani uzun vadeye geçtiğimiz zaman benim uzun vadem bu arada orta vadem diyeyim daha doğrusu 3 yıldan başlıyor.
So, when we talk about the long term, my long term actually starts from 3 years, which I would rather call the medium term.
Uzun vadem 10 yıla kadar.
My long-term goal is up to 10 years.
En azından bir süreç 3 yıldan az süreçleri kısa orta arası değerlendirin 1 yılı ben kısa vade olarak görüyorum yani minimum 1 yılı şimdi uzun vadede geçtiğimiz zaman artık sizinle karşınızda piyasada bir rakip yok.
At least evaluate processes shorter than 3 years as short to medium term; I see 1 year as short term, meaning minimum 1 year. Now, when we look at the long term, there will be no competitor in the market against you anymore.
Yani sürekli alsat yapmadığınızda karşınızda bir başka bir oyuncu hani onun zararıyla siz kare elde etmiyorsunuz artık tabii ki aslında ne kadar uzun vadede gitseniz de sonuçta birileri satıyor da siz alıyorsunuz veya birisine satıyorsunuz da siz kazanç elde ediyorsunuz.
So when you are not constantly buying and selling, you don't gain a square at the expense of another player; of course, no matter how long-term your approach is, in the end, someone is selling and you are buying, or you are selling to someone and making a profit.
Ama en azından.
But at least.
En azından sizin gibi uzun vadeli oyun oynayanlar çoğalırsa piyasada siz artık sıfır toplamlı bir oyunun içerisinde olmuyorsunuz pozitif toplamlı bir oyun içerisinde oluyorsunuz biraz böyle toparlayabilirim sanırım kısa vadeli ve uzun vadeli oyunları dışarıdan da biraz örnekler vermeye çalıştım umarım yani şey olmuştur yerinde olmuştur.
At least if more long-term players like you increase, you are no longer in a zero-sum game in the market; you are in a positive-sum game. I think I can summarize it like this; I have also tried to give some external examples of short-term and long-term games, I hope it has been relevant.
Yani şöyle bir bakış açısı bence senin söylediğin orta vade işte kısa vadede bizim kazancımız başkasının kaybına karşılık geliyor borsada işte günlük trade ya da haftalık trade de birileri alıyor birileri satıyor aracı kurumda komisyon.
So here’s a perspective: I think what you’re saying is that in the medium term, our gains correspond to someone else's losses; in the stock market, for daily or weekly trading, some people buy while others sell, and there are commissions for the brokerage.
Alıyor çekiliyor yani bu komisyonlar nedeniyle kazanan sayısı her zaman kaybeden sayısından daha az işte bu yüzden negatif toplam diyoruz zaten bence orta vadede orta vadeli yatırım dediğimiz Türkiye'de orta vadeli yatırım 3-6 ay orası kabul ediliyor senin deyimin ne kısa vade oluyor aslında ama bence onların bakış açısından baktığımızda yani şu önyargıya sahip olmamalıyız orta vade ya da kısa vade kesinlikle kazandırmaz bence böyle bir bakış açısı şey değil nasıl diyeyim tamamen doğru değil.
It receives, it withdraws, so due to these commissions, the number of winners is always less than the number of losers, that's why we already say negative total. I think medium-term investment in Turkey, which we refer to as medium-term investment, is considered to be 3-6 months; that's what your term refers to as short-term actually. However, I believe that from their perspective, we shouldn't have this prejudice that medium-term or short-term definitely won't yield profits. I believe this perspective is not entirely correct, how should I put it?
Tabii ki.
Of course.
Kesinlikle kazandırmaz diyemeyiz ben kazandırabileceğini düşünüyorum ama neden kazandırabileceğini düşünüyorum.
We cannot say it definitely won't make a profit; I think it could be profitable, but I have reasons for thinking it could be profitable.
Türkiye gibi piyasalar birazcık etkin olmayan piyasalar yani bir kap haberi görürsün mesela sabahleyin küçük bir şirket hakkındadır o kap haberini belki de ilk sen görmüşsündür yani o şirketi takip eden yatırımcı sayısı örnek veriyorum 300-500'dür o kap haberini ilk sen görmüşsündür ve onunla alakalı bir işlem yaparsın ve oradan bir kar edebilirsin bu ama sürekli olacak yani sürekli tekrarlanabilir bir şey değil.
Markets like Turkey are somewhat inefficient, meaning you might see a disclosure in the morning about a small company. Perhaps you are the first one to see that disclosure, and let's say the number of investors following that company is around 300-500. You are the first to notice that disclosure, and you might make a trade based on it and earn some profit, but this won't be a constant occurrence; it's not something that can be repeated over and over.
İstikrarlı olarak yapılabilecek bir şey değil.
It is not something that can be done consistently.
Bir prensip olamaz bu bence.
I don’t think this can be a principle.
Bu bir prensip olamaz bu kısa vadeli bir vurkaç olabilir yani.
This cannot be a principle; it could be a short-term hit-and-run, in other words.
Aynen öyle.
Exactly so.
Orta vadeli bilanço odaklı yatırım da aynı şekilde yani mesela işte yazın hangi sektörlerin ön plana çıkacağını ya da mevsimsellik nedeniyle bazı bilançoların kötü geleceğini bazı bilançoların iyi geleceğini hangi şirketlerin öne çıkacağını bazıları yani bunu bilen kişi sayısı Türkiye'de çok fazla yok.
There are not many people in Turkey who know about mid-term balance sheet-focused investments in the same way, for example, which sectors will stand out in the summer or that some balance sheets will perform poorly due to seasonality while others will perform well, and which companies will emerge as leaders.
Son zamanlarda çok fazla sosyal medyada bu tarz bilgiler yazılıyor çiziliyor.
Recently, a lot of information like this is being written and drawn on social media.
Ama eskiden daha...
But it used to be more...
Daha da azdı.
It was even less.
Bu nedenle bu gerçekten okuma yapan insanlar ve bilançoların şirketleri yakından takip eden insanlar bir fark yaratabiliyorlardı bir kalıraç oluşturabiliyorlardı.
Therefore, those who truly read and those who closely follow the balance sheets were able to make a difference; they could create a leverage.
Bu gittikçe azalıyor yani piyasaların etkinliği arttıkça bu avantajlar gittikçe azalıyor.
This is gradually decreasing, meaning that as the efficiency of the markets increases, these advantages are diminishing.
Mesela Amerika'da bu imkansız çünkü aynı anda yüz binlerce kişi aynı bilgiye erişebiliyor aynı saniye içerisinde günümüz teknolojisiyle.
For example, this is impossible in America because hundreds of thousands of people can access the same information at the same second with today's technology.
Yani Amerika piyasalarında bunu yapmak neredeyse imkansız.
So doing this in the American markets is almost impossible.
Türkiye piyasalarında eskiden daha kolaydı.
It was easier in the Turkish markets before.
Şimdi biraz daha zor ve gittikçe zorlaşacak.
Now it will be a little more difficult and will increasingly become more challenging.
O yüzden yani asıl yapmamız gereken pozitif toplamlı oyunları dahil olmak, şirketlerin büyümelerinden para kazanmak, günlük trade ya da haftalık trade ya da bilanço odaklı analiz.
Therefore, what we really need to do is to include positive sum games, to profit from the growth of companies, daily trading, weekly trading, or balance sheet-focused analysis.
Bence bunların yanında yani bunların ekstrasında eğer vaktiniz varsa piyasayı takip edebiliyorsanız benim yaptığım bir şey değil.
I don't think that's something I do if you have the time and can keep up with the market, in addition to these.
Ama yapanlara bu açıdan bakmak hani tamamen onları da dışlamamak yapanlara bu açıdan bakmak şirketlerin mesela işte her türlü yurt dışına olanlar.
But looking at those who do it from this perspective means not completely excluding them; looking at them from this angle, such as companies that are involved in all kinds of overseas activities.
Şirketlerin ihraç hatlarını günlük işte kamyon bazında takip eden insanlar var yani.
There are people who track export lines of companies on a daily basis on a truck basis.
Şimdi bu bir kaldıraç oluşturabilir kısa vadede ya da orta vadede.
Now this can create a leverage in the short term or medium term.
Ama bunu...
But this...
Ben bunu kaldıraç oluşturacağını hiç düşünmüyorum mesela.
I don't think this will create leverage at all, for example.
Yani şöyle söyleyeyim hatta burada şöyle bir sıkıntı var.
So let me put it this way, there is actually a problem here.
Information bias diyoruz buna.
We call this information bias.
Yani bilgi yanılsaması diyoruz.
So we call it the illusion of knowledge.
Şöyle tabii ki şirketlerin verilerini takip etmemiz lazım.
Of course, we need to track the data of the companies.
Senin dediğin gibi günlük belki nereye ne yük gönderdiğini de takip etmemiz gerekiyor.
As you said, maybe we also need to track where and what cargo we send daily.
Bunda bir sıkıntı göremiyorum ama...
I don't see a problem with this, but...
Biz bir bilgiye o kadar çok yoğunlaştıkça yani bazı şeylere bazı bilgilere çok yoğun bakmaya başladıkça o bilgiye karşı oradan gelecek artık farklı bilgileri de bir yanlı bir tavır belirlemeye başlayabiliyoruz.
As we concentrate intensely on a piece of information, meaning when we start to look closely at certain things and certain information, we can begin to adopt a biased stance against any different information that may come from that source.
Yani burada psikolojik bir problem aslında bu veriyle ilgili değil ama ondan sonraki yorumlayacağımız verileri de hep olumlu görmeye başlayabiliyoruz.
So there is actually a psychological problem here that is not related to this data, but after that, we may start to see the subsequent data we interpret in a more positive light.
Yani veri takip ediyorum diye her şeyi böyle olumluya yormaya doğru evirmemeliyiz.
So just because I am tracking data, we shouldn't turn everything into a positive.
Onu dipnot olarak araya sokmak istedim.
I wanted to add it as a footnote.
Demek istediğini şöyle anlıyorum ben.
I understand what you're trying to say like this.
Mesela bir ay bir şirketin Amerika'ya ihracat verileri çok iyi gitmiş.
For example, one month a company's export data to America went very well.
Hangi şirket oldu belli oldu ama bak şimdi sen bu soruyu...
Which company it was is clear now, but look, you ask this question...
Ya da sen mesela oradan güzel bir para kazanmışsın bu şirkete yatırım yaparak.
Or you, for example, have earned a nice amount of money by investing in this company.
Bunun tekrarlanabilmesinin herhangi bir garantisi yok.
There is no guarantee that this can be repeated.
Onu demeye çalışıyorum.
I'm trying to say that.
Yani sen bunu ne kadar takip edersen et tekrarlanmayabilir.
So no matter how much you follow this, it may not happen again.
Yani o şirketin o esnada o konjektürde sen bundan para kazanmış olabilirsin.
So, that company at that moment in that context, you could have made money from this.
Ama bunu tekrarlanacağının herhangi bir garantisi olmadığı için senin harcadığın emek boşa gidebilir.
But there is no guarantee that this will be repeated, so the effort you put in may go to waste.
Bu yüzden uzun vadeli.
That's why it's long-term.
Uzun vadeli oyunlar oynayalım diyoruz.
We say let's play long-term games.
Bu yüzden pozitif toplamlı oyunlar oynayalım diyoruz.
That's why we say let's play games with positive totals.
Şey devreye giriyor zaten orada.
The thing is already coming into play there.
Şimdi sen günlük tamam takip et hiç problem değil.
Now you can follow the daily without any problem at all.
Şirketin nereye ne gönderdiğini ne sattığını hiç bunlar bir problem değil.
It's not a problem at all where the company sends what or what it sells.
O veriyi aldığın zaman sen o veriyi veya aylık aldığın o veriyi uzun vadeli yorumlayabiliyor musun?
When you receive that data, can you interpret that data or the monthly data you receive in the long term?
Problem burada.
The problem is here.
Yani sen o veriyle ne yapıyorsun?
So what are you doing with that data?
Şunu diyor musun?
Are you saying this?
Yani bu şirket işte satış coğrafyası diyelim yani en azından jeopolitik riski şudur.
So this company, let's say, in terms of sales geography, at least the geopolitical risk is this.
İşte bu bölgelere satış yapıyor.
He is selling to these regions.
Şu bölgelere satış yapıyor.
He is selling to those regions.
Bundan 5 yıl sonra bu bölgelerde şunlar olabilir veya bunlar olabilir gibi.
In five years, these areas could have this or that.
Sen o veriyi uzun vadeli yorumlayabiliyor musun yorumlayamıyor musun?
Can you interpret that data in the long term, or can you not?
Mesele bu.
That's the issue.
Yani bence bu açıdan bakmak lazım veriye.
So I think we need to look at the data from this perspective.
Yani her veriyi okuyunca bilgiye sahip olmuyorsun.
So, just because you read every piece of data doesn't mean you have knowledge.
O veriyi yorumlaman gerekiyor.
You need to interpret that data.
Benim fikrim bu yönden en azından.
That's my opinion in this regard, at least.
Bu konuda katılıyorum sana.
I agree with you on this matter.
Peki şimdi birazcık böyle şeyse.
Well, if it's a bit like that now.
Piyasalardan çıkalım mı birazcık?
Shall we step out of the markets for a little while?
Evet evet detaylara çok girdik.
Yes, yes, we went into a lot of detail.
Birazcık böyle şeyden bahsedelim.
Let's talk a little bit about things like this.
Varlık kalemizi oluşturduk diyelim.
Let's say we have created our asset item.
Korumaya devam ediyoruz.
We continue to protect.
İşte gelen dalgalara karşı savunuyoruz kalemizi.
Here we are defending our stronghold against the incoming waves.
Bu kalenin artık bizden sonraki jenerasyonu geçmesini istiyoruz.
We want this castle to be passed on to the next generation after us.
Yani işte çocuklarımıza biz bunu büyüttük.
So we raised this for our children.
Bu konuda ben şey düşünüyorum.
I think about this matter.
Yani çoğu kişi şey diyor.
So most people are saying this.
Ben öldükten sonra gerisi önemli değil.
After I die, the rest doesn't matter.
Herkes kendinden sorumludur diyor.
He says everyone is responsible for themselves.
Çocuklarımıza miras bırakmalı mıyız?
Should we leave a legacy to our children?
Bırakacaksak kalemizi koruyup sürdürmelerini sağlamak için neler yapmalıyız?
If we are going to let it go, what should we do to ensure they protect and maintain our castle?
Birazcık bu konulardan bahsetmek istiyorum.
I would like to talk a little bit about these topics.
Yani bence çocuklarımıza finansal okuryazarlık eğitimi vermek.
So I think we should provide our children with financial literacy education.
Bu varlığın jenerasyonlar arası geçişinde.
In the intergenerational transition of this entity.
Ve birinci sırada yer alıyor.
And it is in first place.
Ve varlık kalesini güçlendirmelerini sağlamak.
And to ensure that they strengthen the fortress of existence.
Bunun için her yaşta çocuklarımıza bunu öğretmenin çok fazla farklı yolu var.
There are many different ways to teach this to our children of all ages.
Şimdi burada hepsine girmeyelim.
Let's not get into all of them here now.
Çok uzatmış olacağız bölümü.
We will have prolonged the section a lot.
O yüzden ben birkaç kısa örnek vermek istiyorum.
That's why I want to give a few brief examples.
Küçük yaşlarda çocuğumuza paranın nereden geldiğini, nasıl harcanması gerektiğini,
At a young age, we should teach our child where money comes from and how it should be spent.
yani yaşına uygun şekilde anlatmamız gerekiyor.
So we need to explain it in a way that is appropriate for their age.
Toplum olarak varlıklı ailelerde veya işte refah içinde büyüyen çocukların
Children growing up in wealthy families or in prosperity at work as a society.
ileride işte şımarık olacağına yönelik bir inanç var.
There is a belief that in the future, he will be spoiled at work.
Ben bunun tamamen doğru olmadığını düşünüyorum.
I think this is not entirely true.
Ve ebeveynlerin, çocuklarıyla olan ilişkilerinin bir ürünü bence bu.
And I believe this is a product of the relationships that parents have with their children.
Ne yapabiliriz peki?
So what can we do?
İlk olarak çocuklarımıza bireysel emeklilik hesabı açarak başlayabiliriz.
We can start by opening individual retirement accounts for our children.
Doğduklarından itibaren.
Since they were born.
Bunu çoğu aracı kurum açıyor.
Most brokerage firms open this.
Bankalar da yavaş yavaş açmaya başladılar.
Banks have also started to reopen slowly.
Oraya onlar adına her ay belli miktar, küçük miktarlar olabilir.
A certain amount, which could be small amounts, can be sent there every month on their behalf.
Katkıda bulunarak ve belli aralıklarla çocuğumuzla paylaşarak farkındalıklarını arttırabiliriz.
By contributing and sharing at certain intervals with our child, we can increase their awareness.
İşte banka hesabında şu kadar insan var, şu kadar şeyim var gibi.
Here are the number of people in the bank account, and the number of things I have, for example.
Herhangi bir zorlama olmadan harçlıklarından mesela buraya katkıda bulunmalarını teşvik edebiliriz.
We can encourage them to contribute to this place from their pocket money without any pressure.
Tabii harçlık.
Of course, pocket money.
Harçlık meselesi önemli.
The allowance issue is important.
Bir diğer önerim de çocuğa yaşına göre harçlık vermek.
Another suggestion I have is to give the child an allowance according to their age.
İlk başta günlük olarak başlayabilir bu ve ilkokulda.
It can start daily at first and in elementary school.
Yaşı büyüdükçe önce haftalık, sonrasında aylık harçlıklar bence verilmeli.
As they grow older, I think pocket money should first be given weekly, and then monthly.
Ben mesela lise dönemlerinde ailemden aylık harçlık alıyordum.
For example, I was receiving a monthly allowance from my family during my high school years.
Verilen bu harçlıklar ve harcama yöntemleri hakkında işte belli aralıklarla oturup konuşulabilir.
The given allowances and spending methods can be discussed periodically.
İşte tüyolar verebilirsiniz.
Here you can give tips.
Farkındalıkları bence böyle arttırabilirsiniz.
I think you can increase awareness like this.
Son olarak şunu demek istiyorum.
Finally, I want to say this.
Alışveriş mesela birlikte çocuklarımıza alışveriş yapıyoruz.
For example, we are shopping together for our children.
Etiket okumayı mesela farklı ürünler arasındaki fiyat farkındalığı.
Label reading, for instance, awareness of price differences among different products.
Farklılıklarını gözlemlemeyi ben öğretmeyi düşünüyorum çocuğuma.
I think I will teach my child to observe differences.
Örneğin mesela kilogram başına olan maliyeti orada çocuk görürse mesela.
For example, if the child sees the cost per kilogram there, for instance.
Rahat bir şekilde farklı ürünler arasındaki fiyat farklılıklarını gözlemleyebilir.
You can comfortably observe the price differences between various products.
Çok mantıklı bir şey.
It's a very logical thing.
Ben bunu 20 yaşımda falan öğrendim galiba.
I think I learned this when I was around 20 years old.
Evet kesinlikle.
Yes, definitely.
Yani örnek veriyorum mesela bunu yaptıktan sonra ikinci aşamada çocuğun eline belli bir bütçe vermek.
So, for example, after doing this, in the second stage, give the child a certain budget.
Ve alışverişi onun yönlendirmesini sağlamak mesela mükemmel bir eğitim olacaktır.
And ensuring that he guides the shopping, for example, would be excellent training.
Bir markete girdikten sonra eline bir liste vereceğiz mesela.
For example, after entering a market, we will give you a list.
Şu kadar.
That’s it.
Çocuklar da bütçemiz olacak ve bu bütçeyi onun yönlendirmesi alışverişi bence en güzel eğitimlerden biri olacaktır.
Children will also have a budget, and I think that shopping guided by that budget will be one of the best forms of education.
Çocuklar bence sandığımızdan daha zeki varlıklar ve içinde bulundukları ortamı çok iyi seziyorlar.
I think children are smarter beings than we assume, and they are very perceptive of their surroundings.
Eğer ebeveynler olarak parayla sağlıklı ilişkiler kurulan bir ortamda yetişmelerini sağlarsak.
If we ensure that they grow up in an environment where healthy relationships with money are established as parents.
Büyüdüklerinde de iş hayatlarında başarılı olma şanslarını bence arttırmış oluruz.
I believe we increase their chances of being successful in their careers when they grow up.
Doğru.
Correct.
Şöyle ben de şeyden başlayayım istersen.
"Let me start from that, if you want."
O kısmı sanki piyasalardan şeye buraya biraz böyle hızlı geçtik gibi hissettim ben kendim açısından da.
I felt like we transitioned quickly from the markets to this section, at least from my perspective.
Bağlantıyı şöyle kurayım istersen.
Let me establish the connection like this if you want.
Yani jenerasyon akışına geçmeden önce.
So before transitioning to the generation flow.
Bu oyunlardan bahsettik işte uzun vadeli kısa vadeli oyunlar dedik şey dedik.
We talked about these games, we said long-term and short-term games, and so on.
Ben bunu şeye benzetiyorum yani senle de yine daha önce de konuşmuştuk.
I compare this to something else, I mean we talked about it before too.
Bir satranç oyununa benzetiyorum.
I liken it to a game of chess.
Bu örneği de yine başka yerlerde de daha önce kullanmıştım.
I had used this example in other places before as well.
Yani şöyle bunu bir satranç oyunu gibi düşünürsek.
So if we think of this like a game of chess.
Şimdi oyunun satrançta dinleyenlerden bazıları mutlaka biliyordur.
Now some of the listeners in the game probably know about it in chess.
Oyunun belli aşamaları var.
There are certain stages in the game.
Yani tahtaya oturduğunuzda karşınıza bir rakiple bu oyunun 3 tane aşaması var.
So when you sit at the board, there are three stages of this game that you encounter with an opponent.
Basit anlamda anlatırsak.
To put it simply.
Birincisi açılışlar.
The first is the openings.
İç kısmı var.
It has an inner part.
İkincisi oyun ortası var.
The second one is in the middle of the game.
Üçüncüsü oyun sonu var.
The third one has an ending.
Şimdi hatta satrançta çok detaylara girmeyeyim ama bazı büyük ustaların işte kimisinin oyun sonlarında çok iyi oldu.
I won't get into too many details in chess now, but some grandmasters have been very good in the endgames.
Veya kimisinin açılışlarda çok iyi oldu.
Or some people were very good at openings.
Veya işte oyun ortasında çok iyi oldu.
Or it was really good in the middle of the game.
Farklı farklı büyük ustalar var.
There are various great masters.
Yani herkesin farklı avantajları olabilir.
So everyone may have different advantages.
Yani bu hayat için de aynı şekilde geçerli.
So this is also true for this life.
Veya yatırım için de işte aynı şekilde geçerli.
Or it is the same for investment as well.
Herkes farklı bir noktada belki avantaja sahip olabilir ama.
Everyone may have an advantage at a different point, perhaps.
Bu 3 aşamayı sırasıyla oynamak zorundayız biz.
We have to play these 3 stages in order.
Yani şunu demek istiyorum.
So what I mean to say is.
Şimdi.
Now.
O varlık kalesini kurmaktan bahsederken.
He talks about establishing the fortress of that existence.
Bunu işte bir sonraki belki jenerasyona aktarmaktan bahsederken.
This is about passing it on to maybe the next generation.
Biz bu oyun akışını oynamamız gerekiyor.
We need to play this game flow.
Açılışlardan örneğin.
For example, from openings.
Ben buna birikim aşaması ve yatırıma başlangıç aşaması olarak görüyorum bu kısmı.
I see this part as the accumulation stage and the beginning stage of investment.
Burada hiçbir şekilde risk almamam.
I should not take any risks here.
Yani makul ölçüde belki hani hesaplanabilir riskler olabilir ama.
So there may be calculable risks to a reasonable extent, but...
Kör bir risk almamamız gerektiğini söylüyorum.
I am saying that we should not take a blind risk.
Bu açılış aşamasında.
This is the opening stage.
Yoksa çoban matı olabilirsiniz.
Otherwise, you could be a shepherd's mat.
Yani bu kaçınılmaz bir son olur.
So this would be an inevitable end.
Oyun ortasında.
In the middle of the game.
Ya ise artık birikimlerimizi büyüttük.
Well, we have now grown our savings.
Yeterince bir sermaye elde ettiğimizi düşünüyoruz.
We believe that we have obtained sufficient capital.
Veya işte artık bir oynayabiliriz bir şeylerle.
Or we can finally play with something.
Oyun ortasında çeşitli riskler almaya başlamamız gerektiğini düşünüyorum.
I think we need to start taking various risks during the game.
Ve oyunun amacı da oyunu oyun sonuna götürmek.
And the aim of the game is to take the game to its conclusion.
Yani ölümcül bir hata yapmamak.
So not to make a fatal mistake.
Ve oyun sonunda oyunu kazanmaya çalışmak.
And trying to win the game at the end of the game.
Böyle bir oyun planı ben çiziyorum.
I am drawing such a game plan.
Ve bu oluşturacağımız şey oyunun sonunda.
And this is what we will create at the end of the game.
Bütün taşlar hepinizin bildiği gibi tekrar kutuya geri dönecek.
All the stones, as you all know, will return to the box again.
Bir sonraki kişiler masaya oturacak.
The next people will sit at the table.
Oyunu oynamaya onlar başlayacak.
They will start playing the game.
Bunlar da bizim açımızdan bence işte kişisel olarak düşünürsek.
I think these are, from our perspective, if we think personally.
Kendi ailelerimiz olarak düşünebiliriz.
We can think of ourselves as our own families.
Yani bir sonraki jenerasyonumuz olarak düşünebiliriz.
So we can think of it as our next generation.
Ve onlara bu tahtayı tekrardan nasıl bırakacağımız konusu devreye giriyor.
And the issue of how we will hand over this board to them again comes into play.
İşte o senin çocuklara girdiğin, jenerasyona girdiğin kısma böyle bir ara bir bağlantı yapmak istedim ben de.
I wanted to make a sort of connection like this in the part where you engage with your children, where you engage with the generation.
Evet doğru.
Yes, that's correct.
Yani çocuklarımız bizim en büyük varlıklarımız.
So our children are our greatest treasures.
Onlara bu varlık kalemizi, onların devam ettirmesini istiyorsak.
If we want them to continue this existence fortress of ours.
Finansal okur yazarlık eğitimi önemli.
Financial literacy education is important.
Sen de söyledin yani satrançta bir.
So you said, in chess it's one.
Varlık kalesini giriş yapmak, bunu büyütmek ve korumak.
To enter the fortress of existence, to grow it and to protect it.
Ardından da diğer jenerasyona bunu geçirmek.
Then pass this on to the next generation.
Aslında kolay değil bence ama en azından çaba gösterildiği takdirde yapılabilir bir şey.
Actually, I don't think it's easy, but at least if effort is shown, it's something that can be done.
Şu konuya girmek istiyorum aslında bu jenerasyonlar arası geçişte.
I actually want to get into this topic of intergenerational transition.
Finansal okur yazarlık eğitimini konuştuk.
We talked about financial literacy training.
Bunu bir kenara bırakırsak.
If we set this aside.
Miras bırakmak konusunu konuşmak istiyorum seninle.
I want to talk to you about the topic of leaving a legacy.
Şimdi jenerasyonlar arası geçişte önemli kavramlardan birisi de miras bırakmak.
Now, one of the important concepts in intergenerational transition is leaving a legacy.
Yani günümüzde insan ömrü oldukça uzadı.
So in today's world, human lifespan has greatly increased.
Yani 80'li 90'lı yaşlara kadar yaşamak.
So living until the 80s or 90s.
Zatayla geldi.
He/she came with Zata.
Bu insanların miras bıraktıkları çocuklar 50'li belki 60'lı yaşlarında olacaklar.
The children that these people leave behind will be in their 50s or maybe 60s.
Ve artık paraya çok daha az ihtiyaç duyacakları bir yaşa gelecekler.
And they will reach an age when they will need much less money.
Bu nedenle ben bunu aslında kendim kafamdan bulmadım.
For this reason, I didn't actually come up with this myself.
Bill Perkins'in bir kitabı var.
Bill Perkins has a book.
Sıfırı Gör diye.
"See the zero."
Evet Sıfırı Görmek diye bir kitabı var.
Yes, he has a book called Seeing Zero.
İngilizcesi Die With Zero.
The English title is Die With Zero.
O kitaptan aslında bir esinlenme gibi düşünebilirsiniz.
You can actually think of it as an inspiration from that book.
Ben bu yaşlarda çocuğumuza yaşamın belli dönemlerinde aralıklı olarak destek olunması gerektiğini düşünüyorum.
I believe that our child should receive intermittent support at certain stages of life at this age.
Örnek verirsek kariyerinin başında mevcut.
For example, she is at the beginning of her career.
Mesela ev alırken, eğitimi için yurt dışına gitmek istediğinde.
For example, when buying a house, when you want to go abroad for education.
Böylece hayatlarında maksimum etkiyi onların en verimi dönemlerinde bu etkiyi yaratmış oluyoruz.
Thus, we create this impact in their lives at the peak of their productivity, maximizing the effect.
Ülkemizde kültürel nedenlerle pek sıcak bakılmıyor buna.
It is not viewed very favorably in our country due to cultural reasons.
Özellikle Anadolu'da diyeyim.
Especially in Anatolia, I would say.
Sosyal kültürel seviye daha düşük olduğu yerlerde.
In places where the socio-cultural level is lower.
Yaşlanınca işte bana bakmaz vesaire gibi sebeplerle pek sıcak bakılmıyor.
They are not very receptive due to reasons like not taking care of me when I get old, etc.
Ama ben zamanla bu trendin değişeceğini düşünüyorum.
But I believe that this trend will change over time.
Sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
What do you think about this matter?
Yani miras bırakma konusunda senin fikirlerini almak istiyorum.
I want to get your thoughts on inheritance matters.
Aslında benzer fikirlerdeyim.
Actually, I have similar thoughts.
Fikirlerdeyim seninle.
I'm with you in thoughts.
Ancak miras konusunda şöyle bir ekstra bir fikrim daha var benim.
However, I have one more additional idea regarding inheritance.
Aslında bu yine kişinin kendinin işte o varlık kalesine ulaşma hedefi ve amacıyla da ilgili birazcık yani.
Actually, this is somewhat related to the individual's goal and purpose of reaching that fortress of existence.
Beni en çok motive eden şey bu konuda.
The thing that motivates me the most is this.
Özellikle hani miras anlamında.
Especially in terms of inheritance.
Yani bu mirası bu arada tabii ki para anlamında, sermaye anlamında düşünebiliriz.
So we can of course think of this heritage in terms of money, in terms of capital.
Ama başka bırakacağımız miraslar da var sonuçta.
But there are also other legacies we will leave behind after all.
Önümüzdeki jenerasyonlara.
To the next generations.
Onlar da bence önemli.
I think they are important too.
Hatta toplumsal anlamdaki bu bırakacağımız miraslar daha da önemli belki.
In fact, the legacies we will leave in a social sense may be even more important.
Kişisel bırakacağımız miraslardan.
From the legacies we will leave personally.
Fakat şöyle bir şey düşündüm.
But I thought of something like this.
Şimdi kendi babama bakıyorum örneğin.
Now I am looking at my own father, for example.
Bu benim çok çok erken yaşlardan itibaren kurduğum bir mantıktı.
This was a logic I established from a very early age.
Babamın babası çok çok fakir bir ortamda.
My father's father is in a very, very poor environment.
Yani tabii Türkiye'nin durumunu da o zamanlar düşünebilirsiniz.
So you can of course consider Turkey's situation at that time as well.
Hani 50'li yılları düşünelim.
Let's think about the 1950s.
40'lı yılları, 60'lı yılları.
The 40s, the 60s.
Oldukça fakir bir ortamda yetişen bir adam.
A man raised in a rather poor environment.
Ve kendi babasından aldığı sermayeyi veya işte mirasları.
And the capital he received from his own father or the inheritance in the business.
Çok az mirasları, hiç bilmem neler.
Very little inheritance, I don't know what else.
Sıfır mirası şey anlamında sermaye anlamında.
Zero inheritance means in terms of capital.
Belirli bir aşamaya getirip kendi çocuklarına aktarma.
Bringing it to a certain stage and passing it on to your own children.
Noktasına gelmiş.
It has come to a point.
Yani aralarında belki 100 kat fark var diyebilirim.
So I can say there is maybe a 100-fold difference between them.
Yaşadığı o dönüş şey anlamında.
The turnaround he experienced is in that sense.
Şimdi ben de şöyle düşünüyorum.
Now I think like this too.
Eğer babam babasından alıp böyle bir fark yaratarak bana ileride verecekse.
If my father is going to take from his father and make a difference like this to give to me in the future.
Veya işte şey yapacaksa.
Or if it's going to do something like that.
Ben de kendi çocuklarıma onun bana o kendi sağladığı.
I also provide that to my own children as he provided to me.
Babasından aldığı, bana bıraktığı o ölçek.
The scale he received from his father, which he left to me.
Düşünürsek ben de kendi çocuklarıma o kadar belki olmasa bile.
If we think about it, I might not be that much to my own children either.
Üstüne koyarak bırakmalıyım.
I should leave it by putting on top.
Yani böyle bir jenerasyonlar arası geçişte benim şeyim var.
So I have my thing in this kind of intergenerational transition.
Kendimce kurduğum bir.
A system I have set up in my own way.
Yani geriye doğru gitmemeliyim.
So I shouldn’t go backward.
İleriye doğru gitmeliyim.
I need to move forward.
Ve bunu nasıl yapabilirim?
And how can I do this?
Bu benim temel şeyim bu.
This is my main thing.
Bu konudaki düşüncem.
My thought on this subject.
Mirası şimdi devretme konusuna geçersek.
If we move on to the issue of transferring the inheritance now.
Şimdi tabii ki şey kısımlarında bence çok çok cömert davranmalıyız.
Now, of course, I think we should be very, very generous in those parts.
Parasal konular harici diğer miraslarda çok cömert davranmamız gerektiğini düşünüyorum.
I think we should be very generous in other inheritances aside from financial matters.
Yani bilgi, tecrübe veya işte başka türlü eğitim gibi konularda.
So in terms of knowledge, experience, or other forms of training in work.
Çok ucu açık bence konu.
I think the topic is very ambiguous.
Ama para konusuna geldiğimizde.
But when it comes to the issue of money.
O senin söylediğin finansal okuryazarlığı, öğretme.
Don't teach that financial literacy you mentioned.
Aşamasını çok çok önemsiyorum ben.
I value the stage very much.
Ve yani bir anda bir çocuğa servet verilmesini veya sermaye verilmesini değil de.
And so it's not about suddenly giving wealth or capital to a child.
Aynı senin dediğin gibi yavaş yavaş ve o şeyi de beklemeden artık ölümünü de beklemeden devretmek gerektiğini düşünüyorum.
I think, just like you said, that it is necessary to gradually transfer it without waiting for that thing and no longer waiting for your death.
Sürekli konuşuyoruz zaten uzun vadeli oyunlar oynamak.
We are already constantly talking about playing long-term games.
Burada.
Here.
Pardon şunu da ekleyeyim ama şunu da ekleyeyim araya.
Sorry, but let me also add this in between.
Özür dilerim.
I'm sorry.
Bu şekilde devredilmesi gerektiğini düşünüyorum.
I think it should be transferred in this way.
Ama eğer yani ben de mesela o konuda biraz şey gibi düşünüyorum.
But if I mean, for example, I think a bit like that on that matter.
Buffett gibi biraz düşünüyorum.
I think a bit like Buffett.
Yani çocuk.
So the child.
Çocuk eğer gerçekten bunu hak etmiyorsa.
If the child truly doesn't deserve this.
Bu kendi çocuğum için konuşuyorum ben.
I am talking for my own child.
Yani bilmiyorum bu vicdansız değerlendirilebilir mi?
So, I don't know if this can be evaluated as heartless?
Emin değilim ama.
I'm not sure though.
Çocuk bunu eğer hak etmiyorsa.
If the child doesn't deserve it.
Ben eğer öyle bir şey olursa ileride.
If such a thing happens in the future.
Servetimin büyük bir kısmını vermem yani.
I mean, I won't give away a big part of my wealth.
Kesinlikle vermem.
I definitely won't give it.
Bağışlayabilirsin mesela.
For example, you can forgive.
Tabii ki bağışlayabilirim.
Of course, I can forgive.
Yani benim bağış anlayışım da biraz farklı.
So my understanding of charity is a bit different.
Belki ona başka bir zaman gireriz.
Maybe we will enter it another time.
Şu açıdan katılıyorum sana.
I agree with you in this regard.
Yani şimdi sen zamanında çocuğuna gerekli finansal okuryazarlık eğitimlerinin hepsini vermişsindir.
So now you have provided all the necessary financial literacy education to your child in due time.
Yeterli işte finansal.
It's sufficient in terms of finance.
Enstrümanlar dışında işte bilgini, tecrübeni, sevgini yeterince aktarmışsındır.
Apart from the instruments, you must have sufficiently conveyed your knowledge, experience, and love.
Ama bunun sonunda çocuk tabiri caizse haylaz olmuştur.
But in the end, the child has become, so to speak, a rascal.
Tabii ki yani bu noktada ona yeterli desteği, parasal desteği sağlamamak senin elinde.
Of course, at this point, it is up to you not to provide him with sufficient support, financial support.
Bunu da yapman gerekir.
You should do this too.
Ama şimdi seninle konuşurken bir Buffett örneğini verdik.
But now we gave an example of Buffett while talking to you.
Buffett'ın da çocuklarıyla arası pek iyi değil.
Buffett doesn't have a very good relationship with his children either.
Tıpkı şeyler gibi.
Like things.
Eski krallar gibi.
Like old kings.
Eski krallar da mesela çocuklarıyla olan ilişkilerinde genellikle soğuk olurlar.
Old kings, for example, are usually distant in their relationships with their children.
Çünkü onlara bir taht devredeceklerdir.
Because they will hand over a throne to them.
Onlar gibi mesela hani çocuklarının bakımı ile yeterince ilgilenmezler.
For example, they don't take enough care of their children like they do.
Bunu işte dadılara ya da işte başka kişilere devrederler.
They delegate this to nannies or other people.
Daha sonra 7-8 tane çocuğun arasından en kalifiye olana tahtı bırakırlar.
Later, they leave the throne to the most qualified one among 7-8 children.
Ve işte miraslarını ona bırakırlar.
And they leave their inheritance to him.
Survival of the fittest gibi oluyor aynı zamanda.
It’s also like the survival of the fittest.
Yani bu noktada günümüzde tabii bu çok uygulanabilir değil ama
So at this point, of course, this is not very applicable today, but
bence yeterli eğitimi, yeterli ilgiyi ve alakayı gösterdikten sonra
I think after showing adequate training, sufficient interest, and attention
tek çocuk bile olsa zaten çocuklar anne babalarına benziyorlar.
Even if they are an only child, children already resemble their parents.
Yani çok farklı bir kişilik sahibi olmalarına pek imkan görmüyorlar.
So they don't see much chance of having a very different personality.
Görmüyorum ben.
I can't see.
Yeterince ilgi ve alaka gösterildiğinde, yeterince eğitim verildiğinde
When enough interest and attention are shown, and enough training is provided.
zaten çocuk da o varlık kalesini uzun vadeli oyunlar oynamaya yönelterek koruyacaktır diye düşünüyorum.
I think that child will protect that entity fortress by directing it towards playing long-term games.
Çok ince nüanslar var bence çocuk eğitiminde veya işte çocuğu bu tip şeyleri hazırlamakta.
I think there are very subtle nuances in child education or in preparing the child for these kinds of things.
Belki bunu son zamanlarda düşünmeye başladım.
Maybe I have started thinking about this recently.
Belki de çocukluğunda yapacağınız böyle çok küçücük bir kritik hata
Maybe a very tiny critical mistake you make in your childhood.
bütün o kuracağınız şeyi, kaleyi dağıtabilir.
Everything you build, it can destroy the castle.
Ama yapabileceğiniz çok ince bir iyilik.
But you can do a very small kindness.
Veya ince bir o gelişimi anlamında, çocuğun bazı şeyleri anlaması anlamındaki
Or in the sense of a subtle development, in terms of the child's understanding of certain things.
çok ince bir detay belki de o kaleyi daha da büyütmesini sağlayabilir.
A very fine detail might actually help to enlarge that castle even more.
Bence çok böyle pamuk ipliğine bağlı bir şey.
I think it's something very fragile, like a thread of cotton.
Yani şey diyorlar ya kavun değil ki hani koklayıp da bu şey yapalım, anlayalım.
So, they say it's not like a melon that we can sniff and understand.
Hani diyorlar ya kavun değil ki hani koklayıp da bu şey yapalım, anlayalım.
They say it’s not like a melon that we can smell and understand.
Doğru evet, haklısın.
That's right, yes, you are right.
Çok ince detayları var bence bu işin.
I think there are very subtle details to this job.
Ve bunun bir formülü de yok bence.
And I don't think there's a formula for it.
Bir formülü yok çocuğun da yani şimdi bizim jenerasyonumuzla çocuğumuzun
There is no formula for the child, meaning now for our generation and for our child.
jenerasyonundaki finansal enstrümanlar yani kaldıraç etkisi,
the financial instruments of its generation, that is, the effect of leverage.
dünyanın ekonomik durumu ne olacak hiçbir fikrimiz yok bundan 20-30 yıl sonra.
We have no idea what the world's economic situation will be like in 20-30 years.
O yüzden tabii onu da çok fazla yargılamamak gerekir.
That's why we shouldn't judge him too much.
O anda içinde bulunduğu ekonomik şartlar da onu gerektirebilir.
The economic conditions he is in at that moment may also necessitate it.
Belki paramızı çarşur edecek.
Maybe it will waste our money.
Yani çok da fazla yargılamadan bence devam etmek lazım.
So I think we should continue without judging too much.
Toparlayalım artık istersen yavaş yavaş.
Let’s wrap it up slowly if you want.
Toparlayalım evet.
Let's wrap it up, yes.
Ben de bir öneride bulunarak bölümü toparlamak istiyorum.
I would like to make a suggestion to summarize the section.
Şeyi izleyebilirsiniz.
You can watch it.
Bu tip konular.
These kinds of topics.
Konularla ilgiliyseniz eğer özellikle son konuştuğumuz konularla.
If you are interested in the topics, especially the ones we discussed recently.
Bence bu arada bugün çok akış olarak da güzel oldu her şey.
I think everything went very well in terms of flow today.
Güzel bir bölüm oldu diye düşünüyorum.
I think it was a beautiful episode.
Önerime dönersek Succession dizisini izlemenizi tavsiye ederim.
If I may suggest, I recommend watching the series Succession.
Bu tip konularla eğer böyle hoşunuza gidiyorsa.
If you like these kinds of topics.
Orada bu çok daha böyle sinematik bir şekilde anlatılıyor.
There, it is described in a much more cinematic way.
Sözü sana bırakayım istersen.
I'll leave the floor to you if you want.
Senin tavsiyenin üzerine ben de izleyeceğim o bölümü.
I'll watch that episode based on your recommendation.
Kapatırken söyleyecek çok fazla bir şeyim yok.
I don't have much to say while closing.
Teşekkürler dinlediğiniz için.
Thank you for listening.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere diyelim.
Let's say we'll see you in the next chapter.
Ben de teşekkür ederim.
Thank you too.
Tekrardan görüşmek üzere.
See you again.
Altyazı M.K.
Subtitle M.K.
Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.