düştüysek kalkarız: 30'dan önce son çıkış

Podbee Media

Dr. Gulec Radio

düştüysek kalkarız: 30'dan önce son çıkış

Dr. Gulec Radio

Altyazı M.K.

Subtitle M.K.

Doğum günün kutlu olsun mutlu ol senelerce sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene karakollar beni alır sorgular gecelerce hiç bekleme belki gelmem gelemem senelerce.

Happy birthday, may you be happy for years; I made you a bead bird to rest on your window. The police will take me and interrogate me for nights; never wait, maybe I won't come, maybe I can't come for years.

Arkadaşlar biliyorsunuz ki ben geçenlerde yani 16 Eylül'de bir başak kadın olarak yedimlerimin son demine girmiş bulunuyorum.

Friends, as you know, I recently entered the last phase of my 30s on September 16th as a Virgo woman.

Artık 29'um.

I'm 29 now.

Arkadaşlar if you ever forget that I'm from Malatya please don't forget yeah.

Friends, if you ever forget that I'm from Malatya, please don't forget, okay?

Ben Malatyalıyım.

I am from Malatya.

Henüz daha gidip göremesem de gezemesem de Malatya'yı doğum günlerimde söylemekten en çok keyif aldığım şarkı bu şarkı arkadaşlar.

Even though I haven't been able to go and see Malatya yet or to explore it, this is the song that I enjoy singing the most on my birthdays, my friends.

Ve istiyorum ki bu bölüm daha sonraki yıllarımda dönüp dönüp dinleyebilirsiniz.

And I want this section to be something you can listen to again and again in the years to come.

Dinleyebileceğim şu zamanlığımı tekrar yaşayabileceğim bir bölüm olsun.

Let there be a moment that I can listen to and live again.

Size biraz içimi dökeyim.

Let me pour my heart out to you a little.

Bir de ne konuşalım biliyor musunuz?

What else should we talk about, do you know?

Çok seveceğiniz bir konu.

A topic you will love very much.

Kendini yeniden icat etmek.

Reinventing oneself.

Yani reinvent yourself.

So, reinvent yourself.

Önceden uyarıyorum biraz duygulanabilirim.

I warn you in advance that I might get a bit emotional.

Hafif zaten böyle ağlarım şu anda.

I already cry like this lightly right now.

Nöbetten geldim yorgunum.

I just came back from my shift, I'm tired.

İnsanlarla baş etmeye çalışmak bunu öğrenmeye çalışmak benim için zaten zor.

Trying to deal with people and trying to learn this is already difficult for me.

Ama güçleniyorum.

But I am getting stronger.

Güçlü olmaya çalışmak dahil bir zor hikaye.

It's a difficult story, including trying to be strong.

Ama bunu beraber başarıyoruz.

But we achieve this together.

O gülüşle biraz duygusal gelmiş olabilir.

That smile may have come off as a bit emotional.

Her neyse biz iyi gündük ötü günde her zaman beraberdik.

Anyway, we were good friends, we were always together.

Beraber olacağız.

We will be together.

Hazırsanız başlıyorum.

If you're ready, I'm starting.

Bacık Birliği.

Brotherhood Union.

Kendinizi zaman zaman her şey daha farklı olsaydı diye düşünürken mi buluyorsunuz?

Do you find yourself wondering from time to time how everything would be different?

Hayatınızın rotasını değiştirmek ve kontrolü elinize almak için bugün ilk adımı atın.

Take the first step today to change the course of your life and take control.

Hayvel'in uzman klinik psikologlarıyla terapi yolculuğunuza kolaylıkla başlayın.

Easily start your therapy journey with Hayvel's expert clinical psychologists.

Hayatınızın yeni bölümlerine Hayvel ile adım atın.

Step into new chapters of your life with Hayvel.

Bu bölümü özellikle kimin için kaydediyorum biliyor musunuz?

Do you know who I am recording this section for specifically?

Abla sen nasıl böyle oldun?

Sister, how did you become like this?

Nasıl böyle yaşam dolusun?

How are you so full of life?

Böyle enerjiksin, böyle pozitifsin.

You are so energetic, you are so positive.

İnsanlarla olan sınırlarını güzel çekebiliyorsun.

You can set your boundaries with people nicely.

Kendini sürekli geliştirmeye adıyorsun.

You are dedicating yourself to continuous self-improvement.

Kendinin en iyi versiyonu olma yolunda atlı gibi koşuyorsun diyen bir tane prenseslerime kaydediyorum.

"I'm recording one of my princesses who tells me that you are running like a horse on the path to becoming the best version of yourself."

İkincisi kendime kaydediyorum.

I'm recording it for myself.

Çünkü bu zorlu yolculukta dönüp arkaya baktığımda

Because when I look back on this difficult journey

kendimi tebrik ediyorum.

I congratulate myself.

Bravo Tuba diyorum.

I'm saying bravo to Tuba.

Çünkü arkadaşlar yanmak gerçekten bazen zor.

Because friends, sometimes burning is really hard.

Bunu en güzel hangi şarkıda anlıyorum biliyor musunuz?

Do you know which song I understand this the best?

Sezen Aksu'nun bir tane şarkısı var.

Sezen Aksu has a song.

Şimdi söyleyince fark edeceksiniz.

You'll realize it now that I mention it.

Belki sözlerini hiç bu açıdan dinlemediniz.

Perhaps you have never listened to his words from this perspective.

Ne diyor Sezen Aksu şarkıda?

What is Sezen Aksu saying in the song?

Bu kızı yeniden büyütmeliyim.

I must raise this girl again.

Kor ateşlerde yürütmeliyim.

I must walk on burning embers.

Değirmenlerde öğütmeliyim.

I must grind in the mills.

Farkındayım, farkındayım.

I'm aware, I'm aware.

Evet dayım.

Yes, my uncle.

Peki güzel de niye?

Well, that's nice, but why?

Neden ben bu kızı yeniden büyütüyorum?

Why am I raising this girl again?

Niye canını acıtıyorum da kor ateşlerde yürütüyorum?

Why do I hurt you and make you walk on burning coals?

Hiçbir şey yokken neden değirmenlerde böyle böyle öğütüyorum?

Why am I grinding like this in the mills when there is nothing?

Çünkü arkadaşlar Gabo Ahmet'e diyor ki

Because the friends are telling Gabo Ahmet that

Choose your pain.

Choose your pain.

Acını seç.

Choose your pain.

Ya diyor kendin olamamanın verdiği acıyla hayatın boyunca her gün o acı çekeceksin.

"Or he says you will suffer from that pain every day of your life because you can't be yourself."

Ya da bu kızı değirmenlerde öğüteceksin.

Or you will grind this girl in the mills.

Kor ateşlerde yürüteceksin.

You will walk on hot coals.

O acı çektireceksin.

You will make him suffer.

Ama sonrasında diyor kendin olmanın rahatlığıyla

But then she says with the ease of being yourself

her sabah o yataktan o neşeyle kalkacaksın.

Every morning you will get up from that bed with such joy.

Türlerim diken diken.

My hair stands on end.

Peki bir kişiyi kendini yeniden icat etme meşgalesine ne motive edebilir?

So what can motivate a person to engage in the pursuit of reinventing themselves?

Çünkü gerçekten çok zorlu bir yolculuk.

Because it is really a very challenging journey.

Mesela düşünün arkadaşlar.

For example, think about it, friends.

Bir yaranız var.

You have an injury.

Günden güne, günden güne iltaplanıyor, büyüyor ve siz hep onu göz ardı ediyorsunuz.

It is getting worse day by day, growing, and you keep ignoring it.

Çünkü artık o yara o kadar büyüdü ki basit bir kremle bile geçmeyecek.

Because now that wound has grown so much that it won't even heal with a simple cream.

Antibiyotik içseniz dahi geçmeyecek.

It won't go away even if you take antibiotics.

Peki ne yapmanız gerekiyor arkadaşlar?

So what do you need to do, guys?

Evet o cesareti kendinizde bulup doktora gideceksiniz.

Yes, you will find the courage within yourself and go to the doctor.

Doktora gittiniz.

You went to the doctor.

Ortam soğuk.

The environment is cold.

Doktor ne yapacak?

What will the doctor do?

Alacak büstürüyü eline.

It will take the bust.

Sonra kesecek o yarayı.

Then he will cut that wound.

Kanıtacak.

It will prove.

O apseyi direni edecek.

She will resist that arch.

Şarıl şarıl akıtacak.

It will flow gushingly.

O apseyi boşalttıktan sonra orayı güzelce tık tık dikecek.

After emptying that abscess, she will nicely stitch it up.

Sonra pansumanı yapacak.

Then he will do the dressing.

Size antibiyotiğinizi verecek.

They will give you your antibiotic.

Ve günün sonunda ne kadar meşakkatli olursa olsun

And at the end of the day, no matter how challenging it is.

siz rahata ermiş ve bir daha bu sorunla umarım uğraşmamış olacaksınız.

I hope you have found peace and will not have to deal with this issue again.

İşte kendimizi yeniden icat etmek,

Here we are reinventing ourselves,

kendimizi tekrar keşfetmek de böyle bir yolculuk.

Rediscovering ourselves is also such a journey.

Peki kendini yeniden keşfetmek ne demek değil?

So what does it mean to rediscover oneself, not?

Geçmişini silmek ya da bir kenara atmak demek değil.

It doesn't mean to erase or set aside your past.

Bu kim olduğumuzun özünü anlayıp

Understanding the essence of who we are

kendimize yeni bir soluk, yeni bir heyecan getirmek demek.

It means bringing a new breath and a new excitement to ourselves.

Tekrar söylüyorum.

I'm saying it again.

Bizi buna ne motive edebilir?

What can motivate us for this?

Arkadaşlar mutsuzsak,

If we are unhappy,

hayatımız durağansa,

if our life is a stop,

yaşadığımız hayattan sıkılıyorsak,

if we are bored with the life we are living,

arkadaşlar sabah o yataktan kalkmak istemiyorsak

Friends, if we don’t want to get out of that bed in the morning.

bunu öyle içtenlikle söylüyorum ki

I am saying this with such sincerity.

çünkü yaşadığım uzak değil.

Because what I experienced is not far away.

4-5 sene önce.

4-5 years ago.

Bazen iPhone böyle fotoğraflarımızı atıyor ya kendimize,

Sometimes the iPhone sends us photos like this.

anılarımızı bir anda böyle yüzümüze vuruyor.

Our memories hit us like this all at once.

Ya diyorum Tuba ben gerçekten 4-5 sene önce çok zor kalkıyordum yataktan.

I'm saying Tuba, I really had a hard time getting out of bed 4-5 years ago.

Siz beni şu anda görüyorsunuz ya ben sabah 5'lerde böyle mutlu mutlu şarkı söylüyorum.

You see me right now, but I sing happily like this in the morning around 5.

Mutlu mutlu şarkılar dinliyorum Hande Yener şarkısı falan.

I'm happily listening to songs, like a Hande Yener song and so on.

Bunlar kolay olmadı.

These were not easy.

Şükretmem gereken çoğu şeye sahip olmama rağmen

Despite not having most of the things I should be thankful for.

hazcılıktan bile artık haz alamadığım zamanlar yaşadım.

I have lived times when I no longer even found pleasure in hedonism.

Özellikle içinde bulunduğum dünyanın

Especially the world I am in

beni yansıtmadığını anladıktan sonra

after realizing that it doesn't reflect me

ki her zamanki gibi o şifre,

that password, as always,

o key, o anahtar, o farkındalık

that key, that key, that awareness

bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım.

I realized that I needed to change something.

Yani dibi görmeyince

So, until one hits rock bottom.

çıkış bazen gerçekten mümkün olamayabiliyor.

The way out can sometimes really be impossible.

Çünkü eğer idare ediyorsan

Because if you are managing it

bu kadar meşakkatli bir yolculuğa girmeye

to embark on such a arduous journey

cesaret edemeyebilirsin.

You might not be able to dare.

Çok doğal.

Very natural.

Ama ben artık bir şeylere devam ettiremiyordum.

But I could no longer continue with anything.

Hayattan zevk almıyordum.

I wasn't enjoying life.

Bu hayattan zevk alamama o kadar büyük bir sorun ki.

Not being able to enjoy life is such a big problem.

Çünkü biri bana gelip dese ki

"Because if someone comes to me and says"

niye zevk almıyorsun her şeyin var.

Why aren’t you enjoying yourself? You have everything.

Ama bir amacım yok.

But I have no goal.

Kalkmak için sebebim yok.

I have no reason to get up.

Sabah uyan, spor yap, diyet yap.

Wake up in the morning, exercise, diet.

İnsanlarla uğraş.

Deal with people.

Patavatsızlara sınır koy.

Set limits for the indiscreet.

Sevgilinle sorun yaşa.

Have a problem with your partner.

Ailenle sorun yaşa.

Have problems with your family.

Eee?

Well?

Hayatın çekilebilir kısmı nerede?

Where is the part of life that is bearable?

Bir de üzerine meslek kaygısı eklense.

And on top of that, if job concerns were added.

Çünkü ben 4 sene önce doktor olmuştum zaten.

Because I had already become a doctor 4 years ago.

Yani o hayattan aldığım joy, o zevk

So the joy I get from that life, that pleasure.

hayatı yaşamak için çektiğim eziyeti

the suffering I endure to live life

karşılayamıyordu.

couldn't meet.

Teraziye koyuyorum.

I am putting it on the scale.

Allah Allah burada bir yanlış var.

Oh my God, there's a mistake here.

Ve acı çekiyorum.

And I am suffering.

Ben bu yüzden doğmadım ki.

I wasn't born for this reason.

Niye doğdum o zaman?

Why was I born then?

Yani o ara gerçekten

So, in that moment, really...

çok Chopin'er falan artık okumaya başlamıştım.

I had started reading a lot of Chopin and such.

Dedim bu iş böyle olmayacak Tuğba.

I said this won't work, Tuğba.

Senin şu acıyı çekip

You endure this pain of yours.

kendini bulman gerekiyor.

You need to find yourself.

Ve günün sonunda nasıl başladım?

And how did I start at the end of the day?

Her kişisel gelişim yolculuğunun başladığı gibi

Just like every personal development journey begins.

gökyüzülerini değiştirdim.

I changed the skies.

Şamanlarla kaldım Amazon'da.

I stayed with shamans in the Amazon.

Bedevillerle kaldım Vadiram'da.

I stayed with the Bedouins in Vadiram.

35 farklı ülkeye gezdim.

I have traveled to 35 different countries.

Gördüm.

I saw.

Gel gelelim benim içimdeki acı dinmedi.

But the pain inside me hasn't stopped.

Yetmiyor bazen.

Sometimes it's not enough.

Dışarıdan şöyle yorumlara bilir.

One might say something like this from the outside.

Geziyorsun her şeyin yerinde tutun kuru.

You are wandering around, keep everything in place, dry.

Ne bu acı?

What is this pain?

İşte öyle değil.

It's not like that.

Herkesin hayata gelme amacı var.

Everyone has a purpose for coming into life.

Ve o amacımızı gerçekleştiremediğimizde

And when we fail to achieve that goal

içimizdeki yangın sönmüyor.

The fire inside us does not go out.

Çünkü ben bu yüzden gelmedim dünyaya.

Because I was not born into this world for that reason.

Ben hazlarımın peşinde koşmak için

I am here to chase my pleasures.

gelmedim bu gezegene.

I did not come to this planet.

E peki o zaman ben neden varım?

Well then, why am I here?

Benim aldığım oksijen neye yarıyor?

What is the oxygen I take in good for?

İşte insan bunları sorgulamaya başladığında

Here, when a person begins to question these things

kendini yeniden icat etmesi gerektiğini anlıyor.

He realizes that he needs to reinvent himself.

Ve bu yolculuğa baş koyuyor.

And he/she is committing to this journey.

Benim bu serüverim ne zaman başladı?

When did my adventure begin?

4 yıl önce takribi Londra'daydım.

I was approximately in London 4 years ago.

Önce ne yaptım?

What did I do first?

Farkındalığına kavuştum.

I have gained awareness.

İşlerin iyi gitmediğinin.

That things are not going well.

Daha tatmin edici,

More satisfying,

daha anlamlı bir yaşamın

a more meaningful life

mümkün olabildiğini fark ettim.

I realized that it was possible.

Bu başka insanlar için

This is for other people.

hani belli bir yaşa gelmek

you know, reaching a certain age

ya da önemli bir hayat olayı yaşamak,

or experiencing an important life event,

başınıza bir şey gelmesi

to have something happen to you

ya da sadece hani kişisel büyüme

or just, you know, personal growth

ve yine tatmin edici bir yaşam için uyanmak gibi

and again, like waking up for a fulfilling life

ya uyanmak hani ama analiz demek istediğimi

Well, waking up, you know, but I mean to analyze.

bunun gibi çeşitli faktörlerle tetiklenebilir.

It can be triggered by various factors like this.

Tam burada Mevlana Celaleddin Rumi'den

Right here from Mevlana Celaleddin Rumi.

size bir söz söylemek istiyorum.

I want to say a word to you.

Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim.

Yesterday I was smart, I wanted to change the world.

Bugün ise bilgeyim, kendimi değiştirdim.

Today, however, I am wise; I have changed myself.

Bu sözün İngilizcesi de çok güzel.

The English version of this word is also very beautiful.

Onu da söyleyeyim.

Let me tell you that too.

İnsan

Human

kendini yeniden icat etmek için

to reinvent oneself

önce kendi

first own

parçalarını keşfetmeli.

They should discover the parts.

Daha önce de bahsetmiştim podcastlerimde.

I mentioned it before in my podcasts.

Ne bu? Kişinin kendini

What is this? The person themselves.

SWOT analizini yapması.

To conduct a SWOT analysis.

Yani iyi, kötü, zayıf, güçlü

So good, bad, weak, strong.

yanlarımızı, başımıza gelen

the things that have happened to us

durumlarda nasıl bir tavır takındığımızı

how we behave in situations

inişlerimizi, çıkışlarımızı,

our descents, our ascents,

korkularımızı,

our fears,

bize zevk veren, haz aldığımız şeyleri

the things that give us pleasure and enjoyment

öz cümle atomlarımızı

our core sentence atoms

ve bunların nasıl tipleştiğini

and how these have been stereotyped

bilmemiz lazım.

We need to know.

Ve çok önemli bir nokta

And a very important point.

bu yolculukta başımıza gelecekleri

what will happen to us on this journey

bilmemiz gerekiyor.

We need to know.

Defalarca inip çıkacağız. Kendimizi sürekli

We will go up and down repeatedly. We continuously find ourselves.

kaybedip tekrar bulacağız.

We will lose and find again.

Ve bundan bile zevk almaya bakacağız.

And we will try to enjoy even this.

Kendimizi yoğuracağız.

We will shape ourselves.

Zaman zaman kendimizden

From time to time, ourselves.

uzaklaşacağız ama asla kaçmayacağız.

We will distance ourselves, but we will never run away.

Ben asla oldum demiyorum

I never say I've died.

ama bu 4 yıllık serüvenin

but this 4-year adventure

özellikle en başları o kadar gürültülü

especially the very beginning is so noisy

ve zordu ki. O iniş çıkışlar

and it was difficult. Those ups and downs

aynı bir roller coaster gibiydi. Yani

It was just like a roller coaster. I mean

şu an şükürler olsun o amplitit

Right now, thank God, that amplitude.

çok daha dar. O irtifa

much narrower. That altitude

çok daha kısa. Fakat

much shorter. However

hala yoruluyorum. Hala çalışıyorum.

I am still getting tired. I am still working.

Hala çaba alıyorum. Çünkü

I am still making an effort. Because

kendinin en iyi versiyonu olmaya çalışmak

trying to be the best version of yourself

en tatmin edici hayatta yaşamaya çalışmak

to strive to live a more fulfilling life

süreklilik gerektiriyor.

It requires continuity.

Bitmiyor ki. Hayatta karşında her gün

It never ends. Every day in life, in front of you.

farklı bir şey çıkıyor. Ve bir de benim için

Something different is coming out. And also for me.

şöyle bir durum var. Ben insan

There is a situation like this. I am human.

davranışlarını anlamlandırırken çok zorlanıyorum.

I have a hard time making sense of their behaviors.

Eskiden çok daha fazla zorlanıyordum.

I used to struggle much more in the past.

İyi, kötüyü, sinsi insanı,

The good, the bad, the deceitful person,

hain insanı anlayamıyordum.

I couldn't understand the treacherous person.

Ve sürekli babama soruyordum. Baba bu böyle mi böyle mi?

And I kept asking my father. Dad, is it this way or that way?

Çünkü bazı şeyler bende çok oturmuyor.

Because some things don't sit well with me.

Yapısal olarak. Beynimin

Structurally. My brain's

yapısı olarak diyeyim. Ve ben bunu hep

I would say in terms of its structure. And I have always thought this.

en baştan öğrenmek zorunda kaldım.

I had to learn from the beginning.

Sürekli kitaplar okudum. Kötü insanı nasıl ayırt ederim?

I read books constantly. How can I distinguish a bad person?

İyi insanları nasıl anlarım? Biri nasıl

How can I understand good people? How does one do that?

yalan söyler? Ya bu benim için gerçekten

Does it lie? Well, this is really for me.

hala zorlayıcı bir tecrübe. Bazen

still a challenging experience. Sometimes

nöbetten geliyorum. Biri mesela çok garip bir şey

I'm coming from my shift. Someone, for example, something very strange.

söylemiş oluyor. Bir insan bunu niye der?

It means they are saying it. Why would a person say this?

İnsan bunun söylenmemesi gereken bir şey olduğunu

A person knows that this is something that shouldn't be said.

hiç mi anlamaz diye kendime

Do I ever think that they wouldn't understand?

dert ediniyorum. Ve anlam çıkarmaya

I am taking it to heart. And trying to make sense of it.

çalışıyorum. Ya bırak, sal. Yok.

I'm working. Either let it go, relax. No.

Yapamıyorum. Bunlar konusunda çok hassasım.

I can't do it. I am very sensitive about these matters.

Mesela dün gece regne olacağım.

For example, I will have my period last night.

Ve canım gerçekten çok tatlı çekiyor.

And my dear, I really have a strong craving for something sweet.

Ve boya batta öyle tatlı söyleyemiyorsunuz

And you can't say it so sweetly when you're in trouble.

kafanızı esen bir saatte. Çünkü yok

A time when your mind is free. Because there isn't.

restoran. Ben de kantine gittim

restaurant. I also went to the cafeteria.

hastane kantine. Kendime

hospital cafeteria. For myself

çikolata falan aldım. Ama yani

I bought some chocolate and stuff. But you know...

baya kirli şeyler. Tamam mı?

Pretty dirty things. Okay?

Ve normalde yemeyeceğim şeyler. Böyle

And things that I normally wouldn't eat. Like this.

iştahlı iştahlı oturup onları yiyorum.

I sit and eat them eagerly.

Bir tanesi dedi ki oradan doktor

One of them said, "The doctor is over there."

Allah'ım yarabbim. Ayy

Oh my God. Ay!

ben onları asla bu saatte yemem.

I would never eat them at this hour.

Şöyle baktım suratına

I looked at your face like this.

ve yemeye devam ettim. Ama

and I kept eating. But

ama geldim eve bakın hala onu düşünüyorum

But I came home, look I'm still thinking about it.

ki size bunu anlatıyorum. Diyorum ki

that I am telling you this. I am saying that

bu insan bunu söylediğinde

when this person said this

bunun yeme bozukluğunu tetikleyebileceğini

that this could trigger an eating disorder

hiç mi düşünmez diyorum. Çünkü ben sağlıklı

I’m saying, doesn’t he ever think? Because I am healthy.

yaşamaya çalışan biriyim. Zaten her gün oturup bunları

I am someone who is trying to live. Anyway, I sit down every day and do these things.

yemiyorum. E senin ben bunları yemiyorum

I'm not eating. I don't eat these things.

ayy bunlar şöyle böyle demenin ne

Oh, what's the point of saying like this or that?

anlamı var? Gece gece tamam yemesem bravo.

Is there a meaning? Alright, if I don't eat at night, great.

Ayrıca bana bunu diyen insan

The person who said this to me.

günde iki paket sigara içiyor. Ben

He smokes two packs of cigarettes a day. I

diyorum sana ayy ben de böyle yapmam demiyorum.

I'm telling you that I'm not saying I would do it like this either.

İnsanların bu kadar gerçekten dikkat etmemesi

People not paying so much attention to reality.

farkındalığa kavuşmamaları

their lack of awareness

beni üzüyor falan. Bunları düşünüyorum. Ayy

It makes me sad and stuff. I'm thinking about these things. Ayy

keşke bunları salabilsem. Ama hayır

I wish I could let these go. But no.

sürekli yerinden öğrenmek zorundayım ki

I constantly have to learn from my surroundings.

güçleneyim. İnsanlara karşı takmayayım.

Let me strengthen myself. I won't care about people.

Daha rahat hayat yaşayayım. Over thinking

I want to live a more comfortable life. Overthinking.

yapmayayım. Her neyse. Konudan uzaklaşmayacağım.

I won't do it. Anyway. I won't stray from the topic.

Maslow diyor ki arkadaşlar

Maslow says that friends

ünlü psikolog Maslow

famous psychologist Maslow

bir insanın sahip olması gerekiyor.

A person needs to have.

Nihai hedef kendini

The ultimate goal is to find oneself.

yeniden icat etmektir.

It is to reinvent.

Neden Maslow?

Why Maslow?

Çünkü ben kendinin en iyi versiyonu

Because you are the best version of yourself.

olma hikayesinde üç

the story of becoming three

isimden çok faydalandım. Birincisi

I benefited greatly from the name. First of all.

Frankl. İkincisi Maslow.

Frankl. The second is Maslow.

Üçüncüsü pek değerli

The third one is quite precious.

Nietzsche. Hayatı sorgulamaya başladığımda

Nietzsche. When I started to question life.

tanıştığım, aklına fikrine

whom I met, your thoughts and ideas

biraz güvendiğim herkese sorular

Questions for everyone I trust a little.

soruyordum. Hani ağzından bir kelime

I was asking. You know, just a word from your mouth.

alırım, bir cümle alırım da bu yolculuk

I will take it, I will take a sentence but this journey.

da bana yardımcı olur. Belki ertesi

"Maybe it will help me too. Perhaps the next day"

gün mesela yataktan kalkma isteği

the day, for example, the desire to get out of bed

daha çok olur diye. İnsan böyle

"Because it happens more often. That's how people are."

gördüğü her şeye tutunmaya çalışıyor.

She is trying to hold on to everything she sees.

O süreçte. Ben de Göztepe

In that process. I am also Göztepe.

Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde o zaman

At the Training and Research Hospital at that time.

psikiyatri stajındaydım. Çok da böyle

I was in a psychiatry internship. Not very much like that.

bana yardımcı olmuş, çok sağ olsun bir hocam vardı.

I had a teacher who helped me a lot, may he be very well.

Onu açtım biraz kendime. Sohbet ediyoruz

I opened up a bit to myself. We're having a conversation.

ama annem hiç seans falan değil çünkü

but my mom isn't a session or anything like that because

hocam zaten. Sohbet sırasında

Already, my teacher. During the conversation.

dedi ki Tuğba dedi, bilmiyorum okudun mu

She said, Tuğba said, I don't know if you read it.

ama bir kitap var. Bence onu oku.

But there is a book. I think you should read it.

Şu an çok popüler zaten kitap. Mutlaka

The book is very popular right now. Definitely.

herkes okumuştur ama o kişinin

Everyone has read it, but that person's...

bende yeri çok ayrı. Kişi de Frankl

It has a very special place for me. The person is Frankl.

kitapta insanın anlamı

the meaning of man in the book

arayışı. İlk adı ne kitabın?

Search. What is the book's title?

From Death Camp to

From Death Camp to

Existentialism. Ne demek?

Existentialism. What does it mean?

Varoluşçuluk. Diyor ki yani Death Camp ölüm

Existentialism. It says, I mean, Death Camp death.

kampından varoluşçuluğa.

from camping to existentialism.

Çünkü hem nörolog hem psikiyatro

Because he is both a neurologist and a psychiatrist.

olan Frankl, Viktor Frankl

the one, Viktor Frankl

Auschwitz gibi toplama kamplarında kalıyor.

He is staying in concentration camps like Auschwitz.

Ve o kamplarda

And in those camps

kız kardeşi hariç

except for her sister

tüm ailesini kaybediyor. İşin de en

He is losing his entire family. The worst part of it is...

ilginç yanı o kamplarda kalırken

The interesting thing is that while staying in those camps

insanlar krematoriumlarda yanarken

while people are burning in crematoriums

küre çevrilirken bu

this while the sphere is being rotated

kitabı yazıyor Frankl. Ve ben arkadaşlar

Frankl is writing the book. And I, friends...

bu kitabı okurken okula etkilendim ki

I was influenced by school while reading this book.

ve tüm ailemi toplayıp çekyaya gittim

I gathered all my family and went to the couch.

arkadaşlar. Terezindeki toplama

friends. Weigh on your scale

kampına. Öyle bir ortam ki

to your camp. It's such an environment that

öyle bir, öyle kötü ki her şey.

Everything is so bad, so very bad.

Ve bu insan tüm ailesini kaybetmiş

And this person has lost their entire family.

halde yarına çıkacağı kesin

It is certain that it will come out tomorrow.

olmayan, yakılabileceği zamanlarda

nonexistent, when it can be burned

bile kendini toplamış

even managed to pull herself together

bir anlam için bir varoluşçuluk

an existentialism for a meaning

uğruna bu kitabı yazmış.

He has written this book for your sake.

Sırf bunun bilincinde olmak bile

Just being aware of this alone

bazı şeyleri değiştirmeye yetebiliyor.

It is enough to change some things.

Şimdi Frankl'ın kitabının

Now the book of Frankl's

anlattığı en güzel temalardan

one of the most beautiful themes he/she tells about

bir tanesi logoterapinin ne kadar

One of them is how much logotherapy...

hayat kurtarıcı olduğu.

that it is life-saving.

Logoterapi nereden geliyor? Logos.

Where does logotherapy come from? Logos.

Logos ne? Eski Yunanca'da

What is logos? In Ancient Greek?

akıl ile kavramak anlamında kullanılan

used in the sense of understanding with the mind

bir sözcük. Logoterapinin de

a word. Of logotherapy too

akıl ile farkındalık

mind and awareness

kazanarak anlama ulaşmak

reaching understanding by winning

olduğu söylenebiliyor haliyle.

It can naturally be said that.

Kitap muhteşem. Okursunuz.

The book is magnificent. You should read it.

Frankl'da okursunuz. Ama ben

You read in Frankl. But I

naçizane size kitaptan ne anladım

I humbly share what I understood from the book.

ben ne çıkardığımı çok kısa

I will summarize what I extracted very briefly.

özetlemek istiyorum. Ben bu kitabı

I want to summarize. I read this book.

okuyup pragmatik olarak hayatıma nasıl

How can I pragmatically apply what I've read to my life?

entegre ettim? Ne çıkardım?

Did I integrate? What did I derive?

Ben ne çıkardım biliyor musunuz arkadaşlar?

Do you know what I figured out, friends?

İnsan bu hayatta anlamı

The meaning of a person in this life.

üç farklı şekilde bulabilir.

It can be found in three different ways.

Bana göre bu böyle. Birincisi

In my opinion, it is like this. First of all,

misyon ve vizyon.

mission and vision.

Misyon ne? Ben bu hayatta

What is the mission? In this life, I...

doktor oldum değil mi? Benim misyonum bu.

I became a doctor, didn't I? This is my mission.

Ama benim o süreçte yani

But for me during that process, like

4 yıl önce doktor olmam

I became a doctor 4 years ago.

benim için pek bir anlam ifade

it doesn't mean much to me

etmiyordu. Çünkü ben

wasn't doing it. Because I

doktorluğumla insanlara

with my doctorate, to people

dokunabildiğimi hissetmiyordum.

I didn't feel like I could touch.

Ne yaradığını düşünmüyordum. Çünkü

I wasn't thinking about what you were creating. Because

yaramıyordu da zaten. Amacım da o

It wasn't working anyway. That was my aim.

değildi çünkü aslında. Amacım

it wasn't because actually. My aim

başarılı olmaktı. Ki olmuştum da.

It was to be successful. And I had been.

O sıralarda İngiltere'de

At that time in England

denkliğimi alıyordum. Eee?

I was getting my equation. Well?

E bu bana yetmiyordu. Tamam başarılı oldum.

Well, that wasn't enough for me. Alright, I succeeded.

Ben oraya gittim. Staja buraya gittim. Şu kadar değil biliyorum.

I went there. I came here for the internship. I know it's not that much.

Tamam. Yetmiyor bana bu. Ben

Okay. This is not enough for me. I

bunun peşinde koşarak mutlu olamayacağım.

I won’t be happy chasing after this.

Benim vizyonum İngiltere'de

My vision is in England.

işte Harley Street'e gideyim de

Let me go to Harley Street then.

kliniğimi açayım. Orada en güzel fiyatlara

Let me open my clinic. There, at the best prices.

en güzel reklamlarda en iyi

the best in the most beautiful advertisements

PR'larla gideyim. Kraliçenin

I'll go with the PRs. The queen's.

gelinin el kraliçe öldü de o zaman yaşıyordu.

The bride's hand, the queen died when she was living.

Şey yapayım. Dolgu botoks estetik.

Let me do something. Filler botox aesthetic.

Ben böyle mutlu olmuyorum. Bu benim vizyonum

I'm not this happy. This is my vision.

değil. Buradan bir yere

not. Somewhere from here

çıkamadım. Bir yere varamadım. Misyonum ve

I couldn't get out. I couldn't get anywhere. My mission and

vizyonum hayatta o zamanlar

my vision in life back then

bana anlam katmaya yetmedi.

It was not enough to give me meaning.

O zaman gelin Franklin

Then come on Franklin.

bana gösterdi. İkinci ipucu.

He showed me. The second clue.

Ne arkadaşlar? Sevgi.

What friends? Love.

Şimdi benim şu an ailemle

Now I am with my family.

aram çok iyi ya. O zaman

My connection is very good. Then...

ben bu sevgiyi kabul

I accept this love.

edemiyordum. Alamıyordum. Şu an

I couldn't do it. I couldn't take it. Right now.

onların sevgisi sadece onların

Their love is only theirs.

sevgisi bile beni hayatta anlam

Even her love makes sense of my life.

bulmaya itebilir. Ama o zamanlar

it may lead to finding. But at that time

bu da öyle değildi. Ne ben kabul ediyordum

This was not the case either. Neither was I accepting it.

ne onu receive etmekte başarılıydım

I wasn't successful in receiving it.

yani. Ne de yansıtmakta.

So, it reflects as well.

Yetmiyordu. Bu da olmadı. Bu da

It wasn't enough. This didn't work either. Neither did this.

gol değil. O zaman Franklin diyor ki

It's not a goal. Then Franklin says

üçüncü bir şey daha var anlam

There is one more thing to understand.

çıkarabileceğin. Ne bu kavram?

What is this concept that you can extract?

Acı. Nasıl yani ya?

Pain. What do you mean?

Acıdan da mı anlam çıkaracağız? Evet arkadaşlar

Shall we also derive meaning from pain? Yes, friends.

asıl acıdan çıkaracağız.

We will exit from the real pain.

Bakın şimdi yaşamak istemeyen birisini düşünün.

Now think of someone who does not want to live.

Çok basit. Alın atın denize

Very simple. Take it and throw it in the sea.

ne yapar? Survival instinct.

What does it do? Survival instinct.

Yaşam içgüdüsüyle kulak çırpar.

It flutters its ears with the instinct of life.

Yani ne? Hani istemiyordun yaşamak

So what? I thought you didn't want to live?

ne oldu bir anda? Yaşamak istedin. Daha güzel bir örnek

What happened all of a sudden? You wanted to live. A more beautiful example.

vereyim. Allah korusun hasta olmasın

I'll give it. God forbid, may you not be sick.

fakat diyelim ki çok sevdiğiniz bir

but let's say that you have a very beloved one

kişi ölüm döşeğinde ve

the person is on their deathbed and

hayatını kaybetti. Tekrar

passed away. Again

söylüyorum Allah korusun. Bu insan

I'm saying, God forbid. This person

giderken size dedi ki kendin

While leaving, he/she said to you, "yourself."

için yaşa. Hayatta tek istediğin şey

Live for it. The only thing you want in life.

mutlu olma. Ve artık o insanı

Don't be happy. And no longer that person.

kaybettikten sonra siz o hayatı

after losing, you that life

onun için yaşamaya başlarsınız değil mi?

That's why you start to live, right?

İstemeseniz dahi o

Even if you don't want it, that.

motivasyonla dersiniz ki bunu o

You say that this is done with motivation.

için yapacağım. Bunu da onun için yapacağım.

I will do it for. I will do this for him/her as well.

Ve artık o hayat anlam kazanır. İşte bu şekilde

And now that life gains meaning. This is how.

acıdan anlam çıkarmaya başlarsınız.

You begin to make sense of the pain.

Yaşamak istemeseniz dahi

Even if you don't want to live.

o kişi için daha güzel yaşamaya çalışırsınız.

You try to live more beautifully for that person.

Mesela bu da acıdan çıkarabileceğimiz

For example, this is something we can extract from pain.

bir anlam. Peki ben

one meaning. Well, I

hangisinden çıkardım anlamı? Ne

Which one did I derive the meaning from? What?

yaptım? Ne oldu biliyor musunuz arkadaşlar?

I did it? Do you know what happened, friends?

Ben bu sorunlarla hemhal olurken

While I grapple with these problems

bunları sorgularken, düşünürken

while questioning these, while thinking

hayat karşıma o anda bir sevgi

life, a love stood before me at that moment

çıkardı. Ben kendi çabam

I managed it myself.

olmadan isteğim dışı

"Without my wish."

bir sevgiden anlam çıkarmaya başladım.

I started to derive meaning from a love.

Çünkü artık farkındaydım. Sevgiden

Because I was already aware. From love.

bir anlam çıkarabileceğimi biliyordum. Ben

I knew I could make some sense of it. I

artık o sevgiyle yarın da o sevdiğim

Now that love, tomorrow I will still love that person.

insanı görmek için daha çok uyanmak

Waking up more to see people.

istedim. Daha erken uyanmak istedim. Sevdiğim

I wanted to. I wanted to wake up earlier. The one I love.

insanla daha güzel şeyler yapmak istedim.

I wanted to do nicer things with people.

Ve sonra ne oldu biliyor musunuz? Ben

And then do you know what happened? I

sevgiden anlam bulduktan sonra hayatımda

after finding meaning in love in my life

misyonumdan ve vizyonumdan da anlam

Understand from my mission and vision.

bulmaya başladım. Misyonum ve

I started to find. My mission and

vizyonumu anlam bulabileceğim

a vision in which I can find meaning

bir şekilde evirdim.

I turned it in some way.

Çevirdim ve şu an size

I translated it and I am giving it to you now.

podcast çekiyorum. Misyonum ve

I'm recording a podcast. My mission and

vizyonum insanlara dokunabileceğim

My vision is to be able to touch people's lives.

bir şekilde bu hale getirdim. Çok

I somehow brought it to this state. Very

duygulandım. Sizi çok seviyorum. Çünkü bazen

I was touched. I love you very much. Because sometimes

anlatamıyorum ama sizin varlığınız

I can't explain it, but your presence...

benim hayatıma anlam katıyor.

It adds meaning to my life.

Benim yolculuğumu daha anlamlı,

My journey becomes more meaningful,

daha tatminci, daha

more satisfying, more

çekilebilir. Şaka şaka. Çekilebilir değil.

It can be drawn. Just kidding. It cannot be drawn.

Hayat benim için şu an çok güzel. Teşekkür ederim

Life is very beautiful for me right now. Thank you.

size. Neyse ben biraz ağlayıp geleceğim.

I’ll cry a little and come back.

Siz de o sırada reklamları dinleyin tamam mı?

You listen to the commercials during that time, okay?

Çünkü reklamları olmasa bu podcast

Because without ads, this podcast would not exist.

alavyo.

alavyo.

Kendinize verebileceğiniz en

The best you can give yourself

kusur hediye iç dünyanızı güvenli bir

fault gift your inner world safely

alanda yargılanmadan keşfedeceğiniz

that you will discover without being judged in the field

bir yolculuktur.

It is a journey.

Hywell uzman klinik psikologlarının eşliğinde

With the accompaniment of expert clinical psychologists at Hywell.

bu yolculuğa çıkarken pod10 kodunu

when embarking on this journey, the pod10 code

kullanarak tüm seans paketlerinde

using in all session packages

%10 indirimden yararlanabilirsiniz.

You can take advantage of a 10% discount.

Hywell ile başka bir hayat

Another life with Hywell.

mümkün.

possible.

Merhaba ben Cem. 27 yaşındayım

Hello, I am Cem. I am 27 years old.

ve ses haklarımı PodB'ye sattım.

And I sold my voice rights to PodB.

Onlar da yapay zeka sesimi kullanarak

They are also using my voice with artificial intelligence.

böyle bir podcast yapmaya karar verdim.

I decided to create such a podcast.

Şaka şaka. Sadece Film

Just kidding. Just a movie.

İzlemiyorum adlı podcastimde izlediğim

In my podcast called "İzlemiyorum," I discuss what I've watched.

filmlerden ve bana ilginç gelen her şeyden

from movies and everything that seems interesting to me

bahsedeceğim. PodB ile beraber hazırladığımız,

I will mention. Prepared together with PodB,

filmleri konuştuğumuz, sohbet

a conversation where we talk about movies

ettiğimiz ve saçma depresif şakalarıma

to our silly depressive jokes

ve harika konuklarıma maruz kalacağınız

and you will be exposed to my wonderful guests

bu podcaste hoş geldiniz.

Welcome to this podcast.

Oh iyi geldin

Oh, welcome!

Mara. Ben de çok güzel çifte kahve yapmıştım.

Mara. I had also made a very nice double coffee.

Onu içtim. İyi oldum. Artık Frankl'ı

I drank it. I felt good. Now I will...

geride bırakmak istiyorum çünkü Frankl için ne kadar

I want to leave it behind because for Frankl, how much.

konuşursam az. Teşekkür ederim Frankl.

If I speak, it's little. Thank you, Frankl.

Seni seviyorum. Ruhun şad olsun.

I love you. May your soul rest in peace.

Kime geliyoruz? Maslow.

Who are we coming to? Maslow.

Maslow'a gelmeden önce Nietzche'nin çok güzel bir sözünü

Before getting to Maslow, a very beautiful quote from Nietzsche.

söylemek istiyorum. Önce İngilizcesi.

I want to say. First the English version.

Diyor ki Nietzche.

He says, Nietzsche.

Ne diyor yani?

What does it mean?

Yaşamak için nedeni olan insan her nasıl'a

The person who has a reason to live is anything.

katlanır.

It folds.

Şimdi bu çok değerli

Now this is very valuable.

Maslow kim arkadaşlar?

Who is Maslow, friends?

Maslow Amerikan bir psikolog.

Maslow is an American psychologist.

Ve diyor ki bu

And he says this.

nihai hedefe yani kişinin kendisini

the ultimate goal, that is, the person himself/herself

yeniden icat etmesini

to reinvent it

varabilmesi için

in order to be able to reach

belirli basamakları

specific steps

tırmanmış olması gerekir.

He must have climbed.

Ve bu basamakları beşe ayırıyor.

And it divides these steps into five.

Sonrasında da bu basamaklarla oluşan

Then, formed by these steps

piramide diyor ki

the pyramid says

Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi

Maslow's hierarchy of needs

hierarchy of

hierarchy of

needs İngilizcesi'de.

It means "needs" in English as well.

hierarchy of needs. Tamam?

Hierarchy of needs. Okay?

Peki bu piramit hangi basamaklardan

Well, what steps does this pyramid have?

oluşuyor? Yani kendimizi gerçekleştirmek

Is it being formed? I mean, to realize ourselves.

için nerelerden geçmemiz gerekiyor?

Where do we need to go through?

Girl dersen

If you say girl

derim ki piramidin en altı

I would say the very bottom of the pyramid.

yani en geniş yeri yani

that is, the widest part that is

tabanı. Neyden oluşuyor?

The base. What is it made of?

Fizyolojik ihtiyaçlarımızdan.

From our physiological needs.

Nefes alma.

Do not breathe.

Yemek yeme.

Don't eat.

Su içmek.

Drinking water.

Ne oldu şimdi bunu yaptım? Neyse.

What happened now that I did this? Never mind.

Boşaltım yapma. Cinsel ihtiyaçlar

Do not relieve yourself. Sexual needs.

bu hala tartışılıyor o ayrı.

This is still being discussed, that's a different matter.

Uyku, sağlıklı metabolizma vesaire

Sleep, healthy metabolism, and so on.

vesaire. Bir insanın

and so on. A person’s

öncelikle bunları

first of all these

sağlamış olması gerekiyor ki

it must have ensured that

ikinci basamağı geçsin. Kendini

let it surpass the second digit. Itself

gerçekleştirme, yeniden inşaat

realization, reconstruction

icat etme yolunda. Ve ikinci

On the path of invention. And the second.

basamak ne? Güvenlik ihtiyacı.

What is a step? The need for security.

İnsanlar arkadaşlar

People are friends.

can ve mal varlıklarının

human and assets

korunmasına ihtiyaç duyarlar.

They need to be protected.

Önce yemek yedik, içtik, soğuduk

First, we ate, drank, and then cooled off.

boşalttık. Sonrasında ne oldu?

We emptied it. What happened afterward?

Bedenimizin güvenliği, işimizin güvenliği,

The safety of our bodies is the safety of our work,

canımızın güvenliği, ailemizin

the safety of our lives, our family’s

güvenliği, mülkiyetlerimizin güvenliği

the security, the security of our properties

bunları sağlamamız gerekiyor

We need to provide these.

diyor Maslow. Bir üst basamağa geçmek için.

Maslow says it takes to move to a higher level.

Yani piramidin

So the pyramid's

iki seviyesi ancak ve ancak

only and only two levels

temel ihtiyaçlar. Sonra geliyoruz

basic needs. We will come later.

üçüncü seviyeye. Bunlar

to the third level. These are

ne? Sosyal ihtiyaçlarımız.

What? Our social needs.

Sosyal ihtiyaçlar

Social needs

derken şöyle açayım. Sevme,

Let me explain it this way. Don't love,

sevilme, şefkat,

love, affection

yardımseverlik, aile,

helpfulness, family,

bir gruba mensubu olma.

Do not be a member of a group.

Çünkü biz insanlar yaşamlarımızı

Because we humans live our lives

sürdürebilmek için

to be able to sustain

başkalarının varlığına da gereksinim

the need for the presence of others

duyarız. Tek başımıza yaşayamayız.

We hear you. We cannot live alone.

Ve bunlar da toplumsal

And these are also social.

ve sosyal ihtiyaçlarımızı doğurur.

and gives rise to our social needs.

Bunlar bizim için önemli.

These are important to us.

Birlikte yaşama, kabul görme,

Coexistence, acceptance,

arkadaşlık gibi kavramlar.

concepts like friendship.

Ne yaptık? Piramidin

What did we do? The pyramid's

dördüncü seviyesine geldik bunları

We have reached the fourth level of these.

sağladığımızda. Ve Maslow diyor ki

when we provide. And Maslow says that

bu piramitle atlamak yok. Bir insan

There is no jumping over this pyramid. A person.

ancak ve ancak bu seviyeleri

but only at these levels

tamamladığında kendini gerçekleştirmek

to realize yourself when you complete it

için en tepeye çıkabilir diyor.

It says it can reach the very top.

Sosyal ihtiyaçlar, sevgiye ve

Social needs, love and

ait olmayı da geçtiğimize göre

Since we have gone beyond belonging,

dördüncü evine saygınlık

Respect for your fourth house

yani öz saygı, özgüven,

that is self-respect, self-confidence,

başarı, başkalarına

success, to others

saygı duymak, başkaları

to respect, others

tarafından da saygı duyulmak.

to be respected by.

Yani bu değer verimli ve saygınlık ihtiyacı

So this value signifies the need for efficiency and respect.

aslında biraz egomuzla da ilgili.

Actually, it is somewhat related to our ego.

Toplumdaki yerimizin, değerimizin

Our place and value in society.

diğer tarafından nasıl algılandığı,

how it is perceived from the other side,

fark edildiği ve önemsendiği hissini

the feeling of being noticed and valued

biz tatmak istiyoruz insanlar olarak.

We want to taste as human beings.

En nihayetinde birçok insan saygı görmek

Ultimately, many people want to be respected.

istiyor değil mi? Kimse kötüye

Doesn't he/she want it? No one intends to do anything bad.

kullanılmak ya da dışlanmak istemiyor.

She/he doesn't want to be used or excluded.

Aslında bu iki yön yani. Hem birey

Actually, this is twofold. Both the individual

kendisine saygı duyulmak istiyor hem de

he wants to be respected as well

başkaları tarafından saygı duyulmak istiyor.

wants to be respected by others.

Ve çok önemli

And very important.

başarı statüyü gösteren bir şey.

Success is something that shows status.

Ve biz başarı hissini

And we feel a sense of achievement.

değer görme ihtiyacımızı karşılamak

to meet our need for recognition

için de kullanabiliyoruz. Yani aslında

we can also use it for. So actually

bahsettiğim şey var ya hani Frankl'da

The thing I mentioned, you know, in Frankl.

misyon ve vizyondan anlam çıkarmak yetmedi.

It was not enough to derive meaning from the mission and vision.

Çünkü o sadece başarıyı kapsadı.

Because it only encompassed success.

Ben başarmış oldum. Piramidin dördüncü

I have succeeded. The fourth of the pyramid.

hevesinde oldum. E ama beş, kendimi

I was excited. But five, myself

gerçekleştirmek o nerede? Ve insan

Where is it realized? And the person.

bunların hepsini sağladığında artık

When you have provided all of these, then finally...

beşinci seviyeye yani

to the fifth level that is

kendini gerçekleştirme seviyesine

to the level of self-realization

çıkmaya hazır diyorum Aslo.

I'm saying I'm ready to go out, Aslo.

Elekten kim geçti buraya?

Who passed through the sieve here?

Kim kaldı elimizde?

Who is left with us?

Başarılı, özgüvenli ve yetişkin

Successful, confident, and mature.

alanlarımız.

our fields.

Maslow diyor ki, bir insan

Maslow says that a person

olabileceğinin en üstü olmalıdır.

It must be the highest it can be.

Peki bu kendini gerçekleştirmedeki

Well, in self-actualization...

kavramlar neler? Bir insan

What are the concepts? A person.

erdemli, yaratıcı, içten

virtuous, creative, sincere

problem çözücü,

problem solver,

ön yargısız, hakikati

unbiased, the truth

kabul eder olmalıdır diyor.

It should be accepted, she says.

Çok önemli bir nokta daha arkadaşlar.

One more very important point, friends.

Bu piramid basamakları

These pyramid steps.

neyle tırmanılıyor?

What is used to climb?

Çok önemli ya. Motivasyonla.

It's very important, you know. With motivation.

Yani bu aslında insanın motivasyonunu

So this actually motivates a person.

teorisi de denebilir.

It can also be called a theory.

Ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçları ne?

And what are the needs for self-actualization?

Kişisel tatmin, kişisel

Personal satisfaction, personal

başarı ve kişisel potansiyelin

success and personal potential

ortaya çıkarılması. Fakat

the emergence. However

potansiyel ancak ve ancak

potential only and only

alttaki kavramlar tamamlandığında

when the following concepts are completed

o seviyeler aşıldığında ortaya çıkıyor.

It emerges when those levels are exceeded.

O yüzden en aşağıdan başlayabiliriz

That's why we can start from the very bottom.

tık atmaya tamam mı? Bu var mı? Var.

Is it okay to make a click? Is this available? Yes, it is available.

Bu var mı? Var. İşte o şekilde tırmanacağız bu piramitleri.

Is this available? Yes. That's how we will climb these pyramids.

Ağır ağır çıkacağız bu merdivenlerden.

We will climb these stairs slowly.

Çünkü niye? Kendime yeni

Because why? I want new for myself.

bir ben lazım.

I need a me.

Dım rıka tıka tak dum dum tıka tak

Dım rıka tıka tak dum dum tıka tak

tıka tıka tak dum rıka tak dum rıka tak

Tick-tock, bang, click, bang, click, bang.

dum rıka tak tak dum. Maslow'da anlıysak

Dum rıka tak tak dum. If we understand it in Maslow.

geçiyoruz Nietzsche'ye. Nietzsche kim?

We are moving on to Nietzsche. Who is Nietzsche?

Alman filozof, filolog, şair

German philosopher, philologist, poet

ve besteci.

and composer.

Kim Kardashian West. Ben bir annem

Kim Kardashian West. I am a mother.

milyoner ve bir milyoner.

millionaire and one millionaire.

Teşekkürler.

Thank you.

Nietzsche bunu duysaydı

If Nietzsche had heard this

bana ne derdi bilmiyorum ama böyle buyurmadı

I don't know what he/she would say to me, but he/she didn't order like that.

Zerdüşt burası kesin.

This is definitely Zoroastrian.

Benim kendimi keşfetme yolculuğumda

In my journey of self-discovery.

Nietzsche'nin en çok

Nietzsche's most

bana katkı sağladığı şey

the thing it has contributed to me

kendi olabilme cesaretini

the courage to be yourself

kazanabilmem ve bu özgürlüğün

to be able to win and this freedom

bilincinde olup kimseye buna

aware of it, without telling anyone.

dokundurmamam oldu. Çünkü diyor ki

I didn't let it touch. Because it says that

farkedin diyor ejderhanızı

"Notice your dragon," it says.

farkedin. Ne bu ejder ya?

Notice it. What is this dragon?

Ne bu ejder ya?

What is this dragon?

Ya! Bu ejderha ne

Wow! What is this dragon?

biliyor musunuz? Toplumun bize dayattığı roller.

Do you know? The roles that society imposes on us.

En basiti girin benim instagramıma

The simplest way is to check my Instagram.

en son ki postumu tıklayın

Click on my latest post.

şarkı söylüyorum. Bir doktorun böyle

I am singing a song. Like a doctor.

hallenmesi normal mi?

Is it normal for it to be hollow?

Şarkı söylüyorum ha mimik yapıyorum sadece.

I'm just singing, oh I'm just making facial expressions.

Seviyorum mimik ama toplum hayır

I love expressions but society does not.

mimik yapma sen ekstra olma

Don't make faces, don't be extra.

ya ne alaka? Çok basit söyledim

What does that have to do with anything? I said it very simply.

tamam mı? Çok kişiselleştirdim. Yani toplum

Is that okay? I personalized it a lot. I mean society.

bizden bir şey istiyor ve biz de bunu yapmak

They want something from us and we will do it.

zorunda kalıyoruz. Dayatma. Buna

We are being forced. Coercion. To this.

ejderha diyor Nietzsche. Ve

"the dragon," says Nietzsche. And

Nietzsche diyor ki toplumun bize dayattığı

Nietzsche says that what society imposes on us

rolleri yani ejderhalarını farkedip

noticing their roles, that is, their dragons

reddeden insan kendi özünü

the person who rejects their essence

koyabiliyorsa ona diyor

If it can be put, it is said to it.

üst insan denir. Über Mensch

It is called the Übermensch.

Açalım biraz daha bu. Über

Let's open this a little more. Über.

üst Mensch. Man

superman. Man

insan. Almancasını sevdiğim

human. I love its German translation.

Nietzsche. Diyor ki üst insan

Nietzsche says that the Übermensch.

nedir diyor? İnsanın kendi

What does it say? A person's own

sırlarını aşarak güçlü, özgür

strong, free by overcoming your secrets

ve yaratıcı bir varoluş

and a creative existence

biçimine ulaşmasıdır.

is to reach its form.

Ne güzel söylüyor. Ve bu süreçte

How beautifully he speaks. And in this process...

diyor önce deve olursun. Yani uzun

It says you first become a camel. So, long.

yol gidersin. Sonra

You walk on the road. Then.

aslan olursun. Sonra kendini tekrar

You will become a lion. Then you will find yourself again.

doğurursun. Sagopa da diyor ki bunun için

"You will give birth. Sagopa also says that for this reason."

birçok kez öldüm. Tekrar

I have died many times. Again.

geri döndüm. Ölmeden ölemezsin.

I'm back. You can't die without dying.

Yani tırtıl ne olur arkadaşlar?

So what does a caterpillar become, friends?

Kelebeğe dönüşürken acı çeker ama kelebek

The butterfly suffers while transforming into a butterfly, but the butterfly.

olur değil mi? Bazı acılar yaşanması

It happens, doesn't it? Some pains are to be experienced.

gerekir. Ve günün sonunda arkadaşlar

It is necessary. And at the end of the day, friends.

günün sonunda diye bir tabir yok biliyor musunuz?

Do you know there's no such expression as "at the end of the day"?

At the end of the day. At the end of the day

At the end of the day. At the end of the day.

yani İngilizceyi aslında biz

So, actually we...

günün sonunda diye çeviriyoruz ama böyle bir

We translate it as "at the end of the day," but like this...

Türkçe kavram yokmuş. Türkçeyi mükemmel kullanan

There is no concept in Turkish. Someone who uses Turkish perfectly.

birisi olarak buna dikkat etmek istediğimi söylemek

I want to say that I want to pay attention to this as someone.

isterim. Belasılı kelam diyebiliriz mesela

I want. For example, we could say it's a cursed word.

bunun yerine. Ve Nietzsche'nin üst insanının

instead of this. And Nietzsche's overman

söylemek istediği şeyi Arnold

What Arnold wanted to say

Groen çok güzel betimliyor. Diyor ki

Groen describes it very beautifully. He says that

sizin istediğiniz gibi davrandığımda

When I behave the way you want me to.

bana ulaşamazsınız.

You cannot reach me.

O ben. Ben olmam çünkü diyor.

Oh, that's me. He says it can't be me.

Peki üst insan olmak için. Üst insan

Well, to be a superior human. Superior human.

derken bu üstün anlamında değil.

I don't mean this in a superior sense.

Sadece toplumun dayattıklarının farkında

He is only aware of what society imposes.

olan bu farkındalıkla beraber

with this awareness that exists

sonrasında araştırma,

afterward research,

gözlem yapan ve kendini eğiten

observant and self-educating

insan. Ve Nietzsche böyle buyurdu

Man. And thus spoke Nietzsche.

Zerdüçte. Diyor ki insan kendisini

In Zoroastrianism. It says that a person identifies themselves.

kutsal ve sağlam bir sevgiyle

with a sacred and strong love

sevmeyi, kendisine tahammül

to love, to tolerate oneself

etmeyi öğrenmeli. Kendini sevmeyi

must learn to do. To love oneself

öğrenmek bugünden yarına olamayacak

Learning cannot happen from today to tomorrow.

bir iş değil. Bütün sanatların

not a job. All the arts

en zoru, en incesi

the hardest, the most delicate

ve en çok sabır isteyenidir

and it requires the most patience.

diyor sevgili Nietzsche.

says dear Nietzsche.

Ve ekliyor Nietzsche. Diyor ki

And Nietzsche adds. He says that

üst insan diyor. Başka insanların

He says superhuman. Other people's...

aklındaki imajını

the image in your mind

asla ve asla umursamaz.

never and never cares.

Yani sosyal medyada mesela bana birçok

So on social media, for example, many people...

yorum geliyor değil mi? Ya da ben farklı

A comment is coming, right? Or am I different?

birazcık edgy, birazcık köşeli,

a little bit edgy, a little bit angular,

birazcık böyle çığırtgan hareketler

a little bit of such loud gestures

yaptığımda insanlar benim hakkımda birçok

When I do it, people have many things to say about me.

şey düşünebiliyor. Ben yeri geliyor dans ediyorum

I can think of things. When the time comes, I dance.

değil mi? Yeri geliyor hastanede dans ediyorum. Yani

right? Sometimes I dance in the hospital. I mean

bahçesinde ya da doktor arasında, millet içinde değil.

In the garden or between doctors, not among the people.

Benim hakkımda çok şey düşünebilirler.

They can think a lot about me.

Ama ben hemen diyorum ki Tuba

But I immediately say that Tuba.

sana ne? O insanların senin hakkında

What do you care? About those people and what they think of you.

düşündüklerinden onların aklındaki

what they think is in their minds

imajdan sana ne be kızım?

What do you care about the image, girl?

Ve gerçekten bunu hayatımın her alanında

And I really do this in every area of my life.

kendime düstur edinmeye

to make it a principle for myself

çalışıyorum. Teşekkürler Nietzsche.

I am working. Thank you, Nietzsche.

Peki benim

Well, mine.

Almanca'yı İngiliz aksanıyla söylemem

I don't speak German in an English accent.

şaka mı girl?

Is this a joke, girl?

Say ya oğlum dolaştım ben

Say, I wandered around, my son.

alemi. Ah güzelim

the universe. Ah my beautiful one

senin gibi bir vefasız

a disloyal person like you

görmedim ben. Ay bu şarkı

I haven't seen it. Oh, this song.

çok güzel. Neyse bugün de hepsi şarkı söylemiş oldum.

Very nice. Anyway, today I also got to sing all of them.

I love you. Ne diyeceğim biliyor musunuz?

I love you. Do you know what I will say?

Kayda derken sürekli gülümsediğim

While recording, I was constantly smiling.

gözlerimle böyle sizi

I see you like this with my eyes.

düşünüp gözümün parladığı bir bölüm oldu.

There was a part that made me think and my eyes gleamed.

Sizi çok seviyorum.

I love you very much.

Bu bölüm de benim ikinci hayatıma

This part is also my second life.

kendimden bir hediye olsun.

Let it be a gift from myself.

İyi ki doğduk be. İyi ki doğduk.

Thank goodness we were born, man. Thank goodness we were born.

Happy birthday.

Happy birthday.

Feliz cumpleaños. Ben şimdi uyumaya

Happy birthday. I am going to sleep now.

gidiyorum. Biraz da acılarımdan ve

I'm leaving. A little because of my pains and

yorgunluklarımdan da anlam çıkarayım diyorum.

I'm thinking of drawing meaning from my tiredness as well.

Çünkü anlam çıkara çıkara bir hal oluyorum

Because I keep interpreting, I become a state.

biliyorsunuz ama olsun. Seni seviyorum

You know it, but it doesn’t matter. I love you.

Franku. Seni seviyorum Nietzsche.

Franku. I love you Nietzsche.

Seni seviyorum Maslow. You changed

I love you, Maslow. You changed.

my life. Hayatımı değiştirdiniz.

You changed my life.

Teşekkür ederim Tuba. En çok da seni seviyorum.

Thank you, Tuba. I love you the most.

Görüşürüz.

See you.

Altyazı M.K.

Subtitle M.K.

Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.