Kendini Beğenmeyen Çocuk ve Sevimli Ayı

KOTKET

KOTKET

Kendini beğenmeyen çocuk ve dostu sevimli ayı.

The child who doesn't like himself and his adorable bear friend.

Bir varmış bir yokmuş.

Once upon a time, there was and there wasn't.

Bir ormanın içinde annesi ve kardeşiyle birlikte yaşayan küçük bir erkek çocuğu varmış.

There was a little boy living in a forest with his mother and brother.

Bu çocuk aynaya baktığında kendini çok çirkin görürmüş.

This child sees himself as very ugly when he looks in the mirror.

Orman yolundan her sabah yürüyerek okuluna gider ve arkadaşlarından utanarak gününü geçirirmiş.

Every morning, he would walk to school along the forest path and spend his day feeling embarrassed around his friends.

Ne kadar çirkin olduğunu yüzüne vurmasınlar diye kimseyle konuşmazmış.

She wouldn't talk to anyone so that they wouldn't point out how ugly she was.

Bütün gün sırasında yüzü asık şekilde otururmuş.

He would sit with a gloomy face all day long.

Bir gün okuldan eve dönerken karşısına kocaman cüssesiyle bir ayı çıkmış.

One day, while returning home from school, a huge bear appeared in front of him.

Bu ayı o kadar ürkütücüymüş ki çocuk boncuk boncuk ter dökmeye, kalbi ağzından çıkacak gibi çarpmaya başlamış.

This bear was so frightening that the child started to sweat beads and his heart began to pound as if it was going to jump out of his mouth.

Tir tir titrerken ayı dile gelmiş.

While shivering, the bear has spoken.

Çocuğa ondan korkmamasını söylemiş.

He told the child not to be afraid of him.

Çok yalnız olduğunu ve yalnızca arkadaş olmak istediğini dile getirmiş.

He expressed that he feels very lonely and that he only wants to be friends.

Çocuk öyle şaşırmış.

The child was so surprised.

Aşkın şaşkın ayının yüzüne bakarken kendisinin de ne kadar yalnız olduğu bir an aklına gelmiş.

While looking at the face of the bewildered moon of love, it occurred to him for a moment how lonely he was as well.

Aklına gelmiş ama o hep kendini çok çirkin görürmüş.

She had thought about it, but she always saw herself as very ugly.

Hiç kendini sevmez, hep yalnız ve mutsuz olarak kendini eve kapatırmış.

He never loves himself, always shuts himself in at home feeling lonely and unhappy.

Aydın ona zarar vermeyeceğini anladığında arkadaş olmuşlar.

When Aydın realized he wouldn't hurt him, they became friends.

Ayı her gün okul dönüşü onu orman yolunda beklemiş.

The bear waited for him on the forest road every day after school.

Birlikte oyunlar oynamışlar.

They played games together.

Gezmişler, vakit geçirmişler.

They have walked around and spent time.

Çocuk buna rağmen hala kendini hiç güzel bulmuyormuş.

The child still doesn't find themselves beautiful at all despite that.

Bir gün yine yüzü asık çocuğa neye olduğunu sormuş sevimli ayı.

One day, the friendly bear asked the sad-faced child what was wrong.

Çocuk da kendini ne kadar çirkin hissettiğinden bahsetmiş.

The child also mentioned how ugly they felt.

Ayı bu duruma çok üzülmüş.

The bear was very sad about this situation.

Çünkü o arkadaşını hiç çirkin olarak görmemiş.

Because he has never seen his friend as ugly.

Aksine çok güzel bir yüze sahip olduğunu düşünüyormuş.

On the contrary, he/she thought that he/she had a very beautiful face.

Bir tatil günü,

On a holiday,

ormandaki evlerinin biraz ilerisinde oturan çocuk Ayı'nın iri vücudunu görmüş.

The child who lives a bit further from their house in the forest has seen the large body of a bear.

Yanına çağırmış ve dertleşmek istemiş.

He called him over and wanted to confide.

Kendisinin ne kadar şanssız bir çocuk olduğundan bahsetmiş.

He mentioned how unlucky he is as a child.

Ayı önce ne diyeceğini bilememiş.

The bear didn't know what to say at first.

Ama sonra aklına harika bir fikir gelmiş.

But then a great idea came to his mind.

Ormanın sonundaki şelaleye birlikte gidip gidemeyeceklerini sormuş çocuğa.

She asked the child if they could go together to the waterfall at the end of the forest.

Çocuk annesinden izin almış ve böylece şelaleye varmışlar.

The child had obtained permission from his mother and thus they arrived at the waterfall.

Şelalenin başına geldiklerinde Ayı, çocuğa, suya kafasını uzatmasını söylemiş.

When they reached the waterfall, the Bear told the child to lean his head over the water.

Çocuk şaşırmış ama dediğini yapmış.

The child was surprised but did as you said.

Çünkü Ayı'ya çok güveniyormuş.

Because she trusted the Bear very much.

Çocuk kendisine bakmış bakmasına ama yine yüzünün ne kadar çirkin olduğunu mırıldanıp durmuş.

The child took care of himself, but still kept murmuring about how ugly his face was.

Ayı bu sefer çocuğun yanına gelmiş ve yüzünü şelaleye uzatmış.

The bear had come to the child's side this time and had stretched its face toward the waterfall.

Sonra Ayı haliyle barışık olduğunu söylemiş.

Then he said that he was at peace with the bear state.

Çocuk,

Child,

''Ben bir hayvansın, ben bir insan, ben niye böyle çirkinim?'' demiş.

"I am an animal, I am a human, why am I so ugly?" he said.

Ayı çocuğa dönmüş ve herkesin kendine göre bir güzel yanının olduğunu söylemiş.

The bear has turned into a child and said that everyone has a beautiful side in their own way.

Sonra çocuğun kendinde fark etmediği mavi gözlerinden, sarı saçlarından ve iyi kalbinden bahsetmiş.

Then he talked about the child's blue eyes, blonde hair, and kind heart, which he did not notice in himself.

Çocuk Ayı'nın söylediklerini böyle böyle her gün dinlemiş ve sonunda artık kendini sevmeyi öğrenmiş.

The Child Bear had listened to what was said like this every day and finally learned to love itself.

Ayı'yla dostlukları hiçbir zaman bitmemiş.

Their friendship with the bear has never ended.