Mükellef Podcast #S2E9 / Umut Yaka - Swipeline
Podfresh: Mükellef Podcast
Mükellef Podcast
Mükellef Podcast #S2E9 / Umut Yaka - Swipeline
MÜZİK
MUSIC
Mükellef Podcast'ta hepiniz hoşgeldiniz. Ben Beyza. Bu bölümümüzün konuğu Swipeline'ın kurucusu Umut Yaka.
Welcome everyone to the Mükellef Podcast. I am Beyza. Our guest for this episode is Umut Yaka, the founder of Swipeline.
Merhaba.
Hello.
Umut hoşgeldin.
Welcome, Umut.
Hoşbulduk.
Welcome.
Nasılsın?
How are you?
Valla süperim. Bu oda benim için özel bir oda yani. Sanırım burada bu binada sadece mükellef yokken geldim. Bu odadaydık hep beraber.
I really feel great. This room is a special room for me. I think I only came here when there were no other taxpayers in this building. We were all together in this room.
Sonra bu binayı fethetmiş mükellef. 70-80 insan çalışıyor toplamda. Yine buradayız. O yüzden çok mutluyum.
Then this building was conquered by the taxpayer. A total of 70-80 people are working. We are here again. That's why I am very happy.
Senle tabii ki ne zamandır o yıllardır çalışıyoruz artık beraber yani. O yüzden arkadaşlarla sohbet edeceğim.
Of course, we've been working together for years now. That's why I'll chat with the friends.
Davetimizi kabul ettiğin için teşekkür ederim.
Thank you for accepting our invitation.
Ben teşekkür ederim.
Thank you.
Öncelikle biraz seni tanımak isteriz. Umut Yaka kimdir? Girişimcilik dünyasında ne zaman ve hangi noktada dahil oldun? Biraz bunları anlatmanı isteyeceğiz.
First of all, we would like to get to know you a little. Who is Umut Yaka? When and at what point did you get involved in the world of entrepreneurship? We would like you to tell us a bit about this.
Umut Yaka 30 yaşında bir birey. Yeni girdim o yüzden benim için önemli bir konu.
Umut Yaka is a 30-year-old individual. I just joined, so it's an important topic for me.
Valla girişimcilik ve teknoloji ekosistemi ben reklamcılığa başladığımda 2016'da böyle YouTube aracılığıyla işte röportajlar izleyerek, yurt dışındaki insanları, podcastleri takip ederek başladı.
Honestly, entrepreneurship and the technology ecosystem started for me when I began advertising in 2016, by watching interviews through YouTube and following people and podcasts abroad.
Ve işte bu insanların hırsı, bu insanların ateşi hep çok ilgimi çekiyordu ve bir gün bir şey yapacağım isteği vardı bende.
And the ambition of these people, the fire of these people has always intrigued me, and I had a desire to do something one day.
Nitekim işte 2021'de de bir şey yaptım oldu. Böyle.
Indeed, in 2021 I did something and it worked out. That's how it is.
Çok güzel.
Very beautiful.
İlk olarak 2019 yılındayız.
First, we are in the year 2019.
İlk olarak 2019 yılında bir podcast programı olarak yayın hayatına başladı Swipeline ve daha sonra bir medya platformuna dönüşümünü gördük.
Swipeline started its broadcasting life as a podcast program in 2019 and later we witnessed its transformation into a media platform.
Bu dönüşüm nasıl oldu? Bir medya sektöründeki hangi boşluğu doldurmak amacıyla siz iş modelimizdeki bu dönüşüme karar verdiniz?
How did this transformation happen? In order to fill what gap in the media sector did you decide on this transformation in our business model?
İşte az önce bahsettim ya podcastler dinliyordum ve Türkiye'de kimse dinlemiyordu ve yapmıyordu da.
Here, I just mentioned that I was listening to podcasts and that no one in Turkey was listening to or making them either.
Yani 2018-19'dan bahsediyorum bu arada.
I'm talking about 2018-19 by the way.
Bir o zaman hakkını vermek lazım. Girişimci muhabbeti vardı Türkçe. Bizim dünyamızda.
At that time, it needs to be acknowledged. There was a conversation about being an entrepreneur in Turkish. In our world.
Başka da kimse yoktu ve 2019'da hadi bir podcast yapalım diye işte her hafta bir girişimci konuk alarak burada Collective House'un bu küçük telefon kulübelerinde gizli gizli girerek yani buradan da yine Collective House'a selam mı yollayayım artık ne yapayım böyle baya haksız cebren ve hileyle girip kullandığımız bir podcast sürecine başladık ve bu iki yıl boyunca sürdü ve çok iyi gitti.
There was no one else, and in 2019, we thought let's create a podcast, so every week we hosted an entrepreneur here, secretly entering these little phone booths of Collective House. Should I send a greeting to Collective House from here, or what should I do? We started this podcast process, which we entered unfairly and deceitfully, and it lasted for two years and went very well.
Bir bilinirlik sağlamaya başladık.
We started to establish a recognition.
Hakikaten çok iyi bir kitle.
Indeed, it's a very good crowd.
Fayda sağlamaya da başladık ve ben her zaman bunu bir medya şirketine evirmeyi daha büyük daha kollu bacaklı bir şey hale getirmeyi çok istiyordum çünkü teknoloji yayıncılığı olarak baktığımızda hakikaten çok eski ve değerli yayınlar var platformlar var fakat dijital dünya çok hızlı gelişiyor ve bazıları ayak uyduramayabiliyor.
We have also started to provide benefits, and I have always wanted to turn this into something bigger, more comprehensive, and more significant as a media company because when we look at technology publishing, there are indeed very old and valuable publications and platforms, but the digital world is evolving very quickly, and some may not be able to keep up.
Özellikle dijital içerik tarafında ve dağıtım stratejisi tarafında.
Especially in terms of digital content and distribution strategy.
15 saniye kuralı dediğim bir strateji yazdım.
I wrote a strategy called the 15-second rule.
En basit haliyle herhangi bir...
In its simplest form, any...
Herhangi bir kimse herhangi bir mecradan bizim içeriğimizle karşılaştığında maksimum 15 saniyede o bilgiyi alsın ve cebine koysun bu kadar.
Whenever someone encounters our content from any platform, they should get that information in a maximum of 15 seconds and put it in their pocket, that's it.
Ve bunun en uygun mecrasının instagram olacağına karar verdik ve 2021 Eylül'de podcast'ten bir medya şirketine evrildik.
And we decided that the most suitable platform for this would be Instagram, and in September 2021, we evolved from a podcast into a media company.
Ve işte şimdi de 2 sene oldu tam.
And now it has been exactly 2 years.
Ayda 5 milyon insana ulaşan 13-15 milyon içerik gösterimi elde eden valla bir medya şirketi.
It's a media company that reaches 5 million people a month and obtains 13-15 million content views.
Peki sence Swipeline'ı diğer medyada...
Well, what do you think about Swipeline in other media...
Medya şirketlerinden, medya platformlarından ayrıştıran en önemli özellikler neler?
What are the most important characteristics that differentiate media companies from media platforms?
En önemlisi bence bizim bu edamız.
I think the most important thing is our attitude.
Yani biz bir gazeteci edasıyla değil içerik üreticisi edasıyla bu işi yapıyoruz ve bizi takip eden insanlarla aynı kişiyiz.
So we do this not as journalists but as content creators, and we are the same people as those who follow us.
Yani Swipeline aslında bir birey gibi hareket ediyor ve senin gibi o da teknoloji ekosistemini seviyor.
So, Swipeline actually behaves like an individual and like you, it loves the technology ecosystem.
Bunları takip etmeyi seviyor.
She loves to follow these.
Bazen bunlarla eğlenmeyi seviyor.
Sometimes they like to have fun with these.
Popüler kültürden alıntı yapıp vakit geçirmeyi arkadaşlarıyla paylaşmıyor.
He doesn't share quoting from popular culture and spending time with his friends.
Dolayısıyla insanlar da bu kadar kısa zamanda hızlı tüketebildikleri, kendileri gibi olan ve faydalı bir platform keşfettiler.
Therefore, people have discovered a platform that they can consume quickly in such a short time, which is useful and similar to themselves.
Haliyle de çok çabuk benimsediler.
Naturally, they adopted it very quickly.
Bence en büyük fark bu.
I think this is the biggest difference.
Kesinlikle.
Absolutely.
Peki siz en başta aslında hedef kitlenizi nasıl belirlediniz?
So how did you actually define your target audience in the first place?
Ve bu hedef kitleyi aslında belirledikten sonra bu kitleyi elinizde tutmak ve aynı zamanda katılımcı bir topluluk oluşturarak büyümek için hangi stratejileri uyguladınız?
And after identifying this target audience, what strategies did you implement to retain this audience and simultaneously grow by creating an engaged community?
Çok iyi soru.
Very good question.
Topluluk tarafına iki parti olarak cevaplayacağım.
I will respond to the community as two parties.
Topluluğa ikincisine değineceğim.
I will touch upon the second one in the community.
Şimdi ilk başta 26-27 yaşında reklamcı bir insan o kadar da düşünmüyor benim hedef kitlem kim falan diye.
At first, a 26-27 year old advertising person doesn't think too much about who my target audience is and such.
Oradaki tek istek, ben de podcast yapacağım.
The only request there is, I want to make a podcast too.
Türkiye'de Türkçe bir şey yapmak istiyorum.
I want to do something in Turkish in Turkey.
Ve biz girişimcileri konuk aldığımız için önce girişimciler dinlemeye başladı.
And since we hosted entrepreneurs, first the entrepreneurs started to listen.
Sonra yatırımcılar, sonra ekosistem paydaşları vs.
First the investors, then the ecosystem stakeholders, etc.
Bu yavaş yavaş genişlemeye başladı.
This has started to slowly expand.
O yüzden ilk başta benim hiçbir hedef kitlem.
That's why I initially had no target audience.
Böyle bir planım.
I have such a plan.
Elbet yazıyorsun.
Of course you are writing.
Tabii reklamcı da olunca bunu oluşturuyorsun o personaları ama o kadar ağır bir çalışma yoktu şimdi.
Of course, being an advertiser, you create those personas, but there wasn't such a heavy workload back then.
Doğru konuşalım.
Let's speak frankly.
Ama ne zamanki medyaya evrildik ve milyonlar konuşulmaya başladı.
But as soon as we evolved into the media and millions began to be talked about.
O zaman bütün demografilerini, bütün personalarını iyice kararlaştırıp bu insanlar kim ve neyi seviyorlar.
So then, clearly determine all their demographics and all their personas, and know who these people are and what they love.
Biz onlara ne sunmalıyız?
What should we offer them?
Baya baya her gün çalıştığımız bir şey.
It's something we work on quite a lot every day.
Bu işte içerik üreticisi gibi ekletmekten bahsettiğim bu.
This is what I meant by adding like a content creator in this job.
Hani tıpkı bir...
Just like a...
Bunu bir programda...
In a program...
Profesyonel meslek gibi görüp bu insanlar kim, neye ihtiyaçları var, ne istiyorlar.
Who are these people who see it as a professional occupation, what do they need, what do they want?
İçerik tüketim alışkanlıklarının nasıl değiştiği biz her gün, her gün.
We see how content consumption habits have changed every day, every day.
Community menajerlerimizle birlikte çalışıp onlara göre yeni bir strateji ya da strateji ufak ufak değişikliğe uğratmaya çalışıyoruz.
We are working with our community managers to develop a new strategy or make small changes to the existing strategy.
Topluluk tarafına geldiğimizde ise bizim bazı örtlerimizden biri, bizim hoşumuza giden kelimelerden biri.
When we came to the community side, one of our veils is one of the words we like.
Bu ara hepimizin bahsettiği.
It is something that we are all talking about lately.
Ve bazen topluluğu takipçiyle karıştırıyoruz ama ikisi farklı şey.
And sometimes we confuse the community with the follower, but they are two different things.
Takipçi bir güruh.
A group of followers.
Topluluk ise bunların içinden...
However, the community among these...
Hadi arkadaşlar şuraya gidiyoruz dediğinizde sizinle beraber hareket eden kısımdan, çok daha az bir kısımdan bahsediyoruz.
When you say "Come on friends, we are going here," we are talking about a much smaller portion than the part that moves with you.
Bu insanlara odaklanmak, bunları bir araya getirmek, birbiriyle etkileşimi düşürmek, senden gerçekten fayda aldığını bilip ne söylüyorsan sünger gibi çekmek.
Focusing on these people, bringing them together, reducing interaction with each other, and soaking up what you say like a sponge knowing that they really benefit from you.
Bu topluluk işte bunu oluşturmak için de köpek gibi çalıştık.
This community worked like dogs to create this.
Yani bu nasıl bir katılımcı topluluk oluşturdunuz.
So how have you created such a participatory community?
Bu insanların hakikaten değerli olduğumuzu, onların değerli olduğunu ve onlara ilerlemeye...
These people truly make us realize that we are valuable, that they are valuable, and that we should strive to move forward...
...evet her gün besleyeceğimize söz verdik ve inandılar ve böyle oluştu aslında.
...yes, we promised to feed them every day, and they believed us, and that's how it actually happened.
Peki Swipeline büyüdükçe hem teknik anlamda hem de ekip yönetimi açısından ölçeklendirme konusunda bu yolda ne gibi zorluklarla karşılaştınız ve bunları nasıl aştınız?
Well, as Swipeline grew, what kind of challenges did you face in terms of technical scaling and team management, and how did you overcome them?
Valla sanırım en zor kısım medya endüstrisinde talent bulmak, insan bulmak.
Honestly, I think the hardest part is finding talent, finding people in the media industry.
Çünkü bizim endüstrimiz son 20 senede oldukça kelepçelenmiş bir endüstri.
Because our industry has been quite constrained over the last 20 years.
Bunu şöyle gördük.
We saw it this way.
Bizim dünyamızda medya Türkiye'de hakikaten çok önemli bir endüstri.
In our world, the media is really an important industry in Turkey.
Ben çok da büyümekte olan bir endüstri olduğunu düşünüyorum.
I think it is an industry that is growing rapidly.
Fakat akademi tarafı veya işte alaylı öğrenim tarafı o kadar da umduğumuzdan daha kötü gidiyor diyeyim.
However, I should say that the academic side or the self-taught learning side is going worse than we expected.
Ve biz de iyi bir insan, iyi bir talent başka bir şirketten almak istediğimizde o kadar fazla seçeneğimiz yok.
And when we want to hire a good person, a good talent from another company, we don't have that many options.
Bu büyük bir sorun.
This is a big problem.
Çünkü sadece ve sadece insan odaklı bir şey yapıyoruz.
Because we are doing something that is solely and only focused on people.
Yani ben ne kadar iyi arkadaşlarla çalışıyorsam o kadar iyi iş yapıyorum.
So the better the friends I work with, the better job I do.
Bunun da çözümü çok basitti.
The solution to this was very simple, too.
Ben sıfır, hiç bilmeyen bir insan alacağım içeriye.
I will bring in a person who knows nothing, who is at zero.
Bu da kuvvetli muhtemelen üniversite öğrencisi.
This is probably a strong university student.
Yani yeni mezun oluyor.
So, she/he is graduating now.
Ve beraber öğreneceğiz.
And we will learn together.
Ben bildiğimi öğreteceğim.
I will teach what I know.
O öğrendiğini bana öğretecek ve beraber büyüyeceğiz.
He will teach me what he has learned and we will grow together.
Bizim ekibimiz şu an tamamen birkaç kişi arası, dokuz kişilik bir ekip var.
Our team is currently made up of just a few people, there are nine people in total.
Bunun üç tanesi benim eski ajansla beraber çalışıyor.
Three of them work with my old agency.
Çalıştığım eski reklamcı arkadaşlarım.
My former advertising colleagues whom I worked with.
Geri kalan herkes yeni mezun olup ilk defa bize staj yapan.
The rest are all new graduates who are interning with us for the first time.
Akabinde tam zamanlı olarak bizde işe başlayan arkadaşlarım.
Subsequently, my friends who started working with us full-time.
Hepsi de yani şunu iddia ediyorum taraflı bir yerden de olsa.
I'm claiming that all of them are, even if it's from a biased perspective.
Türkiye'de dijital içerik deyince en iyi ekip bizde.
When it comes to digital content in Turkey, we have the best team.
Yani Türkiye aslında girişimciler için oldukça zorlu bir ülke diyebiliriz.
So we can say that Turkey is actually a quite challenging country for entrepreneurs.
Şirketler dış faktörlerinde etkisiyle oldukça kırılgan bir ekonomide hayatta kalabilmek için sürdürülebilir bir gelir modeline ihtiyaçlarımız var.
Companies need a sustainable income model to survive in an economy that is quite fragile due to the influence of external factors.
Siz ise Swipeline'ı şirketleştirmenizin ardından oldukça parlak bir iki yılı geride bıraktınız.
You have had a quite brilliant couple of years after turning Swipeline into a company.
Burada bir taraftan takipçi memnuniyetini kururken diğer taraftan platformun finansal sürdürülebilirliğini nasıl tağlıyorsunuz?
On one hand, how do you ensure follower satisfaction while on the other hand, maintaining the financial sustainability of the platform?
Bize biraz gelir modelinizden ve bu dengeden bahsedebilir misiniz?
Could you tell us a bit about your revenue model and this balance?
Tabii tabii. Öncelikle maşallah diyorum ve şu masaya vuruyorum.
Of course, of course. First of all, I say "maşallah" and I am knocking on the table.
Biz içerik işbirliğinden para kazanıyoruz markalarla birlikte.
We make money through content collaboration with brands.
Ve bu garip bir konu.
And this is a strange topic.
Dünyada medya şirketleri çoğunlukla subscription aboneliğe çokça önem veriyorlar ve deniyorlar.
Media companies around the world are increasingly prioritizing and experimenting with subscription models.
Bazısı başarıyor bazısı başarılı olamıyor.
Some succeed, some do not succeed.
Türkiye abonelik için hiç iyi bir ülke değil.
Turkey is not a good country for subscriptions at all.
Bir, biz içeriği para ödemekten çok yana değiliz.
We are not very inclined to pay for content.
İki, ekonomi gitgide kötüye gidiyor.
The economy is getting worse and worse.
İnsanların da harcama pastalarındaki pay içeriğe veya entertainment'a düşebiliyor.
People's share of spending pie can also fall into content or entertainment.
Haliyle biz marka iletişiminden para kazanacağız.
Naturally, we will make money from brand communication.
Bu ilk günden beri böyle.
It has been like this since the first day.
Ama burada da sürekli reklam gösteriyorsun demek ve takipçini, topluluğunu bir yerden sonra sıkabilirsin demek.
But saying that you are constantly showing advertisements here can mean that you might bore your followers and your community after a certain point.
Haliyle orta yolda buluşmalısın.
You should meet in the middle.
Yani sen, üç tane çember var ve üçünün kesişim noktası var.
So, there are three circles and there is a point where all three intersect.
Şimdi hep bence hayal ettik hepimiz.
Now I think we all dreamed.
Üçünün de kesiştiği nokta, orası önemli olan.
The point where all three intersect is what matters.
Topluluk da, SwipeLine da, bizim partner markamız da mutlu olmalı.
The community, SwipeLine, and our partner brand should all be happy.
Bu da şundan geçiyor.
This is also due to that.
Eğer ben faydalı bir şey üretirsem mutlu olurum.
I would be happy if I produced something useful.
Eğer marka kendisine faydalı ve potansiyel müşterisine faydalı bir şey üretirse mutlu.
If the brand produces something beneficial for itself and its potential customers, it is happy.
Topluluk da fayda edinirse mutlu.
The community is happy if it also benefits.
Ortaya sonuç şöyle çıkıyor.
The result is as follows.
Eğer ben marka ile birlikte topluluğun faydasını oluşturacak bir içerik yaratabilirsem kimse rahatsız olmaz.
If I can create content that benefits the community along with the brand, no one will be disturbed.
İnsanların işine yaramış olur ve biz para kazanırız.
It would be useful for people and we would make money.
Böyle bir ulvi amaca dönüşüyor ister istemeden.
It inevitably turns into such a noble purpose.
Bir şey zor.
Something is hard.
Eğer politikanız buysa hiçbir fayda üretmeyen, sadece para için içerik yapmıyorsunuz demek oluyor.
If your policy is like this, it means you are not producing any benefit and are just creating content for money.
Bu da evet bizim potansiyel gelirimizi bir tık aşağı çekiyor.
This does reduce our potential income a bit.
Ama ne mutlu ki şu an çorba kaynıyor diyeyim.
But how happy it is to say that the soup is boiling right now.
SwipeLine çok iyi gidiyor ve büyüme planları olan bir şirket.
SwipeLine is doing very well and is a company with growth plans.
Bu şekil hallediyoruz.
We handle it this way.
Yani doğru işbirlikleri yapmak dediğin gibi girişimcilik ekosistemindeki en önemli detaylardan biri.
So making the right collaborations is one of the most important details in the entrepreneurial ecosystem, as you said.
Söz konusu medya sektörü olunca bu detayın önemi de daha da artıyor.
When it comes to the media sector, the importance of this detail increases even more.
Peki siz bahsettiğin gibi marka işbirlikleri yaparken, aslında partnerleri de seçerken hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?
So, what criteria do you pay attention to when choosing partners for brand collaborations, as you mentioned?
Süper fazla kriterimiz yok.
We don't have too many criteria.
Bence onu söylemek önemli.
I think it's important to say that.
Gerçekten bizim toplumumuza mı seslenmek istiyor?
Does he really want to address our society?
Önce bir ona bakıyoruz.
First, we take a look at it.
Demografi aynı mı?
Is the demographic the same?
Eğer öyleyse gerçekten faydalı bir şey sunabilecek miyiz?
If so, will we really be able to offer something beneficial?
Yani biz bu içeriği paylaştığımızda cebine bilgi veya bir fayda koyacak mı topluluk?
So when we share this content, will it add knowledge or benefit to the community?
Koymayacaksa?
If they're not going to put it?
Evet.
Yes.
Önemli değil yani markanın kim olduğu, bizimle ne yapmak istediği, paranın tutarı ne kadar büyük olduğu.
It doesn't matter who the brand is, what it wants to do with us, or how large the amount of money is.
Yani kriter daha çok bizde o proje içerik bazında oluyor.
So the criterion is more based on the content of the project for us.
Çünkü işte öyle biz şu markalarla çalışmayız gibi şeylerimiz yok ya.
Because we don't have things like "we don't work with those brands."
Politik adamı işte petrol şirketleriyle çalışmayız.
We do not work with oil companies, politician.
Ya da işte sürdürülebilir olmayan, onlarımız yok yani.
Or it's something unsustainable, we don't have any options.
Her şirketin kendi sorumluluğu gibi.
Each company has its own responsibility.
Swipeline tüzel bir şirket, partner marka tüzel bir kişilik.
Swipeline is a legal entity, while the partner brand is a legal personality.
Onların arasında herhangi bir şey yok.
There is nothing between them.
Herhangi bir husumeti olamaz bence.
I don't think there can be any animosity.
Ya birbirimize saygı duyduğumuz sürece ben kocaman kocaman şirketler, küçücük şirketler fark etmez.
As long as we respect each other, it doesn't matter whether they are big companies or small companies.
Orada saatlerini günlerini harcayan insanlar var.
There are people spending their hours and days there.
Ve ben çok saygı duyuyorum bu Efor'a.
And I have a lot of respect for this effort.
Ben de ilk senede ekibimle birlikte hatırı sayılır bir şey yarattım.
I also created something noteworthy with my team in the first year.
Onlar da böyle saatlerimi günlerimi harcıyor.
They are wasting my hours and days like this too.
Onlar da bana saygı duysun.
They should respect me too.
Böyle saygı sevgi çerçevesini hallederim.
I can handle such a framework of respect and love.
O zaman çok mutluyuz hepimiz.
Then we are all very happy.
Kesinlikle.
Absolutely.
Biraz kişisel bir soru sormak istiyorum.
I would like to ask a somewhat personal question.
Aslında geriye dönüp baktığımızda.
Actually, when we look back.
Kendi girişimcilik serüvenine baktığında.
When looking at his/her own entrepreneurship journey.
Böyle keşke yapmasaydım dediğin hatalar ya da iyi ki almışım dediğin dersler var mı?
Are there mistakes you wish you hadn't made or lessons you’re glad you learned?
İyi ki almışım dediğim bir karar var.
There is a decision I am glad I made.
Yılın başında 2023'ün başında çok korktum.
At the beginning of the year, I was very scared at the beginning of 2023.
Tamamen bu ekonomik durumdan.
Completely because of this economic situation.
Yani Türkiye'nin ne olacak bilmiyorum.
So I don't know what will happen to Turkey.
Veya işte Swipeline para kazanmaya devam edebilecek mi bu oranda.
Or will Swipeline be able to continue making money at this rate?
Ya da benim projeksiyonum var.
Or I have my projector.
Yani gelir tarafından büyümeyeceğim.
So I will not grow on the income side.
Ama bu olmaya da bilir.
But this may not happen.
Böyle gitmeyebilir.
It can't go on like this.
Ve ben finans ekonomi okumadım.
And I did not study finance economics.
O kadar da tartamıyorum.
I can't weigh that much.
Yani projeksiyon yapamıyorum.
So I can't make projections.
O yüzden en eski kuralı uyguladım.
That's why I applied the oldest rule.
En kötü senaryoyu uygula tarafı.
Apply the worst-case scenario, side.
Senenin başında dedim ki hiç bu yıl kimse işe alınmıyor.
I said at the beginning of the year that no one will be hired this year.
Neredeyse bütün harcamalarımızı kısıyoruz.
We are cutting almost all of our expenses.
Olabildiğince survival mode.
As much as possible survival mode.
Yani işte hayatta kalmaya oynayacağız.
So, we will play to survive in life.
Bence bu iyi bir karardı.
I think this was a good decision.
Çünkü nitekim çok kötü gitti işler.
Because things really went very badly.
Hakikaten.
Indeed.
Üstüne savaş geldi.
War came upon it.
Yani beklenmedik şeyler de oldu.
So unexpected things also happened.
Yani deprem, savaş.
So, earthquake, war.
Hakikaten baya kötü bir sene geçirdik.
We really had a pretty bad year.
Yani burada eğer girişimci arkadaşlarım dinliyorsa.
So here, if my entrepreneur friends are listening.
Bir şöyle şey yapsınlar.
Let them do something like that.
Kendilerine ulan geçmiş olsun.
Good luck to them.
Oh be iyi atlattık falan desin.
Oh well, let them say we got through it well.
Çünkü berbat bir sene geçirdik arkadaşlar.
Because we had an awful year, friends.
Ve hepimiz hala yaşıyorsak bir takdir hak ediyoruz gibi geliyor.
And it seems like we all deserve some appreciation if we are still alive.
Ve baya mutluyum o kararı aldığıma ya.
And I'm really happy that I made that decision.
Ve işte fısat iş hiç fena gitmedi.
And the opportunity job didn't go too badly at all.
Yine öyle nazar demesini vuruyorum buraya.
I'm hitting this place again, saying it's the evil eye.
Ama bizi işte bazı pozitifliklere getirdi.
But it brought us to some positives.
O da hoşumuza gitti.
We liked it too.
Yani her şeyi iyi yapmıyoruz.
So we don't do everything well.
Bir sürü kötü yaptığımız şey var.
There are many bad things we have done.
Benim ekip arkadaşlarımın paydaşları artık kimse.
No one is the stakeholder of my teammates anymore.
Çok iyi yaptığımız şeyler var.
There are things we do very well.
Hepsini iyi ki yapmışız.
I'm glad we did all of it.
Yani öğrendiğimiz sürece şeyin hiçbir sıkıntısı yok.
So as long as we learn, there's no problem with the thing.
Kötünün hiçbir sıkıntısı yok.
The evil has no troubles.
Swipeline'da iki yıl üst üste bir yatırım süreciniz oldu.
You had an investment process in Swipeline for two consecutive years.
Bize biraz bu yatırım süreçlerinden bahsedebilir misiniz?
Can you tell us a little about these investment processes?
Sence bir girişimcinin doğru yatırımcının dikkatini çekmesi için nelere önem vermesi?
What do you think an entrepreneur should focus on to attract the attention of the right investor?
Nelere dikkat edecek?
What will he/she pay attention to?
Bu kalıbı sevmiyorum pek.
I don't really like this mold.
İşte hani girişimcinin dikkati çekmesi gibi.
It's just like how an entrepreneur catches attention.
Çünkü bir taraf şöyle görüyorum.
Because I see one side like this.
Girişimcilik bir meslek kesinlikle.
Entrepreneurship is definitely a profession.
Fakat meslekten daha üst bir şeyi var bunun.
But it has something more than just a profession.
Bir yaşam stili tarzı var.
There is a lifestyle style.
Fakat yatırımcılık bir meslek.
However, investing is a profession.
Özellikle corporate taraftan yani kurumsal girişimcilerden bahsediyorsak.
Especially if we are talking about the corporate side, that is, corporate entrepreneurs.
Bunların işi para yatırmak zaten.
Their job is just to invest money.
Çok sevdiğim insanlar var ama şeyden konseptten bahsediyorum.
I have people I love very much, but I'm talking about the concept.
Haliyle bir şey var.
There is something, of course.
Bir şey var.
There is something.
Ve zaten meslek olarak bunun buna yatırım yapması lazım.
And already as a profession, it needs to invest in this.
Aslında bunun o kadar da işte dikkat çekmek için bir şey yapmaması lazım gibi düşünüyorum.
Actually, I think it shouldn't have to do something just to attract attention like that.
Empatimin bu tarafa doğru olduğu için de böyle düşünebilirim.
I can think like this because my empathy is directed this way.
Bizim tarafımızda biz bir angel round yaptık.
On our side, we did an angel round.
Yani işlerimizden istifade edip çekirdek ekibi kurup gerçekten bizim böyle bir hayalimiz var ama hayata geçirebilecek miyiz bir turu yaptık.
So, we took advantage of our business to establish a core team, and we really have such a dream, but will we be able to bring it to life? We did a round.
Akabinde de hızlı gittiği için hemen bir bridge round dediğimiz ara tur yaptık ki büyümemizi hızlı devam etsin.
Then, since we were moving quickly, we immediately did a bridge round to ensure our growth continues rapidly.
İkisi de çok hızlıydı.
They were both very fast.
Bizdeki avantaj tabii hem çok göz önündeyiz.
The advantage we have is that we are very visible.
Hem de fazlaca insan tanıyoruz.
We know quite a few people even.
Hayalimizi anlattığımız herkeste ya olumlu veya olumsuz dönüş yaptılar.
Everyone we shared our dream with gave us either a positive or negative response.
Bu bizim senaryomuz.
This is our scenario.
Başka insanlar başka türlü alıyorlar.
Other people take it differently.
Kimseye de akıl verecek şey de olduğumu düşünmüyorum.
I also don't think that I am someone who will give advice to anyone.
Bence böyle dikkat çekmeliler gibi.
I think they should attract attention like this.
Ben böyle küçük hikayemi anlatmış oldum.
I have just shared my little story like this.
Swipe Line'la ilgili biraz uzun vadeli planlarını sormak istiyoruz.
We'd like to ask about your long-term plans regarding Swipe Line.
Örneğin globale açılmayı düşünüyor musunuz?
For example, are you thinking about expanding globally?
Veya kendi girişimin veya genel anlamda medya sektörünün geleceği hakkında ne gibi öngörülerin var?
What predictions do you have about either your own initiative or the future of the media sector in general?
Çok güzel.
Very beautiful.
Şimdi bizim bir emelimiz var hayatta.
Now we have a goal in life.
O da Türkiye'den çıkan, yurt dışında da hizmet veren en büyük dijital medya grubunu kurmak.
To establish the largest digital media group that originates from Turkey and operates abroad.
5 sene, 10 sene, 15 sene ne kadar sürer bilmiyoruz ama biz bunu becereceğiz.
We don't know how long it will take, 5 years, 10 years, 15 years, but we will manage this.
Swipe Line ilk oyuncusu.
The first player of Swipe Line.
Bu bahsettiğim gelecekteki grubun, olmayan grubun.
This future group I am talking about, the group that does not exist.
Fakat burada da duyurmuş olayım.
But let me announce it here as well.
İlk defa sanırım böyle bir şey oluyor.
I think this is happening for the first time.
Direksiyon.
Steering wheel.
Direksiyon isimli bir otomotiv medyası geliyor Swipe Line'a kardeş olarak.
An automotive media called Direksiyon is coming as a sibling to Swipe Line.
Aslında grubun ikinci üyesi geliyor.
Actually, the second member of the group is coming.
Türkçe.
Turkish.
Yine Swipe Line'ın o bütün öğrendiğimiz her şeyi başka bir endüstri için, otomotiv endüstrisi için uygulayacağımız.
Again, we will apply everything we learned from Swipe Line to another industry, the automotive industry.
Hakikaten de çok heyecanlı olduğumuz.
We are indeed very excited.
Çünkü biz daha çok girişimcilik ve teknolojinin bazı adım konuları hakkında içerik üretiyoruz.
Because we produce content on various topics related to entrepreneurship and technology.
Ve niş diyebileceğimiz bir yer.
And a place that we can call a niche.
Otomotiv hakikaten mes bir konu.
The automotive industry is indeed a serious matter.
Ve işte boynuz kulağa geçecek mi çok merak ediyorum.
And I'm very curious if the horn will pass to the ear.
Ya da abisinden ne kadar hızlı büyüyecek çok merak ediyorum.
I'm very curious about how fast he will grow compared to his brother.
Bu Türkiye için.
This is for Turkey.
Sene başından itibaren de Swipe Line'ın zaten bir senedir beta bir hesabı var İngilizce içerik ürettiği.
Since the beginning of the year, Swipe Line has already had a beta account for a year that produces English content.
Orada 90 bin 100 bin arası Türk olmayan bir gruha ulaşıyoruz.
We are reaching a group of non-Turkish people ranging from 90 thousand to 100 thousand there.
Bunun %50'sinden fazlası da İngiltere'de.
More than 50% of this is also in England.
100 bin çok fazla değilmiş gibi geliyor 5 milyon Türkiye olunca ama
It seems 100 thousand is not too much when it becomes 5 million in Turkey, but...
bu kadar az efora bir deneme hesabına, bir deneme eforuna oldukça iyi rakamlar.
For such little effort in a trial account, the figures are quite good for a trial effort.
Haliyle biz İngiltere üzerinden bir global açılma planımız var 2024'te.
Naturally, we have a global expansion plan through England in 2024.
Türkiye için de direksiyon da iyi giderse bizim otomotiv medyamız.
If the steering works well for Turkey, our automotive media will also benefit.
Ona da böyle hani bir 12-18 aylık süreç diyelim buna.
Let's say it's a process of about 12 to 18 months for him/her as well.
Biz diğer bütün dikeylerde bir bir açıp sonra onları yurt dışına doğru gönderip
We are opening each one in other verticals and then sending them abroad.
az önce bahsettiğim gibi büyük bir dijital medya grubu olma hayalimiz var.
As I just mentioned, we have a dream of becoming a large digital media group.
Ne olacak tarafındaysa Türkiye'deki medya endüstrisi ben çok umutluyum.
As for what will happen, I am very hopeful about the media industry in Turkey.
Yani kafamız çok basıyor içeriye.
So we're thinking a lot about what's going on inside.
Ve medyacılığa.
And to the media profession.
Türk milleti olarak çok yatkınız yani bu işe.
As the Turkish nation, we are very inclined towards this job.
Sadece diğer alanları olduğu kadar bize destek yok.
There is just as little support for us as there is for the other areas.
Veya diğer alanlarda olan özgürlük olmayabiliyor bizim endüstride.
Or there may not be freedom in other fields in our industry.
Fakat bunların adım adım aşıldığı, özellikle dijitalin, sosyal medyaların gücünün kullanıldığı bir senaryoda
However, in a scenario where these are gradually overcome, especially with the use of the power of digital and social media.
herkes tek kişi dahi hatır sayılır medya şirketlerine dönüşebilirler.
Anyone can turn into a media company that is considered worthy of attention, even a single person.
Ben çok heyecanlıyım.
I am very excited.
Herkes de her zaman şunu söylüyor.
Everyone always says this.
Fırsat buldukça mikrofon fırsatı.
Opportunity for a microphone whenever possible.
Medya alanında yapabileceğimiz destek ne varsa biz hazırız.
We are ready to provide any support we can in the media field.
Lütfen bütün arkadaşlar Umut et Swipeline Joe'dan veya LinkedIn'den bana ulaşsınlar.
Please all friends contact me via Umut from Swipeline Joe or LinkedIn.
Stratejide çalışırız beraber.
We will work together on the strategy.
Prodüksiyon tarafında, teknik tarafta da tartışılır.
It is discussed on the production side as well as on the technical side.
Ben ne varsa hazırım.
I am ready for whatever there is.
Önümüzdeki 5 senede çok güzel isimler ve kurumlar duyacağız bence.
I believe we will hear many beautiful names and organizations in the next 5 years.
Umarım tuzumuz olur bizim de.
I hope we also have our share.
Yani işte bir medya fonu, şimdi Medyazon medya fonu kuruldu.
So, a media fund has been established, now the Medyazon media fund has been created.
Birbiri satın alımlar ve yatırımlar gerçekleştiriyorlar.
They are making mutual purchases and investments.
Ben bunun devam edeceğini, yani bu alanda medya entertainment alanında fon geleceğini düşündüm.
I thought that this would continue, meaning that funding would come in the field of media entertainment.
Bir hızlandırma programının şart olduğunu düşünüyorum.
I think an acceleration program is necessary.
Belki biz bu konuda kolları sıvarız.
Maybe we will roll up our sleeves on this issue.
Böyle bir hızlandırma programına küçük bir şey verilen, destek ve ödül verdiğimiz.
We gave a little something to the acceleration program, which we supported and rewarded.
Bunlarla birlikte de hızlanacaktır bu iş.
This work will also speed up with these.
Deneyimlerine dayanarak aslında biz dinleyen takipçiler için de hem dijital medya hem de içerik üretimi sektörlerindeki genç girişimcilere ne gibi tavsiyelerin olur?
Based on your experiences, what kind of advice would you give to young entrepreneurs in both the digital media and content production sectors for the listening audience?
Bunu bir ürün olarak değerlendirdiğimizde normalde şöyle olur.
When we evaluate this as a product, it would normally go like this.
Eğer bir sahası iş yapıyorsunuz diyelim.
Let's say you are working in a field.
Siz teknik ekibinizle, ürün ekibinizle birlikte 3 ay tamamen örnek olarak söylüyorum.
You, along with your technical team and product team, are completely saying as an example for 3 months.
3 ay çalışırsınız ve çalışan küçük bir ürün hayata geçirirsiniz ve bunu market etmeye, pazarlamaya başlarsınız.
You work for 3 months and launch a small product, and then you start marketing it.
Ve bununla birlikte de gerçekten bu ürün değerliyse ve insanların sorunu çözüyorsa birbiri bir müşterileriniz gelmeye başlar ve sizi besledikçe bu şeyi büyütürsünüz.
And along with this, if this product is truly valuable and solves people's problems, your customers will start to come one after another, and as they support you, you will grow this thing.
Bu ağı büyütürsünüz.
You will grow this network.
Medya da öyle olmuyor.
It doesn't happen like that in the media either.
Medya ne kadar kişiye eriştiğin ve bu işin ne kadar kaynaklı olduğunu bilmiyorsunuz.
You don't know how many people the media has reached and how resource-intensive this job is.
Ve bu işin ne kadar kaliteli devam ettirebildiğininle alakalı.
And it's related to how well you can continue this job in terms of quality.
Ve ilk başta kimse takip etmeyecek, hiçbir etkileşim bırakmayacak, kimse güzel bir şey söylemeyecek.
And at first, no one will follow, no one will leave any interaction, and no one will say anything nice.
Ve bu uzun bir süre devam edecek.
And this will continue for a long time.
Yani 12, 18, 24 aylara kadar.
So up to 12, 18, or 24 months.
İşte bu bir eşik.
This is a threshold.
Eğer hiç para kazanmayacağını da kabul etmen lazım bu dönemde ve sonrasında çok küçük küçük kazanmaya başlayacağını.
You also need to accept that you won't earn any money during this period, and that you'll start to earn very little afterwards.
Hiç para kazanmayacaksın, hiçbir destek almayacaksın.
You will never make any money, you will receive no support.
Çok fazla rakip şeyin olacak.
You will have a lot of competing things.
Yani rakip derken medya şirketi olarak düşünmeye gerek yok.
So there’s no need to think of it as a media company when referring to a competitor.
Senin bir arkadaşın bile tatil paylaşımı yapan, tatilde şunu giydim yedim, o bile aslında mantık olarak bir rakibin.
Even a friend of yours who shares holiday posts, showing what they wore and ate on vacation, is actually a competitor in a way.
Bütün bunları göze alıp bu eşiği, o duvarı atlayana kadar biraz sabırlı olmak lazım.
One must be a little patient until they overcome this threshold and leap over that wall, taking all of this into account.
Tek önereceğim bu.
This is the only thing I'll suggest.
Sonra da ödülü çok güzel oluyor eğer değerli bir şey yaratıyorsan.
Then the reward becomes very beautiful if you are creating something valuable.
Bence Swipeline'ın en büyük özelliği muhteşem bir kitleye ulaşması.
I think the biggest feature of Swipeline is reaching a wonderful audience.
Türkiye'de gerçekten elini kirletmekten korkmayan, gerçekten...
In Turkey, there are those who are truly not afraid to get their hands dirty, truly...
...innovatif bir şeyler yaratan, çok değerli şirketlerle çok değerli işler yapan insanlar Swipeline'ı takip ediyor.
People who create innovative things and do valuable business with very valuable companies are following Swipeline.
Bu büyük bir sorumluluk bizim için ve büyük bir onur.
This is a great responsibility for us and a great honor.
Ve bu çok güzel kapılar açıyor insana.
And this opens very beautiful doors for a person.
O yüzden o sabır, sebat, şey herkes diyecek bunu kuvvetli muhtemel gelişimcilikle alakalı ama bence medyada bir tık daha fazla.
That's why that patience, perseverance, and everything, people will say this is strongly related to development, but I think it's a bit more about the media.
Çünkü sen aktif olarak çalışıyorsun ve şunu unutmamak lazım.
Because you are actively working, and it should not be forgotten.
Medyacılık, içerik üretimi her gün olması gereken bir umuma açık bir iş.
Media work is a public job that should involve content production every day.
Yani sizin ne kadar çalıştığınızda ne kadar çalışmadığınızda gözüküyor.
So how much you work is reflected in how much you don't work.
Yani biraz şeffaf da bir şey, yatak odanız hep gözüküyor.
So it's a bit transparent, your bedroom is always visible.
O yüzden böyle heyheyleri çok olan bir şey.
That's why it's something that has a lot of hype.
Bunları psikolojik olarak yendikten ve sebat ettikten sonra da harika bir düzlüğe çıkıyorsunuz.
After overcoming and persevering through these psychologically, you reach a wonderful plateau.
Bence burada biraz sabır önemli diyorum.
I think a little patience is important here.
Senenin sonuna geldik.
We have reached the end of the year.
2023'ü kapatıyoruz.
We are closing out 2023.
Senden 2024 için bir yılbaşı yeni yıllık mesajını da almak isteriz.
We would also like to receive a New Year's message from you for 2024.
Benim bütün girişimci arkadaşlarımın şu an tek bir derdi var.
All of my entrepreneurial friends currently have just one concern.
O da finansmana ulaşım.
That is access to financing.
Para bulamıyor kimse.
Nobody can find money.
İstediği kadar bulamıyor, hiç bulamıyor.
He can't find as much as he wants, he can't find anything at all.
Ya da umduğundan daha zor, daha uzun sürelerde buluyor.
Or he finds it harder and for longer durations than he hoped.
Umarım 2024 işte bütün bu paraya ulaşımın daha kolay olduğu, daha para bolluğunun olduğu Türkiye için bir yıl olur.
I hope 2024 will be a year for Turkey where access to all this money is easier and there is more abundance of money.
Hepimize yarar.
It benefits all of us.
Çünkü para olmadan bizim ekosisteme çok bir anlamı yok.
Because without money, it doesn't mean much to our ecosystem.
Çünkü mantık olarak daha fazla para harcayarak daha hızlı büyüyüp hali hazırda olan bir yeri veya olmayan bir yeri fethetmek üzerine ya bu iş.
Because logically, this job is about spending more money to grow faster and conquer either an existing place or a non-existing one.
Para olmanca pek bir anlamı olmuyor.
It doesn't have much meaning without money.
Dileğim bu olur ya hepimiz için.
I wish this for all of us.
Süper.
Super.
Çok teşekkür ederiz katılımın için.
Thank you very much for your participation.
İyi ki geldin.
I’m glad you came.
Ben teşekkür ederim ya.
Thank you, I appreciate it.
Ben çok keyif aldım.
I enjoyed it a lot.
Harika sorular.
Great questions.
Teşekkür ederim herkese.
Thank you everyone.
2024 yılında yeni konuklarla yeniden görüşmek üzere.
Looking forward to meeting again with new guests in 2024.
Kendinize iyi bakın.
Take care of yourself.
Hoşçakalın.
Goodbye.
Continue listening and achieve fluency faster with podcasts and the latest language learning research.